CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, Elazığ Maden İlçesinde bakır madeni işletmesi nedeniyle yöre halkının yaşadığı sıkıntıları, sorunları ve beklentilerini Meclis gündemine taşıdı.
Sındır, “Kadim Maden ilçemizin yerleşim alanının altında da rezerv olduğu biliniyor. Heyelan riski ve endişesi yaratılarak kent başka bir coğrafyaya taşınmak isteniyor. Maden yataklarına kar hırsıyla göz diken şirket, ilçe halkını çaresizce evini yurdunu, ata toprağını terk etmeye zorluyor. Maden ilçemizin çığlığını, gözyaşlarını ise iktidar görmezden geliyor” dedi.
“ŞİRKET SANKİ FABRİKAYI DEĞİL İLÇEYİ SATIN ALMIŞ!”
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın yanıtlaması istemiyle soru önergesini TBMM Başkanlığına sunan Sındır, “Elazığ Maden ilçemiz çok köklü bir tarihe sahip. Osmanlı döneminde belediye olan ilçe, Cumhuriyet döneminde de sosyal ve kültürel faaliyetlerle, doğal güzellikleriyle öne çıkmıştır. 1938 yılından 90’lı yıların ortasına kadar devlet tarafından işletilen bakır işletmesi yöre kalkının kalkınmasında en önemli taşıyıcı kolonlardan biri olmuş fakat 2007 yılında bakır madeni özelleştirme kapsamında bir firmaya devredilmiş ve o firmada bölgeye telafisi asla mümkün olmayacak zararlar vermiş, yaralar açmış. Yani her şey madenin özelleştirme kapsamına alınmasıyla başlamış. Kente yaptığımız ziyarette özelleştirmeyle fabrikayı devralan şirketin sanki fabrikayı değil de bölgeyi satın almışçasına davranışlarda bulunduğunu tespit ettik. Bakır çıkartmak için çok fazla dinamit patlatılmış, çıkan hafriyatlar bölgede yaşayan yurttaşların yaşam alanlarını da içine alan yerlerde binaların arkasına, doğanın ve çevrenin göreceği zarar da düşünülmeden gelişi güzel dökülmüş” dedi.
“DEVLET YURTTAŞLARINI ÖZEL FİRMAYA TERCİH EDEMEZ”
Maden şirketi tarafından gerçekleştirilen şiddetli ve sık patlamaların bölgenin tarihi yapısına ciddi zararlar verdiğini, yöre halkının evlerinde ve kamu binalarında çatlaklar oluştuğunun altını çizerek sözlerine devam eden Sındır, “2018’in başında artan şikayetler üzerine Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından işletmeye tetkik için heyet gönderilmiş. Sorumlu firmaya 6 ay içinde hafriyatları kaldırması, 3 aylık dönemlerle tetkik edilmesi ve uygunsuzluk tespit edildiği takdirde sözleşmenin feshedileceği bildirilmiş. Ama ne hikmetse bu kararlar askıda kalmış. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının yazısında belirtilen önlemlerden hiçbirisi uygulamaya koyulmadığı gibi bir de yurttaşlarımızdan ata topraklarını, bölgeyi terk etmeleri istenmiş. Elazığ Maden İlçesinde devlet yurttaşlarını özel bir firmaya tercih edemez. Bölgede hayat çekilmez hale gelmiş, sık ve şiddetli patlamalar nedeniyle heyelanlar oluşmaya başlamıştır. Bakır cevheri atıklarının döküldüğü yerde patlatılan dinamitler nedeniyle tarihi öneme sahip Selçuklu döneminde inşa edilen ve ilçenin girişini sağlayan Maden Köprüsü yıkılmıştır. 1872 yılında inşa edilen Camii Kebir cami, 1895 yılında inşa edilen tarihi Hükümet Konağı, 1899 yılında inşa edilen tarihi Saat Kulesi patlamalar nedeniyle zarar gören diğer tarihi yapılardır. Bir tarih bir kent bir kültür göz göre göre kar hırsına kurban ediliyor” dedi.
“HAKLI TALEPLERE KULAK TIKIYOR!”
Yöre halkının en büyük beklentisinin ve talebinin Maden İlçesinin tekrar eski güzel günlerine kavuşması olduğunu dile getirerek sözlerine son veren Sındır, şöyle konuştu: “kadim Maden ilçemizin yerleşim alanının altında da rezerv olduğu biliniyor. Heyelan endişesi var, denilerek kent başka bir coğrafyaya taşınmak isteniyor. Maden yataklarına kar hırsıyla göz diken şirket, ilçe halkını çaresizce evini yurdunu, ata toprağını terk etmeye zorluyor. Bu ilçe sakinlerini çok endişelendiriyor. Bölgenin havasına, suyuna, çevresine, doğasına ve hatta bölge sakinlerine bile zararı açık olan bu firmanın kamulaştırılması ivedilikle yapılmalıdır. Bölge sakinlerinin başka bir bölgeye taşınmak istenmesi söylentilerine açıklık getirilmeli ve vatandaşlarımızın bu konuda bilgilendirilmelidir. İktidar, haklı taleplere kulak tıkıyor; Maden İlçemizin çığlığını, gözyaşlarını ise görmezden geliyor.”
Sındır, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın yanıtlaması istemiyle TBMM’ye verdiği önergede şu soruları yöneltti:
1.Önergenin verildiği tarih itibariyle bölgede yaşayan yurttaşlarımızın sayısı ve ekonomik durumları nedir? İlçedeki kamu/özel çalışan sayısı ve nüfus artış/azalış oranları nedir?
2.Bölgede ki bakır madeni devletimiz tarafından çıkartıldığında hiçbir sıkıntı olmazken hatta bölgeye olumlu katkısı olmuşken, özel firmaya kiralandığında ve devredildiğinde neden olumsuz katkısı olmuştur?
3.1995-2005 yılında Beroner adlı özel bir firmaya kiralanmış olan fabrikanın çevreye ve doğaya verdiği tahribat nedir? 1995-2005 yılları arasında bölgede zarar görmüş olan kamu/özel yapı miktarı nedir? Yapılan bir şikayet/dilekçe var mıdır? Varsa yapılmış olan işlem nedir? Firmaya kesilen ceza veya yaptırım olmuş mudur?
4.2007 yılında da özelleştirme kapsamında Yıldızlar Holdinge devredilmiş olan alanda, firma tarafından bölgeye ciddi zararlar verdiği bilinmektedir. Firma hakkında tarafınıza ve/veya ilgili makamlara yapılan şikayet/talep dilekçesi var mıdır? Varsa bunlar hakkında yapılan işlem nedir?
5.Bölge sakinleri, özel firma tarafından yaşam alanlarına hafriyat döküldüğünü, sık ve şiddetli patlamalar nedeniyle heyelan oluştuğunu söylemektedir. Firmanın doğaya ve yurttaşlarımızın yaşam alanlarına gelişi güzel dökmüş olduğu hafriyata neden müsaade edilmektedir? Firmaya bu konuda uyarı ya da cezai yaptırım yapılmış mıdır? Yapılmamışsa nedeni nedir?
6.Bakır madeni işleten Yıldızlar Holding’in maden işletme ruhsatı alanının genişletilmesi için veya yeni/ek ruhsat başvurusu bulunmakta mıdır?
7.Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından 04/01/2018 tarih ve 80018 sayılı makam oluru ile mahallinde tetkik için gönderilmiş heyet raporuna istinaden, sorumlu firmanın 6 ay içinde hafriyatları kaldırması, 3 aylık dönemlerle tetkik edilmesi ve uygunsuzluk tespit edildiği takdirde sözleşmenin feshedileceği bildirilmiştir. Buna rağmen yazının uygulamaya koyulmamasının nedeni nedir? Bölgede ki hafriyat nedeniyle heyelan tehdidi devam etmektedir. Hafriyatın kaldırılması ne zaman sağlanacaktır? Bu yönde yapılan bir çalışma var mıdır?
8.Enerji Bakanlığının yazısında belirtilen önlemlerden hiçbirisi uygulamaya koyulmadığı gibi bir de yurttaşlarımızdan ata topraklarını/bölgeyi terk etmeleri istenmiştir. Bunun nedeni nedir? Devlet yurttaşlarını özel bir firmaya tercih mi etmektedir?
9.Bakır cevheri atıklarının döküldüğü yerde patlatılan dinamitler nedeniyle tarihi öneme sahip Selçuklu döneminde inşa edilen ve ilçenin girişini sağlayan Maden Köprüsü yıkılmıştır. Tarihi öneme sahip köprüye özel bir firma tarafından geri dönülmez bir şekilde zarar verilmiştir. Bunun için firmaya bir cezai müeyyide uygulanmış mıdır? İlçenin girişine köprü ne zaman yapılacaktır?
10.1872 yılında inşa edilen Camii Kebir adlı tarihi caminin minaresi de patlamalar nedeniyle zarar görmüş ve risk altındadır. Caminin korunması ve restore edilmesi için bir ödenek ayrılmış mıdır? Restorasyonu ne zaman gerçekleşecektir?
11.1895 yılında inşa edilen tarihi Hükümet Konağı da patlamalar nedeniyle zarar görmüştür. Bu nedenle kaymakamlık başka bir yere taşınmıştır. Tarihi Hükümet Konağı ne zaman restore edilecektir? Burası için ayrılmış bir ödenek var mıdır? Ödenek ayrılmamışsa nedeni nedir? Kaymakamlık ne zaman tarihi binasına kavuşacaktır?
12.1899 yılında inşa edilen tarihi Saat Kulesi de zarar gören bir diğer yapılardandır. Restorasyonu ve korunması için ödenek ayrılmış mıdır? Restorasyonu ne zaman gerçekleştirilecektir?
13.Firmanın bölgeye verdiği zarar her geçen gün artmaktadır. Bölgede ilgili kurum/kuruluşlar tarafından yapılan bir inceleme olmuş mudur? Zarar tespit çalışması yapılmış mıdır? Çok sayıda zarar gören konut ve iş yerlerinin durumu ne olacaktır? Zarar firma tarafından mı karşılanacaktır?
14.Konut ve işyerlerinin dışında bir çok kamu binası (belediye binası, okul, cami, personel lojmanları, sosyal kültürel tesisler) zarar görmüş ya da yıkılmıştır. Bunların yerine yenisi yapılacak mıdır? Yapılan bu binaların bedeli firma tarafından karşılanacak mıdır?
15.Eskiden olduğu gibi devletimiz tarafından işletilecek olan madenin ekonomimize olduğu gibi doğanın tekrar kendine gelmesi için de önemi ortadır. Bölgenin havasına, suyuna, çevresine, doğasına hatta ve hatta bölge sakinlerine bile zararı açık olan bu firmanın kamulaştırılması ne zaman yapılacaktır?
16.Bir başka iddia ise bölge sakinlerinin başka bir bölgeye taşınmak istenmesidir. Bölge sakinlerinin başka bir bölgeye taşınacağı iddiaları doğru mudur? Doğruysa bu bölge neresidir? Bölgede yaşayan yurttaşlarımız haklı olarak ata topraklarından başka bir yere taşınmak istememektedirler. Bölge sakinlerine taşınmayı isteyip istemedikleri sorulmuş mudur?
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |