Türkiye’de inşaat sektöründe yaşanan kriz giderek artarak her alanda dengeleri bozmaya devam ediyor. Ege-Koop Genel Başkanı Hüseyin Aslan, sektördeki bu krizin ‘yeni konut üretimi’ ve mevcut ‘konut stoku’nun eritilememesi açısından hem Türkiye ekonomisini hem de konut sahibi olmak isteyenleri olumsuz etkilediğini söyledi.
Aslan, “İzmir’de kirada oturma oranı % 40’ı aştı. Geleceğimizi emanet ettiğimiz öğretmenlerimiz, güvenliğimizi emanet ettiğimiz emniyet teşkilatımız ve hiç konutu olmayan diğer orta direk olarak adlandırılan kesimin konut sahibi olabilmesini sağlamalıyız” dedi. Bunun için EGEKENTLER ve EVKALAR gibi yeni uydu kentlerin yapılması gerektiğini vurgulayan Aslan “İzmir’in nüfus artışına ve gelişimine uygun planlama anlayışı ile yeni, imarlı arsalar üretmek Büyükşehir Belediyesi olmak üzere Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Toplu Konut İdaresi’nin en asli görevi olmalıdır” diye konuştu.
“FAİZ İNDİRİMİ DOĞRU AMA YETERLİ DEĞİL”
İzmir’in nüfusunun her geçen yıl çeşitli nedenlerle arttığını özellikle son yıllarda Türkiye’nin birçok yerinden “beyaz yakalı” diye tabir edilen kesimin de İzmir’e göç ettiğini belirten Aslan; İzmir’de en düşük kiranın ortalama 1000-1500 liranın çok üzerinde olduğunu söyleyen Aslan; “Kamu bankalarının konut kredi faizlerini % 1’in altına indirmesi elbette konut sektörü için çok önemli. Ancak; bu tek başına vatandaşlarımızın konut sahibi olmasına yeterli değil. Çünkü bankalar eksper değerinin ancak % 75’ini kredilendirebiliyor” dedi. Konutların satış fiyatları eksper değerinin çok üzerinde olduğunu belirten Aslan “Enflasyonun yüksek seyrettiği bir dönemde, istihdamdaki daralmanın sürekli artmasından ve konut almak isteyen vatandaşın da kredi dışındaki ödemeyi yapamadığından dolayı kredilerini tek başına % 99 olması inşaat sektörünü hareketlendirmeye yetmez” dedi.
SOSYAL BELEDİYECİLİK VE SOSYAL DEVLETTEN BEKLENTİLER
Orta gelir durumunun aylık gelirinin % 50’sini kiraya vermek zorunda kaldığını belirten Aslan sözlerine şöyle devam etti; “35 yıllık deneyimden yola çıkarak ifade etmek isterim ki; Türkiye’deki konut açığının kapatılması, dar gelirlilerin uygun şartlarda konut sahibi olabilmesi için 1983 yılında kurulan Toplu Konut İdaresi (TOKİ) yeniden 1984-1994 yıllarında olduğu gibi kooperatif örgütlenmelerine ve çeşitli kuruluşlara inşaat maliyetinin en az %60-70’ini kredilendirmeli. Bu kredilerin geri ödemesinin de inşaat tamamlandıktan sonra başlamasına imkan sağlamalı. Ancak bu şekilde belediyelerin de alt yapı desteği ve uygun arsa tahsisleriyle çarpık yapılaşmanın, betonlaşmanın ve konut açığının önüne geçmek mümkün olur”
PROBLEM ÇÖZÜLEBİLİR
Avrupa İstatistik Ofisi’nin “Sürdürülebilir Kentler ve Toplumlar Raporu”na göre; halkımızın % 36’sı yoksulluk nedeniyle çatısı akan, rutubetli evlerde ilkel koşullarda yaşamak zorunda kaldığını hatırlatan Aslan “Bu tablo insanlık açısından sürdürülebilir bir tablo değil, acilen önlem alınmalı” dedi. Aslan, konut sorununa kalıcı çözüm getirmenin en kestirme yolunun, hükümet ve yerel yönetimlerin dar ve sabit gelirlilere kolay konut edinme olanağı sağlayan kooperatifçiliği özendirmeleri olduğunu söyledi.