Efe Can TAN/GERÇEKİZMİR - Türkiye’nin tek gemi söküm adresi Aliağa yeni bir tehlike ile karşı karşıya…
İtalya Donanması’na ait 2 fırkateyn, 2 devriye gemisi ve 3 denizaltı Aliağa’daki gemi söküm tesislerine sökülmek üzere geldi.
TMMOB Gemi Söküm Koordinasyonu İzmir Mimarlık Merkezi'nde düzenlediği basın açıklaması ile söz konusu deniz araçlarının tehlikeli madde envanter raporunun kamuoyu ile paylaşılmadığını açıklarken Aliağa’nın kapasitesini doldurduğunun altı çizildi.
Toplantıya İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, meslek odaları temsilcileri, Gemi Söküm Koordinasyonu paydaşları ve sivil toplum temsilcileri katıldı. Basın toplantısında konuşan Başkan Tugay, “Büyükşehir Belediyesi çevrede oluşan olumsuz etkiler ile ilgilide görevlidir. Bu yetkisini mutlaka kullanacak” ifadelerini kullandı.
“ZARARLI ATIK İÇERME İHTİMALLERİ YÜKSEK”
Basın açıklamasında ilk sözü alan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İzmir İKK Sekreteri Aykut Akdemir, “Gemi söküm tesislerine getirilip sökümüne başlanmış olan İtalya menşeili savaş gemileri ile bir basın açıklaması gerçekleştiriyoruz. İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni de yanımızda görmekten onur duyuyoruz. Aliağa yıllardır gemi söküm tesislerinin yarattığı kirlilik ile mücadele ediyor. Aliağa’da söküm için gelen gemilerin isimleri değişse de uygunsuz şartlar ve alınmayan çevresel önlemler ile sorun büyüyor. Sao Paulo ile ilgili olarak uluslararası mücadele ile bakanlık tarafından verilen izinler kaldırılmıştı. Gemi okyanusta batırılmıştı. Mücadelenin başarıya ulaşmaması durumunda geminin sessiz sedasız Aliağa’da sökülecek olması gerçeği burada duruyor. İzmir Aliağa’da yer alan iki tersane onaylı tesis listesinden yakın zamanda çıkarıldı. Türkiye’deki yasal mevzuatın yetersiz kaldığı görülüyor. Denetimlerin yetersiz kaldığını yaşanan örnekler göstermektedir. Raymond Cruze ile ilgili uyarılarımızı paylaşmıştık. İtalya’dan gelen denizaltılar, fırkateynler ve devriye gemileri ile ilgili benzer iddialar ile karşı karşıyayız. Asbest dahil olmak üzere önemli miktarda zararlı atık içerme ihtimali yüksektir. Biz bu tehlikeyi ilk kez yaşamıyoruz. Bu sorulara cevap bekliyoruz; Gemi ile ilgili tehlikesi envanter raporu bulunmakta mıdır? Gemiye ilişkin söküm izni verilmiş midir? Potansiyel asbest içermesi ile ilgili bilgilendirme yapılmış mıdır? Aliağa çok hassas bir bölgedir ve kapasitesini doldurmuş durumdadır. Gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır. Kapasite artışı ile yeni tesisler açılmasına müsaade edilmemelidir. Gemi sökümü süreci kamusal denetimi ile sürdürülmelidir. Aliağa bölgesinde tüm çalışmaların bilime uygun hale getirilmesini gerekliliği kamuoyu ile paylaşıyoruz” diye konuştu.
AKDEMİR: BELGELERİ BAKANLIK GÖSTERMELİ!
Akdemir şirketin mevzuata uygun şekilde söküm yapıldığına dair açıklamasına yanıt verdiği bölümde, “Sao Paulo gemisinin Brezilya tarafından okyanusun dibine gömüldü onlar da raporluydu. Bu gemiler yapıları itibariyle birçok asbest ve tehlikeli atık barındırıyor. Bizim bugün bu itirazı yapmamızın gerekçesi bu belgeler isteniyor. Bunlar bu süreçten geçti diye gösterilen belgeler değil, bu belgeler Çevre Şehircilik Bakanlığı tarafından gösterilmesi gereken belgeler firma bunu gösteremez. Orada oluşan tüm katı atıkların bertaraf edildiği alanlar da kamu alanlarıdır. Biz bunların da yerinin beyan edilmesini istiyoruz. Biz bu ülkenin İzmir'de katı atıkların nerede saklandığını bilmek istiyoruz. Bu belgeleri AB normlarına göre beyan etmeleri hiçbir şeyi değiştirmez kamusal denetim açık bir şekilde beyan edilmesi gerekiyor” diye konuştu.
TUGAY: BÜYÜKŞEHİR YETKİSİNİ KULLANACAK!
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tugay toplantıda yaptığı konuşmada, “Bugün bir kez Aliağa’daki gemi sökümü ve bunun yarattığı çevresel etkiler ile bir araya gelmek zorunda kaldık. Yakın zamanda maalesef öğrendik ki Aliağa’daki tesise İtalyan Donanması’ndan 7 gemi getirilmiş. Bunlar ile ilgili tehlikeli madde envanter raporlarının olup olmadığı bilinmiyor. Bizlerde tedirginlik yaratıyor. Bu gemilerde asbest olma olasılığı yüksek görünüyor. Greenpeace İtalya tesisin Avrupa Komisyonu’nun denetim raporun güvenli bir tesis olduğu doğrulanamıyor diyor. Bu gemilerin de söküm için başka bir yere gönderilememiş olması maalesef Aliağa’nın kurban seçilmiş olma ihtimali yüksek görünüyor. Dünyada pek çok örneği olduğu gibi kuru havuz sistemi en iyi uygulama yöntemi olarak değerlendiriliyor. Her yeni sökümde yeni bir probleme yol açan bu denetimsiz alanı bir an önce denetlenebilir bakanlığı ve kurumları göreve davet ediyorum. Bu konuda başvurularımızı devam edecek. Aliağa ile ilgili bir sorun olduğu çok açık. Burada orun yok diyecek kimse olduğunu sanmıyorum. Gemi söküm yönetmeliği olsa izin verilmeyeceği çok açık. Bir yönetmeliğe ihtiyaç var ve kuru havuz tekniği ile sökümlerin yapılması gerekiyor. Buradaki serbest kendi halinde kendi halinde gemi sökümünün insanların sağlığını tehdit edecek şekilde devam etmesine izin verilemez. Büyükşehir Belediyesi çevrede oluşan olumsuz etkiler ile ilgili de görevlidir. İzmir Büyükşehir Belediyesi ilgili kanun ve yönetmeliklerle görev yapan kurumdur. Ancak çevrede oluşan insan sağlığını etkileyen konular hakkında denetim yapmakla yetkilidir. Bu yetkisini mutlaka kullanacaktır. Bu yetkisini mutlaka kullanacak. Kapsamlı incelemeler yapacak. Bu çerçevede hazırlanan raporları kamuoyunu duyuracak. İlgili bakanlıklara başvurularda bulunacaktır. Sürecin hızlı işleyeceğini ifade etmek isterim. Olmadığı takdirde daha farklı tepkiler oluşacaktır.” diye konuştu.
KINAY: SORU İŞARETLERİ KALDIRILMALI!
Karabağlar Belediye Başkanı ve Eski Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Helil Kınay, “Yıllarca kentimizde çevre ve halka sağlığı ile değerlendirmelerimizi paylaştık. Kent dayanışmasını ortaya koyduk. Bugün geldiğimiz noktada sadece Aliağa değil ülkemizin tamamını etkileyen konularla ilgili sorular yıllardır aynı devam eden sorular. Kamunun soruları cevaplandırarak soru işaretlerini kaldırması gerekli. İşlemlerin çevre ve halka sağlığına uygun şekilde gerçekleştirilmesi gereklidir” diye konuştu.
"YİNE ALİAĞA, YİNE GEMİ SÖKÜM, YİNE ŞAİBELİ GEMİLER… MÜCADELE DEVAM EDİYOR"
Basın toplantıda Gemi Söküm Koordinasyonu adına TMMOB İzmir IKK Sekreteri Aykut Akdemir tarafından okunan açıklama metni ise şu şekilde;
Aliağa yıllardır sanayi tesisleri ve gemi söküm tesislerinin yarattığı kirlilik ve yaşam sorunları ile mücadele ediyor. İzmir Aliağa’ da bulunan gemi söküm tesisleri için yıllardır uyarılarda bulunuyor, tehlikeye dikkat çekiyor ve yaşamımız için, kent için, çevre ve halk sağlığı için mücadele ediyoruz.
Aliağa’da söküm için gelen gemilerin isimleri değişse de gemilerin ülkeye giriş ve söküm süreçlerindeki usulsüzlükler, izin ve raporlardaki eksiklikler, uygunsuz çalışma şartları, yetersiz denetim ve alınmayan çevresel önlemler ile birlikte sorun büyümeye devam ediyor.
Uluslararası ve ulusal mevzuat, teknik yeterlilikler, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı başta olmak üzere ilgili diğer kurumlar tarafından yurtdışından gelen gemilerin notifikasyon süreci, gemi sökümü, atık yönetimi sürecine ilişkin izin ve lisansları verilen, denetime tabii olan tesislerde yapılan uygulamaların kağıt üzerinde kaldığı örnekleri Otopan, Ethan, Kuito, Sao Paolo Gemileri ile yaşamıştık. Kuito ve Ethane gemilerinde hukuki süreç devam ederken gemi söküm işlemleri tamamlanmıştı.
Nae Sao Paulo gemisi ile ilgili Gemi Koordinasyon Grubu olarak uluslararası platformlarla birlikte verilen ortak mücadele sonucunda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından verilen izinler kaldırılmış, gemi Brezilya Çevre Bakanlığı tarafından geri çağrılmıştı. Ancak içerdiği asbest, tehlikeli ve radyoaktif atıklar ile bütünü ile bir tehlikeli atık olan gemi; Gemi Brezilya hükümetinin kabul etmemesi sonuca okyanusta batırılmıştır. Uluslararası ölçekte ses getiren, tüm bileşenler ve katkı koyanlar ile yürüttüğümüz toplumsal mücadele sonucu ülkemize giremeyen gemi okyanusta batırılmak ekolojik yıkıma neden olan kara bir leke olarak hatırımızdadır. Mücadelenin başarıya ulaşmaması halinde geminin Aliağa’da sessiz sedasız sökülmüş olacağı gerçeğini unutmamak gerekmektedir.
Ancak Aliağa Gemi Söküm Bölgesi’nde mevcut koşullarda gemi sökümü devam ediyor. Tehlikeli atık envanter raporları olmaksızın ya da gemilerin gerçek atık envanterini yansıtmayan şaibeli raporlarla sökümü gerçekleştirilen gemilere ilişkin haberler basında yer aldı. Geçtiğimiz aralık ayında Avrupa Komisyonu tarafından iş sağlığı güvenliği önlemlerinin alınmaması ve çevreye zarar verme gerekçesi ile İzmir Aliağa’da faaliyet gösteren iki tersaneyi, Onaylı Gemi Geri Dönüşüm Listesi'nden çıkardığı basında da paylaşıldı.
Gemi Geri Dönüşüm Tesislerinin tabi olduğu Avrupa Birliği Yasal Mevzuatı ile Türkiye’de uygulanan yasal mevzuat karşılaştırıldığı zaman Türkiye’deki yasal mevzuatın yetersiz kaldığı adeta gemi geri dönüşüm tesislerinin çevreyi ve doğayı katletmesinde bir sakınca olmadığı ve denetimlerin şeklen yapıldığı “kanun üstünde” bir bölge statüsü kazandığı görülmektedir.
Yaşanan örnekler gemi sökümleri ile ilgili işlemlerin yasal mevzuata uygun olarak gerçekleşmediğini, denetimlerin yetersiz kaldığını göstermekte, söylemlerimizi ve kaygılarımızı doğrulamaktadır. Geçtiğimiz aylarda Aliağa’ya getirilen Raymond Croze gemisi ile ilgili iddialar ile birlikte atık envanteri ve sürece ilişkin sorularımızı, uyarılarımızı kamuoyu ile paylaşmıştık.
Bugün yine söküm için Aliağa’ya gelen İtalyan donanmasına ait hurdaya çıkarılan “Carlo Fecia di Casatto”, “Guglielmo Marconi”,” Leonardo da Vinci” isimli denizaltılar; “Bersagliere”, “Artigliere” isimli devriye gemileri ve “Maestrale”, “Scirocco” isimli fırkateynler ile ilgili benzer iddialarla karşı karşıyayız. Gemilerin yapım yılı, teknolojisi ve kullanım alanları göz önünde bulundurulduğunda asbest ve radyoaktivite dahil olmak üzere önemli miktarda tehlikeli ve zararlı atık içerme ihtimali bulunuyor.
Biz bu süreci, bu gemiyi, bu iddiaları ilk kez yaşamıyoruz. Daha önce de Otopan, Kuıto, Ethan, Sao Paulo ve nicelerinde olduğu gibi yine bir atık gemi ve ülkemizin atık çöplüğü olduğu gerçeği ile mücadele ediyoruz.
Aşağıdaki sorularımızı tıpkı daha önceki mücadelelerimizde olduğu gibi tekrar soruyor, cevaplarını bilgi ve belgeleri ile ilgili yetkili kurumlardan bekliyoruz.
• Gemi ile ilgili Tehlikeli Madde Envanter Raporu bulunmakta mıdır?
• Geminin notifikasyon onayı var mıdır?
• Gemi Aliağa’ya gelmeden önce gas free belgesi sunulmuş mudur?
• Gemiye ilişkin söküm izni verilmiş midir?
• Radyasyon ölçümü yapılmış mıdır? Sonuçları nelerdir?
• Geri dönüşüm ve atık bertaraf süreçlerine ilişkin planlar sunulmuş mudur?
• Gemide boyaların potansiyel olarak asbest içerdiği hakkında söküm tesisi bilgilendirilmiş midir?
• Bakanlık ve ilgili kurumlar tarafından atık içeriği ve miktarı ile ilgili değerlendirme ve denetim yapılmış mıdır
• Söküm işlemleri safhasında alınacak çevresel önlemler nelerdir?
• İşçi sağlığı ve güvenliğine ilişkin önlemler nelerdir?
Sorularımızın cevapları verilmeden, kamuoyu ile paylaşılmadan yapılacak her türlü çalışmaya dair mücadelemizi büyüteceğimizi bir kez daha tekrarlıyoruz.
1960’lı yıllara kadar balıkçılık ve tarımla geçinen bir sahil kasabası olan Aliağa’nın Sanayi Bölgesi ilan edilmesinden bugüne geldiğimiz süreçte; bölgede giderek büyüyen petrokimya endüstrisi, demir çelik tesisleri, bu tesislere hammadde sağlayan gemi söküm tesisleri yan sanayiler ile ağır sanayi, İzmir Kenti bütününde çevre ve halk sağlığını tehdit eden yaşam sorununa dönüşmüştür.
Aliağa Bölgesinin çevresel yük ve kirlilik taşıma kapasitesinin aşılmış olduğu bilimsel ve kurumsal raporlarla defalarca ortaya konmuş, son olarak İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından gerçekleştirilen TUBİTAK ve Ege Üniversitesi Ziraat Mühendisliği Bölümü ortaklığında yapılan çalışma ile gerçekleştirilen Mevcut Durum tespitinde bilimsel veriler ve güncel ölçümler ile kirlilik bir kez daha ortaya konmuştur.
Türkiye'nin tek gemi söküm tesisinin bulunduğu yer olan Aliağa, hem de ağır sanayinin bulunduğu bölge olması nedeniyle çok hassas bir bölgedir ve kapasitesini doldurmuş durumdadır. Bu nedenle özel işletim koşullarının gerekli olduğu bir yerdir. Bu nedenle de şeffaf, çalışan sağlığı, çevre ve halk sağlığı ile doğayı koruyan bir perspektifle süreç yürütülmelidir. Yaşanan olumsuzlukların tekrarlanmaması için, gerekli yasal düzenlemeler yapılmalı, hem gemi söküm tesislerinin hem de tüm Aliağa'da bulunan ağır sanayi tesislerinin işletim koşulları etkin bir şekilde denetlenmelidir. Ayrıca kapasite artışı ve yeni tesislerin açılmasına izin verilmemelidir. Aliağa’da çevresel mevzuata aykırı işlem yapan, çevre ve halk sağlığı sorunu yaratan işletmelerde gemi sökümüne son verilmelidir. Gemi Sökümü sürecinin bilimsel ve teknik değerlendirmeleri ile etkin bir kamusal denetimle yürütülmesi için gerekli çalışmaların ivedilikle gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
İzmir’de meslek odaları, sivil toplum örgütleri, yaşam savunucuları; Gemi Söküm Tesislerinde gerçekleştirilen usulsüz işlemler, çevre ve halk sağlığını tehdit eden, sektör emekçilerinin yaşamına mal olan usulsüz işlemler ve uygulamalara karşı, ülkemizin ve Aliağa’nın atık çöplüğü haline gelmemesi mücadelesine vazgeçmeden devam ediyoruz.
Aliağa bölgesindeki gemi söküm çalışmaları başta olmak üzere, kentte insan ve çevre sağlığını tehdit eden tüm çalışmaların bilime, hukuka, kamu ve çevre sağlığına uygun hale getirilmesi nihai hedefi ile kararlılığımızı bir kez daha kamuoyu ile paylaşıyoruz.
İZMİR GEMİ SÖKÜM KOORDİNASYONU
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |