CHP Konak İlçe Başkanlığı Çevre Komisyonu, Başkan Çağrı Gruşçu öncülüğünde, 5 Haziran Dünya Çevre Günü vesilesiyle, Türkiye’nin 19 yıllık çevre sorunlarına dair değerlendirmede bulundu. CHP Konak İlçe Başkanlığı Doğa Komisyonu Yürütme Kurulu Üyesi Simge Tokgöz, Türkiye’de 19 yıl boyunca bir çevre talanı meydana geldiğini aktararak, “AKP hükümetinin geride kalan tam 19 yılda bizlere yaşattığı sayısız çevre katliamı, bugün geldiğimiz noktada dayanılmaz ve katlanılamaz bir hal almıştır. Buradan Amasya, Bolu ve Trabzon’da ki yaylalarımızı imara açanlara, İzmir’imizin en büyük doğa harikalarından olan Kuş Cenneti ve Gediz Deltasında jeotermal kaynak arayanlara, Rize’nin Güneysu İlçesine hidroelektrik santrali kurmaya çalışanlara, Seferihisar’daki asırlık zeytin ağaçlarının bulunduğu alana Jeotermal Enerji Santrali kurmaya çalışanlara, Beykoz Ormanlarını imara açanlara, Bergama’da faaliyet gösteren granit ocağını büyütmek için Çam ağaçlarını tehlikeye atanlara, 32 Endemik bitkiye yuva olan Uludağ’da yapılaşmanın önünü açanlara, Trakya’nın akciğerleri konumunda olan Istranca Ormanları’na taş ocakları kurup milyonlarca ağacın kesilmesine sebep olanlara, Kaz Dağları’na maden ocağı kurmaya çalışanlara, Van'ın Gürpınar ilçesine mermer ocağı kurmaya çalışanlara, Salda Gölünü millet bahçesi yapmaya çalışanlara, İkizdere’ye taş ocağı kurmaya çalışanlara sesleniyoruz. Bir dereyi, bir ormanı, bir yaylayı, bir yaşam alanını yok ederken hiç mi vicdanınız sızlamadı” diye sordu.
“AKP İKTİDARININ SON KULLANMA TARİHİ DOLDU”
19 yıldır kendi çıkarları hariç hiçbir insanı, hayvanı, bitkiyi kısacası hiçbir canlıyı düşünmeyen AKP hükümetinin son kullanma tarihi artık dolmuştur. Yıllardan beri devam ettirdikleri doğa katliamının geri dönülmez bir noktaya geldiği kaçınılmaz bir gerçektir. Anadolu’muzu parsel parsel yandaş müteahhitlere satan şahsım hükümeti bugüne kadar Erzincan ve Dersim’in yüzde 52’sini, Artvin’in yüzde 71’ini, Muğla’nın yüzde 59’unu, Kazdağlarının ise yüzde 79’unu maden firmaları için ruhsatlandırdı. İklim krizinin artık geri dönülemez noktalara geldiği günümüzde, geleceğimiz için hayati öneme sahip olan ormanlara, tarım alanlarına, sulak alanlara, meralara yalnızca rant aracı olarak bakılması, yapılaşmaya, madencilik projelerine açılması ve bunun sonucunda daha fazla betonlaşması asla kabul edilemez. Eğer nefes almaya devam etmek istiyorsak doğayı korumak bizler için bir tercih değil zorunluluktur. Biz Cumhuriyet Halk Partisi’nin emekçileri olarak, doğaya, hayvana, insana kısacası nefes alan tüm canlılara saygıyla yaklaşmayı kendimize görev edindik. Ve bunu her daim sürdürülebilir kılmayı başarmak adına çalışmalarımıza hız kesmeden devam ediyoruz. Çok yakında, Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında daha yeşil ve doğanın korunduğu bir Türkiye’de hep birlikte buluşacağız” diye konuştu.
“DOĞA TAHRİBATI CAN YAKIYOR”
CHP Konak İlçe Başkanı Çağrı Gruşçu ise, “5 Haziran Dünya Çevre Günü bu sene Ekosistem Restorasyonu teması ile Pakistan'ın resmi ev sahipliğinde kutlanacaktır. Ekosistem restorasyonu, doğayı sömürmekten iyileştirmeye gitmek için hasarın önlenmesi, durdurulması ve tersine çevrilmesi anlamına gelmektedir. Bizi kıskanan ülkeler, ekosistem restorasyonunu tartışa dursun; ülkemizdeki doğa tahribatı çok üzücü, zarar verici ve can yakıcı boyutlara gelmiştir. AK Parti hükümetinin bitmek bilmeyen skandallarının en çok karşımıza çıkardığı konulardan bir tanesi de doğa ile tam 19 yıldır bitmek bitmeyen hesaplaşmalarıdır. Buradan AK Parti Hükümetine soruyorum: Dünya gündeminde yer alan iklim kriziyle nasıl mücadele edeceksiniz? Emisyon değerlerini saklayarak ya da kirliliğin az olduğu konumlarda hava ölçümleri yaparak mı? Kentlerdeki nüfus artışını büyütecek politikalarla mı? Tüketim alışkanlıklarını artırarak mı? Yaşam alanlarımızı betonlaştırarak mı? Ülkemizin dört bir yanında hız kesmeden sürdürdükleri doğa katliamı artık gelecek nesiller için de büyük bir tehlike haline gelmiştir. Skandalların son halkası konumundaki Kanal İstanbul Projesi, İzmir Aliağa'daki gemi sökümleri sırasında çevreye saçılarak halk sağlığını tehdit eden asbest ve doğa tahribatını sürdürdükleri birçok bölgede Cumhuriyet Halk Partisi olarak süreçlerin her zaman yakın takipçisi olmaya devam ediyoruz” açıklamasında bulundu.
“CHP OLARAK SÖZ VERİYORUZ”
Başkan Gruşçu, iktidara geldikten sonra çevreye karşı hassas ve koruyucu politikalar geliştireceklerine dikkat çekerek, “Biz doğanın ve tüm canlıların koruyucusu bir parti olarak tüm yurttaşlarımıza söz veriyoruz. Gerçekleşecek ilk seçimlerde iktidar olduğumuzda; Fosil yakıtlardan tamamen vazgeçeceğiz, enerji dönüşümünü gerçekleştirerek doğaya zarar vermeyen, doğa haklarını ihlal etmeyen bir yaklaşımla temiz, erişilebilir enerji kaynaklarına geçiş sağlayacağız. Paris Anlaşması’nı TBMM’de onaylanarak yürürlüğe koyacak ve anlaşma yükümlülüklerini yerine getirme yönünde program ve takvim hazırlayacağız. Geri dönüşü ve telafisi mümkün olmayan zararlar verecek iklim değişikliğine karşı, tüm canlılar için en temel hak olan yaşam hakkını savunacak tarihsel sorumluluk ve iklim borcu prensiplerini içeren bir İklim Yasasının yürürlüğe konulması için sivil toplum örgütleriyle ortak çalışmalar düzenleyeceğiz. İklim yasası kapsamında, mevcut diğer yasal düzenlemeleri yeniden ele alarak İklim Yasasıyla uyumlu hale getireceğiz. İklim, coğrafya, kültür ve benzeri özelliklerle uyumlu kent, ulaşım, konut, gıda, sanayi, çalışma politikalarını uygulamaya geçireceğiz. Kentsel yayılmayı önlemeye ve sınırlandırmaya yönelik tedbirler alacağız. Kır ve kent ilişkisini eşitlik, iklim adaleti temelinde inşa ederek kentlerin su, gıda, enerji ve diğer ihtiyaçlarını ekosisteme, doğal alanlara zarar vermeden yerel ölçekte çözeceğiz. Kömür nedeniyle heba edilen tarım alanlarının, meraların, ormanların haddi hesabı yoktur. Elektrik üretileceği için yaşamından, üretim aracından, toprağından koparılmış milyonlarca yurttaşımıza, söz konusu alanları eski haline getirerek iade edeceğiz” dedi.
“BİZ, HALKIN HÜKÜMETİNİ KURACAĞIZ”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun 13 maddelik“İkinci Yüzyıla Çağrı beyennamesi”ni hatırlatan Başkan Gruşçu, “Biz söz veriyoruz, ilk seçimlerde Cumhuriyet Halk Partisi önderliğinde halkın hükümetini kuracağız ve bunların hepsini yapacağız. Güzel ülkemizi vatandaştan alıp kendi cebine koyan, doğayı katledip arazisini yandaş müteahhide peşkeş çeken bir zihniyetle değil, doğayı ve tüm canlıları koruyan bir anlayışla yöneteceğiz. Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’nin 37. Olağan Kurultay’ında sunduğu ve oy birliğiyle kabul edilen 13 maddelik “İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi”nin 10’uncu maddesi “Gelecek Nesiller için Ekosistem Hakkını Koruyacağız” demektedir. Yalnızca bu cümle bile gelecekte tüm canlıların yaşam haklarını koruyacağımızın ve doğaya saygılı bir gelecek oluşturacağımızın teminatıdır. Biz, gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya teslim etmek için üzerimize düşen sorumluluğun bilincindeyiz. Canlı ve cansız varlıklar olarak bir ekosistemin parçasıyız. Sağlıklı işleyen bir ekosisteme sahip dünyaya doğma hakkı, henüz doğmamış olan nesillerin hakkıdır. ‘Sürdürülebilir Yaşam’ anlayışı ışığında iktidar olduğumuzda bu hak Anayasal güvence altına alınacaktır” diye konuştu.