Bayraklı Belediyesi SGK borçları için harekete geçti: Araziler belli oldu!

GERÇEKİZMİR -  Bayraklı Belediyesi Meclisi Ocak Ayı bileşimi Başkan İrfan Önal idaresinde gerçekleştirildi.
 
SGK BORÇLARI İÇİN TEKLİF EDİLECEK ARAZİLER BELLİ OLDU
 
Bayraklı Belediyesi Personel Hizmetleri Sanayi ve Ticaret AŞ’ye ait SGK ve prim borçlarına karşılık, SGK ile Hazine ve Maliye Bakanlıklarına satışı yapılması planlanan, Bayraklı Belediyesi’ne ait mülkiyetler ek gündemle meclise sunuldu.
 
SGK’ya 2 adet lise, 1 adet anaokulu, 2 adet eğitim sitesi, 3 adet cami, 1 adet ilköğretim, 1 adet temel eğitim alanı imarlı arazinin teklifini içeren, Hazine ve Maliye Bakanlığı’na ise 3 adet sosyal alan, 1 adet konut, 1 adet kültürel tesis alanı, 1 adet de kültürel ve sosyal tesis alanı teklifini içeren maddeler için komisyonlar acil olarak toplanarak, oybirliği ile kabul edildi.
 
EK GELİR İÇİN ATM ALANLARI BELİRLENECEK
Belediyeye ek gelir getirmesi amacıyla, ilçede bulunan ATM hizmet yerlerinin belirlenmesi ve 10 yıl süreyle kiraya verilmesi meclis gündemine geldi.
 
CHP’Lİ YÜCESAN: “ASGARİ ÜCRET 6 AYLIK DÖNEMLERDE DEĞERLENDİRİLMELİ”
 
CHP’li meclis üyesi Fatih Yücesan gündem dışı konuşmalarda söz alarak, “Emekli ve asgari ücretli geçinememekte, açlığa mahkum olmaktadır. Milyonların gözü asgari ücret zammındaydı, bu rakamla milyonlarca insan açlıkla yaşamaya mahkum edilmiştir. Asgari ücret yıl boyunca geçerli olmaz, 6 aylık dönemlerce değerlendirilmelidir. Ücretlerden kısılarak tüketimin azaltılmak istendiğini gözlemlemekteyiz. Doğalgaz, ulaşım, elektrik kira ücretlerini karşılamaya yetecek bir ücret olmalıdır asgari ücret” çıkışında bulundu.
 
CHP’Lİ METİN “EMEKLİYİM GEÇİNEMİYORUM” PANKARTI AÇTI
 
Yusuf Metin ise “Emekliyim geçinemiyorum” pankartı açtı, Metin, “Ben sağlık bakanı olsaydım, aile sağlık hekimlerini üzecek, yurttaşların hizmet almasını zorlaştıracak işlerden kaçınır, özel hastanelere hasta teşviklerini iptal ederdim, tüm sağlık hizmetlerinin ücretsiz olmasını sağlardım. Bayraklımızda bizlere hizmet veren aile hekimlerimiz var, bunların bir süredir yaşadıkları sorunlardan vatandaş olarak farkında mıyız, aile hekimlerimize sahip çıkalım. Aile hekimlerimiz büyük mücadele vermekte ancak bakanlık sorunları kalıcı hale getirmek niyetindedir” dedi.

 
“SAĞLIKSIZ ÜRÜN TÜKETİYORUZ”
 
Biz sağlıklı gıda tüketmiyoruz, ben buna inanıyorum. Bayraklı halkımız bundan olumsuz faydalanıyor. Tarladan soframıza gelen sebze meyvelerimizin sağlıklı olmadığı yönünde kaygılarım var. Kontrolsüz kullanılan tarım ilaçları, tarladan sofraya yeterli denetim, işbirliği söz konusu değil, yurtdışına ihraç edilen ürünlerin ülkemize iade edildiğini duyuyoruz ancak bu sağlıksız ürünlerin imha edildiğine dair tutanak, belge kamuoyuyla paylaşılmıyor, biz bunları alıp yiyoruz. İlçe tarım müdürlüğümüz gerek marketlerde, gerek pazarlarda numune alarak laboratuvar analizleri yaptırmalı, belediyemizle de bu sonuçları paylaşması kurumlar arası dayanışmayı güçlendirecektir. Ceza alanlar teşhir edilmelidir” diye konuştu.
 
AK PARTİLİ AKBULUT: “BELEDİYELERDEKİ EYLEMİ DE GÖRÜN”
 
AK Parti Meclis Üyesi Soner Akbulut ise, “Aile hekimlerimizin eylemlerinin başımızın üstünde yeri var. Ama belediyelerin çoğunda eylem var, bunları da görün. Bayraklı’nın sokaklarında 1 tane çukursuz sokak yok.” yanıtını verdi.
 
MHP’Lİ ŞAHİN: “BAYRAKLI’NIN SORUNLARINI TEK MECLİSE DÜŞÜREMEYİZ”
 
MHP’li meclis üyesi Muhammet Şahin, “İlk meclislerde de ifade etmiştik, Bayraklı 300 bin nüfusa sahip büyük bir ilçe, her sokakta problemlerin olduğu bir ilçemiz. Metropolde bulunan İzmir’in gözbebeği ilçemizde Bayraklı meclisinin tek meclise düşürülmesi abesle iştigal. İlçemizin sorunlarını tek meclise sıkıştırmak kabul edilebilir değil. Bunu tekrar gözden geçirin, vatandaşların problemlerini rahatça dile getirelim” dedi.
 
BAŞKAN ÖNAL: “İKİNCİSİ İSRAF”
 
Başkan İrfan Önal ise, “Geçen 5 yılda da burada birlikteydik, bunun israf olduğunu ikinci meclis gündeminde konu yokken meclis toplandı ve bu israftı” yanıtını verdi.
 
MHP’Lİ ŞAHİN: “KENT MEYDANINI KONUŞALIM”

MHP’li Şahin ise, “Ben de geçen dönemden beri meclis üyeliği yapıyorum, tek meclise düşmesi için Cumhur İttifakından ne teklif ne de onay geldi. Burada böyle bir tartışma olmadı. Böyle bir konuşma bizden geldiyse gösterin ben de kabul edeyim. Bayraklı’nın problemlerinin süreye sıkıştırılması doğru bir yaklaşım değil. Bunu tekrardan düşünün. Bize yetki veren halk, Bayraklı’nın sorunlarını konuşun dedi, diğer arkadaşlar ise Bayraklı’nın sorunlarının yüzde 1’ine değinmezken, ülke sorunlarının yüzde 99’una değiniyor. Bu parlamentonun yetkisi, vatandaşlar bu sorunların konuşulmasını parlamentoya yükledi. Biz burada Bayraklı’nın sorunlarına çözümü konuşalım. Biz bu sorunları konuşamayız, bunları çözecek irade ve kuvvete sahip değiliz diyorsanız da açık açık söyleyin. Biz kentsel dönüşümü konuşalım. Bayraklı’da 1 metreye düşmüş yeşil alanları, yeşil alan azlığını konuşalım. Kent meydanı olmayan bir ilçeyiz. Bunu konuşalım” dedi ve şunları kaydetti:
 
“GÜÇSÜZÜ İŞİNDEN ETTİNİZ”
 
Moloz dökümü fotoğrafı paylaşılınca çalışanı işten çıkartıp, zavallı işçiyi cezalandırdınız. Bu yakışır bir durum değildir. Siz bürokratlarına ceza uygularsanız o arkadaşa da uygularsınız ama siz güçsüzü ekmeğinden ettiniz. Molozları dökülmeyecek yanlış yere döküyorsunuz, belediye 15 milyon para ödemek zorunda kalıyor.
 
“ENFLASYONDAN BELEDİYE SORUMLU DEĞİL”

Eleştirilere yanıt veren İrfan Önal şu açıklamalarda bulundu:
 
İftiharla verdiğimiz sözleri yerine getireceğiz, evet katılıyorum, Bayraklı’nın gerçek gündeminden uzaklaşılıyor. Biz söz verdiğimiz hizmetleri hayata geçirmek için çalışacağız, eksik kaldığımızın cezasını da halk verecek. Ben görevi bırakacağım son güne kadar her kuruşun hesabını vereceğim. Hizmetler, eksikler noktasında konuşalım ama iddiayı ortaya koyan ispatla yükümlüdür. Bir lafa başlayıp sonunu getirmemek kendine insanım diyene yakışmaz. Halk konutlarda, depremzedelerin müşavirlik hizmetini belediye aracılığıyla veren bir yapı. Belediye kimseye gidip ben senin evini yapacağım dememiş. Umutla bekleyen insanları yersiz umutlara sürüklemeyin. Belediye parsel bazında yüzde 20, ada bazında yüzde 30 artışı getirerek, 2020 yılında masrafın yüzde 60’ını karşılaması gerek. Merkezi hükümet ne yaptı, revizyonda inşaat artışı vermekle plan notunda vermek arasında fark yok. İkisi de mevzuata aykırı, keşke imkan olsa artış yapmadan dönüşüm yapabilseydik. Emsal artışı ile birçok inşaat başlayıp bitti. Bu sadece belediyenin üstesinden gelebileceği bir durum değil. Hükümetin imar barışının önüne geçmesi lazım. Belediyenin müşavirlik hizmeti noktasında devam eden çalışmaları için takdir beklerken eleştiri duyuyorum. Yarın deprem olursa insanların hayatını kurtaracak inşaatı kim yapıyorsa başımın tacıdır. 100’ün üzerinde imkanı yetmediğinden ruhsat almaya gelmemiş insan var. Bayraklı Belediyesi TC’nin bir ilçesi, içinde olduğumuz durumun, ekonominin durumunun nedeni belediye değil. İnşaat masraflarının artması, enflasyonun artması belediyenin sorumluluğu değil.
 
“HAVUZ DEPREME DAYANIKSIZDI”
 
Havuz kafede hibe ya da bağış konusunda, biri iyilik yapmak istiyorsa onlarca yoksul var, destek versinler. Ne ben ne de hiçbir arkadaşımız şahsına ya da belediyeye hibeyi kabul etmiyoruz, bu kadar ihtiyaç varken havuz, kreş yapsın, yoksullara yardım etsin. Belediyemizde kim hangi hizmeti getiriyorsa başımızın üstünde yeri var, tüm yerlerimizi yatırımlara açmaya hazırım. Bayraklı’ya gelip havuz yapmaları bizim iftihar edeceğimiz bir durum. Daha denize girmeyen binlerce çocuğumuza hizmet edecek o havuzu hayata geçireceğiz.  1984 yılında yapılmış havuzumuz, her gün 7 ton su kaybeden, yıkılmaya hazırdı. Testlerde c7 -8 çıktı. Depreme dayanıksız bir yerde açarım, çalıştırırım diyemedim, insan canı söz konusu. Kız yurdunda da İzmirgazın ruhsatsız bağlamış olduğu bir alan, Valilik de burada depreme dayanıklılık testi istedi. Yapıldı, yasallaşma süreci sürüyor, tadilatları yapılınca açacağız.
 
“5 OY FAZLA ALMAK İÇİN İNSANLARIN DUYGULARIYLA OYNANMAZ”
 
Depreme dayanıksız yapıların dönüşümü benim önceliğim, deprem vergileri toplanırken, deprem olmadan önlemi alınmalı. 22 yılda bunlar gerçekleşmedi. 1960’lı yıllardan sonra nüfusun kentlerde yoğunlaşması ve imar barışlarının sonucunu yaşıyoruz. 2 katlı yere 5 kata izin verirseniz o kişi bunu kendinde hak görüyor. Yolu işgal ettiği halde ona hak tanıyan mı suçlu, onu komşusuyla uzlaştırmaya çalışan belediye mi suçlu! Dönüşmesi gereken tüm alanlarda, alkış Bakanlık da olsun, nasıl bir karar gerekiyorsa mecliste geçirmeye hazırım. 5 oy fazla alabilmek için insanların duygularıyla oynanmaz.