Efe Can TAN/GERÇEKİZMİR - TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, İzmir Tabip Odası, İzmir Barosu, DİSK ve KESK’in içinde bulunduğu Gemi Söküm Koordinasyonu Aliağa’ya demirleyen ve ilçedeki tesislerde sökülecek Fransız bandıralı Raymond Croze gemisi ile ilgili basın toplantısı düzenlendi.
- VE ASBEST YÜKLÜ 'ZEHİRLİ GEMİ' ALİAĞA'DA!...
İzmir Mimarlık Merkezi’nde düzenlenen toplantıda bünyesinde tehlikeli atık ve asbest bulundurduğu iddia edilen geminin Aliağa’da sökülmesine tepki gösterildi ve önemli sorulara cevap istendi.
AKDEMİR: SÖKÜME İZİN VERMEYECEĞİZ
‘Yine Gemi Söküm, Yine Aliağa’ başlığı ile gerçekleşen toplantıda söküm şirketinin işlemin mevzuata uygun olacağına ilişkin açıklamaları ile ilgili soruya yanıt veren, İzmir İKK Dönem Sekreteri Aykut Akdemir, ‘’Bu sorunun sorulmuş olmasına bile ihtiyaç yok. Bu tip süreçlerin işlemlerin açık ve şeffaf şekilde sorulmasına ihtiyaç kalmadan şeffaf şekilde ilan edilmesi gerekiyor. 1 ton asbest ile 5 ton asbest arasında hiçbir fark yoktur. Bakanlık bu konuda hala bir açıklama yapılmamıştır. Sorular sorduk hiçbir yanıt almadık. Yapamıyorlarsa gemi sökmesinler. Ya mevzuata uygun işlem yapsınlar halk ile paylaşsınlar ya da yapmasınlar. Dünyada bu şekilde yürüyor. Davalarımız devam ederken gemileri söktüler. Bu gemiyi de hiçbir açıklama yapmadan sökmelerine izin vermeyeceğiz’’ dedi.
"ALİAĞA ÖZERK BÖLGE GİBİ!"
Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şube Teknik Sorumlusu Selma Akdoğan ise gemi şirketinin sökümün mevzuata uygun yapılacağı yönündeki açıklamasına, ‘’Bir gemiye bağlı sorun değil. Bu bir sektör sorunudur. Yıllardır kamusal denetimin dışında özerk bir bölge gibi faaliyet gösteriyor o bölge. Sonuçta atık envanterlerinin olmadığı parçalanan gemiler ile karşılaştık. Miktarlara hiç değinmeyeceğiz. Gemi sektöründe işçi ve çevre sağlığı ile ilgili birçok tehlike var. Atık yağlar, petrol gibi listesi çok uzun. Bu maddelerin nasıl bertaraf edileceğini sunulması gerek. Denetimimin ilgili kurumlar tarafından yürütülmesi gerekir. Akademi bu sürece dahil edilmelidir’’ yanıtını verdi.
"ARTIK ÇİN KABUL ETMİYOR"
İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Süleyman Kaynak toplantıda, ‘’Gelişmiş batı endüstrisi kimyasal, biyolojik atıklardan bir sürü atık ürün oluşturmakta. Bu ürünleri kendi ülkelerinde geri dönüşüme vermeden Bangladeş gibi Çin gibi maalesef Türkiye’ye atıkların giderilmesi için çöp transferi yapılmaktadır. Artık Çin kabul etmiyor. Yakınlığı itibariyle Batı’nın çöpleri Türkiye’de ortadan kaldırılması gibi bir proje yürürlüktedir. Türkiye şu anda dünyanın 3, 4 ithalatçıdan birisi haline getirildi. Bütün ülkemiz için bu bir çevre ve halk sağlığı tehdidi ve sorunu olmaya devam etmektedir. Türkiye ve Aliağa atık ve gemi çöplüğü değildir. Bu konuda kamuoyunun yüksek bilinçle karşı çıkması gerekmektedir’’ dedi.
"AKP SAĞLIĞA ZARARLIDIR"
DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı ise toplantıdaki kısa konuşmasında, “21 yıldır bu ülkeyi yöneten AKP sağlığa zararlıdır’’ dedi.
YETKİLİ KURUMLARA 10 KRİTİK SORU!
Toplantıda Akdemir tarafından okunan basın açıklamasında şu ifadeler kullanıldı:
Aliağa yıllardır sanayi tesisleri ve gemi söküm tesislerinin yarattığı kirlilik ve yaşam sorunları ile mücadele ediyor. İzmir Aliağa’ da yerleşik gemi söküm tesisleri için yıllardır uyarılarda bulunuyor, tehlikeye dikkat çekiyor ve yaşamımız için, kent için, çevre ve halk sağlığı için mücadele ediyoruz.
Aliağa’da söküm için gelen gemilerin isimleri değişse de gemilerin ülkeye giriş ve söküm süreçlerindeki usulsüzlükler, izin ve raporlardaki eksiklikler, uygunsuz çalışma şartları, yetersiz denetim ve alınmayan çevresel önlemler ile birlikte sorun büyümeye devam ediyor.
Uluslararası ve ulusal mevzuat, teknik yeterlilikler, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı başta olmak üzere ilgili diğer kurumlar tarafından yurtdışından gelen gemilerin notifikasyon süreci, gemi sökümü, atık yönetimi sürecine ilişkin izin ve lisansları verilen, denetime tabii olan tesislerde yapılan uygulamaların kağıt üzerinde kaldığı örnekleri Otopan, Ethan, Kuito, Sao Paolo Gemileri ile yaşamıştık. Kuito ve Ethane gemilerinde hukuki süreç devam ederken gemi söküm işlemleri tamamlanmıştı.
Sao Paulo Gemisi ile ilgili yürüttüğümüz mücadelede ise İzmir İçin başarılı olmuş, gemiyi ülkemize sokmamıştık. İzmir Gemi Söküm Koordinasyonu Grubu; İzmir Büyükşehir Belediyesi, TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, İzmir Tabip Odası, İzmir Barosu, DİSK, KESK, Sendikalar, Kent Konseyleri, sivil toplum kuruluşları, siyasi partiler ve çevre platformları olarak İzmir Emek Demokrasi Güçleri sekreteryasında yürüttüğü çalışmalar ile kentin her bölgesinde, ulusal ve uluslararası ölçekte eylemlilik çalışmaları yapan her bir paydaş ile örgütlü bir mücadele yürütmüştük. Bünyesinde barındırdığı bütün tehlikeli maddelerle yüzen bir zehirli atık olan Sao Paulo gemisinin, ülkemize girişinin engellenmesi ve geri dönmesi için miting, imza kampanyaları, nöbet, açıklama vb bir çok etkinlik gerçekleştirmiş, Sao Pauloyu göndermeyi başarmıştık.
Ancak Aliağa Gemi Söküm Bölgesi’nde mevcut koşullarda gemi sökümü devam ediyor. Aliağa Gemi Söküm Tesisleri’nde parçalanan Hollanda menşeili iki geminin tehlikeli atık envanteri raporu bildirilmeden gönderildiği ve Rotterdam Mahkemesi tarafından geminin sahibi şirkete ve iki şirket yöneticisine ceza verildiği haberi basında yer aldı. Geçtiğimiz aralık ayında Avrupa Komisyonu tarafından iş sağlığı güvenliği önlemlerinin alınmaması ve çevreye zarar verme gerekçesi ile İzmir Aliağa’da faaliyet gösteren iki tersaneyi, Onaylı Gemi Geri Dönüşüm Listesi'nden çıkardığı basında da paylaşıldı.
Gemi Geri Dönüşüm Tesislerinin tabi olduğu Avrupa Birliği Yasal Mevzuatı ile Türkiye’de uygulanan yasal mevzuat karşılaştırıldığı zaman Türkiye’deki yasal mevzuatın yetersiz kaldığı adeta gemi geri dönüşüm tesislerinin çevreyi ve doğayı katletmesinde bir sakınca olmadığı ve denetimlerin şeklen yapıldığı “kanun üstünde” bir bölge statüsü kazandığı görülmektedir.
Yaşanan örnekler gemi sökümleri ile ilgili işlemlerin yasal mevzuata uygun olarak gerçekleşmediğini, denetimlerin yetersiz kaldığını göstermekte, söylemlerimizi ve kaygılarımızı doğrulamaktadır.
Nae Sao Paulo gemisi ile ilgili Gemi Koordinasyon Grubu olarak uluslararası platformlarla birlikte verilen ortak mücadele sonucunda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından verilen izinler kaldırılmış, gemi Brezilya Çevre Bakanlığı tarafından geri çağrılmıştır. Ancak içerdiği asbest, tehlikeli ve radyoaktif atıklar ile bütünü ile bir tehlikeli atık olan gemi; Gemi Brezilya hükümetinin kabul etmemesi sonuca okyanusta batırılmıştır. Uluslararası ölçekte ses getiren, tüm bileşenler ve katkı koyanlar ile yürüttüğümüz toplumsal mücadele sonucu ülkemize giremeyen gemi okyanusta batırılmak ekolojik yıkıma neden olan kara bir leke olarak hatırımızdadır. Mücadelenin başarıya ulaşmaması halinde geminin Aliağa’da sessiz sedasız sökülmüş olacağı gerçeğini unutmamak gerekmektedir.
Bugün yine söküm için Aliağa’ya doğru yola çıktığı belirtilen Fransız kablo döşeme gemisi Raymond Croze ile ilgili benzer iddialarla karşı karşıyayız.
Adı “Raymond Croze”, Fransız bayraklı, Sahibi Fransız şirket “Orange” . Geminin 18 Aralık'ta Toulon limanından ayrıldığı ve "Sea Vanquish" römorkörü ile 27-12-2023 tarihinde Aliağa'ya ulaşacağı bilgisine sahibiz.Geminin, Asbestin Fransa'da gemi inşa endüstrisinde hala yaygın olarak kullanıldığı 80'li yılların başında Fransa'da inşa edildiğini, o dönemde Fransa'da inşa edilen gemilerin hepsinin asbest içeren boyayla (Bitulatex) kaplandığını biliyoruz. Dolayısı ile geminin bütünü ile tehlikeli atık olması ile birlikte, geminin her yerinde asbest kullanıldığı gemiye ait Tehlikeli Madde Envanter Raporunda (IHM) da doğrulanıyor. Gemide 5.000 m²'den fazla alanda asbestli boya olma ihtimali olmasına karşın, İHM de boya numunesi alınmamış olması soru işaretlerini büyütüyor.
Biz bu süreci, bu gemiyi, bu iddiaları ilk kez yaşamıyoruz. Daha önce de Otopan, Kuıto, Ethan, Sao Paulo ve nicelerinde olduğu gibi yine bir atık gemi ve ülkemizin atık çöplüğü olduğu gerçeği ile mücadele ediyoruz.
Aşağıdaki sorularımızı tıpkı daha önceki mücadelelerimizde olduğu gibi tekrar soruyor, cevaplarını bilgi ve belgeleri ile ilgili yetkili kurumlardan bekliyoruz.
- Gemi ile ilgili Tehlikeli Madde Envanter Raporu bulunmakta mıdır?
- Geminin notifikasyon onayı var mıdır?
- Gemi Aliağa’ya gelmeden önce gas free belgesi sunulmuş mudur?
- Gemiye ilişkin söküm izni verilmiş midir?
- Radyasyon ölçümü yapılmış mıdır? Sonuçları nelerdir?
- Geri dönüşüm ve atık bertaraf süreçlerine ilişkin planlar sunulmuş mudur?
- Gemide boyaların potansiyel olarak asbest içerdiği hakkında söküm tesisi bilgilendirilmiş midir?
- Bakanlık ve ilgili kurumlar tarafından atık içeriği ve miktarı ile ilgili değerlendirme ve denetim yapılmış mıdır
- Söküm işlemleri safhasında alınacak çevresel önlemler nelerdir?
- İşçi sağlığı ve güvenliğine ilişkin önlemler nelerdir?
Sorularımızın cevapları verilmeden, kamuoyu ile paylaşılmadan yapılacak her türlü çalışmaya dair mücadelemizi büyüteceğimizi bir kez daha tekrarlıyoruz.
1960’lı yıllara kadar balıkçılık ve tarımla geçinen bir sahil kasabası olan Aliağa’nın Sanayi Bölgesi ilan edilmesinden bugüne geldiğimiz süreçte; bölgede giderek büyüyen petrokimya tesisleri, demir çelik tesisleri, bu tesislere hammadde sağlayan gemi söküm tesisleri yan sanayiler ile ağır sanayi, İzmir Kenti bütününde çevre ve halk sağlığını tehdit eden yaşam sorunlarına dönüşmüştür.
Aliağa Bölgesinin çevresel yük ve kirlilik taşıma kapasitesinin aşılmış olduğu bilimsel ve kurumsal raporlarla defalarca ortaya konmuş, son olarka İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından gerçekleştirilen TUBİTAK ve Ege Üniversitesi Ziraat Mühendisliği Bölümü ortaklığında yapılan çalışma ile gerçekleştirilen Mevcut Durum tespitinde bilimsel veriler ve güncel ölçümler ile kirlilik bir kez daha ortaya konmuştur.
Türkiye'nin tek gemi söküm tesisinin bulunduğu yer olan Aliağa, hem de ağır sanayinin bulunduğu bölge olması nedeniyle çok hassas bir bölgedir ve kapasitesini doldurmuş durumdadır. Bu nedenle özel işletim koşullarının gerekli olduğu bir yerdir. Bu nedenle de şeffaf, çalışan sağlığı, çevre ve halk sağlığı ile doğayı koruyan bir perspektifle süreç yürütülmelidir. Yaşanan olumsuzlukların tekrarlanmaması için, gerekli yasal düzenlemeler yapılmalı, hem gemi söküm tesislerinin hem de tüm Aliağa'da bulunan ağır sanayi tesislerinin işletim koşulları etkin bir şekilde denetlenmelidir. Ayrıca kapasite artışı ve yeni tesislerin açılmasına izin verilmemelidir. Aliağa’da çevresel mevzuata aykırı işlem yapan, çevre ve halk sağlığı sorunu yaratan işletmelerde gemi sökümüne son verilmelidir. Gemi Sökümü sürecinin bilimsel ve teknik değerlendirmeleri ile etkin bir kamusal denetimle yürütülmesi için gerekli çalışmaların ivedilikle gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
İzmir’de meslek odaları, sivil toplum örgütleri, yaşam savunucuları; Gemi Söküm Tesislerinde gerçekleştirilen usulsüz işlemler, çevre ve halk sağlığını tehdit eden, sektör emekçilerinin yaşamına mal olan usulsüz işlemler ve uygulamalara karşı, ülkemizin ve Aliağa’nın atık çöplüğü haline gelmemesi mücadelesine vazgeçmeden devam ediyoruz.
Aliağa bölgesindeki gemi söküm çalışmaları başta olmak üzere, kentte insan ve çevre sağlığını tehdit eden tüm çalışmaların bilime, hukuka, kamu ve çevre sağlığına uygun hale getirilmesi nihai hedefi ile kararlılığımızı bir kez daha kamuoyu ile paylaşıyoruz.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |