Özel'in açıklamalarından satır başları şöyle:
'YENİ YÜRÜYÜŞÜN İLK GÜNÜ'
Bugün bu kötülüğe karşı demokrasiyle geldiği koltuğu bırakmak istemeyenlere karşı yeni yürüyüşün ilk günü. Bugün başlatacağımız yürüyüşle sandık görevlilerinin teker teker tespitinden, sandıkta bir oyu çaldırmamak için daha önceki deneyimlerimizle sandığı korumaktan, sonlanma aşamadına geldiğimiz partinin programını bir iktidar programına dönüştürmekten dimdik dikilecek cumhurbaşkanı adayımızı belirlemeye kadar yeni bir sürecin ilk günündeyiz.
'BİR MİLYON 600 BİN KİŞİYLE CUMHURBAŞKANI ADAYI BELİRLEYECEĞİZ'
Bugün başlıyoruz. Önümüzdeki süreç içerisinde tüm hazırlıklarımızı tamamlayarak daha önce de dediğimiz gibi 2025 yılında sandık geliyor, biz hazırız demek için bugün başlıyoruz. Adayı bir partinin genel başkanı olarak ben değil partinin meclisi olarak seçilmiş organımız değil hepimiz ama sayıları bir milyon 600 bine yaklaşan cesur yürekle birlikte belirleyeceğiz. Ben cumhurbaşkanı adayımı belirlemek istiyorum diyen herkese söylüyorum bugün ilk gün.
'PARTİ KONGRESİ ÜLKENİN YASININ ÖNÜNE GEÇTİ'
"Geçen hafta hepimizin yüreğini dağlayan bir süreçte ne partiye katılım ne grup toplantısı düşünebilirdik. Tereddüt etmeden toplantımızı iptal ettik. Grubumuzu Kartalkaya'ya gönderdik. Biz de Kartalkaya'ya doğru hareket ettik. Rakamın 60'ın üzerinde olduğunu biliyorduk, ama yetkililer açıklasın dedik.
Biz bunu öğrendikten saatler sonra gerçek rakamlar açıklandı. Neyi bekliyorlardı? Rakam 78, 36'sı çocuk ve beklediğimiz bir partinin Ankara İl Kongresi. Başka bir partinin rozet töreni. O an hepimiz nasıl bir muhataplık içinde olduğumuzu anladık. Bir partinin kongresinin bir ülkenin yasının önüne geçebildiğini öğrendik.
'SORUMLULUK BAKANLIKTADIR'
Kendi dönemlerinin verdiği onay belgesini, bizim belediyemizi karalamak için belge olarak açıkladılar. Meseleye başından beri böyle bakıyorduk, böyle bakmaya da devam edeceğiz. Ama bir yandan algı operasyonu yapmaya çalışanlar, yangından 36 saat sonra belediyemizi zan altında bırakmak için 2007 tarihli AK Parti döneminde verilen bir belgeyi servis ettiler.
Bu rezillikleri ortaya çıkınca bu kez cepheden doğru haber versin diye Gazi'nin kurdurduğu Anadolu Ajansı'nı hepimizin maaşlarını vergileriyle ödediğimiz TRT'mizi alet ederek yangın, otelin dışında, otelle bağlantısı olmayan 70 metrekarelik kafeteryayı yangının çıktığı ve Bolu Belediyesi'nin ruhsat verdiği lokanta diye anlatarak, servis ederek yeni bir algı operasyonuna giriştiler.
Gerçek; Bolu Belediyesi'nin geçen ay, bir ay önce 9 kriterden sekizini tutturmayan otele uygunluk belgesi vermemesidir.
Gerçek; 2007 yılında AK Partili belediyenin verdiği uygunluk belgesiyle 2019'a kadar kanunda yazmadığı, görevi olmadığı için AK Parti Belediyesi'nin 12 yıl o oteli denetlememiş olmasıdır.
Gerçek; söz konusu alanın Milli Park olması, Milli Park alanına yangın söndürmeye bile gitmenin belediye tarafından izne tabi olması, oraya girişin bile yasak olması, söz konusu bölgenin turizm bölgesi olması, otele işyeri açma ve çalışma ruhsatını Bolu Valiliği'ne bağlı İl Özel İdaresi'nin otele turizm işletme belgesini Turizm ve Kültür Bakanlığı'nın vermesidir.
Bu iki belgeyle faaliyetine devam etmesidir. Ve bir sorun tespit edildiğinde otelin faaliyetini durduracak olanın da, bizzat Turizm ve Kültür Bakanlığı olmasıdır.
BAKANA 'KORSAN' RAPOR CEVABI
O raporu ben aldım, ilgili sayfalarını sosyal medyadan paylaştım. Adalet Bakanı'nı aradım telefona çıkamadı. Cumhurbaşkanı Yardımcısına ulaştım, suçlu olmayanlara suç atmaya çalışıyorlar. Elinden geleni yapacağını söyledi, kendisinin insafına emanet ettim. telefonlarına çıkmayan Bakan 'korsan rapor' demeye kalktı. Yalan diyemiyor, korsan diyor.
Yetkilendirilmemiş biri rapor yazarsa korsan olur. Bu 7 kişi Bolu Başsavcılığı tarafından belirlenen bilirkişiler. Onların raporuna korsan diyemezsin. Adalete karşı korsanlık faaliyeti yürüten Adalet Bakanı'ndan başkası değildir.
Rapor korsan olmadığına göre ele geçiriliş yöntemine korsan diyor olabilir. Zorla ele geçirilirse ona korsanlık denebilir. Facianın sorumlularını belirten bu rapor kimsenin malı değildir ki ele geçirişimiz korsanlık olsun. Adaleti çalmanıza izin vermedik.
ADALET BAKANI TELEFONU AÇAMADI
Bizlere telefon yağdı. Bilirkişiler ve yakınları dedi ki 'Raporu hazırladık, teslim almıyorlar.' Belediyeyi yazmamışsınız, Bolu Belediyesi'ni ilave edin. Bakanlığı çıkarın. Yangının lokantadan çıktığını yazmışsınız; dördüncü kat detayını çıkarın. Biz buna imza atmayız dedik. O raporu aldık ve ilgili sayfalarını sosyal medyada paylaştım. Kendi şahsi onurlarına sahip çıkan 7 bilirkişi imzayı dedikleri gibi atmadığı için el çektiririz dediler. Ardından iki bakanı hızla aradım. İçişleri Bakanı için 'Malatya'da saha çalışması yapıyor, aradığınızı ileteceğiz' dediler. Adalet Bakanı her aradığımda açtığı o telefonu açamadı.
'AL SANA KORSANLAR'
Cumhurbaşkanı yardımcısına ulaşıp her şeyi anlattım. Ucu bakana gitti diye durduruyorlar. Suçlu olmayana suç atmaya çalışıyorlar. O bilgiyi cumhurbaşkanı yardımsıcısının bilgisine, insafına emanet ettim. O sırada gördük ki telefonlara çıkmayan bakan rapora korsan demeye kalktı. Yalan diyemiyor, korsan diyor. Yetkilendirilmemiş birisi korsan rapor olur. Öyle mi adalet bakanı? Al sana korsanlar! Adalete karşı korsanlık faaliyeti yürüten Adalet Bakanı'ndan başkası değildir.
'SAĞLIK BAKANI İSTİFA ETTİ Mİ BEN EDEYİM'
'Bakan Ersoy, Sağlık Bakanı'na istifa ettirdi de bana mı ettirecek? Hani ne oldu Yenidoğan Çetesi?' diyormuş. Bugün kendisini görevden alırsam yangının benim atadığım bakanın sorumlu olduğunu kabul etmiş olurum. Kabine revizyonunda değiştirelim. Sonra da gazetelerde yangından değiştirildi dersiniz, partinin sırtına yük vurmamış oluruz. Lanet olsun partinizin çıkarına da, sarayınıza da! Böyle günlerden geçiyoruz.
'15 TEMMUZ'DA BAHÇELİ SOKAĞA ÇIKMAYIN DEDİ'
Bahçeli dün Ekrem Başkan'ıma 4 sayfa yazmış. Dört sayfa. Bugün sayfalarca hakaret, istifa. Ben Bahçeli'nin söylediği, bana söylediği her şeyi yırtıp atarım.
Ama bugün iki şey söylemiş onu tarih önünde cevapsız bırakmam. Bir, 15 Temmuz'dan ders almayanlara sesleniyormuş Sayın Bahçeli.
Yüreğiniz yetiyorsa çıkın sokağa da görelim. Ateşle oynama merakınız nüksettiyse deneyin ve boyunuzun ölçüsünü alalım. 15 Temmuz akşamı ders almayanlara yüreğiniz yetiyorsa yine çıkın sokağa diyor.
Bakın, birazcık utanmak, kurumsal hafıza hiç olmazsa bir ar olur, bu lafları etmez de unutulsun diye tarihe bırakırsın. 15 Temmuz akşamı hatta 16 Temmuz olmuş saat 2. Bu kardeşiniz meclis kürsüsüne çıkıp da millet yeni bir görev varana kadar ana muhalefetiz.
Seçilmiş parlamentonun arkasında, darbecilerin karşısındayız dedikten saatler sonra Bülent Tezcan, Bülent Tezcan CNN Türk canlı yayınına arkadaki genel kurul salonundan bağlanıp AK Partili Ayşe Keşir'in telefonundan şimdi demokrasiye sahip çıkmanın tankın üstüne çıkmanın, meydanlara çıkmanın zamanıdır dedikten saatler sonra o kürsüden Tekin Bingöl, Levent Gök her birisi ayrı ayrı sokağa çıkın darbeye karşı direnin dedikten saatler sonra 15 Temmuz'da sokaklarda 'ders almayanlar çıksın sokağa boyunun ölçüsünü yine alalım' diyen Bahçeli bakın hangi açıklamayı yaptı.
'KİMİN KOLTUK DEĞNEĞİ OLDUĞUNU GÖRSÜNLER'
İnanmayan burada oturan bütün basın emekçilerine söylüyorum. An itibariyle MHP'nin internet sitesinde bu bildiri var. Bakın Devlet Bahçeli ne diyor?
'Halkın sokağa daveti, Türk askeri ile muhtemel bir çatışma içine girmesi vahim bir tehlike olarak önümüzde durmaktadır.' Devlet Bahçeli söylüyor: 'Bilhassa milliyetçi ülkücü hareketin provokasyon ve ajitasyonlara karşı teyakkuzuyla birlikte sokaklara çıkarak iç savaş şartlarına hizmet etmesi düşünülemeyecektir. Hiçbir dava arkadaşım karanlık sürecin tarafı olmayacaktır.'
Ey Sayın Bahçeli! 15 Temmuz akşamı sokaklarda dersinizi verdik diyorsun ya. 15 Temmuz'da FETÖ'ye dersini veren kahramanlara saygıyla önünde eğiliyorum. O iradenin arkasında duran bir tanesi bile darbeci Fettullah'tan medet ummayan, en rahatsız olduğu Erdoğan'a bile darbe yapıldığında demokrasiyi savunan kahraman Cumhuriyet Halk Partililerin yediği yakasına döktüğü senin yediğinden fazladır. Onların yakasına döktüğü senin yediğinden fazladır. Sen mi sokakta hesap sormuştun?
Kimin kahraman kimin sonradan eklenmiş koltuk değneği olduğunu, kimin hangi taraf güçlüyse o taraf durumu aldığını görsünler.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |