GERÇEKİZMİR - CHP eski Genel Sekreteri, önceki dönem İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, Yenigün TV’de gazeteci Sercan Avcı’nın hazırlayıp sunduğu Kafe Siyaset programına konuk oldu.
6-9 Eylül tarihinde gerçekleşecek Tüzük Kurultayı ve önceki Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'na yakın isimlerin imza toplayarak kurultayı olağanüstü seçimli kurultaya çevirme çabasına girildiği iddiaları özelinde Sındır önemli mesajlar verdi.
Sındır programda şunları söyledi;
PROGRAMI DAHA ÇOK ÖNEMSİYORUM
"Tüzük ve program kurultayı var. Programla ilgili çalışma da yapılıyor. Tüzük sonrası o da gerçekleşecek. Ben programı daha çok önemsiyorum. Partide bir değişim söylemi ile bir kurultay sonrası yeni bir yönetim anlayışının geldiğini görüyoruz. Bu değişim dediğimiz şeyin aslında programda karışığının olması lazım yoksa değişim filan söz konusu olmaz.
CHP gerek ekonomik gerek sosyal gerek dış ilişkiler gerek emek adına programında ülkemizi örnek bir dünya ülkesi haline getirecek bir programı anlayışını egemen kılması çok daha önemli.
TÜZÜĞÜMÜZDEKİ İSTİSNALAR AYIKLANMALI
Parti içinde tüzüğe bakarsanız her şey var. ‘Ön seçim esastır' der. İstisnaları vardır, ‘ittifak kurulursa ön seçim olmaz’. ‘Şu olursa olmayabilir’ diye. Kongrelere bakıyorsunuz blok listeler, ilçe kongresi blok liste. İl kongresi İzmir’de ilk kez geçtiğimiz seçimde blok liste. Çarşaf liste dediğimiz daha demokratik bir tercih yöntemi yerine blok liste tercih edildi. Tüzüğümüzdeki istisnaların ayıklanıp doğru ve parti üye ve örgütlerinin daha çok söz sahibi olabileceği ve ‘ben ne işe yarıyorum diye düşünen’ bir parti üyesinin ‘ben gerekirse bir oyumla bile aday belirleyebiliyorum, oyum belirleyici oluyor’ anlayışı partiye demokrasi getirir.
SAĞLIKLI BİR ÜYE TABABNININ OTURTULMASI GEREK
Ön seçim tartışması çok yapılıyor. Bu tartışma ön seçim olmamasına bir mazeret gibi sonucu da üretebiliyor. Üyelikler bakıyorsunuz bir anlayışın, bir hizipleşmenin, bir grubun öne çıktığı üye yapısında çoğunluğu elde ettiği, ön seçim yapılırsa da hep o grubun isteklerinin öne çıktığı bir duruma neden olabiliyor diye ön seçim geri adım attırtabiliyor. Bunlar doğru şeyler değil. Öncelikle tabiki üye tabanında sağlıklı bir üye tabanın mutlaka oturtulması gerekiyor.
AKTİF/PASİF ÜYELİK ÇALIŞMASI DOĞRU
Aktif pasif üye tartışmasını benim genel sekreterlik dönemimde de çok yaptık. Bunu hayata geçirmek istedik, olmadı. Bunun için bir bilişim altyapısı oluşturulmaya çalışıldı. Bir pilot bölge uygulaması da yapıldı. Bence doğru bir yaklaşımdı. Fransızlar ona militan üye diyorlar aktif üyeler için pasif üyeler için sempatizan diyorlar. Ben partinin etkinliklerinden haberdar olmak istiyorum diyen bir kişinin üye olması sempatizan üyelik yani pasif üyelik. O kişi partide parti organlarında ve parti adaylıklarında bulunmak istiyorsa belli eğitimleri tamamlayarak aktif üye konumuna getirilmesi onun sağlanması. Bu süreçler doğru, tüzük kurultayımızda bunların hepsi dile getirilecek. Sonuçta kurultay delegeleri en doğru kararını verecektir.
DÖNEM SINIRLAMASI GEREK
Dönem sınırlaması konusunda bir sınır getirmek gerekiyor. Sınır liyakate göre, biraz da gençlerin rol alması, yetki alması anlamında önemli. Kadınların bu adaylıklarda daha etkin olması adına önemli.
HER İKİ KOTADAN YARARLANILMAMALI
Kadın kollarında ısrarla söyledim. Bugün partimizde genç ve kadın olan hem genç statüsünde hem de kadın olan üye avantajlı konumda. Aday gösterdiğiniz de hem gençlik kotasından hem de cinsiyet kotasından yaralanıyorsunuz. Bu konuda kişi adaylık başvurusunu yapıyorsa kadın ve gençse kadın kotasından başvuruyorsa kadın genç kotasından başvuruyorsa genç kotasından yararlanmalı. Her iki kotadan değil.
GENEL SEKRETERLİK GÜÇLENDİRİLMELİ
Partide bir kere genel sekreterliğin güçlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Partinin üç yöneticisi genel başkan, genel sayman ve genel sekreterin kurultay delegeleri tarafından belirlenmesi diye bir uygulamamız vardı yıllar önce. Bunlar geldi geldi parti meclisi içinden genel başkanın atadığı kişiler haline geldi. Güçlü bir genel sekreterlik sadece aldığı yetki ve sorumluluk değil geliş kanalı bir genel başkanın iki dudağı arasında değil parti organlarının öne çıkardığı bir kişi olur. Bir kere bir kişiye sadakat anlayışının dengesini parti içinde ortaya koyar. Örgütlerden sorumluluk anlamında. Bu nasıl olur kurultayda göreceğiz. Genel başkanın bu konularla ilgili söylediği çok şey. Diliyorum söyledikleri hayta geçer.
PARTİDE YÖNETİM DEĞİŞİMİNİN TARTIŞILMAMASI GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM
Seçimli kurultaya evirmek, kurultay toplanmışken tüzük sonrasında bir de seçimli kurultay… Delegeler oraya gelmişken böyle bir talep ortaya konabilir. Kurultay delegelerinin iradesi saygı duyarım ama şahsen partide bir yönetim değişiminin tartışılmaması gerektiğini düşünüyorum. Partinin en güçlü olabileceği halen daha en güçlü durumda değiliz en güçlü olabileceği nokta yerel yönetimlerdeki başarı ve oradan gelen güçle olacaktır. Seçime girerken en güçlü olduğumuz bir dönemi maalesef kamuoyu nezdinde parti içi kavgalarla öne taşımak bizim iktidar olma umudumuzun en güçlü olduğu bir dönemde bu tartışmaların büyük bir yara vereceğini düşünüyorum. Partiyi değil sadece kamuoyu nezdindeki algıya da zarar verecektir."
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |