CHP İzmir'den 'virüs' zirvesi... 6 maddelik bildiri... Özkan, Soyer ve Yücel ne dedi?

GERÇEKİZMİR - Koronavirüs salgını nedeniyle partilerde toplantı ve yüz yüze iletişim dönemine ara verirken, CHP İzmir bir ilki gerçekleştirdi.

Genel Başkan Yardımcısı Tuncay Özkan, CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ve  milletvekilleri gazetecilerin katılımıyla skype üzerinden basın toplantısı düzenledi.

6 MADDELİK BİLDİRİ

İl Başkanı Deniz Yücel, basın toplantısında il başkanlığı ve vekiller adına atılması gereken adımlarla ilgili ortak bir bildiri okudu.

1000 ERZAK PAKETİ DESTEĞİ

İl Başkanı Yücel,  Büyükşehir Belediyesi’nin başlattığı dayanışma kampanyasına destek olacaklarını açıkladı. Yücel, “CHP İzmir İl Yönetim Kurulu Üyeleri ve partinin vekillerinin kurumsal dayanışmanın bir parçası olmak adına Büyükşehir Belediyesi’nin yardım kampanyasına 1000 erzak paketiyle destek olacağız” dedi.

YÜCEL’DEN DEÜ’YE ELEŞTİRİ

İl Başkanı Yücel, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin, Dokuz Eylül Üniversitesi Araştırma Uygulama Hastanesi’nde görev yapan sağlık çalışanlarının yararlanmaları adına yurt kiralaması sonrası Dokuz Eylül Rektörülüğü’nün bu adımı ‘ihtiyaç yok’ gerekçesiyle kabul etmemesini eleştirdi.

Yücel şunları söyledi;

“Sağlık çalışanlarının konaklamaları için Büyükşehir Belediyemiz önemli bir adım atmış. Ancak bu samimi adım iktidarla aynı düşüncede olan yöneticiler tarafından karşılık bulmamıştır.

Büyükşehir otel ve yurt kiraladı. Kiralanan yurt Dokuz Eylül Üniversitesi’nde görev yapan sağlık çalışanları içindi ancak Başkanımız Tunç Soyer’in samimi adımı ne yazık ki Üniversite Rektörlüğü tarafından ‘ihtiyaç olmadığı’ gerekçesiyle reddedildi. Sayın Rektör( Nükhet Hotar) geçmiş yıllarda AKP’de Genel Başkan yardımcılığı yapan bir kişi…Burada biz birlik beraberlik ve gerçekten samimi dayanışma yakalamak ve salgınla mücadele etmek istiyorsak geçmişte ne yaşanmışsa yaşansın hangi ideolojiden olursa olsun tüm yöneticilerin bundan arınarak birlik beraberlik dayanışma duygusuna katkı koyması gerek. Bize ulaşan sağlık çalışanları var Dokuz Eylül Üniversitesi’nden... Konaklama ihtiyacı olduğunu söylediler. Hastaneye yakın bir yerde konaklama ihtiyacı olduğu başvuruları alıyoruz. Umarım ‘ihtiyaç olmadığı’ gerekçesiyle yapılan yanlıştan vazgeçilir”

“BİZE GELEN RAKAMLAR BAKANLIĞIN AÇIKLADIĞI RAKAMLAR”

Yücel, bakanlığın açıkladığı ‘vaka ve ölüm sayılarının’ sorulması üzerine, “ Bize gelen resmi rakamlar bakanlığın açıkladığı rakamlardır. Önemli olan toplumun yanlış bilgilendirilmemesi. Bu süreci en başta yürüten kurumların şeffaf şekilde açıklamaları paylaşmaları önemli. Sosyal medyada farklı şeyler yazılıp çizilebilir. Bizler resmi kurumların açıklamasını önemsiyoruz” dedi.

TABİP ODASI ÇAĞRISI

Yücel, genelgeyle Valilikler başkanlığında oluşturulan kurula Tabipler Odası’nın dahil edilmesi gerektiğini, odayı dışarıda bırakarak salgınla mücadelede başarılı olunamayacağını söyledi.

SOYER TEŞEKKÜR ETTİ

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, 1000 erzak paketi desteği için il yöneticilerine ve vekillere teşekkür etti. Soyer, “Davranışınız İzmir’e örnek olacak” dedi.

‘BAŞKANIN GÜNLÜĞÜ’NÜ ANLATTI

Soyer, ‘başkanın günlüğü’ adı altında her gün virüsle mücadele kapsamında vatandaşı bilgilendireceklerini söyledi. Soyer, “  Yeni bir uygulama başlattık. Günlüğümüzü her gün paylaşacağız. O gün kaç haneye ulaştık, nerelere termal kamera takıldı, hangi sorunlar oldu, neleri çözdük neleri çözemedik bunu her gün anlatacağız.  Vatandaşı tedirgin eden şey belirsizlik. İnsanlar belirsizlik içinde umutlarını kaybediyor. Biz bunu şeffaflık, demokrasinin gereği olarak yapıyoruz. Bizi izlemeye devam edin. Soru sormaya ihtiyaç duymadan her gün yaptıklarımızı göreceksiniz” dedi.

DEÜ’NÜN CEVABINA: ÇOK ÜZÜLDÜM

Soyer, Dokuz Eylül Üniversitesi’nin Büyükşehir’in konaklama jestine verdiği olumsuz yanıtla ilgili olarak, “ Yurt meselesi gerçekten üzücü. Kiraladığımız bir yere ‘böyle bir talepte bulunmadık’ cevabı verilmesi ve basınla paylaşılması gerçekten çok üzücü. Nasıl bir kibir anlamış değilim. İhtiyacınız olmayabilir ama nezaketen teşekkür edebilirsiniz. Bunu düşünmemek üzücüydü. Çok üzüldüm” dedi.

“KONTROLLÜ KARANTİNA BAŞLAMASI GEREK”

Soyer, kontrollü karantina çağrısı yaptı. Soyer, “ Sokağa çıkma yasağı talebimiz var. Salgınla dünyanın mücadelesini görüyoruz. Görüyoruz ki salgın büyüyecek. O takdirde sağlık alt yapımız yatak sayılarımız kadrolarımız ekipmanımız yetersiz kalabilir. Sağlık sistemi çökebilir. Çöktüğü takdirde geri düşeriz mücadelede. Çağrımızın nedeni salgının yayılım hızını düşürmek. Sokağa çıkma yasağından çok kontrollü karantina. Şu saatte derhal kontrollü karantina uygulamasına başlanması gerek” dedi.

VEKİLER DE SÖZ ALDI

Toplantıda vekiller de söz aldı. CHP İzmir Milletvekili Selin Sayek Böke, hükümetin süreçte katılımcı ve şeffaf yönetim göstermesi gerektiğini söylerken, güçlü bir ekonomik pakete ihtiyaç olunduğunu söyledi.

SINDIR’DAN BAĞIŞ SALVOSU!

CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır ise topyekün mücadeleye dikkat çekti. Sındır, bilim ve akılla iktidarın muhalefetin ve vatandaşların el birliğiyle mücadele etmesi gerektiğini söyledi. Sındır, yaşanan ‘bağış’ polemiği içinse, “ Belediyelere bağış kabul etme hakkını kanun veriyor. Bu kanunun verdiği hakkın yok sayılması ve diğer başka hukuki mevzuatların öne sürülerek hakkın sınırlandırılmasını ve gasp edilmesini kabul edilemez” dedi.

SERTER: İŞ DÜNYASI ÇÖKMÜŞ DURUMDA

CHP’nin işadamı milletvekili Bedri Serter ise iş dünyasının allak bullak olduğunu söyledi. Serter, “ Çok vahim günlerden geçiyoruz. İş dünyası allak bullak! Herkes dükkanlarını kapatmış vaziyette. Sanayi bölgelerinde fabrikalar işçileri dönüşümlü çalıştırıyorŞu anda iş yerlerini açan insanların müşteri bulabilme imkanı yok. Tunç Başkanımız da ricada bulunmuştu, AVM’ler kapandı. Hükümet bu işsiz kalan kardeşlerimize yardım etmek zorunda. İş dünyası çökmüş vaziyette. Pansuman ilaçlarla tedavi mümkün olmuyor” dedi.

ÖZKAN: DAYANIŞMAYLA UMUTLA AŞACAĞIZ

Basın toplantısının sonunda sözü CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Tuncay Özkan aldı.

Merkezi hükümetin gerekli önlemleri almadığını söyleyen Özkan,  şunları söyledi;

“  Büyükşehir Belediye Başkanımızın ve bizim açıklamalarımızı dikkate almalı hükümet. Sağlık ocakları kapatıldı yakın zamanda. Ciddi bir zafiyet. Büyükşehir Başkanımızın her an dile getirdiği bizim de yerine getirilmesini istediğimiz önerileri hayata geçmeli. Kontrolü karantina olmalı. Sokağa çıkma engellenmelidir. Yoksa salgının önüne geçmek mümkün olmayacak. Belediye başkanlarımız temizlik konusunda seferber oldu. Merkezi hükümetin kararlığı önemli. Bunu görmedik şuana kadar. Dayanışmayla umutla aşacağız. Türkiye’nin yönetilemediği savrulduğunu görüyoruz.Büyükşehir Belediye Başkanımızın, vekillerimizin katkıları o nedenle çok değerli. Önümüzde çok zor günler var. Özellikle 3 hafta… Biz İzmir’de, İzmir’in her karışını virüse karşı savunarak merkezi yönetim boşluğuna karşı savunarak az hasarla aydınlık günlerine kavuşturacağız."

6 MADDELİK BİLDİRİ

İl Başkanı Deniz Yücel, basın toplantısında il başkanlığı ve vekiller adına atılması gereken adımlarla ilgili ortak bir bildiri okudu. Yücel şunları söyledi;

Tüm dünyayı etkisi altına alan "corona virüs" ün sebep olduğu covid 19 hastalığının etkileri, maalesef en ağır şekilde ülkemizde de hissediliyor. Corona virüs din, dil, ırk, cinsiyet, zengin, fakir ayırt etmeden insanlarımızın ölümüne neden oluyor, yaşamlarını tehdit ediyor.

Bu salgın, salt bireyin ve toplumun sağlığını tehdit etmekle kalmıyor ayrıca ekonomik, sosyal, kültürel ve yaşamın her alanında yıkımlara neden oluyor.

Her şeyden önce bu kritik süreçte canlarını hiçe sayarak gece - gündüz demeden fedakarca çalışan doktorlarımız ve tüm sağlık çalışanlarımıza ve temel ihtiyaçların karşılanması için büyük bir özveriyle çalışan emekçilerimize gösterdikleri özveriden dolayı teşekkür ediyoruz.

Tüm insanlığı tehdit eden bu salgına karşı, hiç bir ayrım ve farklılık gözetmeksizin millet olarak birlik ve beraberlik içerisinde dayanışmamızı, moral ve mücadele azmimizi en yüksek seviyede tutmamız gerektiğinin bilincindeyiz. Ancak bu süreçten millet olarak en az can kaybıyla, en zararsız bir şekilde çıkmak istiyorsak "aklı ve bilimi” kendimize rehber edinmek zorundayız.

Akıl ve bilimden uzak, geç kalınan tedbirlerle, taksit taksit alınan tedbirlerle salgınla ve salgının yaratacağı ekonomik ve sosyal tahribatla mücadelede başarılı olmak mümkün değildir.

7 maaşımı bağışlıyorum diyerek, televizyon ekranlarından IBAN numarası paylaşarak, ağır ekonomik koşullar altında yıllardır ezilen, bedel ödeyen halkımızdan, sosyal devleti yok sayan bir anlayışla para isteyerek, salgınla mücadelede başarılı olmak mümkün değildir.

Genel başkanımız sn. Kemal Kılıçdaroğlu'nun geçtiğimiz günlerde salgınla ve salgının ekonomik ve sosyal etkileriyle mücadele konusunda 13 madde halinde kamuoyuyla paylaştığı önerilerin hükümetce dikkate alınarak ivedi bir şekilde hayata geçirilmesi gerekmektedir.

Bizler CHP İzmir il örgütü ve İzmir milletvekilleri olarak; şu hususlara bir kez daha kamuoyunun dikkatini çekmek istiyoruz.

1- Corona virüs ve covid-19’a karşı mücadele sadece resmi tedbirlerle değil, halkın bu sürece toplumsal bilinç ve dayanışma duygusu ile sahip çıkması ile mümkündür.

Bakanlığın şeffaflığı konusunda toplumun ve bizlerin endişeleri var.

Toplumun bilgi sahibi olması mücadele sürecini sahiplenmesini sağlayacak,

Tersi bir durum ise korku ve endişeyi artıracaktır. o yüzden tüm bilgiler şeffaf bir biçimde halkla paylaşılmalı, başta seçilmiş yerel yönetimlerle olmak üzere her türlü toplumsal dayanışma desteklenmelidir.

2- İktidarın topluma yapmış olduğu "evde kalın çağrısı" yetersizdir. eğer bu salgının daha fazla yayılması samimiyetle önlenmek isteniyorsa, "derhal sokağa çıkma yasağı" ilan edilmelidir.

3- Devlet olmanın gerekleri siyasal iktidar tarafından derhal yerine getirilmeli, sokağa çıkmamanın açlık anlamına gelmemesi için devlet gerekli tüm adımları atmalı ve vatandaşına sahip çıkmalıdır. Suriye'lilere 40 milyar dolar harcamakla övünen hükümet, kendi vatandaşına daha fazla sahip çıkmalı, ihtiyaç sahibi tüm vatandaşlarımıza erzak ve nakit para olmak üzere her türlü ayni ve nakdi yardımları tereddütsüz yapmalıdır.

 4- İllerde Vali'ler başkanlığında oluşturulan "pandemi kurullarına" tabipler odası, eczacılar odası, gıda mühendisleri odası, barolar, diğer akademik ve ekonomik meslek kuruluşları ile sendikaların da dahil edilmesi gerekmektedir. Çalışmalar ülke düzeyinde ve iller düzeyinde, en şeffaf ve katılımcı şekilde yürütülmelidir.  

5- Yerel yönetimlerin salgınla mücadelede hükümet eliyle  genelgelerle  etkisizleştirilmeye  çalışılması son derece yanlış ve tehlikelidir. Bu uygulamalara derhal son verilmesi, merkezi yönetim ve yerel yönetimlerin birlikte ve eşgüdüm içerisinde çalışması sağlanmalıdır. Bu bağlamda belediyelerimizin 5393 sayılı belediyeler kanunu ve 5216 sayılı büyükşehir belediyeleri kanunu’ndan gelen “bağış kabul etme” haklarının içişleri bakanlığınca bir genelge ile hukuksuz bir şekilde gasp edilmesi anayasa ve hukukun üstünlüğü ilkesine aykırıdır, asla kabul edilemez.

6- Hastalıkla burun buruna, büyük bir özveriyle görev yapan sağlık çalışanlarımızın ve ailelerinin her türlü ihtiyaçlarının karşılanması, koruyucu maske, eldiven, siperlik, koruyucu giysi vb. temel malzeme ihtiyaçlarının eksiksiz bir şekilde temin edilmesi, görev yaptıkları hastaneler ve sağlık kuruluşlarının yakınında konaklama imkanı sağlanmalıdır. Birlik, beraberlik ve dayanışma çağrıları; iktidar tarafından sözde değil, özde ve samimiyetle hayata geçirilerek ulus olmanın temeli, "tasada ve kıvançta birlik" duygusu  "salgınla mücadelede birlik" şeklinde devletin tüm kurumlarının işleyişine de yansıtılmalıdır. Biz de Cumhuriyet Halk Partisi İzmir il yönetim kurulu ve İzmir milletvekilleri olarak bu toplumsal dayanışmanın bir parçası olmak bakımından, İzmir Büyükşehir Belediyesinin ihtiyaç sahiplerine yardım kampanyasına, 1000 erzak paketiyle destek olacağımızı kamuoyuyla paylaşmak istiyoruz.