Eski Başkan’dan çarpıcı çıkış: Düşmüşüz sarının, mavinin, beyazın peşine…

GERÇEKİZMİR – Cumhuriyet Halk Partisi’nde (CHP) merakla beklenen delege seçimleri Cuma günü start aldı. İkinci gün mesaisi yaşanan delege seçimleri İzmir’de tansiyonu yüksek başladı.

İlçelerde beyaz-mavi yarışına sahne olan parti içi yarışa yönelik, Balçova Belediyesi Eski Başkanı Mehmet Ali Çalkaya sosyal medya hesabından dikkat çekici bir çıkışa imza attı.

Çalkaya, ülke gündemine oturan aynı ailelerden 4'er ölümlü iki acı olay üzerinden örgüte sağduyu çağrısı yaptı.

Çalkaya şu ifadeleri kullandı:
15 yıl boyunca aç olana, açıkta olana destek olan bir belediyecilik yaptık.

Koca koca binalar yapmayıp, sosyal belediyecilik yaptığımız için en yakınımdakilerden bile eleştiri aldım. Bunlar devletin işleri sen niye uğraşıyorsun diyenler oldu. Evinde aşı olamayanı, çocuğunun defteri olmayanı, yakacak odunu olmayanı görmezden gelemezdik elbette. Gelmedik.

Türkiye’nin belki de en başarılı sosyal belediyecilik örneklerini hayata geçirdik. Sevgili dostlar, bir haftadır da haberlerde topluca intihar edenleri görünce hepimizin yürekleri sızlıyor. Önce İstanbul’da 4 kardeş, şimdi de Antalya’da anne baba ve iki masum çocuk. Ancak bunun böyle olacağı belliydi.

Devlet yeni üretim sahaları açıp, işsizliğe çare olmadıkça bu acı olayların olacağını aklı selim herkes biliyordu. Cumhuriyet Halk Partisi’nin üretim modelleri ve yoksulluğu giderecek önerileri bu toplumsal sorunun çözümüdür. Sokaktaki vatandaş bunun farkındadır ve artık Akepe iktidarından ümidini tamamen kesmiş durumdadır”

Peki sokaktaki vatandaşımız umudunu partimize bağlamışken bizler ne yapıyoruz? Ne yaptığımızı ben söyleyeyim sevgili dostlar. Düşmüşüz Sarının, Mavinin, Beyazın peşine, kendi içimizde bölünüp duruyoruz. Seçim sırasında birlikte yol yürüdüğümüz, afiş astığımız dostlarımıza acımasız hatta hakarete varan eleştirilerde bulunuyoruz. Hatta bunu daha da ileri götürüp sosyal medya hesaplarımızda paylaşıyoruz.

Bakın bunu Sen, Ben, O diye ayırmıyorum. Bir çoğumuz yapıyoruz.

Belki şimdi bu yazıyı okuyanlar, bu ciddi gerçekliğin farkında olmayacak, eleştiriler getirecek. Ama ile başlayan bir sürü gerekçeler sıralanacak. Amasını ben söyleyeyim dostlar. İnanın ki; gelecekte torunlarımız bugün yaşanan acıların çok daha kötüsünü yaşayınca bizleri hiç iyi dileklerle anmayacaklar.”