İzmir’de 13 yıl önce ortaya çıkan tehlikeli atık ve radyoaktif maddeler hala temizlenmedi. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu Gaziemir’deki eski kurşun döküm fabrikasının 70 dönümlük bahçesinde 100 bin ton nükleer atık tespit etmişti. Ölçümlerde radyasyon miktarı normal değerin 219 katı çıkmıştı. Uzmanlar, tehlikeli atıkların toprak, hava, suya karışarak hala ölüm saçtığını belirtirken, İzmir’deki çevre savunucuları ve meslek örgütleri atıkların bulunduğu Emrez Mahallesi’nde ortak basın açıklaması düzenledi. Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda ve belediye meclis üyelerinin de destek verdiği açıklamada, atıkların bölgeden temizlenmesi için yetkililer bir kez daha göreve çağrıldı.
BÖLGEDE SAĞLIK TARAMASI YAPILDI MI?
Grup adına basın açıklamasını okuyan Gaziemir Çevre Platformu Yüksel Keleş, “Bizler Çernobil felaketinin yıldönümünde İzmir’in Çernobil’i Olan Gaziemir’i unutanlara hatırlatma sorumluluğunu taşıyoruz. 12 yıl içerisinde ilgili tüm merkezi ve yerel idareler tarafından sorumluluğu alınmayan, sürecin yazışmalar, raporlar, davalar ile bugüne geldiği, ülkemiz tarihinin en büyük çevre cezasının kesilmesi işleminin yapıldığı, ancak tahsilinin gerçekleştirilemediği, ÇED süreci bile doğru işletilememiş ve gelinen noktada alanda hala nükleer atıklar ile baş başayız. Güvenlik kültürünün gelişmediği ülkemizde, İzmir Gaziemir‘deki eski kurşun fabrikasından kaynaklanan radyoaktif kirlilik halen temizlenmemiştir. Bizler sağlıklı kentlerde yaşama hakkımızı savunan Nükleer Karşıtı Platform İzmir Bileşenleri olarak Gaziemir’i birlikte takip ettiğimizi bir kez daha yineleyerek cevabını alamadığımız sorularımızı bir kez daha ilgililere soruyoruz. Gaziemir`de depolandığı anlaşılan radyoaktif ve zehirli maddelerin bölgeden uzaklaştırılması konusunda neler yapılmıştır? Ülkemize girişi yasak olan nükleer atıkların bölgeye nasıl geldiği konusunda çalışmalar nelerdir? Bölgeden uzaklaştırılacak atık miktarı nedir nerede bertaraf edilecektir? Firmaya kesilen çevre cezası ile ilgili süreç nedir? Bölgede sağlık taraması ve izleme çalışması yapılmış mıdır? Sürecin sorumluları hakkında yürütülen hukuki süreç ve çalışmalar nelerdir? Yerel yönetim seçimleri sürecinde kentimizi yönetme görevini devralan Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e Seferihisar’da yürüttüğü çevre ve yaşam mücadelesini; İzmir kenti ve İzmirlilerin Çernobil’i olan Gaziemir İçin de yürütmeye davet ediyor, Başta Tunç Soyer olmak üzere Karabağlar ve Gaziemir Belediye Başkanlarını da yerellerindeki bu sorunu çözmek ve sorumlularının gereğini yapmak üzere mücadeleye davet ediyoruz” dedi.
YETKİLİLERİ GÖREVE ÇAĞIRDI
Eyleme destek verenler arasında yer alan Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda, şunları söyledi: “İlçemdeki bu soruna sahip çıktığınız için teşekkür ediyorum. Atıkların tespitinin üzerinden 13 yıl geçti. Ne yazık ki toplumun çevre bilinci yöneticilere yansımamış. Bu sorunun çözülmesi için bugüne kadar hiçbir adım atılmış değil. Burada tespit edilen atıklar nükleer santrallerdeki uranyumun ayrıştırılması için kullanılan bir madde. Yani ülkemizde bulunmuyor! Buraya nasıl geldiği belli değil. Görüyoruz ki atıkların bertarafı için hiçbir adım atılmıyor. Bu atıklar buraya nasıl geldi, kesilen cezalar tahsil edildi mi? Hiçbirinin cevabını bilmiyoruz. Hepsini şiddetle kınıyorum. Vatandaşlarımız adına başta Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olmak üzere yetkilileri göreve çağırıyorum.”
AİHM’E BAŞVURU YAPACAĞIZ
Elindeki cihazla alanda radyasyon ölçümü yapan EGEÇEP Avukatı Arif Ali Cangı, “Radyasyon değeri 0.100'den başlıyor 0.220'ye kadar çıkıyor. Radyasyon oranı sürekli değişiyor burada. Ancak günümüzde radyasyonun her miktarının zararlı olduğuna dair bir kabul var. Her bünyeyi farklı etkiliyor. İnsanlar bunun çevresinde yaşıyor. Ne yapıp edip bu atıkların buradan uzaklaştırılması gerekiyor. İnsanların sağlığını korumak için buna ihtiyacımız var. İzmir Büyükşehir Belediyesi, Türkiye Atom Enerji Kurumu (TAEK) ile görüşerek bu atıkların gönderilmesini sağlayabilir. Burası hepimiz için bir sınavdır. Bunu halledemezsek ve bir de nükleer santraller gelirse vay halimize. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvuru hazırlığı içindeyiz. Sonuç çıkar veya çıkmaz ama mahkemeleri beklemeden bu meseleyi çözmemiz gerek” diye konuştu.
ÇOCUKLAR ATIKLARIN İÇİNDE OYUN OYUNUYOR
Atıkların çevreye verdiği zarara değinen Ermez Mahalle Muhtarı Ramazan Arslanalp, “Bu nükleer atık yurtdışından getirilip burada getirildi. Bir anımı sizinle paylaşmak istiyorum. Yurtdışından bilim insanları geldi. Cihaz ile ölçüm yapmasıyla kaçması bir oldu. Burada yaşanılmaz dedi. Yakınımızda okul var. Bu olayı yıllardır kimse çözümlemedi. Çocuklar içinde oynuyor, hayvanlar otlatılıyor. Bu atıkların biran önce kaldırılması lazım” ifadelerini kullandı.
NE OLMUŞTU?
Gaziemir’in Akçay Caddesi üzerinde 1940 yılında kurulan Aslan Avcı’ya ait kurşun ve döküm fabrikasında, Türkiye’de bulunmayan nükleer çubuklar (Europium 152) getirilerek kurşun ve gümüş geri dönüştürülmüş, bu işlemlerin ardından kalan tehlikeli atıklar rastgele etraftaki araziye gömülmüştü. İzmirlilerin yüreğini ağzına getiren bu vaka üzerine Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’nun olay yerinde yaptığı incelemede 2007 yılında korkunç gerçek gün yüzüne çıkmıştı. 70 dönümlük arazide radyoaktif ve tehlikeli atık miktarının yaklaşık 100 bin ton olduğu saptanmıştı. Bunun üzerine arazi tel örgülerle çevrilerek ‘radyasyon alanı’ olduğu belirtilen uyarı levhaları asıldı. Fabrika sahipleri 2010 yılında fabrikayı kapatarak tesisi metruk halde bıraktı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, yasa dışı faaliyette bulunarak çevreye ve halk sağlığına ölümcül zararlar veren sorumlu şirkete 5.7 milyon TL para cezası kesildiğini açıkladı. Fakat şirkette böyle bir ceza parası alınmadığı öğrenildi. Aslan Avcı’nın radyasyon nedeniyle ölümünden sonra şirket yönetimini devralan yabancı uyruklu torunları, isim ve yer değişikliğine giderek, Torbalı’da Heper Metal Döküm Sanayi A.Ş. adıyla tesis açtı. Denetim yapmayan ve görevi ihmal eden yetkililer ile ilgili de hiçbir yasal işlem yapılmadı. Gaziemir’deki metruk fabrika kaderine terk edildi.
13 YILDIR ÇÖZÜME KAVUŞMADI
Nükleer çöplük olarak anılan Gazmiemir’deki sahanın temizlenmesi için çalışmalar, olgunun ortaya çıkmasının üzerinden 7 yıl geçtikten sonra başlatılmıştı. ÇED raporu olmadan girişilen temizlik çalışması nükleer atık bertarafında hiçbir uzmanlığı olmayan Turanlar A. Ş.’ye verilmişti. Şirket 1 yıl dolmadan ödenek alamadığı gerekçesiyle çalışmaları bıraktı. 2017’de tartışmalar arasında ÇED raporu çıktı, fakat hiçbir somut adım atılmadı. Uzmanlar, nükleer atıkların toprak, hava, suyu kirletmeye ve tüm canlılara ölüm saçmaya devam ettiğini vurguluyor.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |