CHP'li Serter’den 65 yaş açıklaması

İzmir Milletvekili Bedri Serter, 65 yaş üstü vatandaşların yaşadığı sıkıntıları gündeme getirdi. 

?Covid-19 salgınıyla mücadele çerçevesinde, 21 Mart’ta bir genelgeyle gündeme gelen genel sokağa çıkma yasağı uygulanan 65 yaş ve üstü vatandaşların, bu yasaklarının 29 Mayıs tarihli genelge ile neredeyse kalıcı hale getirilmeye çalışılmasına tepki gösterdi.

Serter, “65 yaşındaki ablalarımız, abilerimiz bugüne kadar böylesi ciddi bir salgında ölüm oranlarının düşük olması noktasında ciddi katkıda bulundular ve sağlık sistemimizin rahatlaması adına da çok önemli bir yurttaşlık görevini yerine getirdiler. Bugün gelinen noktada, 1 Haziran tarihi itibariyle ise Hükümetin kısıtlamaları büyük ölçüde kaldıracağı görülmektedir. Bu noktadan sonra ülkemizde gerçekleşecek olan normalleşmenin önemli bir parçası da 65 yaş ve üzeri yurttaşlarımızdır, abilerimizdir, ablalarımızdır. Onları seviyorsak, onların iradelerine saygı gösterip normalleşmenin içinde yer almalarını sağlamalıyız” dedi.

“Geçmiş ile gelecek arasındaki köprüyü koparmayalım”

65 yaş ve üzeri yurttaşlarımızın süresiz sokağa çıkma yasağının kabul edilemez olduğunu, bu yurttaşlarımızın sağlığın yanı sıra maddi, manevi ve bedensel olarak mağduriyetlerinin her geçen gün arttığını hatırlatan Serter, şöyle konuştu: “65 yaş ve üstü farklı meslek geçmişlerine sahip yurttaşlarımız Türkiye’nin yakın tarihine şahitlik etmişlerdir ve geleceğimizin inşaasına büyük katkılar sağlamışlardır. Onların geçmişten getirdikleri deneyimleriyle bundan sonra da toplumumuza katacağı pek çok değer söz konusudur. Geçmişle gelecek arasındaki köprülerimizi sağlamlaştırmalıyız. Bu itibarla da, devletin genç ve orta yaş kitlesi gibi bulaş riski taşımayan 65 yaş ve üstü vatandaşlarımız için devam ettirdiği sokağa çıkma yasağının bir an önce sona erdirilmesi çağrısı yapıyorum. 65 yaş ve üstü vatandaşlarımız, Covid-19 pandemi sürecinin başında uygulanması gereken kısa ve etkili bir kapatma politikasını uygulamamış olan Hükümetin bu yanlış politikası nedeniyle uzamaya devam eden ve temel insan hak ve özgürlüklerine aykırı olan bir sürecin mağdurları olmamalıdırlar.”