İzmir'de 30 Ekim'de meydana gelen 6,6 büyüklüğündeki depremde yıkılan binaların molozlarının bulunduğu güvenli depolama sahasında polis ekipleri eşliğinde görev yapan işçiler, depremzedelere ait eşyaları bulmak için ter döküyor.
Depremde yıkılan Rıza Bey, Emrahlar, Doğanlar ve Yağcılar apartmanlarından çıkan moloz yığını, Menemen ilçesi Koyundere Mahallesi'nde bulunan güvenlik depolama sahasına götürüldü.
Moloz yığınından depremzedelere ait eşyaların çıkarılması için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılan ihaleyi kazanan firma için ayrıştırma işlemi yapan 20 işçinin, her sabah mesaiye geldiklerinde ve alandan ayrılırken polisler tarafından üst aramaları yapılıyor.
Alan 7 gün 24 saat polis ekipleri tarafından korunuyor. Ekipler, ayrıştırma işlemi yapıldığı sırada çalışan işçilerin yanında da görev yapıyor.
Alanda depremzedelere ait eşyaların bulunması için işçiler çok hassas bir çalışma yürütüyor.
Kepçeler, yığınlardan aldıkları kalıntıları oluşturulan başka bir alana seriyor. Moloz yığınında bulunan demirler ayrıştırıldıktan sonra işçiler tırmıklarla eşyaları ayırıyor.
Ayrıştırma işlemi sırasında bulunan çanta, altın kesesi, oyuncak ya da fotoğraf albümü gibi eşyalar alanda çalışan işçiler ve polis ekipleri tarafından kamerayla kayıt altına alındıktan sonra depremzedelere ulaştırılmak üzere malzemelerin toplandığı Bayraklı ilçesindeki Özkanlar Polis Merkezi'ne gönderiliyor.
"Büyük bir hassasiyetle görev yapıyoruz"
Firmanın koordinatörü Coşkun Cihangir, AA muhabirine yaptığı açıklamada, depremin ardından güvenli depolama sahasına yaklaşık 1200 kamyon moloz getirildiğini, ayrıştırma çalışmalarının da 4 aydır sürdüğünü söyledi.
Yaptıkları işin önemini bildiklerini dile getiren Cihangir, "Zaten insanlar depremde çok büyük acılar yaşadı. Yakınlarını kaybetti. Biz onların hem yakınlarına ait anılarını hem de ekonomik olarak değerli eşyalarını bulabilmek, onların acılarına bir nebze de merhem olabilmek için büyük bir hassasiyetle görev yapıyoruz." dedi.
Cihangir, çalışma sahasına görevlilerin dışında kimsenin alınmadığını ifade etti.
Depremzedelere ait bir eşya buldukları zaman sevindiklerini belirten Cihangir, şunları kaydetti:
"Buradaki maneviyat çok farklı, bunu biz de yaşıyoruz. Bu binalarda depremle birlikte büyük acılar yaşandı. Depremzedeler alana gelince onlarla sohbet ediyoruz. Depremde enkazda çocuğunu kaybeden anne ve babalar, bize onlara ait oyuncakları telefonlarından gösterip molozlar içinde bulmamızı istiyorlar. Arkadaşlarımız o oyuncakları bulunca oturup mutluluktan ağlıyor. Şu ana kadar molozlar arasında anısı olan kişisel eşyaların yanı sıra yüklü miktarda para, altın ve mücevherat da bulduk. Çalışmalarımızı 15 gün içinde tamamlamayı planlıyoruz."
Saha şefi Harun Çolak ise çalışma hayatında ilk kez bir enkaz ayrıştırma işinde yer aldığını, bu durumun kendisini çok etkilediğini aktardı.
Birçok üzücü olaya şahit olduğunu anlatan Çolak, "Bazı anne ve babalar bize 'Çocuklarıma ait bir oyuncak ya da fotoğraf bulun bana yeter' diyor. O esnada bizler de yıkılıyoruz. Onları mutlu etmek için arkadaşlarımla birlikte elimizden ne gelirse yapıyoruz. Mağdur olan kişiler üzülmesinler diye elimizden gelen her şeyi yapıyoruz. Akılları burada kalmasın. Biz iyi ve kötü havada, sabahın erken saatlerinden akşama kadar depremzedeleri bir nebze olsun mutlu etmek için çalışıyoruz. " dedi. (AA)
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |