POLİTİKA YEREL YÖNETİMLER GÜNCEL SPOR KÜLTÜR-SANAT DÜNYADAN EKONOMİ TÜMÜ
Erdoğan ve Özel, aynı tarihlerde New York'ta
Erdoğan ve Özel, aynı tarihlerde New York'ta
6 ve 9 yaşındaki 2 kız çocuğuna cinsel istismar
6 ve 9 yaşındaki 2 kız çocuğuna cinsel istismar
AFAD duyurdu... Akdeniz'de deprem!
AFAD duyurdu... Akdeniz'de deprem!
Karar Resmi Gazete'de: 16 ilin valisi değişti
Karar Resmi Gazete'de: 16 ilin valisi değişti
20 Kasım 2017 Pazartesi - 19:20

'Alperen davası'nda 2. duruşma raporu

İzmir'in Çiğli ilçesindeki okul servis minibüsünde unutulmasının ardından yaşamını yitiren 3 yaşındaki Alperen Sakin'in ölümünde ihmali olduğu iddia edilen sanıkların yargılanmasına devam edildi.

 Alperen davası nda 2. duruşma raporu

Karşıyaka 2. Asliye Ceza Mahkemesinde görülen duruşmanın öğleden sonraki oturumunda tutuklu sanıklar okulun kurucusu Yurdagül İşgören ve servis şoförü eşi Taner İşgören, tutuksuz sanıklar usta öğretici A.G. servis görevlisi D.K. ve okul müdürü B.G. müştekiler Alperen Sakin'in annesi Buket ve babası Serkan Sakin ile taraf avukatları katıldı. 

Duruşmanın öğleden sonraki oturumunda olayın yaşandığı anaokulu öğrencilerinin velileri tanık olarak dinlendi. 

Tanıklardan veli B.H. oğlunun 3 yıldır aynı anaokuluna gittiğini, bir gün okula gidip kameradan oğlunu izlemek istediğini söyledi. Okula gittiğinde Yurdagül İşgören'in kendisine "Çok az bekleteceğim, bayan öğretmenler var üstleri başları oturuşları uygun olmayabilir, rahatsızlık vermemek adına yukarıya haber vereceğim.' dediğini belirterek, "Yukarıya telefon açtı, daha sonra çocuğumu izlemek için monitörü izledim, oğlum sağa sola koşturma halindeydi." dedi.

Çocuğunun bir gün kendisine "Arzu öğretmen bana vurdu." dediğini belirten tanık, bu konuyu okula sorduklarında "Severken ağzının üstüne vurarak seviyorlarmış, vurma dövme gibi bir şey mümkün olamaz." yanıtını aldıklarını söyledi. 

Müşteki avukatının, "Ceza odaları gibi hadiselere tanık olmuş mu? Çocuğun kolunda morluklar var mıydı?" sorusuna tanık, "Bacaklarında ve kollarında bazı morluklar vardı, oğlumun 'Bana vurdular' gibi ifadeleri vardı. Öğretmenler 'çocukların hayal gücü çok geniş böyle şeyler anlatabilirler' derlerdi." yanıtını verdi. 

Tanık, bir avukatın "Çocuğunuzun ruhsal durumda değişiklik oldu mu?" sorusu üzerine çocuğunun karanlıkta oynamayı sevdiğini ve kendilerine şakalar yaptığını ancak sınıf değişikliğinden sonra karanlıktan korkmaya başladığını belirterek, şöyle konuştu: "Daha sonra Yeşim öğretmenin sınıfına aldılar. Bir keresinde çocuğumun çamaşırı kirlenmiş, tuvaletini yaptığı için. Kirli çamaşırlar temiz elbiselerin bulunduğu torbaya konulmuş gönderilmişti, Yurdagül Hanımı aradım. Eşim de öğretmenlerle konuştu, benim canımı sıkan ifade 'daha fazla torba gönderin, yeteri kadar torba olmadığı için olmuştur.' İşgüzar buldum bu ifadeyi. Eşime dönerek 'bu kreşte sıkıntılar var.' dememe sebep olmuştur."

"Çocuğumun top havuzuna kapatıldığını öğrendik"
Bir avukatın "çocukların hapsedilmesi gibi hadiseler"i sormasına ilişkin tanık, şunları kaydetti: "Öğretmen bana bir fotoğraf gönderdi whatsapp üzerinden. Çocuğumun top havuzunun içinde oyun oynarken uyuyakaldığını gösterir fotosunu gördüm, başta normal olduğunu düşündük. Alperen'in olayı olduktan sonra benim oğlumun top havuzunda ceza aldığını ve top havuzuna kapatıldığını öğrendik. En çok ceza alan biri olarak oğlumu gösteriyorlar. Seymen diye bir öğrenci vardı. Kendisine nasıl davranıldığını anlatıyormuş. Bir velinin ses kaydı var normal bir sohbet içerisinde çocuk hangi odaya nasıl kapatıldığını anlatmış, bodrum katına kapatıldığını söylemiş."

"Çocuklar servis aracında adeta kargo gibi gidiyorlardı"
Tanık B.H. ilk başta çocuğunun servisi kullandığını belirterek, "Çocuklar servis aracında adeta kargo gibi gidiyorlardı, servisten aldım." dedi. 

Oğlunun okula gittiği sürece konuşmada zorluk çektiğini, okulu bıraktıktan sonra oğlunun kendisini ifade edebildiğini söyleyen tanık, çocukların ifadelerinden çocukların bodrum katındaki çöplerin üstlerine yatırıldığını öğrendiklerini kaydetti. 

Tanıklardan M.B. Alperen'in vefatından 1 ay önce öğretmen açığı olduğu için çocuğunu okuldan aldığını ifade ederek, "Çocuklar altlarına kaçırıyor, Nurcan öğretmen çocuğuma afedersiniz 'sidikli' diyormuş, çocuklar da bunu bize söylüyordu, ben bu tarz konuşmalardan rahatsız oldum." dedi. 

Olay olduktan sonra oğluna okula gitmeyeceğini söylediğinde oğlunun sevindiğini belirten veli K.T. şöyle devam etti: "Neden sevindiğini sordum 'Sana kızıyorlar mıydı, vuruyorlar mıydı' dedim, 'Evet kafama vuruyorlardı, Nurcan öğretmen vuruyordu. Annecğim sopa da vardı' dedi, 'Ne sopası' dedim. 'Davul sopası Nurcan Öğretmen vuruyordu' dedi. Oğlum ara ara kolunda morluklarla geliyordu, çocuğum düşmüştür diye düşünüyordum, bu olay olduktan sonra ısrar ederek sordum, okula gitmeyeceksin dedikten sonra anlatıldı." 

Veli B.K. ise "Oğlum yemek esnasında çok konuştuğu için ceza almış, sonra depo gibi bir yere kapanmış, 'Annen baban gelene kadar buradasın' demişler. 'Bana niye anlatmadın' dedim. 'Çok korktum, annenize babanıza bu olayları anlatırsanız zaten onlar çalışıyor, sabah buraya geldiğinizde daha beter olursunuz.' dedi." diye konuştu. 

Olaydan 1 ay önce çocuğunu memnun olmadığı için okuldan aldığını belirten C.K, "Çocuğum okuldan geldiğinde su verilmediğini söyledi, ağızlarını sıkarak yemek yediriyorlarmış, zorla uyutuyorlarmış, su istediklerinde çocuğumun kafasına oyuncaklarla vurduklarını söyledi. Çocuğum eve susuz geliyordu, 'su istiyorum, kafama vuruluyor' diyordu." diye konuştu.  

Ö.Ç. de çocukların servis aracına bindirildiğinde emniyet kemeri takılmadığını iddia ederek, servis öğretmenlerinin sürekli değiştiğini ileri sürdü. 

Çocuğunun okuldan geldiğinde kolunda morluklar olduğunu ve bu durumu Yurdagül İşgören'e sorduğunu belirten Y.B. ise şöyle konuştu:

"Yurdagül Hanım bana 'o yaştaki çocukların kendilerini savunma şekli olduğunu kendisinin bu duruma müdahale edilemeyeceğini' söyledi. Servis aracına öğrenciler bindirildiğinde emniyet kemeri takılmıyordu, servis ablasını uyardım o zaman. Bir defa servis aracına bindim. Çocuklar oturmuyordu, ayakta dolaşabiliyorlardı."

Velilerden tanık M.K. ise sabah kızını servise bindirirken elinde sütlerin olduğu bir poşet olduğunu belirterek, "Alperen süt almak için elini uzattı, 'Kıyamam süt istiyor okula götürmeden ver' dedim. D.K. de 'tamam' dedi. Kızım servis aracında şoförün arkasında, Alperen de onun arkasında oturuyordu." dedi. 

Müşteki Serkan Sakin'in tanığa "Alperen'i o sabah serviste gördüğünde uyanık mıydı? Bir mahmurluk var mıydı?" sorusunu yöneltmesi üzerine tanık, "Alperen uyanıktı, sütü görünce elini uzattı." yanıtını verdi.  

Tanık anaokulunda aşçı olarak çalışan T.D. olay tarihinde anaokulunda 4 aydır çalıştığını belirterek, "Olay günü de unutulmuş serviste. Telaşlandılar. Bağırdılar. Arabaya doğru koştuk. Nurcan öğretmen aldı Alperen'i. Çocuklar çıkmasın diye içeriye aldım." dedi. 

Müşteki avukatı Şenol Diş'in olay gününe ilişkin detaylar sorması üzerine tanık, "Alperen için 'mutfakta var mıydı' diye sordular, ben de olmadığını söyledim. Bu esnada bir yoklama yapıldı mı görmedim. 112'yi arayan oldu mu bilmiyorum. Alperen'i hastaneye Yurdagül Hanım ile Nurcan Altıok birlikte götürdüler. Servis aracından çocuğu ben almadım. Aşçılık için herhangi bir belgem yok. Çocuğun yüzüne su serpmedim. " dedi. 

Müşteki avukatı Fikret Türkyılmaz'ın tanığa "kamera kayıtlarının söküldüğü ve bir poşet halinde kendisine verildiği" iddialarına ilişkin, "Torbayı bana Taner İşgören verdi. Ben de gidip Yurdagül Hanımın odasına koydum." dedi. 

Mahkeme heyeti saatin geç olması nedeniyle dinlenmeyen tanıkların gelecek celse dinlenmesine, tutuklu sanıkların bu hallerinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.

Alperen Sakin'in babası Serkan Sakin duruşma sonunda yaptığı açıklamada okulun içerisindeki kamera kayıtlarının belli bir bölümünün silindiğini belirterek, şöyle konuştu: "Kamera kayıtlarının tekrar incelenmesi için büyük bir heyete gönderilmesine karar verildi. Başından beri söylüyorum, çocuğumun serviste öldüğünü düşünmedim. Çocuk serviste ölmedi. Çocuk serviste öldüyse neden kreş içerisindeki kameralar sökülüyor? Bu kafada soru işareti uyandırıyor. Sonuna kadar yılmadan yapılması gereken neyse çalışacağız. Toplum vicdanını rahatlatmamız gerekiyor. Bir dahaki celsede her şey apaçık çıkar. Biz de çocuğumuzun nasıl vefat ettiğini biliriz en azından."

Olay 
İzmir'in Çiğli ilçesinde 15 Ağustos'ta, anaokuluna gitmek için sabah saatlerinde evden alınan ancak unutulduğu okul servis minibüsünde baygın bulunan 3 yaşındaki Alperen Sakin, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetmişti. 

Alperen'i anaokuluna götüren servisin şoförü Taner İşgören ile servis görevlisi D.K. gözaltına alınmıştı. Taner İşgören, "Dikkat ve özen hükümlülüğüne aykırı davranma ile ölüme sebebiyet verme" suçundan tutuklanmış, D.K. serbest bırakılmıştı. 
Daha sonra Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcılığınca okulun kurucusu Yurdagül İşgören ile D.K. hakkında yakalama kararı çıkarılmış, savcılıktaki ifadelerinin ardından, Yurdagül İşgören tutuklanmış, D.K. ise adli kontrol şartıyla salıverilmişti. 
İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü de idari soruşturma başlatarak, müfettiş görevlendirmişti. Küçük çocuğun ölümüne ilişkin yürütülen idari soruşturma çerçevesinde anaokulunun kapatılmasına karar verilmişti. 

Sanıklar hakkında hazırlanan iddianamade, okulun kurucusu Yurdagül ve servis şoförü eşi Taner İşgören'in 3 yıldan 14 yıla kadar, servis ablası olarak çalıştırılan D.K. ile Okul Müdürü B.G'nin 3 yıldan 9 yıla kadar, usta öğretici A.G'nin 2 yıldan 5 yıla kadar, A.S'nin ise 6 aydan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenmişti. (AA)

 
Rasim Ozan Kütahyalı'nın o sözlerine tepki yağıyor!
 
Rıza Zarrab davasında flaş gelişme
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Rasim Ozan Kütahyalı'nın o sözlerine tepki yağıyor!
Beyaz TV'de dün akşam yayınlanan 'Beyaz Futbol' programında Boşnaklara ...
Kanada'daki toplantıda fotoğraf skandalı!
Genel Kurmay Başkanı Hulusi Akar, Kanada'da yapılan 9. Halifax Uluslararası ...
İzmir'de FETÖ elebaşının avukatına 12 yıl hapis
İzmir'de FETÖ/PDY'ye yönelik soruşturma kapsamında hakkında dava açılan ...
 
NATO skandalını aydınlatan binbaşı FETÖ mağduru çıktı!
NATO tatbikatındaki skandalı ortaya çıkaran Türk kadın subay Deniz Binbaşı ...
Germiyanlılar taş ocağına karşı destek istedi
Çeşme ilçesi Germiyan Mahallesi'nde düzenlenen Çeşme Kent Konseyi Yürütme ...
PKK/PYD'den TSK'nın gözlem noktasına saldırı
Terör örgütü PKK/PYD, Suriye'nin Afrin-İdlib hattındaki TSK gözlem unsurlarını ...
 
İzmir'de Atatürk portresine çirkin saldırı!
Dikili ilçesindeki Atatürk Meydanı'nda, çeşitli etkinliklerde kullanılmak ...
Buca Belediyesi’ni sarsan ölüm!
Buca Belediye Başkan Yardımcısı Murat Işık’ın 26 yaşındaki yeğeni belediye ...
İzmir'de sağanak ve dolu kabusu!
Kentte sabah saatlerinden itibaren etkili olan sağanak yağış kentte yaşamı ...
 
RÖPORTAJLAR
ÇOK OKUNANLAR
FACEBOOK'TA GERÇEK İZMİR
TWITTER'DA GERÇEK İZMİR
YAZARLAR
Sercan Avcı
Başkanların 150 günü
ÇOK YORUMLANANLAR
Gerçek İzmir
KünyeKünye Ä°letiÅŸimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri