GERÇEKİZMİR – Başbakan Binali Yıldırım’ın 2011 seçim sürecinde açıkladığı ’35 İzmir 35 Proje’ kapsamında yer alan, son İzmir ziyaretinde de 'gerdanlık' tanımı yaparak mümkün olan en kısa sürede hayata geçirileceğini duyurduğu Körfez Geçiş Projesi tartışma konusu olmaya devam ediyor.
Proje ile ilgili son bilgilendirme toplantısı İzmirli sivil toplum kuruluşlarından geldi.
TMMOB, EGEÇEP, Doğa-Der bir basın toplantısı düzenledi. İzmir Mimarlar Odası'nda yapılan toplantıda İzmirli çevreciler, STK üyeleri ve CHP İzmir Milletvekili Zeynep Altıok da yer aldı.
TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, Ege Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) ve Doğa Derneği ortaklaşa hazırlamış olduğu rapor 4 ana başlıkta sunulurken, ‘rant ve talan’ vurgusu yapıldı.
Başlıklar, Planla Getirilen Hukuksuzluk ve Rant 1/100000 Manisa-İzmir Çevre Düzeni Planı Bölgemizdeki doğal sit alanları statüleri değiştirilerek bu alanların yapılaşmaya açılması hedefi Gediz Deltası Sulak Alanlarda Yapılan Değişiklikler ve Körfez Geçişi Planı şeklinde sıralandı.
İzmir Şehir Plancıları Odası'ndan Esra Kocaer, tarım alanları, meralar, makilik ve fundalık alanlar gibi doğal alanlarımızın, üst ölçek plan kararları ile yapılaşmaya açılmasının ardında AK Parti’nin 2025 yılı için öngördüğü gerçekçi olmayan yüksek nüfus öngörülerinin bulunduğunu ortaya çıkardığını belirtti.
Kocaer, “Bu nüfus için planda önerilen yapılaşmaların yanına bir de sulak alan değişiklikleri ve doğal sitlerdeki değişiklikler ile özellikle ekolojik anlamda birçok önemli türü barındıran Çeşme yarımadası yapılaşma baskısıyla büyük bir tehdit altına girecektir' diye konuştu.
BÜYÜK BİR DEPREMDE KÖPRÜ YA YIKILIR YA DA KAYAR
EGEÇEP adına konuşan Ali Osman Karababa ise yaptığı konuşmada, projenin göz önüne alınırken fay hatlarının yeterince değerlendirilmediğine dikkat çekti.
Karababa şunları söyledi: Zemin etüdü 40 metre kadar yapılmış. 300-350 metre yumuşak olan alüvyon yerler var. Bu alüvyonlu yerler nedeniyle herhangi büyük bir depremde bu köprü ya yıkılır ya da kayar diyerek projenin İzmir ve Bornova fay hatlarının dikkate alınmamasına tepki gösterdi. Körfezin ekosisteminin bütüncül olarak varlığını sürdürmesi gerektiğini söyleyen Karababa, Büyükşehir Belediyesi'nin bu olayın dışında kalmasına dikkat çekti. Büyükşehir İzmirliden mi yana yoksa AKP'den mi?...
Toplantıya katılan CHP İzmir Milletvekili Zeynep Altıok ise, İzmir'in gelişmiş modern şehrin simgesi olduğunu ve Türkiye'nin toplam vergi tahsilatının yüzde 10'undan fazlasını karşıladığını fakat belediye yardımlarından çok az bir pay aldığına dikkat çekti.
İzmir'in sistemli olarak AK Parti hükümeti tarafından hedef alındığını söyleyen Altıok, dünyada devlet katkısı olmaksızın büyüyen 2. şehir olduğunun altını çizdi. Kendi ürettiğimizle refah bir toplum olmak için çalıştıklarını söyleyen Altıok, bir kentin geçmişiyle geleceği olan bir yönetimden yana olduklarını söyledi. Altıok son olarak, “Birlikte yaşamak ve laik bilimsel eğitim istiyoruz. Gelişmeyi paraya, ranta bağlayan bir gelişme istemiyoruz” dedi.
RANT PLANLARINA KARŞI BİRLİK OLALIM
İzmir üzerinde planlanan rant politikalarının en önemli aracı imar planlarıdır diyen TMMOB sözcüsü Melih Yalçın ise şunları söyledi: İmar planlarında şehircilik ilkeleri ve planlama esaslarından uzaklaşmamak gerekmektedir. Merkezi yönetimin ranta dayalı planlama anlayışının karşında duracak en büyük gücün yerel yönetimler olması gerekir. Söylendiği gibi “İzmir’in İstanbul olması” istenmiyorsa buradan başta İzmir Büyükşehir Belediyesi olmak üzere tüm İzmir halkına sesleniyoruz. Sözünü ettiğimiz talan projelerine bugün karşı çıkmazsak yarın çok geç olacak. Güzel İzmir’imizin tarihi, kültürel, doğal bütün değerleri gözümüzün önünde bir bir yok olup gidecektir. Merkezi Yönetimin İzmir’e dayattığı bu rant ve talan politikalarına karşı hukuki, siyasi tüm yolları kullanarak karşı çıkmamız gerekmektedir…