Salgına karşı alınan tedbirler kapsamında ülke genelinde insanlar yeniden evlerine kapanırken, evsizler hijyen kurallarına uymanın mümkün olmadığı cadde ve sokak kenarlarında yaşam sürdürüyor. Kentin işlek noktalarında virüsten korunmak için ‘Evde kal’ uyarılarının yazılı olduğu sokakları mesken tutan evsizlerin dramı, ‘Hangi evde?’ sorusunu da sert bir şekilde yüzlere çarpıyor. Bu dramı yaşayanlardan biri de hayatını yaklaşık 20 yıldır sokaklarda geçiren Medine Baci...
İlkses Gazetesi'nden Çağla Geniş'in haberine göre şeker hastalığından dolayı ayaklarında yaralar oluşan 70 yaşındaki Baci, hayatın yeniden karantinaya girdiği dönemde İzmir sokaklarında yaşadığı günleri anlattı. Çevredekilerin yardımı ile hayatta kalmaya çalışan Baci, “Bana tek göz bir oda yeter” diyerek yardım istedi.
BU GÖZLER NELER GÖRDÜ...
‘80 ihtilali’ döneminde siyasi nedenlerden dolayı uzun yıllar cezaevinde yatan Baci, “Ben 68 kuşağı bir insanım. İhtilalden sonra içeriye alındım. Bu gözler 12 Eylül’de neler gördü, ne zulümler! 8 ay Diyarbakır Askeri Cezaevi’nde yattım. Bir tane insanın yüzünü görmedim. Hep hücrede, çırılçıplakve işkence... Mehmet Ali Alabora’nın Eve Dönüş filmi vardır, cezaevindeki işkenceleri anlatır. Oradaki işkenceler yaşadıklarımızın yüzde 1’i! Hapisten çıktığımda memleketim Ağrı’ya döndüm ama rahmetli babam 1 sene yaşadı. Ailemden sadece o kalmıştı. O vefat edince memleketi terk ettim. Buraya geldikten sonra bir süre inşaatlarda çalıştım ama paramı alamadım. 20 yıldır İzmir’deyim. Memlekete dönmeyi hiç düşünmedim. Zaten orada kimse kalmadı ki” dedi.
BİR ODA OLSA YETER!
İlerleyen yaşı ve kronik hastalığından ötürü risk grubunda olmasına rağmen salgın dönemini de Kültürpark’ta bulunan bir bank üzerinde yatıp kalkarak geçiren Baci, “Sokaklar fenadır, herkes yaşayamaz. Ama sokaklarda olmak beni hastalıktan korudu belki de... Uzun zamandır Kültürpark’ta yatıp kalkıyorum. Güvenlik endişem de oluyor tabiî ki ama o gelen adamın bileceği bir şey. Ben kafayı vurup yatıyorum. Onun düşüncesi bilmiyorum. Bir oda olsa yeter bana. Belediyenin bir yeri var, herkesin bir arada kaldığı. Bana ‘Oraya gel’ dediler ama ben gitmedim. Ben toplum içine girmeyi sevmiyorum. Burada çevredeki insanlar yiyecek içecek getiriyorlar. Birileri para bırakıyor, sabahları kahvaltı yapıyorum. Yine de iyi insanlar var. Allah razı olsun. En büyük istediğim başımı sokabileceğim kendime ait bir yer. Bir oda bile olsa yeter bana” ifadelerini kullandı. (Çağla Geniş / İlkses Gazetesi)
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |