CHP'li Bakan '7 Ocak tercihi'ni açıklayan ilk vekil oldu: Bir oyum var...

GERÇEKİZMİR - CHP İzmir’de 1 numaralı gündem 7 Ocak’taki il kongresi...

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu il başkanlığı için ‘uzlaşı aday’ sloganıyla başlattığı çalışma sonrası, örgüte isim önerdi. Kocaoğlu, Büyükşehir Belediye Meclisi CHP Grup Sözcüsü Deniz Yücel ismini ‘uzlaşı aday’ olarak ortaya koydu.

Yücel il binasında düzenlediği toplantıyla adaylığını açıklarken, örgütten ‘tecrübesiz’, ‘dayatma aday’ ve ‘emeği yok’ eleştirileri geldi.

İl Eski Başkanı Ali Engin’in “Doğru seçim” dediği Yücel’e bir destek de İzmir Milletvekili Murat Bakan’dan geldi.  İl kongresi süreciyle ilgili çarpıcı değerlendirmelerde bulunan Bakan, kongrede oy vereceği ismi ilk açıklayan vekil oldu. Yücel için farklı kesimden partililerin bir araya gelerek desteklediği ortak bir iradenin adayı olduğunu düşündüğünü ifade eden Bakan, “Kafamda genç aday olmalı fikri vardı. Çok nitelikli, ismi geçen genç arkadaşlarımız var ancak sadece bir oyum var ve tercihim de kesinlikle Deniz Yücel’in lehinedir” dedi.

Bakan’ın Gerçekizmir’e yaptığı açıklamalar şöyle:

EKSİK VAR AMA…

İl kongresi İl kongresi süreci genel anlamda sağlıklı yürüdü mü?

MURAT BAKAN: CHP, Türkiye’deki başka hiçbir partiye benzemez, CHP’li üyeler ise başka partilerdeki üyelere benzemez. Bizim demokrasi geleneğimiz çok güçlüdür. Bir parti düşünün ilk kongresi Sivas kongresi olan, ilk 3 kurultayında 6 ok benimsenmiş, 1950 kurultayında  İsmet paşaya rağmen Kasım Gülek’i Genel Sekreter seçen bir parti.  Kongreler CHP’de daima çetin geçer ama sağlıksız değildir. Sağlıksız olan demokratik mücadelenin yapılmadığı kongrelerdir ki oda bizde yok. Eksik yok mu elbette var ama bunları da dile getirdik getiriyoruz. Örneğin üye yapısının partiye oy veren seçmeni yansıtması gerekir ancak bu noktada sıkıntı var. Üye yapısını daha sağlıklı hale getirirsek kongre süreçleri de buna paralel olarak daha sağlıklı, daha üretken olur. Bir başka eleştirel baktığım nokta da Genel Başkan’ın ve bizlerin tüm uyarılarına rağmen zaman zaman yerel yönetimler kongre sürecine elindeki kamu gücü ile müdahale etmesiydi. Bu yöndeki tüm eleştirilere rağmen seçilen arkadaşlarımız da bu partinin emektarlarıdır ve kongrelerde özgür iradeleri ve sağ duyuları ile hareket ederler. Buna hiç şüphem yok.

İKİNCİ GÖRÜŞME OLSAYDI DAHA ŞIK OLURDU

Aziz Bey’in ‘uzlaşı aday’ mesaisi doğru muydu? Samimi buldunuz mu görüşmelerini?

MURAT BAKAN: Bu olağan kabul edilmesi gereken bir işti. Bence eleştirilmesi gereken bugüne kadar neden yapılmadığıdır. Ben iki yıldan uzun zamandır milletvekiliyim. İlk defa Büyükşehir Belediye Başkanı ile resmi toplantılar dışında görüştük. Bu gecikmenin nedeni  son 2.5  yıllık zaman diliminde Türkiye’nin olağanüstü yoğun bir gündeme sahip olmasıdır. Bu süre içinde ülkemiz 2 genel seçim, 15 Temmuz darbe girişimi ve ardından 20 Temmuz sivil darbesini yaşadı. Anayasa referandumu ve içinde bulunduğumuz OHAL koşullarını düşündüğümüzde yoğun meclis mesaisi geçirdik. Ancak tüm bunlara rağmen bu tip görüşmelerin sadece Aziz beyle değil, örgütün İlçe Başkanları ile, Belediye başkanları ile rutin olarak yapılması gerekir kanaatindeyim. Yoldaşlık böyle gelişir. Birbirinizden beslenir, ortak akılla çözüm üretirsiniz. Aziz beyle görüşmemiz samimi bir ortamda geçti. Bir aday belirlemenin ötesinde müzakere etme şeklindeydi. Bu bakımdan doğru atılmış bir adımdır. Sayın Genel Başkanımızın da benim gibi düşündüğünü biliyorum. Aziz Bey ikinci bir görüşme organize edeceğini beyan etti. Bu gerçekleşseydi kanaatimce daha şık ve doğru olurdu. Nihai olarak görüşmek, müzakere etmek doğrudur ve bugüne kadar bu iletişim neden oluşmuyor diye eleştirenler iletişim kurulduğunda bunu eleştirirlerse tüm inandırıcılıklarını yitirirler.Bu süreçte bir adayda uzlaşılmadı aslında. Ortada henüz kesinleşmiş adaylıklar da yok. Kendi adıma bir profil tarif ettim. Genç olsun, mümkünse kadın olsun, iyi eğitimli olsun ve en önemlisi parti politikalarını her yerde en iyi şekilde anlatabilecek yetenek, bilgi ve birikimde olsun. Sevinerek görüyorum ki çok sayıda bu niteliklere sahip genç arkadaşımızın adı geçti, geçiyor. Tabi genç derken bizim partinin ortalamasına göre genç arkadaşları tarif ediyorum. Oysa Avusturya Başbakanı Sebastien Kurz 31 Fransa Başbakanı Macron 40, Çipras 43, Kanada Başbakanı Justin Trudeau ise benimle aynı yani 46 yaşında. Hedef görünür gelecekte partiyi daha da gençleştirmek olmalı ancak bugün 35 – 40 yaşlarında çok sayıda İl başkanı adayımız olması beni mutlu ediyor.

AZİZ BEY’İN DENİZ’E DESTEK VERMESİNE SEVİNDİM

Aziz Bey’in ‘uzlaşı aday’ olarak açıkladığı Deniz Yücel için Genel Sekreter Kamil Okyay Sındır’dan ‘dayatma aday’ tepkisi geldi. Deniz Yücel uzlaşı adayı mı? Dayatma adayı mı?

MURAT BAKAN: İzmir, partinin Genel Başkanı’nın, Genel Sekreterinin, Genel Başkan Yardımcısının, çok sayıda parti meclisi üyesinin ve toplamda 14 milletvekilinin olduğu bir kent. Bu kentte bir aday dayatılabilir mi? Parti içindeki konumunuz dikkate alındığında aslında siz dayatıldığını söylediğiniz adayın karşısında yarışanlara avantaj sağlamış  ve partinin Genel Sekreteri olarak kimi benimsemediğinizi deklare etmiş bulunuyorsunuz. Bu noktada Sayın Genel Sekreterimizden ayrılıyorum. Eğer kazanırsa, kendisini de seçmiş delegenin takdir ettiği bu arkadaşla çalışmak durumunda kalacak. Dolayısıyla negatif yönlü açıklamalar doğru değil diye düşünüyorum. Açıkça ifade edeyim ki herkesin desteklediği bir aday olabilir.. Ancak desteklenen adayın seçileceğinin garantisi yok.  Kongrede kim seçilirse seçilsin bizim partimizi temsil edecek ve o yönüyle çok kıymetlidir bizim için. Ben Deniz Yücel’i çok uzun süredir tanırım. Çok başarılı, saygılı, çalışkan ve dürüst bir arkadaşımızdır. Solcu, Atatürkçü, CHP’li bir aileden gelmekte ve partinin değerlerini özümsemiş bir kardeşimizdir. Açık yüreklilikle belirteyim ki Deniz Yücel’in ismini Aziz beyden duymadım. İzmir örgütünün de ondan duyduğunu sanmıyorum. Deniz Yücel  bana ilk olarak Buca’lı üyeler tarafından zikredilmişti ve ben de çok doğru bir tercih olacağı yönünde karşılık vermiştim. Daha sonra Aziz bey’in de Deniz’e destek vereceğini öğrenince açıkçası buna sevindim. Çünkü Deniz benim de daha önce şerefle 5 yıl yaptığım İBB grup sözcülüğü görevini 4 yıldır hakkıyla yerine getirmektedir. Grupta Partimizin ve başkanımızın görevini en iyi şekilde yapması için büyük bir çaba ve emek sarf etmiştir. AKP ye karşı saygın ve dik bir duruş ortaya koymuştur. Bu yönüyle farklı kesimden partililerin bir araya gelerek desteklediği ortak bir iradenin adayı olduğunu düşünüyorum.

SÜRECİN ŞAHSİLEŞTİRİLMESİ DOĞRU DEĞİL

Süreci tamamen Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu'nun yürütmesi örgütte rahatsızlık yarattı mı?

MURAT BAKAN:  Yukarıda değindiğim gibi bence süreç kendiliğinden ve öz dinamikleriyle gelişti. Aziz bey sadece organizasyonu sağladı. Eleştirileri geçmişte karşılıklı olarak yapılan hatalara bağlıyorum. Güven ilişkisi kaybedilmiş ne yazık ki. Bunun üstesinden gelebiliriz. Hepimiz Cumhuriyet’in ilke ve değerlerini benimsemiş inançlı vatanseverleriz. Aramızdaki iletişim eksiklerini giderebiliriz, daha doğrusu gidermeliyiz. Aziz beyin desteklediği adayın sadece onun destekliyor  olması nedeniyle karşısında olmayı ya da yanında olmayı doğru bir tutum olarak değerlendirmiyorum. Herkes kendi düşünceleri doğrultusunda tercihini yapmalı kanaatimce. Süreç de bu şekilde yürüdü zaten. Daha önce belirttiğim gibi Aziz Bey organizasyonu yönetti ve kendi profilini tarif etti sadece. Herkes benzer istişareler yapabilir, biz de yapabilirdik milletvekilleri olarak. Bize 'Ne yapıyorsunuz, neden yapıyorsunuz' denilebilir miydi? Sürecin şahsileştirilmesini doğru bulmuyorum. Adaylar  kim olursa olsun liyakat önemli bence. Delegasyon buna göre karar vermeli. Örgütün tercihi oluşacak en nihayetinde. Bu arada ilçe başkanlarının girişimini de çok kıymetli buluyorum. Onların biraraya gelmesi, bir adayın arkasında durmamaları, örgütü temsilen tüm adaylar adaylıklarını açıklayana dek bağımsız kalmaları doğru bir tutumdur. Yine il başkanı olacak arkadaşlarımızın 3 seçimi kendisi aday olmaksızın yönetecek olması gerektiği yönündeki  açıklamalar çok kıymetlidir. Geçmişte biz bunu yaşadık kendisini bir yere taşımak için kilitlenen bir il başkanının ne partiye ne ülkeye hayrı oluyor.  Seçildikten kısa bir süre sonra istifa edip partiyi ülkenin kaderini belirleyecek referandumda yalnız bırakacak il başkanı da istemiyoruz. Biz bunları yaşadık geçmişte.İl Başkanlığı en önemli görevdir bu partide. Bilhassa İzmir İl Başkanı olmak eğer hakkıyla yaparsanız sizi tarihe geçirir. Şeref Bakşık bunun güzel örneğidir. Partinin 3 dönem milletvekilliğini, senatörlüğünü, Genel Sekreterliğini ve İl Başkanlığı’nı yapmış bir büyüğümüzdür ama sorsanız İzmir İl Başkanlığının tüm görevleri içinde en kıymetlilerinden olduğunu söyleyecektir. Bu niyetle aday olduğu görevin kıymetini bilecek arkadaşların hepsi de bizim için kıymetlidir. Bu bakımdan tekrar ediyorum örgütün aldığı tavır asıl belirleyici olandır, süreci örgüt yönetir ve kararı da örgüt verir.

YÜCEL’E YAPILAN ELEŞTİRİLER HAKSIZLIK

Örgütten Yücel için ‘tanınmıyor’ ‘emeği yok’ ‘tecrübesiz’ eleştirileri var? Bu eleştiriler haklı mı? Haksız mı?

MURAT BAKAN: Ben bu eleştirilerin benzerini kimin için duydum biliyor musunuz ? Sayın Genel Sekreterimiz için duydum... 'Partide il başkanlığı yapmamış, hiç örgüt görevi almamış bir insan partinin Genel Sekreteri olur mu?' dediler... Şimdi de aynı şeyi Deniz Yücel için söylüyorlar. Bu doğru bir yaklaşım değil. Bizim Türkiye’de TBMM grubundan sonra en güçlü grubumuz İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclis grubumuzdur. Bunun birkaç nedeni var. İlki İzmir’in Türkiye’de sosyal demokratlar için moral kent olmasıdır, diğeri iktidarda olduğumuz en büyük kent olmasıdır, sonuncusu ise grupta İl Başkanı Başkanlığında, 1 Büyükşehir Belediye Başkanı, 22 İlçe Belediye Başkanı, 114 tane kendi ilçelerinden süzülerek gelmiş meclis üyesinin olmasıdır. İBB grup sözcülüğü çok zor ve anlamlı bir görevdir. Grup toplantılarında kürsüye çıktığınızda karşınızdaki hazirun yukarıda saydığım kişilerdir. Ben de yaptım bu yüzden iyi bilirim. Bütün kararları incelemeniz ve savunabilecek kadar bilmeniz gerekir, bütçeyi, stratejik planı, performans programını, faaliyet raporunu ihtiyaçları vs. İyi bilmeniz ve diğer parti gruplarının ve özellikle de AKP’nin eleştirilerine karşı grubunuzu ve partinizi korumanız ve savunmanız gerekir. Yani kısacası grup sözcülüğü yapmak her babayiğidin harcı değildir. Özgüven gerektirir, belagat gerektirir, bilgi gerektirir. Bu nedenle Deniz’e emeği yok demek veya tecrübesiz demek en hafif tabiriyle haksızlıktır. Tam tersine çok önemli bir parti görevi icra eden kenti iyi tanıyan bir İl Başkanı adayımız var.

BİR OYUM VAR O DA DENİZ’E

Kongrede bir oyunuz var. Oy atacağınız isim veya profil belli mi?

MURAT BAKAN: Geçmişte de birlikte çalıştığım, milletvekilliği ön seçiminde bana aynı gerekçelerle açıkça destek veren, tavrını ve tarzını doğru bulduğum, genç ve dinamik arkadaşım Deniz’in il başkanı olmasının CHP’ye ve İzmir’e çok şey katacağını düşünüyorum. Diğer aday arkadaşlar ve ismi geçen arkadaşlar da çok kıymetli arkadaşlarımızdır. Kafamda genç aday olmalı fikri vardı. Çok nitelikli, ismi geçen genç arkadaşlarımız var ancak sadece bir oyum var ve tercihim de kesinlikle Deniz Yücel’in lehinedir.

BİRLİKTELİĞE İHTİYAÇ VAR

Kongreye 1 hafta kaldı. Aktörler ve örgüt bu 1 haftayı nasıl değerlendirmeli?

MURAT BAKAN: Herkes iyice düşünmeli, Partiyi ve memleketi bir adım öteye götürecek tercihlerde bulunmalıdır. Partimizin kavgaya değil birlikteliğe ihtiyacı var. Bu süreçte tabiki iddialar ve niyetler ortaya konmalıdır ama bunu hakaret etmeden yapmak gerekir. Çünkü 8 Ocak sabahı hep birlikte daha zorlu bir sürece gözlerimizi açacağız. Görevimiz partiyi iktidara getirmek ve bu güzel ülkeye hakkettiği seviyelere taşımaktır.

DOĞRU VE SAHİP ÇIKILMASI GEREKEN BİR KARAR

Belediye başkanlarının kurultay delegesi olmama yönündeki kararını nasıl yorumluyorsunuz?

MURAT BAKAN: Açıkçası çok doğru ve sahip çıkılması gereken bir karar olarak yorumladım. Örgütün önünü açmak gerekiyor. Çünkü aşağıdan pırıl pırıl, ateş gibi, cesur, eğitimli, çalışkan ve mücadeleye hazır bir gençlik geliyor.