İngiltere Başbakanı Johnson'dan Brexit mesajı

İngiltere'de Başbakanlık konutunda devir teslim vardı.

Muhafazakar Partinin lideri seçilen Boris Johnson, başbakanlık görevini Theresa May'den resmen devraldı. 

Boris Johnson'ın Başbakanlık konutundan önceki durağı Buckingham Sarayı'ydı. Johnson'ın aracı saraya girerken protestoyla karşılaştı. Çevre örgütü Greenpeace üyeleri aracın önünü kesti. Protestocular, insan zinciri oluşturarak "iklim acil durumu" yazılı pankart açtı. Eylemcilerin polis tarafından dağıtılmasının ardından Boris Johnson'ın aracı Kraliyet Sarayı'na girdi.

Kraliçe 2. Elizabeth tarafından kabul edilen Johnson'a hükümeti kurma görevi verildi. 

Buckingham Sarayı'nın ardından Başbakanlık konutuna giden Johnson, burada ilk konuşmasını yaptı. Brexit'le ilgili önemli mesajlar verdi. Yeni ve daha iyi bir anlaşma olacağı sözünü verdi.

Johnson, "ingiltere aleyhine iddiaya girenler kaybedecekler. Çünkü demokrasimize olan inancı yeniden tesis edeceğiz. Parlamentonun halka verdiği sözleri yerine getirerek eğersiz amasız 31 Ekim'de Avrupa Birliği'nden çıkacağız. Yeni bir anlaşma yapacağız. Bu anlaşma Brexit'in fırsatlarını artıracak. Aynı zamanda Avrupa'nın geri kalanıyla serbest ticaret ve karşılıklı desteğe dayalı yeni bir ortaklık geliştirmemize imkan tanıyacak." dedi.

55 yaşındaki Boris Johnson'ın konuşmasını Başbakanlık önünde dinleyenler arasında 31 yaşındaki kız arkadaşi Carrie Symonds da vardı.

İngiltere'nin yeni Başbakanı Boris Johnson, ilk olarak yeni bir kabine oluşturdu.. Önceki Başbakan Theresa May'ın kabinesindeki önemli bakanlar Johnson'ın seçilmesinin ardından istifa etti.

JOHNSON KABİNESİNDEKİ ÖNEMLİ BAKANLIKLARA ATAMALAR BELLİ OLDU

Başbakanlık görevini bugün Theresa May’den devralan Johnson, kabinesindeki önemli bakanlıklara atamaları tamamladı.

Brexit’i 31 Ekim’de anlaşmalı veya anlaşmasız gerçekleştirmeyi vadeden Johnson’ın atamalarında da bu hedefin etkili olduğu görüldü. 

Çoğunluğu katı Brexitçilerden oluşan yeni kabinedeki belli başlı isimler şunlar oldu:

"Maliye Bakanı Sajid Javid, İçişleri Bakanı Priti Patel, Dışişleri Bakanı Dominic Raab, Brexit Bakanı Stephen Barclay, Savunma Bakanı Ben Wallace, Eğitim Bakanı Gavin Williamson, Uluslararası Ticaret Bakanı Elizabeth Truss, Sağlık Bakanı Matt Hancock, Çevre Bakanı Theresa Villiers, Kültür Bakanı Nicky Morgan, Ekonomi Bakanı Andrea Leadsom, Iskan Bakanı Robert Jenrick, Adalet Bakanı Robert Buckland, Uluslararası Kalkınma Bakanı Alok Sharma ve Çalışma Bakanı Amber Rudd." 

Yani kabinede Barclay, Hancock ve Rudd koltuklarını korurken, Javid ve Wallace’ın da aralarında olduğu bazı isimler daha üst düzey bakanlıklara terfi etti.

May’in kabinesinden İsrail’de gerçekleştirdiği gizli görüşmelerin ortaya çıkması üzerine istifa etmek zorunda kalan Patel’in, geçen aylarda Brexit Bakanlığından istifa eden Raab'ın ve ulusal güvenlik toplantısından bilgi sızdırdığı için istifa etmek zorunda  kalan eski Savunma Bakanı Williamson'ın da aralarında olduğu bazı isimler ise yeniden bakanlık görevlerine atandı.

Başbakan Johnson da geçen yıl May'in Brexit yaklaşımındaki değişikliklere itiraz ederek Dışişleri Bakanlığından istifa etmişti.

8 BAKAN İSTİFA ETTİ, 6 BAKAN GÖREVDEN ALINDI

İngiltere’de Boris Johnson’ın Başbakanlık koltuğuna oturmasının arından 8 bakan istifa ederken, 6 bakan da görevinden alındı. 

Johnson'ın Başbakanlığa atanmasıyla Dışişleri Bakanı Jeremy Hunt, Ulaştırma Bakanı Chris Grayling, Maliye Bakanı Philip Hammond, Uluslararası Kalkınma Bakanı Rory Stewart, Adalet Bakanı David Gauke ve Kabine Ofisi Bakanı David Lidington kabinedeki görevlerinden istifa etti.

Beceri ve Uygulamalı Eğitimden Sorumlu Anne Frances Milton ile İngiltere'nin Avrupa ve Amerika'dan Sorumlu Bakanı Alan Duncan da önceden kabinedeki görevlerinden daha önce ayrılmıştı. 

Son istifalarla birlikte kabinede görevinden istifa eden bakan sayısı sekize yükseldi.

Savunma Bakanı Penny Mordaunt, Eğitim Bakanı Damian Hinds, Uluslararası Ticaret Bakanı Liam Fox, İş, Enerji ve Endüstriyel Strateji Bakanı Greg Clark, Kuzey İrlanda’dan Sorumlu Devlet Bakanı Karen Bradley ve İskoçya’dan Sorumlu Devlet Bakanı David Mundell ile Muhafazakar Parti'nin Avam Kamarası Lideri Mel Stride da görevden alındı.

İSRAİL'DEKİ GİZLİ GÖRÜŞMELERİ NEDENİYLE İSTİFA EDEN BAKAN JOHNSON KABİNESİNDE

Boris Johnson İçişleri Bakanlığına İsrailli yetkililerle gizli temaslarının ortaya çıkmasının ardından, Uluslararası Kalkınma Bakanlığından istifa ettirilen Priti Patel'i getirdi.

Johnson, kabinesindeki ikinci önemli atamayı Patel'i, Maliye Bakanlığı görevi verilen Sajid Javid'den boşalan İçişleri Bakanlığına getirerek, yaptı.

Johnson, Dışişleri Bakanlığına da eski Brexit Bakanı Domici Raab'ı getirirken, Brexit Bakanı Stephen Barclay koltuğunu korudu.

Priti Patel'in İsrail'de 2017 Ağustos ayında yaptığı tatil sırasında 2 gün boyunca bazı İsrailli siyasetçiler, sivil toplum örgütleri ve şirketler ile ülkesinin Dışişleri Bakanlığının bilgisi dışında görüştüğü ortaya çıkmıştı. Bunun üzerine dönemin Başbakanı Theresa May kasım ayında Patel'in istifasını istemişti.

Patel, söz konusu görüşmelerle ilgili haberlerin basında yer almasından sonra yaptığı açıklamada, görüşmelerin Dışişleri Bakanı Boris Johnson'ın bilgisi dahilinde olduğunu söylemiş ancak Johnson bunu doğrulamamıştı.

Priti Patel, daha sonra yaptığı açıklamada ise Dışişleri Bakanlığına da Boris Johnson'a da görüşmeler öncesinde bilgi vermediğini kabul ederek, özür dilemişti.

Ancak Patel'in tartışılan temaslarına ilaveten İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Güvenlik Bakanı Gilad Erdan ve Dışişleri Bakanlığı yetkilisi Yuval Rotem ile de bir araya geldiği öğrenilmişti.

FİLİSTİN'E YARDIMI AZALTMA ÇABASI

Patel'in, temasları sırasında "İsrail'in Muhafazakar Dostları" (CFI) adlı lobi grubunun onursal başkanı Lord Stuart Polak'ı yanına alması da tepki çekmişti. Priti Patel, bir dönem CFI'nin başkan yardımcılığını da yapmıştı.

Patel'in İsrail görüşmelerinde Uluslararası Kalkınma Bakanlığının yetki alanına giren konuların ele alınması ve muhataplarına "Bakanlık" sıfatıyla sözler vermesi tartışma yaratmıştı.

Priti Patel'in, İngiltere'nin Filistin'e ayırdığı yıllık 68 milyon sterlinlik yardım bütçesini küçültmeye çalıştığı iddia ediliyordu.

Patel, İsrail lobisiyle yakın ilişkisini, liderlik yarışında kendisine bağış ve nüfuz sağlamak için kullanmakla suçlanıyordu.