CHP'li Özkan'la gündem: İktidara eğitim salvosu ve kredi çıkışı, 'aday' sorusuna net yanıt!

GERÇEKİZMİR - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Başdanışmanı ve İzmir Milletvekili Tuncay Özkan Gerçekizmir’e özel açıklamalarda bulundu.

İktidarı İzmir’in sorunları üzerinden sert sözlerle eleştiren CHP’li Özkan, eğitim, sağlık ve deprem sonrası kent yenileme konularına geniş bir parantez açarken, ‘mülteci sorunu’ hakkında da önemli açıklamalarda bulundu. Özkan, ‘Cumhurbaşkanı adayı’ sorusuna da net yanıt verirken, olası erken seçimde önseçim tartışması hakkında da konuştu.

CHP İzmir Milletvekil Özkan pandemi nedeniyle yaklaşık bir buçuk yıl aradan sonra zillerin yeniden çaldığı günlerde perdeyi eğitimle açtı. İzmir’in temel sorunlarından birinin eğitim olduğunun altını çizen Özkan merkezi hükümeti topa tuttu. Özkan, “İzmir’in temel sorunlarından bir tanesi eğitim... Çocuklarımız dün ders başı yaptı. Hepsine zihin açıklığı ve iyi bir eğitim yılı diliyorum ama İzmir’de 3 vardiya eğitim sistemi var. Sabah, öğlen, akşam... Sınıflar 30 kişilik... Öğrencilerin büyük bir kısmı hala deprem tehdidi altındaki okullarda eğitim görüyorlar. Bu İzmir’e reva görülemez! Türkiye’nin yüzü en aydınlığa dönük kentine bunu yaptığınız zaman büyük ayıp etmiş olursunuz. Merkezi hükümetin bu kente ve bu ülkeye yaptığı en büyük kötülük eğitim sorunudur. Bizim çocuklarımız deprem tehdidi altında eğitim görmeyi beklerken buna bir de öğretmen yetersizliği, derslik yetersizliği ekleniyor. Kent yoksulluğunun sürdüğü bölgelerde ne yazık ki vekalet öğretmen sistemiyle yürütülen bir eğitim... Bu iktidarın en büyük ayıbıdır! İzmir’in eğitimden koparmak bu ülkeye yapılacak en büyük kötülüktür. Dokuz Eylül Üniversitesi’ni yabancı öğrenciye peşkeş çekmek, 10 binin üzerinde öğrenciyi kabul etmek ve Türkiye’den buraya okumaya gelen çocuklara kaliteli eğitim verememek bu ülkenin ayıbıdır!” diye konuştu.

O 128 MİLYAR DOLARI AŞIYA VERSELERDİ...
“İzmir’de eğitim, sağlık altyapısı perişanlıktır!” diyen CHP İzmir Milletvekili iktidara sağlık konusunda da sert eleştirlerde bulundu. Özkan pandemi sürecinde büyük kötülük yapıldığını vurgulayarak, “128 milyar doları buharlaştıracaklarına aşıya verselerdi bugün Türkiye’de herkes serbestçe dolaşacaktı. İkincisi bu aşı karşıtlığı kampanyalarının önünü açıyorlar. Çok tehlikeli bir şey bu! Ölüm oranlarındaki yüksekliği görün, bununla Türkiye’yi çok tehlikeli bir yere doğru götürüyorlar. Eğer bu yanlış politikaları olmasaydı, eğer o 128 milyar doları yandaşlarına değil de esnafa, vatandaşa verselerde bugün çok başka yerlerde olurduk” dedi. Özkan ayrıca şunları söyledi: Ben koronavirüse yakalandım, İzmir İl Sağlık Müdürlüğü’ne verdim testimi, sonuç 37 saat sonra geldi. Behçet Uz Çocuk Hastanesi’nde yatak yok, salgın İzmir’de patlamış durumda, bütün hastanelerin doluluk oranına baksınlar. Sağlık altyapımız yetersiz. Sağlık politikası tükenmiş, eğitim politikası tükenmiş!

KENTİN HER YERİNE OKUL YAPSINLAR! 
CHP İzmir Milletvekili gündemin ana maddelerinden mülteci konusunda da önemli mesajlar verdi. İlk olarak İzmir’in Karşıyaka ilçesinde yapılması planlanan mülteci okulu tartışması konusunda net konuşan Özkan, “Kentin her yerine okul yapsınlar. Mülteciler için de yapsınlar çünkü onların da eğitim hakkı var. Paydaşlarıyla konuşarak, şehrin yapısına uygun yerlerde yapsınlar. O çocuklar da bu topraklarda... Ama bu kentin yurttaşlarının da eğitime ihtiyacı var. Her yere okul yapsınlar, her boş gördükleri yere hastane yapsınlar, park yapsınlar. Biz kendilerinden bunları bekliyoruz. İki tane okul, çok iyi yapsınlar ama kardeşim Kadifekale’deki, Bergama’daki, Kınık’taki, Konak’taki çocuklar ne olacak? Çok büyük bir eğitim ayıbının altına imza atıyorlar. Fethullahçılardan farkları kalmadı! Onlar sınav sorularını yandaşlarına veriyorlardı, bunlar eğitim hakkını tüm çocuklardan saklayarak geleceğimizi mafediyorlar. Eğitim hakkı hakkında, fırsat eşitliği hakkında yaptıkları bu büyük hatalar bunları iktidardan gönderecek, ben buna inanıyorum” açıklamasını yaptı.

ÇARE KENT EKONOMİSİNİ BÜYÜTMEK
Özkan ayrıca konu hakkında yine İzmir özelinde, “İzmir’de resmi rakamlara göre 160 bin, bana sorarsanız 300 bine yakın göçmen var. Bu sorunu görmezden gelmek mümkün değil... Çözüm bu kentin ekonomisini büyütmek, bu insanlara geçinebilecekleri bir düzen yaratmak zorundayız. Onlar bu kentte yaşıyorlar onları görmezden geldiğiniz zaman bu sorunlar çözülmüyor” yorumunu yaptı.

MİSAFİRLERİMİZİN İNSAN ONURUNU KIRMADAN YAŞAYABİLECEĞİ DÜZENDEN YANAYIZ
”Flamingoların da başkanıyım. Onlara sahip çıkarken onlara çıkmayacak mıyım?” İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile kentte yabancıların su faturalarına 10 kat fazla zam yapan Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan gibi iki farklı tutumun gölgesinde partinin mülteciler ve mülteci sorununa bakışı hakkındaki soruyu yanıtlayan Özkan, “Bu konuda partimizin görüşü bellidir. Biz CHP’liler misafirlerimizin insan onurunu kırmadan yaşayabilecekleri düzenin sağlanmasından yanayız. İş, aş, eğitim, sağlık... Bizim iktidarımızda onları inşallah davulla-zurnayla göndereceğiz ama o güne kadar kentin güvenliği ve sağlığı, bu insanların güvenliği ve sağlığı için önlemler almak zorundayız. Merkezi hüküme bunu yapmalı ama bunların hiç birisine bakmıyor. Bütün yük belediyelerimizin sırtında ama hiç bir ödenek verilmiyor. Biz belediyelerimize bu insanların güvenliği, eğitimi ve sağlığı için ödenek bekliyoruz. Görmezden gelinerek halledilecek sorunlar değil bunlar. Bakın bu kent çok büyük göç alıyor. Anadolu’dan da alıyor. Ve bu kent göçe hazırlık değil. Yapı stoku hazırlıklı değil, eğitim altyapısı hazırlıklı değil, sağlık altyapısı hazırlıklı değil... İzmir’de eğitim, sağlık altyapısı perişanlıktır!” dedi.

ELLERİNİ TUTAN MI VAR, ONAYLA!
CHP İzmir Milletvekili Özkan’dan kent gündeminin bir numaralı tartışması konusu olan ‘kredi onayı krizi’ne dair de önemli açıklamalar geldi. Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in kentte deprem mağdurlarına yeni yuvalar kazandırmak için Dünya Bankası’yla sağladığı kredi uzlaşısı sonrası CHP ile AK Parti arasında çıkan onay tartışması hakkında konuşan Özkan, “Şimdi önlerine geldi, madem onaylamak istiyorlar neden duruyorlar? Ellerini tutan mı var? Lafazanlıkla kaybettikleri her dakika bu kentte deprem anında çıkacak bir insan hayatına mal oluyor. Lafazanlığı bıraksınlar, bu bezirganlıktan vazgeçsinler. Dün haberleri yoksa bugün var, onaylasınlar. Dün de haberleri vardı, bugün de haberleri var. İzmir’e ceza kesmeye çalışıyorlar. Ama bu her insanın hayatına bedel olacak birşey... Bunun vebalinden kurtulamazlar. İkinci cihanda da ellerimiz yakalarındadır. Belediye başkanımız bağırıp duruyor, duymamışsın ya ama yanıt veriyorsun. Onayla!” ifadelerini kullandı.

CHP İzmir Milletvekili ayrıca AK Parti’ye, “Deprem vergilerini topladıktan sonra ne yaptıkları konusunda tek bir açıklama duydunuz mu? Biz niye şimdi dışarıya avcumuzu açıp depremzedeler için kredi istiyoruz? Niye bize o fondan çıkartıp ‘Alın bu İzmir’in hakkıdır’ demiyorlar? Diyemezler çünkü o parayı da buharlaştırdılar. 128 milyar olduğu gibi onu da buharlaştırdılar. Ağlayanın malı gülene hayır etmez. O depremzedelerin hepsi ağlıyor. Bu dünyada da öbür dünyada da burunlarından fitil fitil gelir. İzmir’deki depremzedelerin hakkını hukukunu onlara yedirmeyiz ama onlar bu dünyada da öbür dünyada da rahat edemezler” sözleriyle tepki gösterdi.

İZMİR YASASI’NI ÇIKARTMAK ZORUNDAYIZ!
Özkan depremin kentte yarattığı hasarlar, mağdurların durumu ve yenileme süreci hakkında da önemli mesajlar vererek şunları söyledi: Son 6 ayda Büyükşehir Belediyemiz neredeyse her 15 günde bir bilgilendirme toplantısı yaptı. İl Başkanlığımız, vekillerimiz onlarla beraberler. Sorunun çözümü merkezi hükümetin başka illere verdiği ama İzmirimizden sakındığı bu kredi hususudur. Bu çok alçakça birşey, çok açık söylüyorum. Çünkü her geçen saniye bir insan hayatına bedel... Siz krediyi onayladınız da biz evleri mi yapmadık! Kendileri yapsınlar. Buyursun yapsınlar, ellerini tutan mı var. Bakın deprem oldu bir vatandaşımızı bile sokakta bırakmadık. Kira yardımı kampanyasıyla, aş evleriyle, herşeyimizle yanlarında yer aldık. Büyükşehir Belediyemiz süreci başarıyla yönetti, her sorunun büyümeden çözümünü sağladı. Şimdi sorun şu, kalıcı konutlar üretmemiz gerekiyor. Ya izin verecek ya kendisi yapacak. Ne izin veriyor ne gelip kendisini yapıyor. Bunun mantıkla açıklanacak bir yanı yok. Deprem sorunu İzmir’de öyle 17 tane, 60 tane konut yaparak çözülecek bir sorun değil... Bu kentin yeniden inşaya ihtiyacı var. Yıllar önce de söylemiştim, İzmir Yasası’nı çıkartmak zorundayız. Hep birlikte bir araya geleceğiz, İzmir’e dair bir yasayı çıkartacağız. Kentin yeniden inşa edeceğiz. Kentin yapı stokunun yüzde 60’u depremden hasar gördü, bunu düzeltmeyecek miyiz? Bir araya geleceğiz, merkezi hükümet bu sorunu çözmek için Büyükşehir Belediyemizle yan yana duracak, biz de orada yer alacağız. Tüm milletvekilleri, o parti, bu parti yok! Deprem siyasallaştırılacak bir şey değil. Derhal ve hemen İzmir’i yeniden yapılandırmak gerekiyor. Bu Türkiye ekonomisine de büyük bir kaldıraç olacak. 500 bin konut yapmak zorundayız İzmir’de... Bakın 7.2 şiddetinde bir depremde 127 bin can kaybı öngörülüyor. Bununla ilgili önlem almamak korkunç bir şeydir! Büyükşehir Belediyesi kadrolarımızın bununla ilgili hazırladığı raporlar dışında merkezi hükümet nezlinde yapacakları birşey yok. Söylüyoruz, gelin İzmir Yasası’nı çıkartalım, gelin dışarıdan kredi istemeye hep birlikte gidelim. Depreme karşı müthiş dayanıklı bir kent yapalım, dünyaya örnek olsun. Gelin bunu birlikte yapalım. Biz iktidara geldiğimizde mutlaka bunu başaracağız ama bu iktidar bundan kaçıyor ve kaçtığın her gün hayatlar üzerine kumar oynuyor. Bu İzmir’in en öncelikli işidir. Biz depreme karşı yapı stokunu mutlaka ve mutlaka yenilemek zorundayız. Akabindeki sorun da ulaşımdır. Deprem haritasına baktığınız korkunç bir tablo ile karşılaşıyoruz. Bütün ulaşım ana arterlerimizin tamamı depremde yok olacak ve bunun alternatifleri üretmek zorundayız. Bunlar İzmir Yasası ile düzeltilebilecek şey...

EKONOMİK ADALET VE KAMU GÜCÜ VURGUSU
Özkan ayrıca kentin sorunlarına iki önemli parantez daha açarak yoksulluk ve güvenlik konusunda da önemli açıklamalarda bulundu. CHP İzmir Milletvekili, “Kentin üçüncü büyük problemi de yoksulluktur. 6 bin 800’e yakın küçük ve orta ölçekli sanayi kuruluşumuz var. Üç vardiya çalışıyorlar ama çalışanların hakkı ve hukuku konusunda ne yazık ki yere bakıyoruz. Kentte büyük bir yoksulluk var, o insanların yoksulluğunu yüreğinde hissetmeyen hiç bir siyasetçi bu kentte var olamaz. Kent yoksulluktan kırılıyor. Kentin vitrinine bakıp arka mahallelerini görmezden gelmeyi kabul etmiyoruz. Kentte mutlaka bir ekonomik adalet sağlanmak zorunda...” derken, “Kentimizin devlet yönetimi açısından da bir üzüntüyü dile getirmek zorundayım. Kentte kamu gücü zayıflıyor. Yeni emniyet müdürümüze görevinde başarılar diliyor, giden emniyet müdürümüz de çok çalıştı kabul ediyorum. Ama Çeşme’deki cinayet bize şunu gösterdi, kamu otoritesi sarsılırsa masum insanlar hayatını kaybediyor. Böyle olmaz! İzmir çetelerin, külhabeylerin kenti olamaz. İzmir’de bir güvenlik boşluğu var” diye ekledi.

ERKEN DEĞİL HEMEN SEÇİM, ADAYIMIZ KILIÇDAROĞLU!
Özkan siyaset gündemini de erken seçim tartışmasıyla araladı. CHP’nin kararlılığına vurgu yapan İzmir Milletvekili, “Biz erken seçim değil hemen seçim istiyoruz. Biz herşeye hazırız, yarın gelsinler yarın hazırız” derken kendisinin ve örgütün gönlündeki Cumhurbaşkanı adayını da şu sözlerle açıkladı: Bizim adayımız, CHP’nin adayı Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Ama biz bir Millet İttifakı’yız. İttifak masasına oturulur karar orada verilir. Ama CHP’li belediye başkanınından delegesine, ilçe başkanından milletvekiline hepimizin ortak adayı Kemal Kılıçdaroğlu’dur. Masa toplanır, liderler oturur ve bir karar verirler, o karara da hepimiz saygılı oluruz.

TÜZÜK ÖNSEÇİM DİYOR, HAK ÇİĞNEMEYİZ
CHP İzmir Milletvekilli kongreler için çıkan erteleme kararı ve olası erken seçimde önseçim tartışması hakkında ise şunları söyledi: Biz demokrasinin kalesiyiz, demokrasinin beşiğiyiz. Bu tür konular parti içi konular ben kamuoyunda konuşmuyorum. Bizim tüzüğümüz önseçim diyor. Tüzük kuralları geçerlidir. Ama sıra dışı bir durumda gerekene bakarız. Biz hukuk partisiyiz. Biz ‘hak, hukuk, adalet’ diyen partiyiz, biz bunların çiğnendiği hiç bir şeyin içinde olmayız.

O SORULARI SORDU VE EKLEDİ: ÇÜRÜDÜNÜZ, DÜŞECEKSİNİZ!
Son olarak iktidara şu sözlerle seslendi: Sedet Peker’den ayda 10 bin dolar alan siyasetçi kim? Hiç mi utanmıyorlar? Bizden kimse değil, kim o zaman? Bir AK Partili siyasetçi, kim o? Neden susuyorlar, neden açıklamıyorlar? Kolombiya’da yakalan kokain Türkiye’de kime geliyordu? Mersin Limanı’na Venezuella’dan gelen kokain kime geliyordu? Dilovası’nda yakalan kokain kime geliyordu? Yangın söndürme uçağı neden alınmadı Türkiye’ye? Yangın söndürme uçakları neden hangarda çürütüldü? Neden ormanlarımızın yanmasına izin verildi? Bu vicdansızlığın sorumlusu kim? Neden açıklanmıyor? 15 Temmuz için toplanan paralar nerede? Neden 15 Temmuz şehitlerinin ailelerine ve gazilere vermiyorsunuz bu paraları? Hiç mi utanmıyorsunuz? 128 milyar dolar nerede? Damat nerede? Gri pasaportlu insan kaçakçılığı yapan belediye başkanları hakkında neden dava açmıyorsunuz? İnsan kaçakçılığı suç değil mi? Niye koruyorsunuz? Ruhsat Pekcan neden yargılanmıyor? Kendi bakanlığına kendi şirketinden çürük malı en yüksek fiyattan satan kişi değil mi? Serik’te belediye başkanları ve milletvekillerinin önünde rüşvet alan, itiraf var, bu rüşvet alan kim? O 500 bin lirayı kim aldı? THK kayyumu istifa etti... Neden istifa etti, ne yaptınız da istifa etti? Ziraat Bankası’nı Demirören’e peşkeş çektiniz. Peki Demirören’den alıp çiftçiye verecek misiniz? Veremezsiniz! Çünkü siz halkın iktidarı değilsiniz. Çünkü siz bir avuş çürümüş, kokuşmuş bir zümresiniz. Bu zümre elbette ki düşecek. Her bütçe konuşmasında kendilerine şöyle seslenirim: Çürüyen her şey düşer, çürüdünüz düşeceksiniz, bundan kaçamazsınız!