İYİ Parti ile CHP arasında afiş gerilimi yaşanıyor. İYİ Parti, yerel seçim çalışması için hazırlanan afişlerin, CHP’li İstanbul, Ankara ve İzmir belediyeleri tarafından engellendiğini açıkladı.
Genel Başkan Meral Akşener, partisinin grup toplantısında bu konuya değindi, CHP’ye tepki gösterdi.
“Artık açıkça görmeye başladık ki meğer ana muhalefet partisi de bizden çok rahatsızmış.” diyen Meral Akşener, billboardlara asmak istedikleri afişlerin, “İstanbul’dan gelen bir telefonla” engellendiğini söyledi. Akşener aynı durumun Ankara ve İzmir’de de yaşandığını anlattı.
Kendilerine ilgili belediyelerden bir ret yazısı gelmediğini söyleyen Meral Akşener, “Biz haksızlıkla, hukuksuzlukla, adaletsizlikle mücadele etmek için mağdurun kim olduğuna bakmaksızın yeri geldiğinde Pınarhisar’a, yeri geldiğindeyse Saraçhane’ye en önde koşanlarız.” Ifadelerini kullandı.
ÖZEL’E TEPKİ: CEVAP VERMEK ZORUNDASINIZ
Akşener, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i de hafta sonu Eskişehir’de yaptığı konuşma üzerinden eleştirdi. Özel’in kendisi ve partisine “ağır bir iftirada bulunduğunu” söyleyen Akşener, “Bizimle ilgili imanın ötesine geçen, AK Parti ile tuhaf bazı alışverişlerimiz olabildiğini ifade eden bir konuşma yaptı. Bana göre çok ağır bir iftirada bulundu. Buradan Sayın Özel’e sesleniyorum. Bunun cevabını vermek zorundasınız… Siz bilmeyebilirsiniz, 2017’de biz ‘hayır’ oyu kullanmak üzere kampanya yaptı. Kılıçdaroğlu’na gidin sorun. Meral Akşener ve arkadaşlarına CHP, 1 liralık yardım yapmış mı?” diye sordu.
CAN ATALAY KARARINA TEPKİ
Meral Akşener, Türkiye İşçi Partili Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşürülmesine de tepki gösterdi. Akşener, “Ülkemizde aylardır süregelen anayasal devlet krizi Gazi Meclisimizden çıkan Can Atalay'ın, milletvekilliğinin düşürülmesi kararıyla birlikte artık ülkemizi anayasasız bir devlet olma tehlikesine doğru sürüklemeye başladı.” dedi.
Meral Akşener’in konuşmasından satırbaşları şöyle: "İYİ Parti olarak, haftaya ilginç, ve bir o kadar da, manidar bulduğum bir olayla başladık. Gerçekten ibretlik bir manzarayla karşı karşıyayız. Görünen o ki; görüşleri fark etmeksizin siyasetteki herkes, bizden çok rahatsız.
"ANA MUHALEFET PARTİSİ DE BİZDEN ÇOK RAHATSIZMIŞ"
İktidar, kurulduğumuz günden beri, bizden çok rahatsızdı zaten biliyorduk. Eski HDP’liler, yeni DEM’liler, zaten ezelden beri, bizden çok rahatsızdı onu da biliyorduk. Son dönemdeyse artık açıkça görmeye başladık ki meğer, ana muhalefet partisi de bizden çok rahatsızmış.
Bugün önümüzde, yeni bir engel var. Bugün de birileri istiyor ki; billboardsuz, seçim kampanyası yapalım.
Ama bu defa, öncekilerden farklı ve ilginç olarak önümüze, bu engeli çıkartan iktidar değil, ana muhalefet. Bizi sansürlemek isteyen, Saray değil, belediye. Bizi engellemeye çalışan; Beştepe değil, Saraçhane. Ne kadar da ilginç değil mi? “Hadi canım, o kadar da olur mu?” dediğinizi duyar gibiyim. Heyhat, oluyor. Maalesef oluyor.
"İSTANBUL'DAN BİR TELEFON GELMİŞ"
Her siyasi parti gibi, biz de seçim kampanyamızın hazırlıklarını, tamamladıktan sonra bir şirketle anlaşarak Ankara, İstanbul ve İzmir’de, billboardlar kiraladık. Şirketle yaptığımız anlaşmaya göre standart bir uygulamayla belediyelerden onay alındıktan sonra billboardlarımız geçtiğimiz pazar akşamı asılacak pazartesi sabahı da, sokaklarda görünür olacaktı.
Ama ne oldu, biliyor musunuz? Billboard görsellerimiz baskıya gitti. Ancak ne hikmetse basımı yapılan billboardlarımızın fotoğrafları çekilip birilerine gönderilmiş. Sonra da İstanbul’dan şirkete bir telefon gelmiş Peki telefonda ne denmiş biliyor musunuz? “Bunları asmayacaksınız.”
Üstelik, sadece İstanbul’da değil Ankara ve İzmir’de de asılmayacakmış. Gelen bu telefonun üzerine şirket de haliyle korkmuş tedirgin olmuş.
Bu tip durumlarda, prosedür gereği eğer belediye onay vermiyorsa, sebebiyle beraber bir ret yazısı kaleme alıp imzalı ve kaşeli şekilde şirkete; dolayısıyla bize iletmesi gerekir. Ama ne hikmetse lafa gelince, kapsayıcılık ve şeffaflık abidesi kesilen bu belediyeden bize gönderilen ne bir ret, ne de bir onay yazısı olmadı.
Biz haksızlıkla, hukuksuzlukla, adaletsizlikle, mücadele etmek için mağdurun kim olduğuna bakmaksızın yeri geldiğinde Pınarhisar’a, yeri geldiğindeyse Saraçhane’ye en önde koşanlarız.
"ÖZGÜR ÖZEL CEVABINI VERMEK ZORUNDASINIZ..."
Sayın Özgür Özel, Eskişehir’de çok ilginç bir konuşma yaptı. Bizimle ilgili imanın ötesine geçen, AK Parti ile tuhaf bazı alışverişlerimiz olabildiğini ifade eden bir konuşma yaptı. Bana göre çok ağır bir iftirada bulundu. Buradan Sayın Özel’e sesleniyorum. Bunun cevabını vermek zorundasınız… Siz bilmeyebilirsiniz, 2017’de biz ‘hayır’ oyu kullanmak üzere kampanya yaptı. Kılıçdaroğlu’na gidin sorun. Meral Akşener ve arkadaşlarına CHP, 1 liralık yardım yapmış mı?
O dönemde Sayın Kılıçdaroğlu’nun başında bulunduğu CHP ve emrinde olan belediyeler eliyle bize 1 kuruş para yardımı yapmış mı? Sayın Kılıçdaroğlu buna cevap vermek zorundasınız. Bu işin peşini bırakmayacağım. Biz sürünürken başımız dimdik gezdik. Bunun cevabını vereceksiniz. Bunu benim kaldırmam mümkün değil.
Gelelim 2019’a… Seçimler oldu, İstanbul ve Ankara kazanıldı. Adana, Antalya, Aydın, Muğla kazanıldı. Diğer yerleri saymıyorum, zaten CHP’nin önemli gücü olan yerler. Bundan bahsetmiyorum. Bu belediye başkanlarına sesleniyorum.
Sayın İmamoğlu, Sayın Mansur Yavaş, Sayın Zeydan Karalar, Sayın Muhittin Böcek… Ben size herhangi bir işle ilgili, şu kişiye şu işi verin, bize para gelecek diye aradım mı? Partimize 1 liralık katkı istedim mi? Sayın Kılıçdaroğlu, ben sizden herhangi bir talepte bulundum mu? Sizden istemedik, size kazandırdık. Bu soruların cevabını istiyorum. Bu işin peşini bırakmayacağımı buradan ilan ediyorum. Herkes haddini, hukukunu bilecek.
CAN ATALAY KARARINA TEPKİ
Ülkemizde aylardır süregelen anayasal devlet krizi Gazi Meclisimizden çıkan Can Atalay'ın, milletvekilliğinin düşürülmesi kararıyla birlikte artık ülkemizi anayasasız bir devlet olma tehlikesine doğru sürüklemeye başladı.
İKTİDARA FİLİSTİN ÇAĞRISI
buradan iktidara bir kere daha çağrıda bulunmak istiyorum. Uluslararası Adalet Divanı Tüzüğü’nün 63’üncü maddesinin 2’nci fıkrasına göre Birleşmiş Milletler Soykırım Sözleşmesi’ne taraf olan ülkelerin davaya müdahil olma hakkı var.
Hatta Almanya, İsrail lehine İrlanda’yla Belçika ise Filistin lehine müdahil olacağını çoktan açıkladı. Gelin, Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak biz de Filistin lehine, davaya müdahil olalım."
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |