Trabzon tarihinde önemli bir yeri olan limana hâkim bir noktadaki Güzelhisar Kalesi'nin de yer aldığı yaklaşık bin 300 dönüm arazi, davalık oldu. Güzelhisar Kalesi arazisinin 1737- 1745 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu döneminde Trabzon Valiliği görevini üstlenen Gümüşhaneli Üçüncüzade Ömer Paşa’ya ait olduğunu öne süren torunları, Ganita mevkisinde askeriyenin kullanımındaki bölgenin varislerinin kendileri olduğunu öne sürdü. Üçüncüzade Ömer Paşa’nın torunları, varis olduklarının tescili ve arazinin tapusunun kendilerine verilmesi için Torul Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açtı.
DAVA SONUÇLANDI, KALE SÜLALEYE AİT
4 yıldır süren dava sonunda mahkeme, davacıların Üçüncüzade Ömer Paşa’nın varisleri ve kalenin aynı sülaleye ait olduğuna karar verdi. Dava sonucuna göre Üçüncüoğlu sülalesine mensup, Adnan Güngör Üçüncüoğlu, Edhem Üçüncü, Gürses Üçüncü, Nabi Üçüncü ve Hayrettin Üçüncü’nün eski Trabzon valilerinden Üçüncüzade Ömer Paşa’nın varisleri olduğu kesinleşti. Bu kararla birlikte kurulacak vakfın ardından, kalenin Üçüncüoğlu sülalesi adına tescili için yeni dava açılacak. Bu dava ile birlikte Üçüncüoğlu ailesinin kaleyi teslim alması bekleniyor.
"GİRİŞİNE ÜÇÜNCÜOĞLU KALESİ YAZDIRACAĞIZ"
Davanın lehlerine sonuçlandığını anlatan Üçüncüzade Ömer Paşa’nın varislerinden Araştırmacı- Yazar Adnan Güngör Üçüncüoğlu, kalenin girişine ‘Üçüncüoğlu Kalesi’ yazdıracaklarını söyledi. Kale arazisi üzerinde bulunan gelirleri de alacaklarını ifade eden Üçüncüoğlu, bu gelirin okuyan çocuklara, yetimlere imkân sağlamak için kullanılacağını söyledi. Üçüncüoğlu, "Davayı 2017 yılında açtık. Bunu açmamızın sebebi de 1737 yılında Trabzon Valisi Üçüncüzade Ömer Paşa’nın bizim büyük dedemiz olduğu iddiasıyla, varisi olduğumuzu kanıtlamaktı. Dava yaklaşık 3 sene sürdü. 2020 yılının temmuz ayında bizim Üçüncüzade Ömer Paşa’nın varisleri olduğumuza dair karar çıktı. Karar mahkemece kesinleşti ve dava bitti" dedi.
"KALEDE YAŞAMAK İSTERİZ"
Güzelhisar Kalesi’nin işletmesini kurulacak vakıf ile birlikte üzerlerine alabileceklerini söyleyen Üçüncüoğlu, "Kaleyi aldıktan sonra gerekirse kalede yaşayabiliriz. Şimdi biz ‘Güzelhisar Kalesi’nin işletmesini elimize alabiliriz. Bunu yapmak için şu anda bir vakıf kurmamız gerekiyor. Vakıf şartları biraz ağır ama bunu gerçekleştirmek için çalışmalarımız sürüyor. Vakfı kurduktan sonra mahkemeye tekrar bir dava açacağız, ondan sonra da devletle pazarlığa girişeceğiz. Kalemize kavuşmamız bu kadar yakın.
Ben bunu dava ilk açıldığında da söylemiştim, bizim amacımız sadece kaleyi almak değil, ilk önce kalenin önüne ‘Üçüncüoğlu Kalesi’ yazdıracağız. Daha sonra gelirinden, bizim okuyan çocuklarımıza yetimlerimize bir gelir sağlamayı düşünüyoruz. Şu an halihazırda kalenin altından bir tünel geçiyor biz oranın ücretini de alacağız, kale üzerinde bulunan park var biz orayı da alacağız ve gelirlerini toplayacağız. Ben tabi ki kalede yaşamak isterim. Ben tarihi çok seviyorum. İnsan geçmişini bilmeli ve unutmamalı gerektiği yerde kalede de yaşanabilir” diye konuştu.
TRABZON'DA KALE DAVASI ŞAŞKINLIĞI
Davayla ilgili kent sakinlerinden Aydın Çelik, "Benim çocukluğum hep buralarda geçti. Kalenin olduğu bölümü hazinenin olarak biliyordum. Ama askeriye tarafından kullanılıyordu. Bir aileye ait olabileceğini hiç düşünmedim. Eskiden buralar hep plajdı. Denize yüzmeye gelirdik buralara. Çok güzel bir yerde kale. İçini bizde çok merak ediyoruz” ifadesini kullandı.
"KALEYİ HAZİNE ARAZİSİ BİLİYORDUK"
Kaleyi hazine arazisi olarak bildiklerini ancak dava karşısında şaşkınlık yaşadıklarını anlatan Gamze Avcı, "Kaleyi hazine arazisi biliyorduk. Sanırım askeriye kullanıyordu burayı. Ama bana böyle bir miras kalsın isterdim. Ön kısma kendi evimi yapardım. Geriye kalan alanları da devlete kiralardım. Oradan elde ettiğim parayı da bir şekilde değerlendirirdim. Ama kalem olsun isterdim” ifadelerinde bulundu.
"KALEDE YAŞAMAK İSTERDİM"
Kalede yaşamak istediğini söyleyen Sude Özdemir de, "Biri yıllar sonra çıkıp dese ki sana kale miras kaldı. İnanamazdım. Ama kalede kesinlikle yaşamak isterdim. Kendime ön kısımda denizi gören yerde kesinlikle bir konak yapardım. Orada yaşardım. Geriye kalanı da hayır işleyebilecek şekilde değerlendirirdim” dedi. (DHA)