Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'na katıldı.
Burada konuşan Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Türkiye'nin terör örgütleri ve onları destekleyenlerle mücadele ettiği dönemde asıl vizyonumuzdan taviz vermememiz gerekiyor. Şu anda dünyanın 17. ekonomisiyiz. Küçük bir hamle ile 15'inciliğe yükselmememiz için bir engel yok. İhracatımız düzenli olarak artıyor. İstihdamda tarihimizin en yüksek istihdam rakamına ulaştık ama henüz tek haneli rakamlara ulaşamadık. Turizmde kayıplarımızı telafi etmeye başladığımız bir sezon geçiriyoruz.
Her kesime yönelik geniş bir teşvik paketiyle rahatlama sağladık. Nakit sıkışıklığının giderilmesi yönünde önemli bir adım atmış bulunuyoruz. Merkez Bankası döviz ve altın rezervleri 117 milyar dolar seviyesine çıktı. Rezervlerine en kısa zamanda daha önceden ulaştığımız 135 milyar doların üzerine çıkaracağız.
2019 Kasım'da yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi uyum yasalarının çıkarılması gerekiyor. Uyum yasalarını sadece kanunlardaki eski sesiteme dayalı ifadelerin yeni sisteme göre değiştirilmesi olarak anlarsak bu fırsatı heba etmiş oluruz. Ülkemize tarihi bir katkı yapabileceğimizi düşünüyorum. Geçtiğimiz 15 yılda yaptığımız tüm reformlara rağmen, hala obez bir devlet yönetimine sahibiz. Dikkat ediniz; devletin büyük olması farklıdır, güçlü olması farklıdır; obez olması, hantal olması, verimsiz olması daha farklıdır. Bizim devletimiz elbette büyük olacaktır, güçlü olacaktır, ama hantallığın, kaynak ve zaman israfının, daha pek çok hastalığın sebebi olan obezlikten devletimizi kurtarmamızın şart olduğu da bir gerçektir. Ancak bu şekilde devlet yönetimini daha sağlıklı, daha etkin, daha hızlı, daha verimli hale getirebiliriz. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçiş için gereken uyum yasalarını hazırlarken, işte bu bakış açısıyla hareket etmeliyiz.
"FIRSATI ÇOK İYİ KULLANMALIYIZ"
AK Parti'nin refrormcu bir anlayışı vardır. Günü kurtarmaya yönelik adımlar bizim yol haritamız olamaz. Artık üzerine ciddiyetle eğilmemizi gerektiğini düşündüğüm uyum yasaları ile ilgili çalışmalarımızı bu yaklaşımla yürütmeli ve hayata geçirmeliyiz. Unutmayın fırsatın kazası olmaz. Onun için önümüzdeki bu yönetim reformu fırsatını çok iyi kullanmalıyız.
"EN BÜYÜK ENGEL ANA MUHALEFET"
Bizi en çok uğraştıracak ana muhalefet partisi olacaktır. Ana muhalefetin sığılığından, tembelliğinden şikayet ettik. Bizim için şans ama ülkemiz için şanssızlıktır. Biz ana muhalefetle değil kendi kendimizle yarışıyoruz. Rehavete kapılmamak için başarı çıtasını sürekli yükseltiyoruz. Biz önümüzdeki seçimleri değil ülkemizin geleceğini düşünerek yürüyüruz.
"CHP BİZİ ŞAŞIRTMADI"
Müftülere nikah kıyma yetkisi verilmesiyle ilgili CHP'nin muhalefet tarzı milletten ve milletin değerlerinden ne kadar kopuk olduklarını bir kez daha ortaya sermiştir. Bu hususta AYM'ye gitmeleri bizi şaşırtmadı. Kimilerinin uzmanlık alanı ülkeye hizmettir kimilerininki de mahkeme kapılarını aşındırmaktır. AYM'yi olur olmaz sebeplerle meşgul etmek CHP'nin ihtisas haline dönüştü. Böyle bir konuyu akla mantığa aykırı zeminlere çekenleri milletimize teşhir etmek boynumuzun borcudur. Laiklik kavramıyla ilgili olumsuz bir algı varsa ana muhalefet partisinin kavramı yanlış yere oturtma çabasındandır. Laiklik bizim de uygulanması gerektiğini düşündüğümüz bir kavramdır. Laikliği milletin değerlerine karşı bir kalkan haline getirirseniz hoşnutsuzluk ortaya çıkar. Devlet her inanç ve kuruma aynı mesafededir. Olur olmaz her şeyi laiklik kavramı üzerinden eleştiren kendisinden başka herkesin muhalefet olduğunu düşünen CHP zihniyetinin miadı dolmuştur. Milletimizin CHP'nin riyakarlığını gördüğünü umuyorum. Akıl sahibi olan herkes bu işin ne kadar doğru olduğunu biliyor ve anlıyor. Köy muhtarlarına varıncaya kadar herkes nikah kıyabiliyor. Bu Meclis'e tapu kadastro memuru olarak gelse bir şey demeyeceklerdi. Bunlar dinle bağlantılı bir konu olduğu zaman hop oturup hop kalkıyorlar.
"İDLİB OPERASYONU BÜYÜK ÖLÇÜDE NETİCELENDİ"
Türkiye terör örgütleriyle mücadelesinde mesafe kat ettikçe ülkemize yönelik hırs, kin ve tepkinin dozunun arttığını görüyoruz. Vize krizinden, köpekle aramaya, teröristlere himaye sağlanmasına kadar gördüğümüz tavırlar doğru yolda olduğumuzun kanıtıdır. Stratejik ortağımız ABD, görüşmemize rağmen terör örgütü PKK'nın düşük çocuğu olan PYD/YPG ile Rakka operasyonunu yapıyor. PKK değil diyorlar, bölücü terör örgütünün posterlerinin Rakka'da asılmasını ne ile izah edeceksin. Bütün gerçekler ortada. Biz gerçeklerle konuşuyor. 3 bin 500'ü aşkın TIR bölgeye silah taşıyor. Bu silahlar DEAŞ'a karşı mı kullanıldı, bunların nerede kullanıldığını biliyoruz, iyi bilin. Şu anda İdlib'deki operasyon büyük ölçüde neticelendi. Önümüzde Afrin var, daha önceden söyledim, bir gece ansızın vurabiliriz. Böyle bir ortamda sırtımız sıvazlansaydı bizi yere göğe koyamaz hale getirselerdi o zaman düşünmemiz gerekirdi. Demek ki isabetli bir yolda yürüyoruz.
Almanya'da terör örgütü gösteri düzenliyor, Alman polisi sizin için görevdeyiz diye mesaj yayımlıyor. Fransa'da gösteri yapılınca polis izliyor. Hani PKK terör örgütüydü. Neden izin veriyorsun? Bu soruyu sormak bizim hakkınız değil mi? FETÖ ile irtibatı olan birini gözaltına alıyorsunuz, kendisini istemeye yüzleri olmadığı için telefonunu istiyorlar. Öyle yok, kime neyi yutturuyorsunuz? İyi insandı, güzel vatandaştı diyerek hedef saptırılıyor. Başkonsoloslukta çıkanla STK'cı dediklerinin bağlantıları çıkıyor ortaya. Taksim olaylarının arkasında aynı kişi var. Neyi yutturuyorsunuz? Milletçe dik duracağız ve gereken hesabı soracağız. Burada özellikle yargı makamlarının hukluk çerçevesi içerisindeki hassasiyeti en büyük güvencemizdir.
ABD'NİN ÖCALAN AÇIKLAMASINA TEPKİ
Farklı isimlerle bölücü terör örgütünü destekleyip silahlandırıyorlar. Her terörist için bir TIR silah gönderdikleri yalanına bizi inandırmaya çalışacak kadar pişkinler. Rakak'da suçüstü yakalanınca terörist başı saygı göstermeye değer değil diyerek kendilerini kurtarmaya çalışıyorlar. Şu lafa bak. Bu sizin gibi bir ülkeye yaklışır mı? Hani siz demokrasinin beşiğiydiniz? Sİzin gücünün Tayyip Erdoğan'ın korumalarına gözaltı kararı çıkarmaya yeter. Takipçisiyiz bunların hepsi bittiğinde dünyayı ayağa kaldırmasını biliriz, açıklayacağız.
Mezhepçilik fitnesini körükleyerek kardeşi kardeşe düşürenler parlak bir gelecek inşa edebileceklerini mi düşünüyorlar. Türkiye'yi karşılarına alarak neyi başarabilirler? Ayrılıkçı hareketlerden coğrafyamıza hayır gelmez. Biz birbirimize zulmettikçe ağıtlar, Arapça, Kürtçe ve Türkçe olacaktır. Zafer çığlıklarının hangi dile olacağını ise milletimin takdirine bırakıyorum. Suriye'nin yüzde 25'i PYD/YPG terör örgütünün, yüzde 10'u DEAŞ terör örgütünün kontrolünde. Kendisini toprakların sahibi sanan rejimin kontrol sahası Rusya'nın güçlü desteğine rağmen ülkenin yarısını bile bulmuyor. Ilımlı muhalifler ise ülkenin yüzde 20'sinde söz sahibi. Böyle bir Suriye kime fayda sağlar? Suriye halkına olmadığı kesin. Biz de karşımızdaki manzaradan memnun değiliz."
"GÜNDEMİMİZDE ERKEN SEÇİM YOK"
Grup toplantısının ardından "erken seçim" iddialarına yönelik soruları yanıtlayan Erdoğan, "Gündemimizde erken seçim yok" dedi."
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |