Tüm dünyaya yayılan koronavirüs salgını Türkiye’de de etkisini her geçen gün arttırıyor. Virüsün yayılmasını engellemek için birçok konuda önlem alındı. Bu süreçte pek çok şirket ya evden çalışma sistemine geçti ya da çalışmalarına ara verdi. Ancak inşaat şirketleri faaliyetlerine devam ediyor.
İlkses Gazetesi'nden Çağla Geniş'e konuşan İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) İzmir Şube Başkanı Eylem Ulutaş Ayatar, koronavirüs salgınına karşı şantiyelerde alınması gereken önlemlere dikkat çekti. Ayatar, “Salgın karşısında çalışanların sağlığı işverenin insafına bırakılmış durumda” diyerek kamu kurumlarının önlem almasını istedi.
İŞVERENİN İNSAFINA BIRAKILDI
Koronavirüs salgını karşısında çalışanların sağlığının işverenlerin insafına bırakıldığını söyleyen Ayatar, “Bu bir politika aslında; yasalarda yazılan kuralların denetimi gerektiği gibi yapılmazsa, konu taraflardan birinin insafına kalacaktır mutlaka. 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği yasamız var, bu yasaya göre işveren, işçilerin ve teknik personelin sağlıklı ve güvenli bir şantiye çalışmasını sağlamakla, gerekli önlemleri alıp bilgilendirmekle yükümlüdür. Ama bunun denetimin yapılması şart, burada eksiğimiz var. Bu noktada çalışanların sağlığı işverenin insafına bırakılmış durumda. Alışık olmadığımız bir süreç yaşıyoruz. Bu salgından etkilenmemek için mümkün olduğunca dışarıda olmamamız gerekiyor. Ancak bu herkes için kolay değil. Çalışma hayatına devam etmek zorunda olan büyük bir kesim var. Bu nedenle çalışma koşullarına dair alınacak önlemlerin ve bunların denetlenmesinin toplum sağlığı açısından önemi büyük. Şantiye ortamı ise hijyen koşullarının sağlanması en zor alanlardan biri. Dolayısıyla salgının etkilerine çok açık bir ortam” dedi.
HANGİ ÖNLEMLER ALINMALI?
Ayatar, salgına karşı şantiyelerde alınması gereken önlemlere ilişkin şunları sıraladı: “İşverenin koronavirüse karşı işçilerin ve teknik personelin korunabilmesi için mutlaka işyeri hekiminden ve iş güvenliği uzmanından rehberlik ve danışmanlık hizmeti alması gerekmektedir. İşyeri hekimi, çalışanlara sağlıklarını koruyabilmeleri, ailelerine de hastalığı taşımamaları, kişisel koruma, güvenlik ve hijyen önlemleri konularında bilgilendirmelidir. İş yerlerine girişte işçi, teknik personel ve ziyaretçilerin vücut ısıları sağlık personeli tarafından ölçülmeli, ateşi yüksek olanlar enfeksiyon riskine karşı işyeri hekimleri ve aile hekimlerine yönlendirilmelidir. İşçilerin ve teknik personelin sık sık ellerini yıkamaları, el sıkışma vb. fiziksel teması minimuma indirmeleri, öksürürken veya hapşırırken ağızlarını tek kullanımlık mendille veya dirseklerinin iç tarafıyla kapatmaları yönünde bilgilendirilmeleri gerekir. Kovid-19 salgını ile bağlantılı koruyucu ekipmanın doğru kullanımı hakkında işçiler bilgilendirilmelidir. Çalışanlara, görevleri arasında kendi sağlıklarını korumanın yanında diğer çalışanların sağlıklarını olumsuz etkilememenin de olduğu belirli aralıklarla hatırlatılmalıdır. Uygun ve yeterli sıhhi tesisat şantiye genelinde sağlanmalı veya kolayca erişilebilir yerlerde olmalıdır. Şantiye sahasında içme ve kullanma suyu kaynağı olarak kuyu, su deposu gibi hijyen açısından kontrolü mümkün olmayan kaynaklar kullanılmamalı, özellikle içme suyu kapalı ambalajlarda temin edilmelidir. Aynı çalışma sahasında bulaşıcılığın önüne geçilmesi için gereken güvenli mesafeyi sağlamak ve kalabalığı önlemek adına aynı anda farklı işleri yapan birden fazla ekibin çalışması mümkün olsa bile yalnızca bir ekibin çalışması sağlanmalıdır.”
SOSYAL DEVLETİN GEREĞİ
Acilen çalışma hayatına dair önlemler alınması gerektiğinin altını çizen Ayatar, “Ülkemizde ilkokulların tatil edilmesi sürecindeki hız, çalışma yaşamına yansımadı maalesef. Bu salgına karşı korumamız gerekenler çoğunlukla 60 yaş üstü ancak bu yaşın altındakilerin birçoğu da taşıyıcı konumda. Korunması gerekenle, dışarıda salgına maruz kalan kişi bir arada aynı evde yaşamak durumunda. Bu nedenle, acilen çalışma hayatına dair önlemlerin alınması gerekli. Zaten krizde olan bir ekonomimiz vardı, eminim salgın atlatıldıktan sonra daha da zor günler bizi bekliyor olacak. Dolayısıyla ekonomik anlamda muhakkak önlemler alınmalıdır ama sosyal devlet anlayışında öncelik insan olmalıdır” şeklinde konuştu.
KENDİLERİNİ SAHİPSİZ HİSSEDİYORLAR!
“Şu anda çalışma hayatına devam eden herkes çok tedirgin” diyen Ayatar, “Çünkü sadece kendisinin değil, ailesinin sağlığı da risk altında. Çalışanlara zorla ücretsiz izin için imza attırıldığı haberlerini duyuyoruz. İşverene destek varsa çalışanlar için de destek olmalı; ekonomik kayıplar öne sürülerek yapılacak işten çıkarılmaların önünün kesilmesi gerekli. Bu noktada işçiler, kendilerini sahipsiz hissediyorlar. İstekleri ise; mesai içerişinde suya sabuna daha sık ulaşabilmek, şantiye yoğunluğunun azaltılması, sağlık kontrollerinin yapılması ve bu süreçte sosyal güvence yani yasal olarak çalışmadan kaçınma hakkını kullandığında işinden olmayacağı dair bir güvence diyebilirim” açıklamasında bulundu. (Çağla Geniş / İlkses Gazetesi)
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |