Akşener'den İzmir'de 'teftiş' çıkışı, çarpıcı baskın seçim ve ittifak mesajı!

GERÇEKİZMİR – İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener yılın son haftasında mesaisine İzmir’den başladı. 

Program kapsamında esnaf ve iş dünyası temsilcileriyle bir araya gelen İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, Ege Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (ESİAD) tarafından Swiss Otel Grand Efes Smyrna Salonu’nda düzenlenen ‘ESİAD Liderler Buluşması’na konuşmacı olarak katıldı. Gündeme ilişkin önemli mesajlar veren Akşener, katılımcıların sorularını da yanıtladı. 

İYİ Parti Lideri iş dünyasına seslendiği konuşmasında söze İstanbul Büyükşehir Belediyesi çalışanlarına İçişleri Bakanlığı tarafından teftiş başlatılması hakkında konuşarak başladı. 

ŞAMAR YEMENİN TAŞLARINI DÖŞEMEYİN! 
İçişleri Bakanlığının, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik ‘terör teftişi’ başlatmasıyla ilgili konuşan İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, “Beyler, gerçekten aklınızı başınıza alın. Milli iradeye her el uzattığınızda o elinizin üstüne şamar yiyorsunuz. Bütün belediyelere alınan insanların resmi olarak alındıkları andan itibaren GBT denilen yani güvenlik durumlarına bakılır. Acaba hukuki olarak problemleri var mı diye? Bir devleti yönetenlerin görevi terör ile irtibatlı olanların bu sorgulamanın karşısında gereğini yapmaktır. Eğer bilinmiyorsa bu işe alınanlar zaten bu bambaşka bir biçimde tartışılmalı. Bu aynı zamanda bir suçtur. İstanbul’da daha önce Büyükşehir Belediyesi’ni alan Ekrem İmamoğlu’nun farkla almasını iptal ettiniz. İstanbullular size ikinci turda 805 bin farkla sizi cezalandırdı. Bu millet sandıkta hür iradesi ile attıkları oyların sonuçlarına el uzatanları her daim cezalandırmıştır. Yapmayın beyefendiler yapmayın. Kendi kendinize sandıkta şamar yemenin taşlarını döşemeyin. Türkiye huzursuzluktan bıktı, gerilimden bıktı. Biz artık huzur istiyoruz. Üretmek istiyoruz, dürüst ve namuslu çalıp vergimizi ödeyip istihdam yaratmak istiyoruz. Her dakika başımıza bir iş gelecekmiş gibi bu hayatı sürdürmek istemiyoruz. Bunlara kulak verin benden söylemesi. Sonra uyarmadı demeyiniz” dedi.

TÜRKİYE BİRÇOĞUNU ISKALADI
Yeni dünyanın en önemli işlevlerinden birinin teknolojik gelişmeler olduğunu vurgulayan Akşener, “Kuralların önceden ilan edildiği, hukukun üstün olduğu, yatırımcının 5-10 yılını öngörebildiği bir kurallara uygun otoritenin bulunduğu devletin ekonomide kalkınmasıyla ilgili bir sorun yok. Ama bugün öyle mi? Bugün öyle değil. İYİ Parti tüm yanlışların sebebinin en önemlisinin bu güveni oluşturan kavranın hukukun üstünlüğü ve adalet olduğuna inanıyor. İYİ Parti kurulmamış olsaydı, nasıl bir Türkiye ile karşı karşıya kalırdınız? Biz projeci, çözüm odaklı, problemlerin çözülmesinden, huzurun gelmesinden yana bir partiyiz. Bu merkez midir, merkezin ortası mıdır bu tarifi bugün yapmak mümkün değil. Yeni dünyamızın en önemli işlevinden biri teknolojik gelişmeler. Kore, şirketler kurdu, teknoloji yetmiyor. Döndü yabancı bir şirketi çağırdı ona ihale verdi ama bir şart ileri sürdü. Alt yüklenicilerin ve bir miktar mühendislerin Koreli olmasını şartını... Köprü yapmayı öğrenciler ve bu işin bilgi ihracını yapar oldular. Diğer konularda da böyle oldu. Türkiye bu konuda maalesef birçoğunu ıskaladı. Dünyanın gidişine ters bir yönetim anlayışıyla partili cumhurbaşkanı diye bir sisteme geçtik. 32 bin imza her gün atmak zorunda kalan bir cumhurbaşkanı var. Her kararın kendisinden geçmesi gereken bir sistemle... Bu eşyanın tabiatına terstir. Dünya böyle gider Türkiye tersine gider bir pozisyondadır. İYİ Parti’yi kurduk. Bir itirazla kurulduk. Parlamenter sisteme geçilsin diyerek bu parti kuruldu. Sizin de üretmenizin güven ortamının oluştuğu bir düzeni yaratmak için bununla ilgili bir iddiayı ortaya koyarak yola çıktık” ifadelerini kullandı.

İTTİFAK BİR KAZANMA PROJESİYDİ, İZMİR YİNE ALINIRDI AMA... 
İYİ Parti’nin Millet İttifakı’na katılma kararının sebeplerini açıklayan Akşener, şunları söyledi: “24 Haziran’da cumhurbaşkanı adayıydım. Bu sistemi istemeyenlerin heyecanla sandığa koştuğunu gördüm. Ama sonuç itibariyle başarı gösterilemedi. Seçmenin ne kadar büyük bir hayal kırıklığına uğradığını gördüm. İYİ Parti aşağılarda diye ittifaka girmedik. Canımızı kurtarmak için girseydik parti mi Türkiye mi sorusunun cevabını Türkiye diye vermezdik. Bu bir çözüm önerisiydi, kazanma projesiydi. Seçim sonrasında 19 ilçe aldık. Yalnız girseydik 14 ilçe alırdık. İzmir alınırdı ama İstanbul, Ankara alınabilir miydi? Antalya ve Adana alınabilir miydi? Bizim oylarımızla alındı demiyoruz. Başarabiliriz denilmesine sebep oldu.  Şimdi başka bir yolculuk yapılıyor o da cumhurbaşkanlığı seçimidir. İkili bir düzenektir; birinci cumhurbaşkanlığı, ikincisi de mecliste çoğunluğu elde edebilmektir. Burada da siyasilerin ve kanaat önderlerinin soğukkanlı, seçmenin davranış biçimine saygılı bir dil tutturması gerekiyor. ‘Biz bu işi başarırız; akılla, mantıkla ve matematikle’ demek gerekir.”

DARMA DUMAN BİR TÜRKİYE İLE KARŞI KARŞIYAYIZ
Türkiye genelinde devam eden ziyaretlerde karşılaştığı manzaraları anlatan Akşener, “Sizin ürettiklerinizi esnaf satar. Esnaf ekonominin bel kemiğidir. Küçük dükkanların içinde inanılmaz hikayeler öğrenirsiniz. Asgari ücretle çalışıp hayatında hiç tatil yapmamış bir baba ile karşılaşırsınız. Besicilik yapıp ‘Abla ineklerimi kesime gönderdim ‘diye ağlayan bir çiftçi ile de karşılaşırsınız. Ben bu ülkeden gitmek istiyorum diyen 16 yaşındaki genç ile de karşılaşırsınız. Ben esnafın hakikaten ne çektiğini onlarla konuşurken öğrendim. Hamdın, piştin, oldun derler ya... Çok tecrübeli olmama rağmen ne kadar ham olduğumu gördüm. O esnaf dükkanlarında bir de sizi anladım. O insanların hiçbiri komşusuna sövmek istemiyor. Akşam eve gidip aç yatmak istemiyor. Her biri bu ülkede mutlu, mesut, çocuğunu okutabildiği bir hayat istiyor. Biz siyasetçilerin bugüne kadar yapılan kutuplaştırma siyasetini kırmak yerle bir etmek gibi bir iddiamız doğdu bu gezilerin neticesinde. O yüzden çok büyük bir sinir olma hali var bana. A Haber hep takip ediyor beni artık, bakayım burada var mı, yok. Bu ülkede seçmen velinimet olmaktan çıktı. Unutulmuşu hatırlatmak durumundayız. Gezilerde yaşadıklarımızın inanılmaz öğretileri oldu. Köy bitmiş, tarım bitmiş, besicilik bitmiş. Darma duman bir Türkiye ile karşı karşıyayız. AKP’li seçmen ayıplanmak, yargılanmak istemiyor. İnsanların oy vermek hakkına saygı duyuyoruz. O eylemi değiştirme hakları var, onu da saygıyla karşılayacağız. Biz bir start up’ız. Melek yatırımcısı olmayan bir start up’ız. Ama fikir yatırımı çok... Dolayısıyla inşallah büyümeye müsait, yani Facebook da olabiliriz Getir de olabiliriz. Önümüz açık” açıklamasında bulundu.

“BASKIN SEÇİM BEKLİYOR MUSUNUZ?”
Katılımcılardan birinin “Baskın bir seçim bekliyor musunuz” sorusuna yanıt veren Akşener, “Geçmişte Erdoğan’ı daha net anlardım. Mesela 24 Haziran seçimlerinin, 15 Temmuz’da olacağını iddia etmiştim. 24 Haziran’da oldu ama o yıl olacağını söylemiştim. Şimdi bir öngörüm kalmadı çünkü ne yapıldığına dair fikrim yok. Bu yapılan işlerin karşılığı ne? Ne kadar sürede çıkacak ona bakmak lazım. 2023 öncesi olacaksa bu bir varsayım... Mayıs-Haziran sonu olması gerekiyor. Kasım diye konuşuyor ama olmaz. Bu ekonomik sistemden dolayı böyle bir öngörüm var. Biz hazırız” dedi. 

ENFLASYONLA MÜCADELE PROGRAMI DA AÇIKLANMALI
Toplantıda yaptığı konuşmada ekonomide yaşanan son gelişmelere değinen ESİAD Yüksek İstişare Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Karabağlı, “Hükümetin ekonomi politikalarıyla ilgili olarak sürdürdüğü dolaylı yönlendirme ve siyasi etkiler yükselen enflasyona rağmen Merkez Bankasının faiz kararlarında etkili olmuş ve son dört ayda politika faizi toplamda 500 baz puan düşürülmüştür. Bu kararlar döviz kurunun giderek artan hızla yükselişini de beraberinde getirmiştir. Merkez Bankası tarafından piyasaya yapılan doğrudan müdahalelerden istenen sonuç alınamayınca, ‘kur korumalı TL mevduatı’ uygulaması olarak adlandırılan model açıklanmıştır. Neticede döviz kurunda ani düşüş yaşanmıştır. Kurdaki yükselişin durdurulması ve düşüş yaşanması tabi ki memnuniyet vericidir. Ancak, bu modelin nasıl işleyeceğine dair belirsizlikler devam etmektedir. Bununla birlikte TL karşısında döviz kurunu bu denli hızlı düşüren Kur Korumalı TL mevduat uygulamasının ileriki dönemlerde ama planlandığı ve duyurulduğu tarihte sona ermesi ama başka bir sebeple uygulamadan kaldırılması veya değiştirilmesi gündeme geldiğinde nasıl bir sonuç doğuracağını kestirmek de oldukça güç görünmektedir. Yeni Ekonomi Modeli ile birlikte gerçekçi ve uygulanabilir bir enflasyonla mücadele programının da açıklanması gerektiğini düşünüyoruz. Aksi durumda iş ve sanayi dünyası olarak kur korumalı TL mevduatı uygulamasının her sonuçta, yani döviz kuru düşse de yükselse de enflasyonu daha da yükseltebileceğinden endişe etmekteyiz. Enflasyonist bir ortamın yatırım ortamını bozacağı ve ekonomiye duyulan güveni azaltacağı da bir gerçektir. Öngörülebilirliğin olmadığı bir ortamda ne yerli ne yabancı yatırımcının harekete geçebilmesi mümkün değildir” dedi.

BU MAZLUM ÜLKEYE YEPYENİ BİR SOLUK GELİYOR
ESİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Sıtkı Şükürer ise, “Demokrasi, kendisini yeni seçenekler üzerinden filizlendirir, tazeler. Üstelik, bir de bunu bir kadın lider üzerinden gerçekleştirdiğinde bu mazlum ülkeye yepyeni bir soluk geliyor demektir. İzmir demokrasi tarihimizde her daim önemli bir rol ifa etmiştir. Çok partili hayata geçişte demokrasinin ve değişimin temsilcisi Demokrat Parti’nin arkasında durmuş ve o dönemlerde kentimiz ‘Demokrat İzmir’ diye anılır olmuştu. Sonraki süreçlerde herhangi bir partiye kilitlenmeden, demokrasinin “değişim dinamiğini paslandırmadan”, Adalet Partisi’nden, ANAP’a, Demokrat Sol Parti’den, CHP’ye, özetle demokrasiyi içselleştirmiş ve Cumhuriyet değerlerine sahip, ‘merkez sağ ve merkez sol’ partilere öncelik vererek teveccühünü esirgememiştir. Bu kentin insanları, demokrasinin temel değerlerine sahip tüm siyasi oluşumlara her zaman kucak açmıştır. Bu ülke kutuplaşmalardan çok yoruldu. Bu anlamıyla sizin şahsınızda ülkeyi yönetecek liderlerimizden, farklılıklarımızın zenginliklerimiz olduğu şiarı ile her yönüyle huzur, barış, istikrar özlemlerimizi ifade etmek istiyoruz. Diyeceğimiz, sizler gibi çağdaş liderlerle bu ülkenin “iyiliklere” ulaşacağına dair umutlarımızı ifade ediyor, davetimizi kabul ettiğiniz için tekrar teşekkürlerimizi belirtiyoruz” şeklinde konuştu.

CUMHURBAŞKANI MİLLET İTTİFAKININ ADAYI OLACAK
Akşener, “AK Parti’den ayrılan siyasetçilere kapınız tamamen kapalı mı?” sorusuna da, “Kapımız sonuna kadar açık. Zaten siyaset farklı alanların temsil edildiği bir yer olmalıdır ki herkese ulaşabilsin. 24 Haziran benim için çok önemli bir veri. İki belediye başkanı arkadaşımızı anketlere koyarak muhalif seçmeni taraftar hale getiren bir sistem oluştu. Bunu çok zararlı buluyorum. Bu iki belediye başkanını soruyorlar anket şirketleri. Bu ikisinin aday gösterilmesine dair bizim bir ‘hayır’ımız yok ama bu şekilde taraftar haline getirilmiş muhalif seçmenden bahsediyorum. Biz ikinci bir Tayyip Bey seçmek gibi bir yolculuğa çıkmadık. AKP’den kopan seçmeni almak lazım... O seçmenin oy verdiği parti olmak lazım. Diyorlar ki bunlar iki kazı güdemez. O yüzden belediye başkanlarımızın somut başarısı çok önemli. İzmir’deki, Antalya’daki de İstanbul’daki de önemli. Söz yerine somut eylemi sizler yapmak zorundasınız. O seçmene en yakın dili oluşturabilecek bizim. Cumhurbaşkanı adayının kimliğinden ziyade temsil ettiği alan önemli. Kılıçdaroğlu’nun bu konudaki tarifine katılıyorum. Ama inanıyorum millet ittifakının adayı olacak. Ama 5 sene sürdürülmesi lazım gibi bir kavramı reddediyoruz” şeklinde cevapladı.

'ESNAF TOPLUMUN TEMEL DİREĞİDİR'

İzmir programı kapsamında İzmir Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği'ni (İESOB) de ziyaret eden İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, oda üyeleri ile görüş alışverişinde bulundu. Toplantıya İYİ Parti İzmir Milletvekili Aytun Çıray, İYİ Parti İzmir Milletvekili Müsavat Dervişoğlu, İYİ Parti İzmir İl Başkanı Hüsmen Kırkpınar, İESOB Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Mutlu, İESOB Onursal Başkanı Mehmet Ali Susam, oda üyeleri ve bazı partililer katıldı. Toplantıda konuşan İESOB Yönetim Kurulu Başkanı Zekeriya Mutlu, "Bir ilde durumu öğrenmek için ilk karşınıza çıkan dükkana girerseniz oradaki sorunları anlarsınız. Bir terzi, bir bakkal size her şeyi özetler. Bu nedenle esnaf ziyaretlerini çok yapıyorsunuz. Esnaf toplumun temel direğidir. Esnaf olmazsa toplumun direği çöker. Bir insanın hayatında esnaf ve sanatkarlar ayrılmaz bir parçadır" dedi.

'PATRON SİZSİNİZ, SANDIKTA CEZALARINI VERİN'

Akşener, uzun zamandır şehir şehir gezerek esnaf temsilcileriyle görüştüğünü dile getirerek, "Esnafın birbirinden nefret ettiği bir düzenekle siyaset işledi. 'Her türlü seçilirim' kavramını siyasete bu dil getirdi. Türkiye'de hizmetin konuşulmadığı, rekabetin yapılmadığı bir siyasi atmosfer doğdu. Bütün siyasetçilerin rahatı çok iyi. Ben rahat bozmak üzere yola çıktım. Toplumun bütün kesimleri dertli. Ama onunla ilgili bir cümle söyleseniz terör örgütü temsilcisi oluyorsunuz. Bu hem rahat ettiren bir iş, hem de insanları korkutan bir işti.  Birinin buna dur demesi gerekiyordu. Allah şahittir, yola çıkış nedenim budur" dedi. Akşener, seçmenin çırak çıktığı siyasetçinin de çok kolay oy aldığı sistemi yıkmak istediklerini ifade etti.

'BİZ TALEPLERİN TAMAMINI İLETTİK'

Akşener, iktidar partisini yermeyip kendi partisini övmeyeceğine dair sözler verdiğini hatırlatarak, "İktidar hizmet etmekle, muhalefet sizin avukatınız olmakla görevli. Muhalefet talepleri alıp iletecek ki hizmet ilerlesin. Yermeye, gerilmeye lüzum yok. Bildiklerimizi alıp meclis grubunda dile getirdik. Soru önergeleri, kanun teklifleri verdik. Sizin sesiniz olmak istedik. Elektrik faturası, dükkan kirası stopajlarından, alım gücünün düşmesinden şikayetler vardı. Pandemiden önce bunları duyduk. Bizim ciğerimiz delindi kim bilir size neler oldu? Lokantacının derdini anlatmak mümkün değil. Berberin, kuaförün derdi çok. Biz taleplerin tamamını ilettik. Fakir fukaranın sesi olmak, seçmenin velinimet olması için ne gerekiyorsa yapacağıma dair yemin ettim." dedi.

Oda üyelerinin görüşlerini aktarmasının ardından Birlik Başkanı Zekeriya Mutlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'e ahi sancağı takdim etti.