İzmir'de, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimine ilişkin örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in bir numaralı sanık olduğu, 147'si tutuklu 280 kişinin yargılandığı davanın görülmesine devam edildi.
İzmir 2'nci Ağır Ceza Mahkemesince, Aliağa Ceza İnfaz Kurumu Kampüsü'ndeki salonda görülen duruşmaya, bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları katıldı.
Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile kayda alınan duruşmada, daha önce savunma yapan tutuksuz yargılanan sanık eski teğmen A.O, ek ifade vermek istediğini, geçmişte FETÖ ile bağlantısına ilişkin bazı bilgiler vereceğini söyledi.
A.O, 2004'te ortaokul 7'nci sınıftayken örgütle tanıştığını, "Bilal" kod adlı örgüt mensubunun birkaç hafta kendisiyle ilgilenmesinin ardından "Selim" kod adını kullanan ve aslen Erzurumlu olan Yavuz Aydın isimli kişinin kendisinden sorumlu olduğunu belirterek, gittiği örgüt evinde sürekli ders çalıştıkları ve ibadet ettiklerinden, bunların kendilerine zarar vermeyeceğini düşündüklerini aktardı.
FETÖ mensubu Aydın'ın 7'nci sınıfın yaz tatilinde kendisine askeri liselere gidip gitmeyeceğini sorduğunda, çocukluğundan beri asker olmayı hayal ettiğinden teklife sıcak baktığını anlatan A.O, o zaman örgüt mensuplarının "Askeriyede dini bütün insanları sevmiyorlar, 28 Şubat sürecinde dindar insanlar mağdur edildi" şeklinde sürekli Türk Silahlı Kuvvetlerini (TSK) kötülediklerini ve İslam dinini sömürdüklerini ifade etti.
İkiz kardeşi olan M.O'nun da pilot olmak istemesi üzerine örgüte katıldığını anlatan A.O, "FETÖ üyeleri, askeri lise sınavlarına hazırlık sürecinde hepimize birer kod isim verdi. Türkiye'de İslam'ı yaşamayanların ordu içerisinde olduğunu söylediler. 8'inci sınıftayken bana 'Talha', kardeşime 'Ömer', diğer 2 arkadaşa ise 'Ali' ve 'Musab' kod adını verdiler. Bu süreçte ders çalışmak için kamplara katılıyorduk. İddianameden öğrendiğim kadarıyla, örgüt üyesi bazı askerlere sınav soruları veriliyormuş ancak bana askeri lise sınavlarına girerken kimse sınav sorusu vermedi." dedi.
Yazılı sınavda başarılı olmasının ardından "Hamza", "Süleyman" ve "Kenan" kod adlı FETÖ üyelerinin kendilerini mülakata hazırladığını beyan eden A.O, mülakatta da başarılı olmasının ardından İstanbul'daki Deniz Lisesini kazandığını dile getirdi.
"Ankesörlü telefonları kullanmak yasaktı"
Lisedeyken sorumluluğunu üstlenen örgüt mensubu Aydın'ın "Dinden uzaklaşıyorsun" diye örgüt evine çağırdığını, ilk başta 3-5 saat olan görüşmeleri zamanla azalttığını ileri süren A.O, sürekli tedbir uygulayan ve yönlendiren örgütten kopma noktasına geldiğini, lisenin yelken takımında olduğu için "Hafta sonu spor müsabakalarım var" bahanesiyle Aydın'la görüşmek istemediğini öne sürerek, "Yavuz Aydın'la yüz yüze görüşmeyi azaltmıştık ama telefonla görüşüyorduk. Aydın'ı, artık kontörlü telefonların olduğu yerlerden arıyordum. Bana sürekli aynı yerlerden aranmaması için uyarılarda bulunuyorlardı. Benim de çevremde kontörlü telefonla görüşeceğim 3 yer dışında seçeneğim yoktu. Aydın, ankesörlü telefondan aramamı kesinlikle istemiyordu. Çünkü ankesörlü telefonları kullanmak yasaktı." şeklinde beyanda bulundu.
Örgüt elebaşı, FETÖ üyelerine kıyametin 2186'da kopacağını söylemiş
Örgütle çocuk yaşta tanıştığından bazı şeyleri sorgulayamadığını ancak yaşı ilerledikçe birçok durumun farkına vardığını, FETÖ'nün sürekli tedbir uygulamasından rahatsız olduğu için örgütten soğuduğunu kaydeden A.O, "Bir gün Yavuz Aydın bana, örgüt elebaşı Fetullah Gülen'in 2186 yılında kıyametin kopacağını söylediğini dile getirdi. Ben de 'Gülen bunu nasıl bilebiliyor' diye sorduğumda, Aydın buna cevaben, 'Fetullah Gülen, Allah'ın sevgili bir kulu olduğundan bunu bilir' dedi. Bu cevaptan sonra kandırılmış olabileceğimi düşündüm. Aydın, örgütten kopanlar için de 'Bunlar hizmeti sattılar' tarzında cümle kurduğunu duydum." ifadesini kullandı.
FETÖ ile bağının 2010'dan sonra iyice kopmasının ardından Aydın'ın kendisiyle sık görüşmek istediğini, hatta zaman zaman ailesinin kaldığı eve giderek bilgi aldığını ileri süren A.O, 2014'te teğmen olmasının ardından Aydın'ın irtibat kurmaması için cep telefonu numarasını değiştirdiğini ve yurt dışı görevine gönüllü gittiğini söyledi.
Etkin pişmanlık hükümlerini A.O'ya hatırlatan mahkeme başkanının, "Etkin pişmanlık hükümleri kapsamında daha önce herhangi bir yerde ifade verdin mi" sorusu üzerine A.O, "İlk defa burada ifade verdim. Bu ifadeyi daha önce de vermek istedim ancak asker olan kardeşim FETÖ'den tutuklu olduğundan, annem, "Bir oğlum gitti, sen de gitme" dediği için bu şekilde ifade vermeye korktum. Artık bu yapının çözülmesini istiyorum. Bunun için savunmama ekleme yapmak istedim. Suç işlemediğimi düşünüyorum." diye konuştu.
A.O, 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimine ilişkin daha önce verdiği ifadenin arkasında olduğunu belirterek, o gece vatan ve milletine bağlı bir Türk askeri gibi görevini yerine getirdiğini de sözlerine ekledi.
İddia makamı ise mütalaasında, tahliye talebinde bulunan sanıkların tutukluluk halinin devamı yönünde karar verilmesini talep etti.
Mahkeme heyeti, tutuklu sanıkların tahliye taleplerini reddederek, duruşmaya cuma günü devam edilmesini kararlaştırdı. (AA)
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |