Başkan Tugay'dan Büyükşehir'e 'kesinti' açıklaması!

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, SGK ve vergi borçları nedeniyle İller Bankası payından 4 ayda 6 milyar liraya yakın kesinti yapıldığını açıkladı. Tugay, ''Türkiye’de hiçbir belediye, CHP’li olsun diğer belediyeler olsun Türkiye’nin ekonomik krizine yol açan kurumlar değil. Kim yol açtıysa o ekonomik krize, kim kötü yönettiyse aslında sorumlusu o, onların bütçesinden kesmek lazım. Ama sanki çok Türkiye’de herkes ve her şey iyi de sadece CHP'li belediyeler ekonomik açıdan kötü yönetmiş gibi konuşulması ve böyle bir algı oluşturmaya çalışılması çok büyük haksızlık. Ama ne olursa olsun Türkiye’de adaletin kazanacağına, iyiliğin kazanacağına inanıyorum ben. Yeter ki halkımız neyin ne olduğunun farkında olsun. Ne zaman neye nasıl itiraz edeceğini bilsin. Yalanlara inanmasın'' dedi.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, Fuar İzmir’de düzenlenen 30. Marble İzmir – Uluslararası Doğaltaş ve Teknolojileri Fuarı’nın açılışının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Tugay, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) ve vergi borçları nedeniyle İller Bankası’ndan alması gereken paydan yapılan kesintilere ilişkin açıklamalarda bulundu.

İZBB’nin İller Bankası payından SGK ve vergi borçları nedeniyle 4 ayda toplamda yaklaşık 6 milyar liralık kesinti yapıldığını belirten Tugay,  şunları söyledi:

''Bu kesintiyi geçmiş dönemlerden bugüne sarkan vergi borçlarından nedeniyle kaynağında kesti hükümet. Hazinenin bize gönderdiği paydan direkt Gelir İdaresi bu kesintinin yapılmasını sağladı. Yani biz tabii bunu çok büyük bir şikayet konusu yapmamaya çalışıyoruz. Ama tabii ki bize haksız geliyor, yanlış geliyor. Neden öyle? Onu kısaca söyleyeyim. Bu borçlar 2021 yılından sarkan borçlar. O yılları hatırlarsanız pandemi zamanıydı. Arkasından bir ekonomik kriz yaşandı. O dönemdeki yüksek enflasyon aynı zamanda kamu borçlarının da faizlerinin yüksek olmasına neden oldu. Bizim şimdi SGK borçlarımızda da vergi borçlarımızda da ana paranın üzerine şu an için yıllık yüzde 50 civarında bir faiz biniyor. Bu nedenle ana para katlanıyor. Yani faizin, faizinin faizinin faizini de ödüyoruz. Şimdi pandemiden, ekonomik krizden, ülkenin genel şartlarından biraz da kaynaklanmış olan bu borçları belediyeden tahsil ederken devlet, belediyenin bir kamu kurumu olduğunu halka hizmet ettiğini adeta unutuyor. Değişik zamanlarda değişik şekillerde özel sektördeki insanların borçlarına biliyorsunuz aflar getirildi. Ya da faizinin alınmadığı yapılandırmalar sunuldu. Bunun bu dönemde bize de yapılmasını beklerdik. Ama bu anlayışı görmedik.''

"Önümüzdeki aydan itibaren bu kesintiler azalarak tamamen bitecek"

Tugay, ''Sayın Cumhurbaşkanı’nın Cumhuriyet Halk Partili belediyeleri ‘silkeleyin’ şeklindeki bir talimatıyla ilgili olduğu düşünülen bu kesintiler bir şekilde yakında bitiyor” diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Dört aydır bizi ekonomik açıdan gerçekten sıkıntıya sokan ama bu şartlarda dahi ayaklarının üzerinde önemli ölçüde duran bir kurumuz. Önümüzdeki aydan itibaren bu kesintiler azalarak tamamen bitecek. Çünkü kesebilecekleri parayı kesmiş oldular. Çalışan arkadaşlarımızın kısmi bir mağduriyeti oldu ama bunu da yakında düzelteceğiz. Sendika temsilcileriyle konuştuk, durumu anlattık. Onların da bize kısa bir süre için anlayışını talep ettik çalışanlarımızın. Bunu yapmak istemezdik ama gerçekten çaresiz kaldığımız için böyle oldu. Ama öyle ya da böyle daha önceden defalarca söylediğim gibi İzmir Büyükşehir Belediyesi büyük ve güçlü bir kurum. Şu anda çok iyi yönetiliyor. Kendi içerisinde çok sıkı disiplini var. Tasarruf, harcamalar vesaire anlamında gereken önlemleri aldık. O nedenle bütçemiz istenilen iyilik seviyesine ulaşacak.

"İzmir halkının bu adaletsiz kesintiyle mahrum bırakılmış olmasını haksızlık olarak görüyorum"

Derseniz ki bu altı milyar lirayla neler yapılabilirdi ki bunun en az yarısı faiz. O parayla o faiz parasıyla neler yapılabilirdi derseniz bugünkü rayiçlerine baktığınızda tonlarca işin yapılabildiği gerçek. Bunun rakamını siz de çıkarabilirsiniz. Ama bizim mesela Karşıyaka stadı gibi, mesela opera binası gibi, mesela belediye hizmet binası gibi ya da işte yapılan metro inşaatlarımız, büyük yol inşaatlarımız, tüneller vesaire gibi pek çok projeye kaynak olarak kullanılabilirdi. İzmir halkının bu adaletsiz kesintiyle bundan mahrum bırakılmış olmasını tabii ki haksızlık olarak görüyorum. Ama hepinizin bildiği gibi bugünlerde ne yazık ki devlet sadece belli bir siyasete hizmet etmek için çalışıyor. Sanki bazı belediyeler bu ülkenin belediyesi ve bazı belediyeler de başka bir ülkenin belediyesi gibi muamele görüyor. Bu durumun yakında bir vicdanla sonuçlanacağını düşünüyorum, inanıyorum.''

"Kim yol açtıysa o ekonomik krize, kim kötü yönettiyse aslında sorumlusu o"

CHP’li belediyelere yönelik yapılan kesintilerin iktidar partisine mensup belediyelere de yapılıp yapılmadığına ilişkin soruya Tugay, şu yanıtı verdi:

“Sağlıklı olarak onların tam olarak neler yaşadığını takip edemiyoruz, bilmiyoruz. Ama benzer ekonomik şartlardan dolayı onların da ciddi miktarda vergi ve SGK borçları olduğunu biliyoruz. Türkiye’deki bütün belediyeler sıkıntı yaşıyor. Sadece Cumhuriyet Halk Partili belediyeler değil. Ama onlardan kesinti yapılıyor mu? Ya da bir taraftan kesinti yapılırken diğer taraftan onlara yeni kaynaklar sağlanıyor mu? Ben açıkçası takip etmiyorum. Kulağımıza çalınan pek çok şey var. Ama bunların doğruluğu yanlışlığı kamuoyunun takdirindedir. Ama bu yaşadığımız borçlanma durumunun tamamen ülkenin ekonomik krizden kaynaklandığını ve bu ekonomik krize de belediyenin yol açmadığını herkesin bilmesi lazım. Türkiye’de hiçbir belediye, CHP’li olsun diğer belediyeler olsun Türkiye’nin ekonomik krizine yol açan kurumlar değil. Kim yol açtıysa o ekonomik krize, kim kötü yönettiyse aslında sorumlusu o, onların bütçesinden kesmek lazım. Ama sanki çok Türkiye’de herkes ve her şey iyi de sadece Cumhuriyet Halk Partili belediyeler ekonomik açıdan kötü yönetmiş gibi konuşulması ve böyle bir algı oluşturmaya çalışılması çok büyük haksızlık. Ama ne olursa olsun Türkiye’de adaletin kazanacağına, iyiliğin kazanacağına inanıyorum ben. Yeter ki halkımız neyin ne olduğunun farkında olsun. Ne zaman neye nasıl itiraz edeceğini bilsin. Yalanlara inanmasın.'' (ANKA)