'Seçim' ve 'Örnekköy' tartışması: Hızal'ın çıkışlarına Aydın'dan tek tek yanıt!

GERÇEKİZMİR - Büyükşehir Belediye Meclisi Haziran ayı olağan ilk oturumu Başkanvekili Mustafa Özuslu idaresinde gerçekleştirildi. 

Kültürpark’taki meclis salonunda gerçekleşen oturuma açılıştaki seçim tartışması ve gündem dışı bölümde Örnekköy’deki dönüşüm alanında yaşanan ‘hatalı beton ve demir imalatı’ tespiti sonrası alınan yıkım kararının gündeme getirilmesiyle yaşanan tartışma damga vurdu. 

OTURUMDA NELER YAŞANDI? 

Oturum grup başkanvekillerinin geride kalan Cumhurbaşkanlığı ikinci tur seçimi üzerine mesaj vermesiyle başlarken, CHP ile AK Parti arasında gerilim yaşandı. 

İlk sözü alan CHP Grup Başkanvekili Murat Aydın konuşmasında, “Mayıs ayında iki turlu bir seçim süreci yaşadık, hem parlamento yenilendi hem de Cumhurbaşkanlığı seçimleri yapıldı. Seçmenin karşısına çıkıp aday olan,     bu şekilde topluma karşı fikirlerini dile getiren, bu anlamda cesaret gösteren, seçilen seçilmeyen tüm adaylara, siyasi parti örgütlerine, seçimlerde görev alanlara, saha görevlilerine demokrasiye gösterdikleri bu bağlılık ve katkı nedeniyle CHP olarak şükranlarımızı sunuyoruz. İzmir’de seçim sürecinde kimi olumsuzluklar olsa da genel olarak sürecin doğru bir şekilde yönetildiğini ve sürecin sonunda halkın oylarının sandığa yansıması konusunda herkesin emek koyduğunu biliyoruz. Bu seçim sonuçlarının da ülkenin daha güzel sonuçlar elde etmesi konusunda bir vesile olmasını diliyoruz. Elbetteki parlamentodaki dağılım önümüzdeki süreçte siyasal tartışmaların içerisinde olacak. Biz de burada zaman zaman şehrimize yönelik yansımalarına dair görüşlerimizi dile getireceğiz. Ama 200 yılı bulan demokrasi çabası, 100 yılı bulan cumhuriyet deneyimi konusunda Türkiye’nin bir eşiği daha aştığını ve demokrasimiz adına bunun da bir kazanım olduğunu düşünüyoruz” dedi. 

HIZAL’DAN ‘SEÇİM MESAJLARI’ ÇIKIŞI! 
CHP’li Aydın’ın ardından söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal ise seçimi kazanan AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı grubu adına tebrik ederken, CHP’yi Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve CHP İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’nun seçim süreci ve sonrasında söylemleri üzerinden eleştirdi. AK Partili Hızal, “Dönem dönem burada dönem dönem başka yerlerde yapılan konuşmalar oldu. Sayın Tunç Başkan keşke burada olsaydı, ‘İktidarın belediye başkanı olacağım, gidiyorsunuz, yargılanacaksınız’ gibi ifadelerin milletin iradesine sandık öncesinde gem vurmaktan başka bir şey değil. Tabi seçim bir takım manipülatif söylemler ya da anketlerle kazanılmıyor. Seçim milletin iradesiyle kazanılıyor. Milletimizin 28 Mayıs’ta yapılan ikinci tur seçiminde iradesini ortaya koyarak 21 yıldır ülkeyi yöneten anlayışı yeniden başımızda görmek istedi. Ama şu ifadeler içimizi acıtmıyor değil. Biz AK Parti olarak seçmeni hiç bir zaman kırsal ya da kentli diye ayırmadık. Dolayısıyla ‘Kentli seçmen demokrasi yönünde oy kullandı, kırdaki seçmen 500 liraya tamah etti’ ifadesi doğru değil. Yine ‘Seçim sadece İzmir’de yapılsaydı bir kazanırdık’ ifadesi de 81 vilayetimize haksızlık. Ve önümüzdeki bir yerel seçim var. Yine demokratik bir yarış yapılacak, kim kendini vatandaş nezlinde doğru ve net anlatabilirse o seçimin sonunda da bir karar verilecek” diye konuştu. 

AYDIN: BU KONUŞMA BİÇİMİN YAKIŞTIRAMADIĞIMI SÖYLEMEKLE YETİNEYİM
CHP’li Aydın, AK Partili Hızal’ın bu mesajlarına, “Sayın Hızal’ın söylem ve tarzına ne söylemem gerektiğini düşünüyorum, bulamadım çünkü bulduğum sözler bu meclise yakışmaz, kendisine hiç yakışmaz, bana zaten yakışmaz. Bir demokratik mücadele sonucunda bu mecliste bulunan her siyasetçi gibi ben de nezaketle seçim sonuçlarını değerlendirmek istiyorum ama burada doğru olmayan birşeyi söylemek kendilerine yakışmaz. Sayın Soyer burada kimse için ‘Yargılanacaksınız’ cümlesini kullanmadı. Sayın Soyer’in ismini zikredip arkasında bu cümleyi sanki o söylüyormuş gibi söylemek kendisine yakışmaz. Sayın Genel Başkanımızın sözlerini burada seçim nezaket konuşmasında değiştirerek hiç yakışmaz. Sayın İl Başkanımız üzerinden burada polemiğe girmek bir seçim sonrası için yapılmış nezaket konuşmasının çerçevesine hiç uymaz. Çok açık söylüyorum burada tüm çelişkilerimize rağmen birbirimizi nezekatle dinleyeme ve anlamaya çalışıyoruz. Bu konuşma biçimini ve bu tarzı Sayın Hızal’a yakıştıramadığımı söylemekle yetineyim” yanıtını verdi. 

Tartışmada son sözü alan Hızal ise şunları kaydetti: Ben siyasi bir eleştiri ortaya koydum. Seçim değerlendirmesi yapıyoruz, bu eleştirileri ortaya koyarız. Sayın Tunç Soyer’in benim de belediye başkanım olduğunu söyleyerek ama farklı siyasi partilerde siyaset yapmamız münasebetiyle kendisini eleştirmem gayet doğal ve doğrudur. Ama beni nezaketsizlik noktasında eleştirmeye çalışan Sayın Aydın bugün Türkiye Cumhuriyeti’nde 27.5 milyon oy almış Cumhurbaşkanı’na ‘Benim Cumhurbaşkanım değil’ diyerek nezaketsizlik göstermiş birinin bana nezaket dersi vermesi de son derece manidardır. 

HIZAL’DAN SERT SÖZLER: BÜYÜKŞEHİR ‘DEMİR HIRSIZI’ DAMGASI YEDİ! 
Gündem dışı bölümde söz alan AK Partili Hızal, Büyükşehir Belediyesi’nin Karşıyaka-Örnekköy’de çalışmalarını organize ettiği ve inşaatı devam eden kooperatif inşaatında “hatalı beton ve demir imalatı” tespit edilmesi ve mühürlenen bina için yıkım kararı alınması konusun gündeme getirdi. AK Parti Grup Başkanvekili, “İzmir gibi bir şehirde dönüşümün temel sebebi depremdir. Amaç da vatandaşların daha sağlıklı konutlarda oturmasıdır. Ama yakın zamanda İzmir’de çok büyük bir skandala imza atıldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi 150 yıllık tarihindeki en büyük ve tek skandala imza attı. Bu mecliste dönüşüm tartışmaları devam ederken önümüze bir önerge geldi. Bu önergede işin hızlandırılması adına İZBETON’a dönüşüm faaliyetleri yetkisi verilmesi talep ediliyordu. Biz de ‘İşin önünü açmak adına oy birliği veriyoruz. Ama kafamızda bir takım soru işaretleri var’ dedik. Sonrasında dönemlerde gördük ki bu iş sağlıklı yürütülmüyordu. Büyükşehir Belediye Meclisi’nin verdiği yetki o günlerde kötüye kullanılmaya başlandı. Bu işi yaptırma adına birilerinin apar topar kooperatif kurarak bu işi nasıl aldığı hala muamma... Burada bunları defalarca dile getirdik. Hukuki dayanaktan yoksun olduğu söyledik, sözleşmeleri görmek istedik. Hatta ve hatta Sayın Başkan’dan o sözleşmeleri bizzat talep ettim. ‘En geç yarın ya da bir sonraki gün verilecek’ dendi, ama verilmedi. Ben de bu kürsüden ‘Siz birşeyler saklıyorsunuz’ dedim. Ve ne oldu? İzmir Büyükşehir Belediyesi demir hırsızı, beton hırsızı damgası yedi. 150 yıllık kurumun geldiği nokta! Dönüşüm yapacak, demir eksikliğinden dolayı o inşaat mühürlenecek! Buna ne derler, demir ve beton hırsızlığı derler. Ve bu olay bir milletvekilimiz bir tweet attığında ortaya çıktı. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin bir dönüşüm inşaatı başka bir belediye tarafından mühürleniyor ve sonrasında bir açıklama yapılıyor, deniyor ki, ‘Bir iletişim kazası!’... Kamunun yaptırdığı inşaatı kamunun mühendisleri kontrol edecek. Mühendisler gitmiş, eksik hususları tespit etmişler. ‘Bunlar düzeltilmeden buraya beton dökmeyiniz’ demişler. Bu denetimler devam ederken bir bakmışlar beton mikserleri beton dökmeye başlıyor, mühendis arkadaşlar da tutanağı tutuyor. Bu işi yapanlar bu cüreti nereden buluyorlar? Bu cüret nereden bulunuyor söyleyeyim. Gaziemir’de Genel Başkanınıza temel attırdığınız alanla ilgili zemin raporunu burada söylemiştim. Peki ne oldu? Bu işi verdiğimiz İZBETON’un genel müdürü, şuan CHP İl Başkanı olan o dönem de bütün kooperatiflerin koordinatörü olan kişi Gaziemir’deki kooperatif başkanı ne yaptı? Bürokratlara ‘Bu raporu düzeltin’ diye baskı yaptı. İşte bugünkü cüret de oradan geldi! Biz İZBETON’a bir yetki verdik ve o yetki kötü kullanılıyor. O yetkiyi kötü kullanan kişiler bugün kendi siyasi ikballeri için İZBETON’u da kullanıyor, Büyükşehir Belediyesi’nin kurumsal yapısını da kullanıyor. Bu ayıp da CHP’ye yeter” ifadelerini kullandı. 

AYDIN’DAN ELEŞTİRİLERE TEK TEK YANIT 
‘Örnekköy’ eleştirilerine yanıt veren CHP Grup Başkanvekili Aydın ise yaptığı konuşmada şunları söyledi: ‘Skandal, skandal’ diye konuştular, içinden kaç cümle çıkarabilirim diye baktım, 4 cümle bulabildim. ‘Sürekli kontrol edilmeli’ dediler. Evet zaten öyle yapıyoruz, bu eksikliği 300 metrekare de olsa 500 metrekare de olsa o yüzden buluyoruz. O yüzden orada denetime giden kamu görevlisi arkadaşlarım inatla o hatalı işlemi tespit ediyor. ‘Bina sağlam olsa bile insanlar bu söylentiden dolayı panik olur’ dediniz. O zaman yapmayın bu söylentiyi! İzmir Büyükşehir Belediyesi 8 şantiyede, 800 bin metrekare inşatta 6 bin bağımsız bölüm yapıyor. Her santimini denetleyerek yapıyor. Bahsi geçen Örnekköy’de 5 ayrı etapta yapıyoruz bu çalışmayı ve 3.etapta 48 bin metrekare inşaat yapıyoruz. Burada bahsedilen şey bir hesaplama yöntemine göre 300, bir hesaplama yöntemine göre 500 metrekarelik bir imalat. Tabi kendi yaptığınız şeyi denetleyip bunu açıkça tespit etmeye alışık değilsiniz. Ört bas etmeye alışıksınız çünkü. İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ‘çaldınız’ demek sizi küçültür. Büyükşehir Belediyesi bu yaptığı tespiti o kadar ince ayrıntıyla yapıyor ki, bir sütundaki ya da krişteki eksikliği bile tespit edip başında duruyor. Ve aykırılık şu, kontrol eden arkadaşım gidiyor, burada şunlar eksik, bize haber verin diyor. Tamamlandığı söyleniyor geliyor, tamamlandığı tespit edilmeden beton döküldüğünü görüyor ve bunu da yazıyor tutanağa. Bunun üzerine de bununla ilgili gerekli işlemi yapıyor. İzmir Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi olarak ‘İzmir Büyükşehir Belediyesi demir çalıyor’ lafını size aynen iade ederim. Bu ülkede kimin hırsızlık yaptığını bu ülkenin yurttaşları bilir. Kimin yandaşlar üzerinden iş yaptığını, kimin kooperatif yöneticilerinin kime yakın olduğunu sayan arkadaşım burada kamuda iş alanların kime yakın olduğunu bilir. Yapmayın! Bu size yakışmaz. 

Aydın ardından şu bilgileri verdi: 8 şantiyede 800 bin metrekare inşaat yapıyoruz. Bu inşaatların tamamını 3 kademeli olarak denetliyoruz. İş yapan, hata yapar. Peki yapılan hataya karşı kurumun refleksi nedir? Örtbas etmeyi mi seçmiş gereğini yapmayı mı? İzmir Büyükşehir Belediyesi tutanağını tutup gereğini yapmış. ‘Bir milletvekilimiz ortaya çıkardı’ diyorlar. 24 Mayıs arkadaşlar bu olayın tutanak tarihi. Kimsenin birşey ortaya çıkardığı yok. Mal bulmuş maribi gibi olayın üstüne atlatınız ama buradaki tartışma basit. Bir taşeron firma imalatında hata yapmış, kontrolörümüz tespitini yapmış ve inşaatı mühürlemiş. İlk başta, ‘İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin şirketinin yaptığı inşaatı Karşıyaka Belediyesi mühürlemiş. Bunların arasında bir mesele mi var?’ dediler. Önce iki gün böyle dolandılar. Sonra gördüler ki Karşıyaka Belediyesi İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin başvurusu üzerine mühürlemeyi yaptı. Ondan sonra başka bir hikaye. Sayın Milletvekiliniz bu açıklamayı yapmadan önce, 27 ya da 28 Mayıs’ta bundan bilginiz vardı zaten. O gün duymadınız bu olayı. Çünkü bu meclisi beklediniz, bu meclis öncesi haberi köpürttünüz, provakasyon yapıyorsunuz. Sabaha kadar bağır çağır! Bu tartışmanın sebebi şu, bunu herkes bilsin. Yapılan şeyin yalan ve iftira olduğu yüzlerine vurulunca burada polemik yaratmak. Öyle milyon metrekarelik alanlarda yapılan haksızlıkları tartıştığımız zaman tek laf etmediniz, burada bizim tespit ettiğimiz bir hatayı yüzümüze vurmaya çalışıyorsunuz. Büyükşehir Belediyesi 800 bin metrekare inşaatta santim santim inceleme yapıyor. Ve yapılan imalat hatasını da kendisi tespit ediyor ve yasal gereğini ilçe belediyesine bildiriyor. ‘Bu bizim belediyemizin şirketi, Karşıyaka Belediyesi bizim partimizin belediyesi’ falan da demiyor! Burada dikkat çekilecek şey bu! Bu kadar gürültü kopardıkları şey bu! İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin konuya gösterdiği hassasiyet hepinizin önünde. Tespiti yapan bir başkası değil, Büyükşehir Belediyesi! Mühürleme işlemi için yazı yazan Büyükşehir Belediyesi! Yıkılmasını talep eden Büyükşehir Belediyesi! İzmir halkına yaşatmak zorunda kaldığımız tüm bu hırgürün özeti bu!