CHP'nin 'İzmir'deki kalesi'nden aday adaylarına mesaj!

GERÇEKİZMİR - Gerçekizmir’de Kafe Siyaset programında gazeteci Sercan Avcı’nın konuğu olan CHP Karşıyaka İlçe Başkanı Uğur Yıldırım önemli açıklamalarda bulundu.

CHP KARŞIYAKA’YA UYUM VE HUZUR GETİRDİK!
Aralık 2015 yılından bu yana ilçe başkanlığı görevini sürdüren Yıldırım, 3 yılın Z raporunu çıkarttı. Yıldırım, “ilçe örgütüne ne kattınız, neler kazandırdınız?” sorusuna şu yanıtı verdi:
İlçe binasını fiziksel olarak yaşabilir hale getirdik.İlçe örgütüne araç kazandırdık. Sıfır bir araç. Mahalle örgütlerini mahalle komiteleri olarak büyüttük. Mahallelerde çalışacak insan bulmakta zorluk çekiyorduk. Geçmişteki kırgınlıkları gidermeye çalıştık. Partililer arası bütünleşmeyi sağladık. Gençlik kollarıyla kadın kollarıyla ana kademesiyle İzmir’in en güçlü örgütlerindeniz. Gençlik kolları kadın kolları mahallelerde örgütlendi. İlçe örgütüne uyum ve huzur getirdik. Bu da başarı getirdi...

24 HAZİRAN PARTİNİN EN FAZLA ZARAR GÖRDÜĞÜ SÜREÇTİ
24 Haziran seçimleri sonrası parti içinde başlayan olağanüstü kurultay tartışmasının etkisinin sorulması üzerine Yıldırım, “ Partinin en çok zarar gördüğü süreçlerden oldu. Partide kırılma yaşandı. Bu sürece karşı olmamın en büyük sebeplerinden biri yerel seçimler öncesi partinin zarar göreceğini düşünmem oldu. Parti içi demokrasinin en çok uygulandığı siyasi partiyiz. Genel Başkan değişir, belediye başkanı değişir ama yerel seçimlere giderken Genel Başkanı soru işareti içeren nedenlerle değiştirmeye kalkarsanız olmaz. Yerel seçimlerde aktör ben olayım adayları ben belirleyeyim anlayışına karşı çıktık. Genel Başkanımız da bu tartışmada bana derinlik gösterin bırakıp gideceğim dedi. 24 Haziran sonrası tartışma gerçekten sığ bir tartışmaydı. Bu süreç atlatıldı mı. Bir raya girdi. Tam atlatıldığını düşünmüyorum ama büyük bir sağduyu var. Yerel yönetimleri kaybetmeme adına herkes sağduyulu yaklaşıyor” ifadelerini kullandı.

HEDEF YÜZDE 75
Karşıyaka’da 2019 yerel seçimlerinde hedeflerini açıklayan Yıldırım, “ Karşıyaka’da hedefim yüzde 75 bandı. Bunu yakalamaya çalışacağım. Buna inanıyorum. Eczacıyım. Vatandaşla her gün daha fazla karşılaşma imkanım oluyor. Toplumda ciddi ekonomik kriz var. CHP düzgün adaylarla doğru adaylar İzmir’de bugüne kadar AK parti’ye oy vermiş vatandaşında oyunu alacak. Vatandaş kandırıldığını düşünüyor. Domates 10 lira... İnsanlar ciddi ekonomik krizle karşı karşıyalar. Elektrik faturam eczanemde dörtlü rakama çıktı. Bu dönemin faturasını halk 31 Mart’ta AKP’ye kesecek. Yeter ki biz hata yapmayalım. Yeter ki örgütün sesini duyalım. 2019 seçimlerinde CHP’nin Büyükşehirlerde İstanbul Ankara gibi kentleri alacağına inanıyorum” dedi.

DIŞARIDAN ADAYA KARŞIYIM
Büyükşehir ve ilçe belediye başkan adaylıkları noktasında dışarıdan adaya örgüt nasıl bir reaksiyon gösterir sorusuna yanıt veren Yıldırım, “ Doku uyuşmazlığı olur diye düşünüyorum.Örgütleri hiç tanımayan bir ilçe başkanının görevini bilmeyen hayatında partinin çalışmalarında yer almamış birini siz Büyükşehir Adayı ya da bir ilçe belediye başkan adayı yapmaya kalkarsanız olmaz. Ben dışarıdan birinin Büyükşehir adayı ya da ilçe belediye başkan adayı olacağına inanmıyorum. Parti içinde önemli isimler var. Bu kadar insan yokluğu çektiğimizi düşünmüyorum. Dışarıdan aday, CHP örgütünde isim yok ben dışarıdan getirdim anlamını taşır. Ben bunu örgüte vatandaşa anlatamam. Örgütten birileri olmalı ama...İlçe örgütleri belediyelerin baskısı altında kalıyor. Yerel siyaseti belediyeler şekillendiriyor çoğu zaman. Aday değişirse gelecek Büyükşehir Belediye Başkanının siyaseti baskı altına almayacak, kamu gücünü siyasetin üstünde kullanmayacak, yerel yöneticiliği bilen, parti içinden gelen, kamuoyunda tanınan birinin aday olması gerektiğine inanıyorum” dedi.

KARALAMAYA KARŞIYIM, İZİN VERMEM!
İlçede aday adaylarına mesaj veren Yıldırım şunları söyledi:
24 Haziran sürecini değerlendirdik. Bu süreçte partinin bir miktarda olsa zarar gördüğünü anlattım. Benim aday adaylarından beklediğim şu; Bir! Sizin bir ilçe örgütünüz var. İlçe Başkanı kimdir, Sayın Genel Başkanı temsil eden makamdır. Aday adaylarından bir kere ilçe örgütüyle istişare içerisinde olmasını beklemek kadar doğal bir süreç yok… İlçe başkanının, ilçe yönetiminin haberi olmadan tabii ki çıkabilirsiniz. Bu demokratik bir haktır. Ama partililik ve nezaket gereği bir ilçe başkanına gelip ‘ben adayım’ demek önemlidir. Burada izin almak değil, sakın yanlış anlaşılmasın. Ama bende çoğu adayları kamuoyundan öğreniyorum ve bu şekildeki bir adaylık açıklamasının doğru olmadığını düşünüyorum.  İkincisi; Ben parti içi demokrasiye inanan bir insanım. Mevcut belediye başkanı zaten doğal adaydır. Diğer adaylarda adaylıklarını açıklayabilir. Herkese eşit mesafede olacağımın sinyalini geçenlerde yaptığım konuşmada vermiştim. Ben tüm aday adaylarına eşit mesafedeyim. Çünkü ben Cumhuriyet Halk Partisi İlçe Başkanı’yım. O da, mevcut belediye başkanı da benim üyem. Yalnız şu noktada eşit mesafede olmam, aday adaylarından ricam şu; Çıkın farklılıklarınızı anlatın, çıkın mevcut belediye başkanından bu  kenti nasıl daha iyi yöneteceğinizi, yaptığınız projelerle Cumhuriyet Halk Partisi’nin oyunu bu kentte yüzde 1, 2,3, daha fazla artıracağınızı anlatın. Mevcut belediye başkanını kötüleyerek ya da birbirlerini karalayarak bir siyaset yapmaya kalkarlarsa o zaman ben gerek tüzükten gerek ilçe başkanı olarak bu işin karşısında olacağımı tüzükten aldığım güçle, ilçe başkanı olmamdan aldığım güçle bu işin karşısında duracağımın bilinmesini istiyorum. Karalamaya karşıyım. Çünkü mevcut belediye başkanını ya da mevcut aday adaylarını karalayarak bir yere gidemezsiniz. Yapacağınız şey sadece Cumhuriyet Halk Partisi’ni kötülemek ve partinin oy oranını aşağıya çekmek olur… Farklılıklarınızı anlatarak iyi bir aday olduğunuzu göstermeye çalışırsanız herkese eşit mesafede olurum. Ben hiçbir Cumhuriyet Halk Parti’linin mevcut belediye başkanlarını kamuoyu önünde anlamsız bir şekilde eleştirmesine müsaade etmedim, etmeyeceğim. Bu, Hüseyin Mutlu Akpınar ile ilgili değil, bugün ben ilçe başkanıyım, yarın o gider başka bir belediye başkanı gelir hiç fark etmez… Siyaset yapmışımdır, yapmamışımdır ama karalama üzerinde siyaset yaparsanız ben bugüne kadar hiç buna müsaade etmedim. Karşıyaka’da parti içi disiplini sağlamakta hiçbir zaman imtina etmedim, bundan sonra da etmem.”

GÜNDEMİMDE ADAYLIK YOK
Yıldırım, “Gönlünüzde belediye başkanlığı var mı?, Aday adaylığı için istifa edecek misiniz?” sorusuna ise net yanıt verdi. Yıldırım, “ Partimin delegeleri beni 2 yıllığına ilçe başkanı olarak tercih etti. Benim gündemimde şuan böyle bir adaylık söz konusu değil” dedi.

İL BAŞKANININ EN DOĞAL HAKKI
İl Başkanı Deniz Yücel’in aday adayı olmayı düşünen ilçe başkanlarının Genel Merkez’e ve il başkanlığına danışması gerektiğine yönelik açıklamasını değerlendiren Yıldırım, “Bende aynısını söylemeye çalıştım. Aday adaylarının nezaketen bile olsa ilçe başkanına gelip ‘’ben adayım’’ demesi önemli dedim. Bence il başkanı, kimsenin önüne geçip de ‘’sen aday olamazsın’’ demek için bunu söylemiyor. İl Başkanı bu süreci İzmir’de götürmekle yükümlü ve genel başkanın İzmir’deki temsilcisi… Bu cümleyi şunun için sarf ediyor; İlçeler boşluk kaldırmaz, boşluk olmasın. Partinin 31 Mart’taki başarısı için ilçe başkanlar ki o ilçenin kaptanlarıdır boşalttığı zaman orada yönetim nasıl daha sağlıklı bir şekilde oluşturulacak, orada bir ilçe başkanı atamak ya da seçmek zorundasınız. İl başkanının en doğal hakkıdır diye düşünüyorum. Yarın bir gün il başkanının önüne bir istifa gidiyor, falanca ilçe başkanı ayrılmış… Bu nezaketen de olsa il başkanının haberi olmak zorundadır diye düşünüyorum” diye konuştu.

BAŞTAN BERİ ÖN SEÇİMİ SAVUNDUM

Gündemdeki aday adayı belirleme yöntemini de değerlendiren Yıldırım şunları söyledi:

Karşıyaka farklı bir ilçe... Karşıyaka’da ön seçim doğru sonuç verir mi, verir! Karşıyaka’da ön seçim yapılabilir mi? Yapılabilir... baştan beri ön seçimi her zaman savundum. Özellikle meclis üyelerinde ben fermuar sistemine karşıyım, bunu söylemekte de bir yanlış görmüyorum. İlçe başkanları seçilirken örgütün kantarına çıkmıyor muyuz? Bugün üye ilçe başkanını seçerken sağlıklı bir şekilde seçiyor da meclis üyesini seçerken niye sağlıklı bir şekilde seçmesin? O zaman bizde sağlıksızız! Bunu bu örgüte demek yanlış olur. Ama şuna da katılıyorum, ben kurultay delegesi olarak Sayın Atilla Sertel’in de kulaklarını çınlatalım. Biz genel merkezin milletvekilliğinde kontenjanı artırmasına dönük, yüzde 5’e çıkmasına dönük değişiklik teklifine de hayır demiştik… Neden hayır dedik; atama ya da kontenjan en son değerlendirilecek hususlar, zaruri olursa kullanılması gerekli. Ben ön seçimi destekliyorum, ön seçim olması gerekir. Her zaman sağlıklı sonuç verir mi, Karşıyaka dışındaki ilçelerde vermeyebilir. O zaman buna farklı bir yöntem vardır, ön seçim yaparsınız çıkacak adayları kamuoyunda anketle değerlendirirsiniz, ya da sivil toplum örgütlerine çıkacak adaylar arasında bir değerlendirme yapmasını istersiniz. Buradan çıkacak sonucu da sağlıklı bir şekilde parti meclisinde değerlendirir ve görevlendirmeyi yapabilirsiniz.  Ama özellikle meclis üyeliklerinde önseçimin mutlaka uygulanması gerektiğini düşünüyorum. Fermuar sisteminde şu sıkıntı var; Karşıyaka’da 33-34 meclis üyesi var, 4 tane kontenjanı var çıktın… Burada seçim de kolay değil, bir çok siyasetçi var 200 kişi başvurdu, buradaki 13 kişiyi neye göre seçeceksiniz? Nasıl bir atama yapacaksınız? Diğerlerini neden önseçime sokacaksınız? İlçe başkanının zorlukları burada başlıyor. İlçe başkanı orada parti içi adaleti ve vicdanı temsil etmek zorunda… Burada yapılacak bir yanlışın sonucunu örgüt ilçe başkanına fatura ediyor, zorluklar ve sıkıntılar burada başlıyor. İlçe başkanlığı o yüzden ateşten gömlek.”

PARTİ İÇİ DİSİPLİNİ TESİS ETMEZSENİZ BAŞARILI OLAMAZSINIZ
Parti içinde disiplin mekanizmasını çalıştıran bir ilçe başkanı olmasının hatırlatılması üzerine Yıldırım, “ Parti içi disiplini tesis etmezseniz başarılı olamazsınız. Neden? Benim disiplin mekanizmasını nasıl şartlarda çalıştırdığıma bakabilirsiniz… Partili olan hiçbir üyenin kamuoyu önünde belediye başkanını, ilçe başkanını, genel başkanını, MYK üyelerini küçük düşürmeye hakkı yoktur. Eleştirilerimizi danışma kurullarında, ilçe ve il binalarımızda gelir yaparız. Ama sosyal medyada klavyeyi açayım, aklıma bugün ne geldi, ilçe başkanı ile ilgili şunu yazayım, hakaret edeyim…O zaman disiplini tesis edemezsiniz, nasıl yöneteceksiniz? Bu partinin bir anayasası, bir tüzüğü var. Eleştiri haktır, eleştiriye hiçbir zaman karşı çıkmıyorum ama eleştiri parti merkezlerinde, kamuoyuna kapalı danışma kurullarında yapılırsa sağlıklı sonuçlar verir yol gösterici olur. Ama siz, ben mevcut belediye başkanını, ilçe başkanını sevmiyorum ona buradan hakaret edeyim sonra da parti içi demokrasi… Ben buna müsaade etmem” dedi.