Seferihisar’da şam tatlısıyla ün salan Erol Usta’nın 60 yıl boyunca en yakın dostları; seyyar tatlı sehpası, iki bakır sinisi, siniyi kafasında rahat taşımasına yardım eden kumaş simidi ve emaye kapaklı şurup kabı oldu. 60 yıllık ustalık bir o kadar yıl durmadan çalışmak demek... Dolayısıyla Erol Usta, artık dinlenmeyi hak etti. Ama bu lezzeti tadamadan kaçırdığını düşünenler yanılıyor. Çünkü bakır tepsiler ve arabası artık torunu Sevi Ulus’a emanet...
Sevi dede tezgahının başına geçiş hikayesini İlkses Gazetesi'nden Çağla Geniş'e anlattı.
Sevi iki üniversite bitirdi; peyzaj teknikerliği ve orman mühendisliği okudu. Uzun süre iş aradı, KPSS’ye girdi ama atanamayınca doğduğu yer olan Seferihisar’a dönerek dedesinin mesleğini sürdürmeye karar verdi. Şimdi Seferihisar sokaklarında yeşil şemsiyeli küçük bir arabayla şam tatlısı yapıp satıyor. Mesleği kısa sürede benimsediğini ve severek yaptığını söyleyen Sevi, “Okuduğum işi yapmak için zamanında ne gerekiyorsa yaptım ama artık şambali mühendisi olarak yoluma devam edeceğim. İyi üniversitelerden mezun olmuş hali hazırda çalışan pek çok arkadaşım var. Buna rağmen herkeste köklere dönüş düşüncesi hakim artık. Belki özgürlüğümüzü geri istiyoruz, belki de yaratıcılığımızı ve körelmeye yüz tutmuş üretim kabiliyetimizi... Önümüzdeki yıllarda da bizim gibi örneklerin artacağını düşünüyorum. Metropollere yığılmak veya başka bir ülkeye gitmek yerine kendi toprağımızda katma değer üretmeye başlayacağız” diyor.
İKİ ÜNİVERSİTE BİTİRDİ
Seferihisar’da dünyaya gelen 29 yaşındaki Sevi Ulus, “Üniversiteye kadar Seferihisar’da yaşamaya devam ettim. 2008-2010 yıllarında Manisa Celal Bayar Üniversitesi’nde Peyzaj ve Süs Bitkileri Bölümü’nde öğrenim gördüm. 2011-2014 yıllarında ise Artvin Çoruh Üniversitesi Orman Mühendisliği Bölümü’nde yüksek öğrenim hayatımı tamamladım. Kafamdaki düşünce, hayatımı kazanabileceğim bir mesleğe sahip olmaktı. Geri dönmek elbette aklımın bir köşesinde vardı. Ailemden çok uzak bir yerde hayat kurmak istemiyordum. Üniversiteden sonra her yeni mezun genç gibi iş arama çabalarına düştüm. İlk yolum KPSS oldu, yerleşemedim. Kendi mesleğimi İzmir’de yapmak istedim, o da olmadı” dedi.
YARIN GEL BAŞLA!
Ulus, dedesinin tezgahının başına geçmeye nasıl karar verdiğini şöyle anlattı: “Bir gün ailemin dükkanına gittim. Bundan 2 yıl önce bir yaz ayıydı… Bir beyefendi, babama; dedemin şam tatlısını almak istediklerini, İstanbul’dan geldiklerini söyledi ve nasıl ulaşabileceklerini sordu. Babam da dedemin yaz aylarında tatlı yapmadığını söyledi. Dedem yazları tatlıyı bırakır, hatta belli bir zamana kadar yazları dondurma, kışları tatlı yaparmış. Tatlımızın bu kadar değerli bir tat olduğunu o gün anladım. Şans eseri aynı gün içerisinde dedemi dükkanımızın önünden evine doğru yürürken yakaladım. Şambalisini nasıl yaptığını öğrenmek istediğimi söyledim. Dedem de, ‘hemen yarın gel başla’ dedi. Ben ertesi gün dedemin yanında çıraklığa başladım.”
8 AYDA KIVAMI TUTTURDU
Dedesinin tarifine yeniliklerde kattığını söyleyen Ulus, “Küçükken dedemi tatlı yaparken keyifle izlerdim. Çünkü tatlıyı yaparken dünyadan kopup sadece tatlıyı yaşardı. Ama bir gün tatlıyı yaparım, biraz öğreneyim düşüncesi hiç olmamıştı. Bu işi öğrenmek 8 ay gibi bir süreç aldı. Tatlının özel bir tarifi olduğu için ilk başlarda çok zorlandım. Kendim tarifin kıvamını oturtana kadar tepsilerce şam tatlısı yaptım. En sonunda kıvamı oturtabildim. Dedem de bu özel tarifini ve 14 yaşından beri işi için edindiği bütün malzemesini (şam tatlı arabası, spatulaları vb.) bana vererek en büyük destekçilerimden biri oldu. İşin sırrını alabilmek için çok çabaladım, tatlının oranlarını defalarca ölçtüm. Dedem göz kararı çalışırdı. Şimdi dedemin tatlısının aynısını yapabiliyoruz. Hatta şambalimize yenilikçi bir yorum katarak kaymaklı şambali de yaptık” ifadelerini kullandı.
KİMİ TEBRİK ETTİ KİMİ…
Müşterilerden farklı tepkiler aldığını anlatan Ulus, yaşadıklarını şöyle aktardı: “Kimi tebrik etti, kimi bunu kim yaptı dedi, ‘Ben’ deyince ‘Yok almam’ diyen oldu. Ya da, ‘Dur bakalım aynısı olmuş mu?’ diye merakla yemeye gelen oldu. Ama genel olarak müşterilerimiz bizi hep desteklediler. Bu sevilen tada sahip çıkmamız onlarında hoşuna gitti. İlk satışa çıktığımız zamanlarda, ‘Sen okumadın mı?’ diyenler oldu. ‘Okudum, mühendisim’ dediğimde, ‘Bu işi yapmak için üniversite okumana gerek yoktu’ diyen de oldu. ‘Herhalde iş buluncaya kadar yaparsın sen’ diyen müşterilerimiz de oldu. Hatta bir süre müşterilerimiz iş bulunca gideceğimi düşünmeye devam ettiler. Genel olarak Seferihisar insanının samimi takdirleri ile karşılaştık. Bu da bizi oldukça mutlu etti tabii. Bu işi çok severek yapıyorum. İnsanlar tatlımızı almaya devam ettikçe ben bu tadı devam ettirmek istiyorum. Ben mühendisim ama aynı zamanda artık tatlı ustasıyım. Yani şambalici olmak benim işim.”
ŞAMBALİ MÜHENDİSİ
Yakın zamanda bir de dükkan açmayı planladıklarını ancak seyyar tezgahın Seferihisar sokaklarında dolaşmaya devam edeceğini belirten Ulus, “Tatlımızı her ilden insanın rahatlıkla ulaşabileceği bir noktaya getirebilmek istiyoruz. Bununla ilgili attığımız ilk adım dükkan hazırlığına girmek oldu. Ağustos ayı içerisinde tüm hazırlıkları tamamlayıp açılışımızı yapmayı planlıyoruz. Tabii ki seyyar tezgahımız her zaman Seferihisar sokaklarında dolaşmaya devam edecek. Nostaljik seyyar tezgahımız, müşterilerimizin hoşuna gittiği gibi bizim de çok hoşumuza gidiyor. Bu mesleği çabucak benimsedim ve severek yapıyorum. Okuduğum işi yapmak için zamanında ne gerekiyorsa yaptım ama artık şambali mühendisi olarak yoluma devam edeceğim” dedi.
ONLARIN DESTEĞİ BANA GÜÇ VERDİ
Dedesinin de verdiği bu karardan büyük mutluluk duyduğunu ifade eden Ulus, “Dedem bunca yıllık emeklerinin boşa gitmediğini ve mesleğinin ondan sonra da devam edeceğini gördüğü için çok memnun. Ailem bu işin başından beri her zaman, her kararımda arkamda oldular, hiçbir zaman ‘Üniversite okuttuk, kendi mesleğini yapmayacak mısın?’ demediler. Onların desteği bana güç verdi. Ailemin 1994 yılından bu yana emlak ve inşaat üzerine şirketi var. Babam ve annem birlikte çalışıyorlar. Babam gençliğinde dedemin zorlamalarıyla dedeme yardım ediyormuş fakat babam bu mesleği sürdürmek istememiş. Tabii herkesin ilgi alanı farklıdır, saygı duymak gerek” diye konuştu.
METROPOLLERE YIĞILMAK VEYA BAŞKA ÜLKEYE GİTMEK YERİNE…
Metropollere yığılmak veya başka bir ülkeye gitmek yerine kendi toprağında katma değer üretemeye başlamaktan son derece mutlu olduğunun altını çizen Ulus, şöyle konuştu: “İyi üniversitelerden mezun olmuş, yurt içinde ve yurt dışında çalışmış veya hali hazırda çalışan pek çok arkadaşım var. Ekonomik olarak tatmin edici işler yapmalarına rağmen, hemen herkeste mevzubahis köklere dönüş düşüncesi hakim artık. Belki özgürlüğümüzü geri istiyoruz, belki de yaratıcılığımızı ve körelmeye yüz tutmuş üretim kabiliyetimizi... Önümüzdeki yıllarda da biz ve bizim gibi örneklerin katlanarak artacağını düşünüyorum; metropollere yığılmaktan veya başka bir ülkeye gitmekten ziyade kendi toprağımızda katma değer üretmeye başlayacağız.” (Çağla Geniş/İlkses Gazetesi)
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |