Brezilya Donanması’na ait ‘NAe Sao Paulo’ isimli uçak gemisinin gövdesi, açık artırmayla Türkiye’deki gemi söküm tersanesi SÖK Denizcilik ve Tic. A.Ş.’yi temsilen Rio de Janeiro şirketi Cormack Maritima tarafından satın alınarak, söküm için İzmir’in Aliağa ilçesine getirileceği açıklandı. Uçak gemisinin 600 ton asbest barındırdığı iddia edilirken, yaşanan durum çevre aktivistleri ve bölge halkının tepkisine neden olmuş, konuyu CHP ve HDP milletvekilleri de Meclis’e taşınmıştı. Tartışmaların odağındaki söküm işlemine bir tepki de TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu’ndan geldi. Konuya ilişkin olarak Mimarlar Odası İzmir Şubesi’nde düzenlenen basın toplantısında açıklamayı Çevre Mühendisleri dası İzmir Şube Başkanı Helil İnay Kınay okudu.
YILDA 900 BİN TON
Aliağa Bölgesinde yaşanan çevre ve halk sağlığına yönelik olumsuzlukların TMMOB İl Koordinasyon Kurulu tarafından yıllardır dile getirildiğini söyleyen Kınay, “Ülkemizde İzmir ili Aliağa ilçesinde Nemrut körfezinde yaklaşık 380 bin m2 arazi üzerinde 22 adet gemi söküm tesisinde yılda yaklaşık 900 bin ton hurda gemi sökülmekte, parçalanarak özellikte demir-çelik sektörü için hammadde girdisi sağlanmakla birlikte, gemi sökümünün yarattığı çevre kirliliği ve işçi sağlığına yönelik oluşturduğu riskler bölge için ciddi bir sorun olmaya devam etmektedir. Gerçekleştirilen uygulamalar ile ilgili olarak karşımıza çıkan tablo ve yaşanan örnekler de kaygılarımızı ve haklılığımızı arttırmaktadır. Hurda gemi söküm işlemleri, çevre ve insan sağlığı açısından kirletici unsurlar taşıması nedeniyle, kontrol altında bulundurulması ve çevre açısından gerekli önlemlerin alındığı bölgelerde yapılması gereken çevresel riski yüksek faaliyetlerdir. Çevresel riski yüksek olan ve gerçekleştirilmesi halinde gerekli özel önlemlerin alınması ve uygulanması maliyetleri de yüksek olan gemi söküm sektörü Avrupa ülkelerinde tercih edilmemekte, Türkiye’nin lider olarak yer aldığı gemi söküm sektörünün yapıldığı diğer ülkelerin Pakistan, Hindistan ve Bangladeş gibi ülkeler olması bu liderliği sorgulatmaktadır” dedi.
GERİ DÖNÜŞÜM PLANI HAZIRLANMALI
Tehlikeli atıkların sınır ötesi taşınması ve bertarafı ile ilgili 1992’de imzalanan Uluslararası Basel Sözleşmesi ve 31 Mart 2017 tarihinde ise ‘gemilerin güvenli ve çevreye duyarlı geri dönüşümü hakkında’ Hong Kong Uluslararası Sözleşmesi’nin TBMM tarafından onaylandığını hatırlatan Kınay, “Bu çerçevede söküme gelen gemilerin yapısında ne tür tehlikeli maddeler kullanıldığı ve bununla ilgili envanterinin çıkartılması, gemilerin tehlikeli atıklardan arındırılması zorunludur. Gemi geri dönüşüm planı özel olarak her gemi için detaylı olarak hazırlanmalıdır. Gemi ancak bu şartlar altında ülke karasularına alınıp, baştankara yapılarak söküm iznine tabi tutulabilecektir. İdari prosedürün amacı hem tehlike arz eden sektör faaliyetini kontrol altında tutmak hem de çevre ve insan sağlığının korunmasını sağlamaktır. Ancak yaşanan süreçler gemi söküm işlemlerinin ulusal ve uluslararası mevzuata uygun ve şeffaf bir şekilde yürütülmediğini göstermektedir. Ülkemizin atık ithalatında gerçekleştirilen yüksek oranlar ile ‘atık çöplüğü’ olma politikasını ortaya koymaktadır. Farklı türlerde tehlikeli madde içeren gemilerin denizin içerisinde ve karada sökülmek suretiyle gerçekleştirilen sökme işleminin karada ve denizde yarattığı çevre kirliliğinin yanı sıra binlerce ton metal içeren gemileri denizde ve/veya kumsalda oksijen kaynağı ile kesme yöntemi ile yürütülen çalışmalarda hava kirletici bileşenleri atmosfere verilmektedir. Aliağa’da gemi söküm faaliyetleri kaynaklı çevresel ve sağlık riskleri karnesi de kuşkuları büyütmektedir” ifadelerini kullandı.
BELGELER KAMUOYUYLA PAYLAŞILMALI
Türkiye’nin atık ithalatı sürecinde Avrupa’nın ürettiği ancak kendi topraklarında bertaraf etmediği, başka ülkelerin de kabul etmediği atıkların gönderildiği bir çöplük haline getirilmesinin kabul edilemez olduğunu vurgulayan Kınay, şunları söyledi: “Yapım yılı ve teknolojisi göz önüne alındığında yüksek miktarda tehlikeli ve zararlı atık içeren bu gemi ile ilgili iddiaların doğru olması halinde, çevreye ve canlı yaşamına telafisi mümkün olmayan zararlar vereceği bilinen bir gerçektir. Geminin alım fiyatı ton başına 75 $ olduğu iddia edilmektedir. Gemi söküm sektöründe ortalama metal fiyatının ton başına 450 $ olduğu bilinmektedir. Satın alma fiyatı piyasa ortalamalarının çok altında olan bu geminin fiyatı ‘ucuzdur vardır bir hikmeti’ sorusunu da gündeme getirmektedir. Geminin Avrupa’da bulunan tesislerde sökülmemesi, Hindistan’da bulunan tesislerde sökümünün gerçekleştirilememesi nedeni ile Aliağa’nın seçildiği iddiaları bulunmaktadır. Hindistan’ın sökmeyi kabul etmediği Gemiyi Aliağa’da sökülmek üzere hangi gerekçe ve koşullarla kabul edilmiştir? Çevre Kanunu’nun 13. Maddesine göre tehlikeli atıkların ithalatı yasaktır. Aynı şekilde, ülkemizin de taraf olduğu Basel Sözleşmesi de tehlikeli atık ithalatını yasaklamaktadır. Gemide denetim yapılmış ise asbeste dair analiz sonuçları nelerdir? Aliağa Gemi Söküm Tesisleri’nde 1974 yılından beri sökülen gemilerden çıkarılan her türden tehlikeli zararlı kimyasal sınıfından olan bileşenlerin miktarı, nerede ve nasıl arıtıldıklarına dair belgelerin kamuoyu ile paylaşılması gerekmektedir.”
BAŞKAN GÖREVİNİ YAPSIN
Açıklamanın ardından konuşan TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Dönem Sözcüsü Aykut Akdemir ise, Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar’ın “Radyasyonlu, nükleer atıklı, asbestli gemiler, Aliağa'da sökülüyor, çevre kirletiliyor, şeklinde bir görüş var. Bu bir algıdır. Oysa Aliağa, gemi söküm konusunda o kadar çok iyi ki, kimsenin, hiçbir ülkenin alamadığı sökülecek gemileri, Aliağa alıyor” sözlerine yanıt verdi. Akdemir, “Aliağa Belediye Başkanı oy aldığı kişilere istediğini söyleyebilir. Biz burada gemi sökümünde kimse çalışmasın demiyoruz. Bizim istediğimiz şey kurallara uyulması ve herkesin görevlerini yapmasını talep ediyoruz. Belediye başkanı kendi görevini yapsın. Bizler kendi görevlerimizi yapıyoruz” ifadelerini kullandı.
SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIZ
Ellerinde henüz geminin asbestten arındırıldığına dair bir belgenin olmadığını belirten Akdemir, “Türk karasularına bir çöplük giriyor. Gemide 600 ton asbest olduğu iddia ediliyor ve bu geminin asbestten arındırıldığına dair belge ve kanıt yok. Bu belgenin Türkiye kamuoyuna açıklaması gerekiyor. Biz bu belgeleri açıklamaya davet ediyoruz. Ayrıca bu geminin Türkiye karasularına girmesini engelleyecek olan kurumları göreve çağırıyoruz. Bu belgeler olmadan bu geminin karasularımıza girmesine izin veren her türlü kamu çalışanı suç işlemiş olacaklardır. İzmir Barosu ile birlikte ilgili makamlara suç duyurusunda bulunacağız” açıklamasını yaptı.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |