İzmir’de ‘Özel’ ekonomi zirvesi: Oda başkanları ne mesaj verdi?

Efe Can TAN/GERÇEKİZMİR – İzmir Ticaret Odası’nda (İZTO) Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel’in katılımıyla gerçekleştirilen ekonomi zirvesi iş dünyasını bir araya getirdi. 

Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO), İzmir Ticaret Odası (İZTO) ve İzmir Ticaret Borsası (İTB) ev sahipliğinde gerçekleşen zirvede oda başkanları da çarpıcı mesajlar vererek merkezi hükümet ve yerel yönetimlerden beklentilerini sıraladı. 

“BİR EGE ÇOCUĞU OLAN ÖZEL HOŞ GELDİNİZ DİYEREK BAŞLAMAK İSTİYORUM”
Toplantıda ilk sözü alan İTB Başkanı Kestelli sözlerine, “Sizleri İzmir Ticaret Borsası Yönetim Kurulu adına saygıyla ve sevgiyle selamlıyorum. Bir Ege çocuğu olan Sayın Özgür Özel’e İzmir’e hoş geldiniz diyerek başlamak istiyorum. Yerel seçimlere sayılı günler kala kentimizin belediye başkan adaylarıyla birlikte, İzmir iş dünyasıyla buluşup istişare etme fırsatı yaratmanızı kıymetli buluyorum. Bu vesileyle tüm adaylara başarılar diliyorum. Sonuç ne olursa olsun, umarım kazanan İzmir ve Türkiye olur” diye başladı. 

Tarım ve hayvancılık başlıklarında konuşan Kestelli’nin konuşmasından şu mesajlar öne çıktı: 
İzmir Ticaret Odası ve Ege Bölgesi Sanayi Odamızın değerli başkanları kentimizin ve ülkemizin ticaret ve sanayi hayatı konusunda mevcut durumu, sorunları, riskleri ve fırsatları detayıyla sizlere aktaracaklar. Dolayısıyla ben bugün tarım ve hayvancılıkla ilgili ivedi konulardan söz ederek bir ufuk vermeye çalışacağım. Ülkemiz, 2023 yılında 69 milyar dolarlık tarımsal Gayri Safi Yurtiçi Hasıla ile dünyanın ilk 10 ülkesi arasında.
Net olarak ifade etmek isterim ki tarım ve hayvancılık Türkiye için; 
- Mukayeseli rekabet üstünlüğü potansiyeli yüksek,
- Geçtiğimiz süreçte her türlü zorluğa rağmen dış ticaret fazlası verdiğimiz,
- Sosyal dengenin çimentosu işlevi gören,
- İstihdamın nefes almasını sağlayan,
- Türk kadınının varoluş mücadelesinde kritik önemi bulunan bir sektör.

TARIM VURGUSU!
Milli gelir içerisindeki payı yüzde 6.2’ye gerilese de toplam istihdamın önemli bir bölümü hala tarım sektöründe yer alıyor. Toplam istihdamın yüzde 14’ü yani 4,5 milyon kişi tarım sektöründe çalışıyor. Aileleriyle birlikte düşündüğümüzde yaklaşık 18-20 milyon vatandaşımız bu sektörden geçimini sağlıyor diyebiliriz.

KADIN ORANI YÜZDE 42!
Tarımda çalışan kadın oranı yüzde 42’yi buluyor. Dolayısıyla tarım ve hayvancılığın üretimden ticarete, tedarik zincirinden ihracata kadar her aşamada güçlendirilmesi, ülkemiz için bir beka sorunu.

150 BİN AİLE GEÇİMİNİ SAĞLIYOR!
150 binden fazla ailenin geçimini sağladığı, 165 farklı bitkisel ürün yetiştirildiği İzmir, tarımda ülkemizin öncü şehri konumunda. Rakamlarda bu durumu açıkça ortaya koyuyor. 
- 350 bin hektar ile ülkemizin toplam tarım arazi varlığından yüzde 1,5 pay alıyoruz. Toplam tarımsal üretim değerinden aldığımız pay ise bunun çok üzerinde yüzde 4 seviyelerinde.
- 2023 yılında 3,8 milyar dolar tarım ürünleri ihracatımız ile ülke toplamından yaklaşık yüzde 15 pay alıyoruz. 
- Ve şehrimizden yapılan toplam ihracatın dörtte birinden fazlası, yüzde 27’si tarım ve gıda ürünlerinden oluşuyor.
Organik tarım, su ürünleri, süs bitkileri gibi katma değerli ürünlerin üretim merkezi durumundayız. Kısaca ifade etmem gerekirse tarım şehrimiz için sanılandan çok daha önemli.  Az önce verdiğimiz rakamlar şehir olarak bu sektörde hedeflerimize ulaştığımız ya da daha iyi noktalara gelemeyeceğimiz anlamına gelmiyor. Hepimiz biliyoruz ki, başta üretimde verimlilik olmak üzere, gıda işleme ve depolamadan israf ve kayıpların azaltılmasına, daha etkin iç ve dış ticaretten katma değerin arttırılmasına kadar yapacak çok işimiz bulunuyor. Üstelik, şehrimizde tüm bu alanlarda yaşanacak her iyileşmenin, bugüne kadar olduğu gibi ülkemiz için de iyi bir örnek oluşturacağının farkındayız. Peki pek çok küresel ve yerel zorluklarla karşı karşıya olduğumuz günümüzde sürdürülebilir tarım ve gıda sistemlerini şehrimizde nasıl tesis edeceğiz?

Gelecek 20-30 yılda şehrimizin üretim desenini, her türden doğal kaynaklarımızı dikkate alarak nasıl şekillendireceğiz?

Azalan su kaynaklarımızı ve amaç dışı kullanımı artan tarım arazilerimizin etkin yönetimini nasıl sağlayacağız?

Kırsalda gençlerimizi tarımsal üretim sistemine dâhil edebilecek sadece ekonomik değil, aynı zamanda yaşanabilir sosyal altyapıyı nasıl oluşturacağız?

Organik tarım, iyi tarım uygulamaları, onarıcı tarım gibi sürdürülebilir üretim sistemlerinin oranını nasıl yükselteceğiz?

40’ı tescillenen, 12’si başvuru aşamasında olan ve sayıları daha da artması muhtemel coğrafi işaretli ürünlerimizin marka değerini ve katma değerini nasıl artıracağız?

Gelişen dijital tarım teknolojilerinin üretimde kullanımını nasıl yaygınlaştıracağız?

Çok paydaşlı bir sektör olan tarımda yaşanan tüm bu sorunların çözümü için güçlü bir iletişim ve iş birliğine ihtiyacımız var.  Merkezi yönetim, yerel yönetim ve tüm paydaşların bu anlayışta olması gerektiğine inanıyoruz. İzmir, tarım ve hayvancılığın gelişimi konusunda hükümet ve yerel yönetimle güçlü iş birliği içinde çalışan STK’ların yoğun olduğu bir kent. Bakanlığın koordinasyonunda yürüyen Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi bölgelerinden İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin “Başka bir tarım mümkün” vizyonuna kadar pek çok işte bu anlayış hâkim. Bu sinerjinin devam etmesi ve İzmir’de bir iyi yönetişim örneğinin kurumsallaşması çok değerli. Bu nedenle İzmir’i yönetmeye aday olan tüm siyasilerden, bu alandaki projelere hiçbir rezerv koymadan, sonuna kadar destek olmalarını talep ediyoruz. İzmir Ticaret Borsası olarak büyük bir emek ve özveriyle çalışıp ete kemiğe büründürdüğümüz ve İzmir’i “Tarımın Silikon Vadisi” haline getireceğine inandığımız, İzmir Tarım Teknoloji Merkezi, koşulsuz destek istediğimiz projelerimizden biri. Yine İzmir’in eşsiz lezzetlerini bir “yumuşak güç” olarak Akdeniz çanağında hak ettiği yere taşımayı hedefleyen, temelinde bir kırsal kalkınma hedefi olan Ege Gastronomi Merkezi Projemiz de daha fazla dikkate almanızı istediğimiz işlerden biri. İzmir’de kardeş oda ve birliklerimizle büyük bir uyum içerisinde kentimizin ve ülkemizin faydasına ortak aklı temel alan bir yaklaşımla çalışıyoruz. Yerel Yönetimler proje ve sorunlarımızın çözümü için olmazsa olmaz iş birliği ortaklarımız. Dolayısı ile kurumlarımız ve üyelerimiz için projelerimizi paylaşabileceğimiz, üyelerimizin sorun ve taleplerini iletebileceğimiz, kentimize dair sorunlarımızı paylaşabileceğimiz kapıların ve diyaloğun açık olması yerel yönetimlerden en önemli beklentimiz. 

İzmir sürekli nüfusu büyüyen bir şehir dolayısı ile; öncelikli olarak temel belediyecilik hizmetlerini eksiksiz olarak almaya ihtiyacı var; toplu ulaşım, trafik, çöp-temizlik, otopark, çözülmesi gereken en önemli ve acil temel sorunlar. Kentimizde özellikle kentsel dönüşüm konusunda ivedilikle gerekli adımların artık atılması kentsel dönüşüm planlamalarının hızla hayata geçirilmesi gerekiyor. Depremin hayatımızın gerçeği olduğu kritik illerden birisinde yaşıyoruz. Tarım, sanayi, ticaret ve teknolojinin gelişmesi için yeni genişleme alanlarının yeniden bir planlama yapılarak geliştirilmesi şart. Turizm, fuarlar, uluslararası organizasyonlar, eğitim, spor endüstrisi yine kentimizin genetiğinde olan ancak bir türlü yeterli potansiyeli üretemediğimiz; yerel yönetimler ve merkezi hükümetle işbirliği halinde çalışmamız gereken diğer önemli başlıklar. Evet İzmir için mega projeleri hep birlikte üretelim ama öncelikle temel sorunlarımızı çözelim, mevcutta potansiyelimiz olan alanlarda gelişelim kanaatindeyim. 

TUNÇ SOYER’E TEŞEKKÜR, ÖZEL’E ÇAĞRI!
Ben bu vesileyle İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Tunç Soyer ‘e bugüne kadar İzmir’imize verdiği katkı ve hizmetler için de ayrıca teşekkür ediyorum. Bu seçimlerde arzu ettiğimiz kadar olmasa da rekor sayıda kadını belediye başkan adayı gösterdiğiniz için sizi tebrik ediyorum. Yaklaşımınızın daha da artarak genel seçimlere de yansıması temennimizdir.

HÜKÜMET VE YEREL YÖNETİM ORTAKLIĞI VURGUSU!
EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Yorgancılar ise toplantıdaki konuşmasında, “Her başkan adayın kendine özgü bir tarzı olduğu gibi her şehrin de bir kendine özgür bir yönetilme tarzı vardır. Yerelde esas olan İzmirlinin aldığı hizmettir. İzmir’de yaşayan bir vatandaş olarak şehrin ihtiyaçlarını belirleyip ivedilikle tespit edip İzmir’i marka şehir yapacak projelere odaklanılması önemlidir. İzmir’de Türkiye’ye örnek olacak bir model var. İZTO-EBSO-İTB hepimiz bir uyum içinde çalışıyoruz kazanan İzmir oluyor. Ben değil biz mantığı ile istişare ile sonuç odaklı çalışıyoruz. Dünya bir dönüşüm içinde. Bu dönüşüm de akıllı üretim, inovasyon, organik tarım, sağlık sektörü ve buna bağlı akıllı şehirlerin oluşması ile ilgili bir süreç var. Ülkeler var şehirlerin yarıştığı bir dünyadayız. İzmir’in son yıllardaki sıçraması bu yeteneklerinin fark edilmesi bunun bir sonucu. İzmir’in rekabet gücünü artırarak bu başlıklar ne sadece belediyenin ne sadece hükümetin gayreti ile olabileceği olan değerler değildir. Hükümet ve yerel yönetimler ortak yaklaşımla İzmir’in potansiyelinin ortaya çıkarmakta yükümlüdür. Büyük sanayi yatırımları için imara açılacak büyük çapta sanayi arazisi maalesef yok. Sanayi arsaları payımız yüzde 3. Seviyesinde. İller arasında 8. sıradayız. Yabancı yatırımcı 200 dönümlük arsa istese bunu verebilecek arsamız yok. İzmir’de sanayi alanları önem arz etmekte. Üretimin artırılması gerektiğini yıllardır ifade etmekteyim. 16 OSB’nin 14’ünün kurucu ortağıyız. Türkiye’deki ilk atık OSB’yi kuracaktık ama arsa bulamıyoruz maalesef. Kentimiz doğrudan yabancı firmaların en önde tercih ettiği şehirlerden bir tanesi. Vergi bilinç en yüksek illerin başında En yüksek vergi toplayan şehirler arasında İzmir birinci sırada” mesajını verdi. 

ACİL DÖNÜŞÜM ÇAĞRISI!
Yorgancılar deprem vurgusu da yaparak, “Biz kazanımlarımı korumak için depreme hazırlığı ön önemli konuların başında görüyoruz. Kentsel dönüşüm bu şehrin en acil çözülmesi gereken sorunlarından birisidir. Bu şehrin altından 21 tane fay geçiyor. Her an her şeyi biz de endişe ile bekliyoruz” sözleriyle acil dönüşüm çağrısında bulundu. 

ÖZGENER'DEN MESAJ SELİ! 
İZTO Başkanı Özgener toplantıda yaptığı konuşmaya, “Sayın Genel Başkan, sizi odamızda ilk kez ağırlıyoruz. Eğitiminizi kentimizin köklü kurumlarından Bornova Anadolu Lisesi ve Ege Üniversitesi’nde tamamlamanız, siyasi hayatınız boyunca kentimizde harcadığınız yoğun mesai nedeniyle konularımıza hakim olduğunuzu biliyor ve sizi İzmirli bir hemşehrimiz olarak görüyoruz’ sözleriyle başladı. 

Özgener şunları kaydetti: 

SOYER’E TEŞEKKÜR
Bugün İzmir Ticaret Odası, Ege Bölgesi Sanayi Odası ve İzmir Ticaret Borsası olarak sizlerle birlikte olmaktan memnuniyet duyuyor, size ve tüm katılımcılara hoş geldiniz diyoruz. Konuşmama bir teşekkürle başlamak istiyorum. Çok kıymetli İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Tunç Soyer’e kentimize verdiği hizmetler, Bugüne kadar yürüttüğümüz projelerde desteklerini esirgemediği, çözüm odaklı ve istişareye dayalı yaklaşımları için huzurlarınızda teşekkür ediyorum. 

TUGAY VE ADAYLARA BAŞARI DİLEĞİ
Bu vesileyle, İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Adayı Sayın Cemil Tugay ve ilçe belediyelerinin başkan adaylarına da seçim sürecinde başarılar diliyoruz. Kardeş oda ve borsalarımızla kurduğumuz iş birliğinden aldığımız gücün ve yakaladığımız ahengin, kentimiz, bölgemiz ve ülkemiz adına gerçekleştirdiğimiz başarılı çalışmalardaki etkisinin de özellikle altını çizmek istiyorum. Kurumlar arası sahip olduğumuz bu uyum, kentin potansiyelini artıracak projelerin geliştirilmesi ve hayata geçirilmesinde itici bir güç oluşturuyor. 

İZMİR HEPİMİZİN GÖZBEBEĞİ!
İzmir hepimizin göz bebeği. Hep birlikte bu kıymetli kent için çalışıyor, üretiyoruz. İzmir sadece kurtuluşun değil kuruluşun da simge kenti olarak Cumhuriyet tarihimizde demokrasi kültürünün yeşermesi ve kökleşmesinde önemli roller üstlenmiş, öncü ve örnek olmuştur. İzmir ayrıca hoşgörülü, yüzü medeniyete dönük, çağdaş ve özgürlükçü toplum yapısı ile bağrına bastığı herkesi İzmirli yapan bir kent. Kentimiz kimliğinin önemli bir parçasının da Akdeniz’in tarihi liman kentleri arasında yer alması olduğunu düşünüyorum. Bu özel konumuyla; geniş bir hinterlanda eşsiz lojistik olanaklar sağlarken, aynı zamanda bir ticaret kenti olarak öne çıkıyor. İzmir’i olumlu yönde ayrıştıran bir diğer özelliğinin ise,  çok yönlü ve esnek üretim altyapısı olduğuna inanıyorum. 

Kentimiz, uluslararası ticaret için güçlü bir erişim noktası oluştururken, ürettiği ürünleri dünyanın dört bir noktasına pazarlamayı da en az bir asırdır başarıyor. İzmir’e daha rekabetçi bir kent kimliği kazandıracak adımların atılmasında, sektörel gelişme stratejilerinin seçici bir anlayışla konumlandırılması öncelik taşıyor.  Bu sektörlerin artan bir ivme ile kent ekonomisine ve ulusal ekonomiye katkı sağlaması için sadece yerli yatırımcıların değil, aynı zamanda yabancı yatırımcıların da çekilmesinin gerekli olduğuna inanıyorum.

İSTİHDAM HEDEFLERİ
İzmir’in bir ticaret, tarım, teknoloji, turizm, lojistik, sanayi, girişimcilik ve fuarlar kenti olarak güçlenmesinde bu ortak akıl çerçevesinde hareket edilmesinin büyük önem taşıdığını bugüne kadar gerçekleştirdiğimiz projelerle ortaya koyduk. İzmir’in tarımda barındırdığı büyük potansiyeli değerlendirmek için kardeş Odalarımızla yürüttüğümüz ve alt yapı çalışmalarını tamamladığımız 3 milyon metre kare alana sahip Dikili Tarıma Dayalı İhtisas Sera Organize Sanayi Bölgesi, 1.2 milyon metre kare ile Kınık Tarıma Dayalı İhtisas Bitkisel Üretim Bölgesi ve  890 bin metre karede kurulu Bayındır Tarıma Dayalı İhtisas Sera Projelerimizde toplam 15 Milyar Türk liralık yatırımla 8 bin kişilik istihdam yaratmayı hedefliyoruz. Bu doğrultuda Kardeş Odalarımızla gerçekleştirdiğimiz 1.3  milyon metre kare alan sahip Torbalı Karma ve Mobilya OSB Projemiz mobilya sektöründe faaliyet gösteren üyelerimize büyük fayda sağlayacaktır. Tüm projelerimizde kadın istihdam yaratılmasına büyük önem verdiğimizin de altını çizmek istiyorum. Üyelerimizden gelen taleplere istinaden, kent içinde sıkışıp kalmış sanayi siteleri ve çarşıların daha çağdaş ve sağlıklı bir planlama çerçevesinde uygun alanlara taşınması da önemli projelerimiz arasında yer alıyor. Bu sorunun çözümüyle ilgili olarak arsa üretimi başta olmak üzere Belediyelerimizin her türlü katkısını önemsiyoruz. 

Bir liman kenti olarak dış ticarette ve özellikle de ihracatta kilit rol oynayan bir merkez konumundayız. Kentimizin liman bağlantıları ile Batı Anadolu ve tüm ülkemize hizmet verecek bir lojistik merkez olarak konumlanması gerektiğine inanıyoruz. Bu doğrultuda, alt yapısı büyük ölçüde tamamlanan 1 milyon 300 bin metrekarelik Kemalpaşa Lojistik Merkezi alanının İzmir Valiliği ve Odaların da içinde olduğu şirkete süresiz tahsisi yakın zamanda gerçekleştirildi. Bu merkez tamamlandığında entegre gümrük ve lojistik hizmetleriyle kentimizin bu alandaki operasyonel hız ve verimliliği artacak, bölgemiz ticaretine büyük katkı sağlayacaktır. 

İzQ VURGUSU!
Benden önce Sayın Başkanım Ender Yorgancılar’ın da belirttiği gibi İzmir bir teknoloji ve girişimcilik kenti olma yolunda önemli bir potansiyel barındırıyor. Bu potansiyelin yüksek katma değerli ürün üretimi ve ihracatı için kullanılması amacıyla yine kardeş Odalarımızla birlikte İzmir Büyükşehir Belediyemizin de ortak olduğu İzQ Girişimcilik ve İnovasyon Merkezimizi faaliyete geçirdik. Son olarak İzQ bünyesinde çocuklarımızın teknoloji, girişimcilik ve inovasyon bilincinin geliştirilmesi amacıyla oluşturduğumuz Dijital Deneyim Merkezimizi kısa süre sonra hizmete açıyoruz. 

İZMİR PARİS’İN, MİLANO’NUN ARASINA GİREBİLİR!
Fuarcılık kentlerin gelişmesinde önemli rol oynayan sektörlerden biri. İzmir’in, bir asra yaklaşan fuarcılık deneyimi dikkate alındığında, sahip olduğu potansiyelin daha iyi değerlendirilebileceğine inanıyoruz. Hannover, Paris, Milano gibi fuar kentleri dikkate alındığında İzmir’in yapılacak doğru planlamalarla bu kentler arasına girebileceği kanaatindeyiz. Bu noktada hem üyelerimize hem de kentimize katkı sağlayan fuarları her alanda destekliyoruz. Üyelerimize yurtiçi ve yurt dışı fuarlara katılımları için finansal destek sağlayan ülkemiz genelindeki öncü Odayız. Bu yıl sağlayacağımız 83 milyon liralık fuar desteğiyle bütçemizin yaklaşık %15’ini bu sektörün geliştirilmesine ve üyelerimizin fuar katılımlarına ayırdık. 

Yakın zamanda İzmir’e WEnergy, WeCycle, Start Beauty ve Optik World Fuarlarını kazandırdık.  Önümüzdeki dönemde İzmir’in fuarcılık sektöründeki payını büyütmek amacıyla, Büyükşehir Belediyemiz başta olmak üzere tüm paydaşlarımızla çalışmalarımıza devam ediyor olacağız. Fuarcılığın yanısıra onun ayrılmaz bir parçası olan kongrelerin de kentimize kazandırılması için İzmir’e yakışır bir kongre merkezinin en kısa zamanda yapılmasını temenni ediyoruz. 

120 BİN METREKARELİK YEŞİL VE AKILLI KAMPÜS!
Kentimiz için değer taşıyan tüm projelerde Odamızın gurur kaynağı, gözbebeğimiz İzmir Ekonomi Üniversitemizin önemli bir rol üstlendiğini düşünüyorum. Yazılım, Havacılık ve Uzay Mühendislikleri, Lojistik Yönetimi ve Uluslararası Ticaret Finansman Genetik ve Biyomühendislik, Mekatronik Mühendislikleri ve Gastronomi’de bölümlerindeki Vakıf üniversitelerindeki tercih oranlarında, birinci olan Üniversitemiz İzmir için ortaya koyduğumuz projelerde sağladığı bilimsel katkılarla en büyük güvencemiz. Bu başarıyı sürdürülebilir kılmak ve geleceğe taşımak amacıyla Üniversitemiz için yeni ve vizyoner projeler üretmeye devam ediyoruz. Bu doğrultuda, ülkemiz çapında yaptığımız bir mimari yarışma ile belirlediğimiz proje ile; çevreci, son teknolojiye sahip, yeşil ve akıllı 120 bin metre karelik bir kampüsü en kısa sürede hayata geçirmiş olacağız.
Sağlık turizmi bağlantılı sektörlerle birlikte yarattığı katma değer açısından kentlerin gelişiminde önemli rol oynuyor. Bu noktada İzmir, nitelikli kamu ve özel sağlık kuruluşları, uygun iklim koşulları  termal tedavi ve konaklama olanaklarına sahip bir kent. Kentimizin “iyi yaşam” temasından hareket ederek dünyada sayılı sağlık turizm merkezlerinden biri haline gelme potansiyeline sahip olduğunu düşünüyoruz. Bu noktada kentimiz için adeta bir hazine niteliğinde olan İnciraltı bölgesinin bu vizyon doğrultusunda değerlendirilmesiyle önemli bir adım atılacağı kanaatindeyiz.  

DEPREM UYARISI!
Son dönemde yaşadığımız acı deneyimler sonucu gündemimizde yer alan bir diğer konu ise deprem. İzmir’i depremlere dirençli bir kent olarak hazırlamak için; kentimizdeki tüm kurum ve kuruluşların bir arada çalışmasının yaşamsal önem taşıdığına inanıyoruz. Bu nedenle, afetleri en az hasarla atlatmamız için ivedilikle hayata geçirilecek akıllı kentsel dönüşüm projeleri ile yapı stoğumuzun iyileştirilmesi ve afet bilinçli kentler yaratılması için var gücümüzle çalışmamız gerektiğine inanıyorum. Bu amaçla kentimizin uzun vadeli projeksiyonlara dair mekânsal planlarını şimdiden belirlemenin, kent ekonomisine yönelik gelişimi kontrol altına alabilmek açısından büyük önem taşıdığı inancındayım. Hem konut hem de işyerleri için kentimizin ihtiyacı olduğuna inandığımız kentsel dönüşümün hızlandırılması ve bu yol ile kentsel estetiğin de geliştirilmesi gerektiğine inanıyoruz.  Güvenliğin yanında daha çağdaş ve kullanımında fonksiyonel olan tesisler yapılmasının gerekli olduğuna inanıyoruz. 

Bu azim ve çalışma motivasyonunu kentimizin sahip olduğu potansiyelin farkındalığıyla kurduğumuz bir hayale borçluyuz. Hayalimizdeki; küresel ağlara entegre olmuş, uluslararası bağlantıları güçlü, inovatif, girişimci heyecanı yüksek, iş olanakları yaratan, toplumsal kalkınmaya katkı koyan bir metropol olmak için elimizden gelen tüm gayreti gösteriyoruz. Bu anlayış çerçevesinde, toplantımızda bir arada olmaktan memnuniyet duyuyor, bizlerle birlikte olduğunuz ve hayallerimizi paylaştığınız için tekrar teşekkür ediyor, sizleri saygılarımla selamlıyorum.