Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci turuna sayılı günler kala mülteci karşıtı siyasi söylem risk yaratan boyuta ulaştı. Yükselen mülteci karşıtlığına tepki gösteren İzmir Mülteci Dayanışma Platformu, Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. "Göçmen işçiler sınıfın parçasıdır", "Nefret suçtur", "İltica haktır" ve "Hepimiz mülteciyiz ırkçılığa hayır" yazılı dövizler açılan açıklamada, platform adına basın metnini Avukat Meral Kaban okudu.
NEFRETİ KÖRÜKLEYEN DİL
Seçim sürecine damga vuran mülteci düşmanlığına tepki gösteren Kaban, "Ülkede var olan seçim atmosferi ve cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turda sonuçlanamayıp ikinci tura kalması dolayısıyla tarafların propaganda için tercih ettikleri dilin ilk seçimdeki uzlaşmacı, toparlayıcı dilden uzaklaştığını kaygıyla takip etmekteyiz. 14 Mayıs’ta gerçekleşen seçimde milliyetçilik ve mülteci düşmanlığı siyaseti yaparak seçime giren adaya verilen oyların oranının ikinci tur sonuçlarını etkileyecek düzeyde olması ve sırf bu kitlenin oylarını alabilmek sebebiyle bizce toplumda nefreti körükleyecek, düşmanlığı çoğaltacak ve geri dönüşü olmayan üzücü olayların gerçekleşmesine sebebiyet verecek bir dil ile konuşulmaya başlandı" dedi.
BÜTÜN TARAFLARA ZARAR VERECEKTİR
Mültecilerin günah keçisi ilan etmenin doğru olmadığını dile getiren Kaban, "Mitinglerde, tv ekranlarında, sosyal medyada kullanılan bu zehirli dil toplumun en alt katmanında bulunan mülteciler için olduğu gibi aynı zaman ve sebeple hak talep eden bütün taraflara zarar verecektir. Ülkemizin henüz doğru bir mülteci politikasının olmaması, Cenevre Sözleşmesi’ne konulan şerh orta dururken, kendilerinin hak ve adaletten yana olduğunu iddia eden tüm siyasi parti ve liderlerinin, mülteci haklarını tanımaları beklenirken, aksine her fırsatta ve yaşanan her olumsuzlukta mültecileri sorumlu tutmaları, onları ‘günah keçisi’ ilan etmeleri, hem nefret söylemi hem de doğru değildir. Unutulmamalı ki siyasi parti liderlerinin söylediklerinin toplumda olumlu-olumsuz bir karşılığı ve aynı oranda bir sorumlulukları var. Ve ne yazık ki; ülkemizde nefret söylemi ile nefret suçu arasındaki mesafenin çokta uzak olmadığını yaşanan birçok örnekte gördük. Yükselen ırkçılık, oluşturulan nefret iklimi, ona hizmet eden şoven dil ve söylemler düşünüldüğünde zaten dezavantajlı olan mültecilerin, gelecek ve de yaşam hakkı ile ilgili kaygılarının her geçen gün artarak devam etmektedir" ifadelerini kullandı.
SORUMLU OLDUKLARINI HATIRLATIYORUZ
Nefret söylemlerinin linç kültürüne hizmet ettiğinin altını çizen Kaban, "Yeryüzünün çizilmiş olan sınırlardan bağımsız olarak herkese ait olduğunu savunan kurumlar ve kişilerin bir araya geldiği bir platform olarak bizler hiçbir seçim sonucunun insan hak ve yaşamından önemli olamacayağını belirtmek istiyoruz. Dezavantajlı herhangi bir kesimi düşman ve öteki olarak gösteren hiçbir siyaset yüzde 99,9 oyla dahi seçilse meşru olmayacaktır. Bizler mülteci hak savunucuları olarak, hangi siyasi cephe/ittifaktan geldiğine bakmaksızın, linç kültürüne hizmet eden bu söylemlerin derhal terkedilip, mülteci hakları başta olmak üzere, gerçek sorunlara dair çözüm önerilerini dillendirmeye davet ediyoruz. Zira haklardan yararlanmak için vatandaş değil, insan olmanın yeterli olduğunu belirtiyor ve aksi halde yaşanan tüm olumsuzluklarda bu dil ve söylemin sahiplerinin sorumlu olduklarını hatırlatıyoruz" açıklamasını yaptı.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |