İzmir’de yaşanan depremin en çok çocukları etkilendiğini, depremin her yaş grubu için bir travma olduğunu vurgulayan Gaziemir Belediyesinde görevli Psikolog Yeliz Yorulmaz, olaylara anlam vermekte zorlanan okul öncesi ve ilkokul çağındaki çocukların depreme farklı düzeylerde tepkiler verebileceğini söyledi.
Çocuklarda görülen sorunlar
Depremin insanların yaşamlarını etkilediğini, bu durumun da insan psikolojisi üzerinde birçok etki yarattığını söyleyen Psikolog Yeliz Yorulmaz, depremin çocuklarda yaratabileceği etkileri şöyle anlattı:
“Depremden psikolojik olarak etkilenen çocuklarda korku, endişe, panik hali, anne babadan ayrılmayı istememe, sık uyanma, uykuda sıçramalar, kabus görme gibi uyku problemleri, iştahsızlık, aşırı yeme, dikkat dağınıklığı, ilgisizlik, öfke, üzüntü, suçluluk duygusu, donukluk, içe kapanıklık, duygusal tepkilerin azalması, ilgisiz davranma, aşırı hareketlilik, umursamazlık, alt ıslatma, tırnak yeme, parmak emme, kekeleme gibi tepkiler ya da davranışlarda gerilemeler gözlenebilir. Bu tepkiler yaşanan travma sonrası ortaya çıkan normal tepkilerdir. Bunların belirli bir süre sonra azalarak ortadan kalkması beklenir. Bu süre 4 - 5 hafta arasında değişmektedir. Eğer bu süre sonunda tepkiler ortadan kalkmadıysa ya da artarak devam ediyorsa bir ruh sağlığı uzmanından destek alınmalıdır.”
“Çocuklara güvende olduklarını hissettirin”
Anne babaların, depremden etkilenen çocuklara destek olmak için çocuklarıyla daha fazla zaman geçirmelerini öneren, sakin ve güven veren tutum sergileyerek çocuklarına destek vermeleri gerektiğini ifade eden Psikolog Yeliz Yorulmaz, ebeveynleri deprem görüntülerinin çocuklara kesinlikle izletilmemesi konusunda uyardı.
Depremin yarattığı psikolojik etkilerin yaklaşık bir ay kadar devam edeceğini, bu süre sonunda sorunların aşılmaması durumunda uzmandan destek alınması gerektiğini ifade eden Yorulmaz, “Çocuklarınızın en temel ihtiyacı kendilerinin ve sizin güvende olduğunuzu hissetmeleridir. Çocuğunuzla mümkün olduğunca bir arada kalmaya özen gösterin. Çocuğunuzun beslenme, barınma, bakım, ilgi gibi ihtiyaçlarını doğrudan siz karşılamaya çalışın. Birlikte daha fazla vakit geçirin. Çocuğunuza daha çok sarılın, şefkat gösterin, onun elini tutun yani fiziksel temasınızı artırın. Çocuğunuzun belirli bir süre sizinle aynı odada yatmasına ve uyurken ışıkları açık bırakmasına izin verebilirsiniz. Aile içi kurallarınızda esneklik gösterebilirsiniz fakat muhakkak ebeveyn olarak sınırlarınızı koruyun ve bu esnekliklerin geçici bir süre olacağını hatırlayın. Çocuğunuzun günlük rutinlerine devam etmeye çalışın. Yemek, uyku, oyun gibi alışkanlıkları devam ettirin. Akranlarıyla bir araya gelebilmesi için fırsat yaratın. Anne baba olarak olabildiğince sakin ve güven veren bir tutum içinde olmaya çalışın. Ancak siz de anne baba olarak korkularınızı uygun bir dille ifade edebilirsiniz. ‘Ben de depremde çok korktum’, ‘Evet, gerçekten korkutucuydu’ gibi ifadeler, çocuğunuzun korkunun da normal bir duygu olduğunu anlamasına yardımcı olabilir. Çocuğunuzun da korkularını ifade etmesine izin verin. Depremle ilgili konuları aile içinde konuşun ancak detayları ve dehşet verici ayrıntıları paylaşmayın. Televizyonda ve sosyal medyada çıkan depremle ilgili haber, görüntü ve ses kayıtlarını çocuklarınızla birlikte izlemeyin ve dinlemeyin. Bu gibi durumlarda herkesin benzer tepkiler verebileceğini ve bunların doğal olduğunu anlatmaya çalışın. Çocuğunuzun yaşadıklarıyla başa çıkabilmesi ve günlük hayata uyum sağlayabilmesi biraz zaman alabilir. Çocuğunuzu eskisi gibi davranması için zorlamayın, ona biraz zaman tanıyın” diye konuştu.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |