CHP’li Bakan'dan Silivri ziyareti!

Bakan, ziyaretin ardından CHP Silivri İlçe Başkanlığı’nda basın açıklaması yaptı. Bakan açıklamasında, Ahmet Özer’in de Ümit Özdağ’ın da kendilerine ‘düşman hukuku uygulandığını’ söylediğini aktardı, “Cumhuriyet Halk Partisi’nde siyaset yapan bir Kürt siyasetçi Ahmet Özer ‘düşman hukuku uygulanıyor bize’ diyor, diğer taraftan milliyetçi bir politikacı milliyetçi bir partinin genel başkanı Ümit Özdağ kendisine düşman hukuku uygulandığını söylüyor. Bu iktidarın, bir siyasi ideolojiye karşı değil, bu iktidarı değiştirme hedefinde olan tüm siyasi partilere, tüm siyasi düşüncelere ve tüm muhaliflere karşı topyekun bir düşman hukuku uyguladığını görüyoruz ve yaşıyoruz. Cesur olmak zorundayız. Bu iktidarın bu adımları karşısında daha cesur olmaktan başka yapacak, mücadele etmekten başka yapacak bir şey yok” dedi. CHP’li Murat Bakan açıklamasında şunları söyledi:

Ortak nokta; tutuklamaların hukuki olmaması, politik tutuklamalar olması

“Sabah 9’da Silivri Cezaevi’ni ziyaret ettim. Cezaevinde beş siyasi tutuklu Ümit Özdağ, Suat Toktaş, Tayfun Kahraman, Esenyurt Belediye Başkanımız Ahmet Özer ve Beşiktaş Belediye Başkanımız Rıza Akpolat ile görüştüm. Cezaevi ziyareti dediğiniz bir kişi olur. Gidersiniz bir kişiyi ziyaret edersiniz, dönersiniz. Ama biz beşer beşer ziyaret ediyoruz. Sabah dokuzdan şu saate kadar hepsiyle uzun uzun konuştuk. Hepsinin ortak noktası; tutuklamaların hukuki olmaması, tutuklamaların politik tutuklamalar olması. Suat Toktaş gazeteci. ‘Gazetecilik yaptığım için buradayım, nasıl girdiysem öyleyim’ diyor. Hepiniz biliyorsunuz neden tutuklandığını, yaptığı haberden dolayı… Tarafı olduğumuz uluslararası sözleşmelerle ve anayasayla teminat altına alınmış haber verme hakkını kullandığı için bir gazeteci olarak şu an cezaevinde ve tutuklanmasına sebep olacak bir cezadan da yargılanmıyor aslına bakarsanız. Ümit Özdağ bir siyasi partinin genel başkanı. Bir siyasi partinin genel başkanı tutuklu. Tutuklu olmasına gerekçe olarak söylenen iki tane konu var. Kendisiyle uzun uzun konuştuk. Bunlardan bir tanesi Kayseri olayları, biri cumhurbaşkanına hakaret. Her ikisiyle ilgili de dosyada delil denebilecek bir şey yok. Kayseri ile ilgili yapılmış bir polis tutanağı dışında hiçbir şey yok, onunla ve partisiyle ilişkilendirilen. Onun tutukluluğu da tamamen iktidarın tüm muhalefeti sol, sağ, muhafazakar, liberal demeden tüm muhalefeti baskı altına almasının bir sonucu. Belediye başkanlarımızın tutuklu olmasının gerekçesi de aynı.

“Buna siyasi literatürde rekabetçi otoriteryanizm deniyor!”

Buna siyasi literatürde rekabetçi otoriteryanizm deniyor. Yani şu demek bu; otoriter bir rejim var. Basın var mı var ama basın yüzde seksen iktidarın kontrolünde, kalanı da ellerindeki yargı gücüyle ya cezaevinde ya da büyük cezalarla basın baskı altında. Seçim oluyor mu? Evet seçim oluyor ama seçim asimetrik koşullarda, devletin olanaklarını kullanan bir iktidarla oluyor. Yargı var mı var? Var ama yargı adil değil. Hukuku uygulamıyor, yasayı uygulamıyor, bırakın hukuku. Dolayısıyla giderek otoriterleşen bir rejim içinde, siyasi parti genel başkanı, belediye başkanları, gazeteciler… Tayfun Kahraman’ı ziyaret ettim. Hiçbir suçu olmayan Tayfun Kahraman, uzun zamandır cezaevinde. Biz arkadaşlarımızı yalnız bırakmıyoruz. Bizimle aynı düşüncede olmasalar bile aynı siyasi çizgide olmasak bile demokrasiyi savunduğumuz, hukukun üstünlüğünü savunduğumuz için onları yalnız bırakmıyoruz. Ümit Özdağ’ı da yalnız bırakmayacağız. Tayfun Kahraman'ı hiç yalnız bırakmadık, bırakmayacağız. Belediye başkanları ve gazeteci arkadaşlarımızı da… Şunu söyleyebilirim; herkes çok gerçekten dirençli, çok cesur, hukuka aykırı olarak cezaevinde tutulduklarının bilincindeler ve hukukun uygulanmadığını söylüyorlar.

Cesur olmak zorundayız

Benim buradan paylaşmak istediğim, tüm kamuoyuyla paylaşmak istediğim bir şey var dikkatimi çeken; iki ayrı arkadaşımız ‘bize düşman hukuku uygulanıyor’ dedi. Bunlardan bir tanesi Ümit Özdağ, kendisine düşman hukuku uygulandığını söylüyor. Diğeri Ahmet Özer. Yani Cumhuriyet Halk Partisi'nde siyaset yapan bir Kürt siyasetçi ‘düşman hukuku uygulanıyor bize’ diyor ve diğer taraftan milliyetçi bir politikacı bir milliyetçi partinin genel başkanı Ümit Özdağ kendisine düşman hukuku uygulandığını söylüyor. Bu iktidarın bir siyasi ideolojiye karşı değil, bu iktidarı değiştirme hedefinde olan tüm siyasi partilere, tüm siyasi düşüncelere ve tüm muhaliflere karşı topyekun bir düşman hukuku uyguladığını görüyoruz ve yaşıyoruz. Biz arkadaşlarımızın hukuk mücadelesine destek vermeye devam edeceğiz. Bugün ben geldim, yarın başka arkadaşlarımız gelecek ve mücadele etmeye devam edeceğiz. Cesur olmak zorundayız. Cesaret bulaşıcı bir şey. Bu iktidarın bu adımları karşısında daha cesur olmaktan başka yapacak, mücadele etmekten başka yapacak bir şey yok.”