Osmanlı döneminde Kıbrıs ve Suriye'de ortaya çıkan kolera salgınına karşı tedbir almak amacıyla Çanakkale'de 1835'te ilk karantina hastanesi kurulmuştu. Bu hastane daha sonra İzmir Urla'daki 350 dönümlük ada üzerine taşınarak kalıcı hale getirildi.
İzmir limanına dışarıdan gelen kişilerde bulaşıcı hastalıklar tespit edildiğinde karantina adasına getirilerek tedavisi yürütülürdü. Adadaki tahaffuzhane ve tebhirhaneye sandallarla taşınan hastaların eşyaları, etüv kazanlarında 110 derecelik buharla sterilize ediliyordu. Banyo yaptırılan hastalar dinlenme odalarında istirahat ettirilirken gemi de dezenfekte ediliyordu. Gemi yolcularında hastalık saptanamazsa, bir atlı İzmir valisine müjdeyi götürüyordu. 1933'te dönemin İzmir yöneticileri tarafından ağaçlandırılan adaya, sulama sistemi olmadığı için karadan eşeklerle su taşındı.
Sabah Gazetesi'nden Zeynel Yaman'ın haberine göre Türkiye Hudut ve Sahilleri Genel Müdürlüğü tarafından yaptırılacak restorasyon kapsamında, adadaki 16 tarihi yapı yenilenecek. 5 bin metrekarelik tarihi eserin restitüsyon, restorasyon ve mühendislik uygulama projeleri hazırlanacak. Projeleri tamamlandıktan sonra tarihi eserin aslına uygun yapımı çalışmaları başlayacak. Şu an bir kısmı sosyal tesis bir kısmı müze olarak kullanılan tarihi yapıların restorasyonunun ardından ne şekilde kullanılacağına ilgili kurumlar karar verecek.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |