Dışişleri Bakan Yardımcısı ve Avrupa Birliği (AB) Başkanı Büyükelçi Faruk Kaymakcı, Türkiye'nin AB sürecine ilişkin, "Türkiye aslında uzaklaşmıyor, eskiden bulunduğu yerde ama Türkiye bazı üye devletlerin hareketleri nedeniyle uzağa itiliyor. Biz Türkiye’yi kesinlikle üyelik perspektifinden değerlendirilmesini istiyoruz." dedi.
İki gün sürecek Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi (KİK) 40. Toplantısı başladı.
Toplantının açılışından konuşan Kaymakcı, AB üyelik sürecinde olumlu dönüşümler yaşandığını belirtti.
Pozitif ajandayı sürdürmeyi ümit ettiklerini dile getiren Kaymakcı, şöyle konuştu:
"Pozitif ajanda üzerinde çalışılması gereken bir konu. Tam üyelik önemli bir perspektif. Bunun yarın gerçekleşmeyeceğini biliyoruz. Türkiye’nin reformist bir yolda ilerlemesi isteniyorsa, Kopenhag kriterleri içinde hareket etmesi bekleniyorsa tam üyelik sürecinin durdurulması demotivasyon kaynağı oluyor. Türkiye aslında uzaklaşmıyor, eskiden bulunduğu yerde ama Türkiye bazı üye devletlerin hareketleri nedeniyle uzağa itiliyor. Biz Türkiye’nin kesinlikle üyelik perspektifinden değerlendirilmesini istiyoruz. Ancak biliyorsunuz ki Gümrük Birliği’nin güncellenmesi gerekiyor. Bugünkü uygulamalarda asimetriler var ve ticaret açısından pürüze neden olan noktalar var. Ama AB ve Türkiye arasındaki olumlu gündemin devam ettirilmesi için önemli. Üst seviye toplantıların yapılması önemli. Özellikle politik sebeplerle üyelik sürecimizin beklemeye alınması ne yazık ki bizim için motivasyonu düşüren bir uygulama oldu."
Faruk Kaymakcı, PKK ve terör konusunun Türkiye için önemli olduğunu vurgulayarak, "PKK'nın ABD'nin terör örgütü listesine girmesi bizim için önemli ancak yeterli değil. Sadece PKK değil FETÖ gibi terörist organizasyonlar için de aynı şeyin uygulanması lazım. DEAŞ, El Kaide ve radikalleşme üzerinde birlikte çalışmamız lazım." ifadelerini kullandı.
Göç konusunun da önemli iş birliği olduğunu dile getiren Kaymakcı, AB ile Türkiye ilişkisinin göç ve para konusuna indirgenemeyeceğini söyledi. Kaymakcı, paranın Türkiye'ye değil Türkiye'deki Suriyelilere verildiğinin altını çizerek, "Yeni göç anlaşması kuzey Suriye bölgesinde iş birliğini gerektiriyor ve insan hakları çerçevesinde, insani koşullara uygun biçimde Suriyeli göçmenlerin kuzey Suriye’ye geri dönmelerinin sağlanması için de bir iş birliği gerekiyor." dedi.
Türkiye-Avrupa Birliği (AB) Karma İstişare Komitesi (KİK) Eş Başkanı ve Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ise iklim değişiminin önemine değinerek, bunun ortak mesele olduğunu bildiklerini ve bu konuda ülkeler arasında yakın ilişkilere ihtiyaç duyulduğunu aktardı.
Bugün Türkiye ve AB ilişkilerinde yakın diyaloğa her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyulduğunu ifade eden Hisarcıklıoğlu, Gümrük Birliği'nin Türkiye ekonomisinin dönüşümünde en önemli araç olduğunu belirtti.
Hisarcıklıoğlu, Suriyeli göçmen konusundaki iş birliğinin, olumlu bir gündem maddesi olarak yeniden ortak bir gelecek düşünmeye yardımcı olacak kadar derin olmadığını kaydederek, "İş birliğimizi daha da öteye götürmeliyiz. Yeşil Mutabakat döneminde Gümrük Birliği'nin modernizasyonunu şu an çok ihtiyacımız olan ve ilişkileri güçlendirecek bir adım olarak görüyoruz. Bu ikisi birbiriyle bağlantılı. Bu, hem Türkiye’deki hem de AB'deki iş dünyalarına da yardımcı olacaktır. Çünkü Yeşil Mutabakat süreci, Gümrük Birliği modernizasyonu gündemini kökten değiştirecek bir yapıdadır." diye konuştu.
Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi Üyesi ve Türkiye-AB Karma İstişare Komitesi Eş Başkanı Peter Clever da ülkelerin yaşadığı tüm güçlüklere rağmen iletişim kanallarını açık tutmak zorunda olduğunu söyledi. Bugün iki meseleye odaklanmak gerektiğini anlatan Clever, "Birincisi ortak afet yönetimindeki değişimler. Aynı ekipmanlara ve eğitime sahip olmalıyız. Bunu yaparken de izin istememiz lazım. Diğeri ise ekonominin yeşillenmesi, bu hepimiz için ihtiyaç. Şu anda Paris Anlaşması'nda hareket ediyoruz bundan mutluyuz, birlikte yapabileceğimiz çok şey var." ifadelerini kullandı.
Landrut'tan Türkiye'ye "Suriyeli" övgüsü
AB Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi Nikolaus Meyer-Landrut de İzmir'de bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, toplantının verimli geçmesini temenni etti.
Tüm ülkeler olarak ciddi sorunlarla karşı karşıya olduklarını ve bunlardan birinin iklim değişikliği, diğerinin ise göç konusu olduğunu vurgulayan Nikolaus Meyer-Landrut, şunları söyledi:
"İklim değişikliği açısından Türkiye'nin Paris Antlaşması'nı imzalamasını büyük bir mutlulukla karşıladık. Artık bu konuda birlikte yol alıyoruz. Bu anlamda yetkililere teşekkür ediyorum. Enerji, ulaşım, çevre, tarım ve eğitim konuları bizim bugüne kadar finansal anlamda anlaşmalarımızın temelini oluşturdu. Doğal afet konuları da önemli bir konu, bu konuda sık sık çeşitli olaylarla karşılaşıyoruz. Göç konusunda ise bir kez daha altını çizmek istiyorum ki Türkiye, Suriye krizinin başladığı günden bu yana gerçekten çok iyi bir ev sahipliği yaptı. Şu anda 3,7 milyon resmi kayıtlara göre Suriyeli göçmen alınmış durumda. Türkiye'de göçmenlere yönelik çeşitli komiteler kurulmuş durumda. 4,3 milyar avroluk yardım şimdiye gerçekleşmiş durumda. Afganistan'da ne kadar iş yapılması gerektiği ortada, bu konuda Türkiye'nin düzensiz göç akımlarını Belarus üzerinden durdurması çok önemliydi."
Avrupa Ekonomik ve Sosyal Komitesi Dış İlişkiler Bölüm Başkanı Dimitris Dimitriadis ile toplantıya çevrim içi katılan AB Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakereleri Genel Direktör Yardımcısı Maciej Popowski de konuşma yaptı. (AA)
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |