Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da gerçekleştirilen Parlamentolararası Kudüs Platformu İkinci Konferansı'nda konuştu.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Kudüs davası bir avuç Müslüman'ın davası değildir. Bu dava hepimizin ortak meselesidir. Yüreğimizin yarısı Mekke, geri kalanı da Medine'dir. Bunların üzerinde bir tül gibi Kudüs vardır. Biz bunun için Kudüs kırmızı çizgimizdir diyoruz. Kudüs'ü savunmanın insanlığı savunmak olduğu inancıyla bu meseleye en güçlü şekilde sahip çıkıyoruz. Bu süreçte sizlerin ülkemize verdiği destek geleceğimiz adına da hayati öneme sahip.
KUDÜS MESAJI: SİLEMEYECEKSİNİZ
Tarihi gerçekler ve uluslararası hukuk ortadayken İsrail son 50 yıldır kasıtlı şekilde Kudüs'teki İslam mirasının izlerini silmeye çalışıyor. Silemeyeceksiniz. Bu tarihi gerçeği yok edemeyeceksiniz. 1,7 milyarlık İslam dünyasını yok edemeyeceksiniz. Müslümanlara ait toprakları, ibadethaneleri gasp ederek kültürel bir soykırım uyguluyor. Başkonsolosluk taşımak sureti ile Kudus'ün şahsı manevisini yok edemezsiniz. 1967 yılındaki Filistin haritasıyla 2018 senesindeki haritayı karşılaştırmak yaşanan kültürel soykırımı ortaya koyacaktır. İsrail'in işgal faaliyetlerini pervasızca yapabilmesinin sebebi bazı BMGK üyelerinden aldığı destektir. BMGK'nın 5 daimi üyesinin bir tanesinin iki dudağı arasında sıkışan bu dünya adil bir dünya olamaz. ABD yönetimi yanında bazı batı ülkeleri İsrail'in işgaline ses çıkarmıyor.
Birileri her eleştiriyi hemen antisetimizm yaftasıyla önemsiz hale getirmeye çalışıyor. İsrail'in şımarıklıklarına tepki göstermek asla antisemitizm değldir. Bizim tarihimzde sömürgecilik de soykırım lekesi de yoktur. 500 milyon Musevi'ye kapımızı açtık. Böyle bir millet olarak gayemiz Filistin'de kalıcı barış ve istikrarın tesis edilmesidir.
"SUUDİ ARABİSTAN BELGELERİ ALMAK İSTEDİ"
İsrail'in Kudüs'e yönelik işgal teşebbüsüne hız vermesinin sebebi de İslam aleminin içindeki parçalanmışlıktır. İstanbul'da yakın zamanda Cemal Kaşıkçı olayı yaşadık. Kaşıkçı başkonsoloslukta alçakça bir operasyonla şehit edildi. Bizi Suudi Arabistan'dan aradılar, babaya ve oğluna her şeyi anlattık. Kral bana 18 kişiyi tutukladık dedi, sayı 22'ye çekti. Tutuklamak çıkış yolu değil. Cezası bunların ne oldu? Geçen gün dışişleri bakanları açıklama yaptı, vatandaşımızı Türkiye'ye göndermeyiz diye. Aynı zat şu ifadeyi de kullandı. Yerli işbirlikçilerle bu iş yapıldı. Konuşmamda sordum, kimdir o işbirlikçiler? Açıklayamadılar ve sonra inkar ettiler. Veliaht Prens dedi ki, Kaşıkçı başkonsolosluktan çıktı. Suudi Arabistan belgeleri almak istedi. Dinletiriz ama vermeyiz. Verelim de bunları yok mu edeceksiniz. ABD geldi ve CIA dinledi. Almanya, Fransa, Kanada hepsine kim istiyorsa dinlettik. Kendi istihbarat şefi bile bu bir felaket, bu adam uyuşturulmuş diyor. Adam açık açık ben kesmesini iyi bilirim diyor. Çünkü bir morg mensubu, üst düzey asker. Bunların hepsi kayıtlarda var. Eninde sonunda denilen yere geldiler. ABD Senatosu Suudi yönetimini şimdi suçluyor.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |