Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba'nın tarım ve hayvancılık sektörüne yönelik yeni bir çalışma içinde olduklarını ve birkaç yıla kadar et ithal eden bir ülke olmayacaklarını söylemesi üzerine Tire Süt Kooperatifi Başkanı Mahmut Eskiyörük de ithalattan kurtulmanın yolunun ithalatı durdurmak olduğunu açıkladı.
Bakan Fakıbaba ile aynı görüşte olduklarını dile getiren Eskiyörük, Türkiye'nin bir tarım ülkesi olduğunu hatırlatarak, "Bugün topraklarımız iyi kullanılsa 200 milyon nüfusu besleyebilecek potansiyele sahibiz. Ancak, şu anda 80 milyon nüfusla birçok tarım ürününü ithal ediyoruz. Bu Türkiye'nin ayıbıdır" dedi. Türkiye'yi plansız üretimin ithalata mahkum ettiğini savunan Eskiyörük, çiftçinin rastgele üretim yaptığını belirterek, "Bir ürün yeterinden fazla üretildiyse, biz bunu tüketmez ve ihraç edemezsek ürün para etmiyor, üretici mağdur oluyor. Zarar ediyor ama başka bir meslek seçme şansı da olmadığı için banka kredisiyle üretimini devam ettirmeye çalışıyor. Sonraki yıl kazancı artsa bile artık o kazandığı para, bankaların faizine gidiyor. Eğer ürün eksik üretilirse o zaman da piyasada fiyatlar yükseliyor, bu kez de tüketici mağdur oluyor. Tüketiciyi korumak için ithalat yapılıyor, milli ekonomimiz zarar görüyor. İthal edilen ürün nedeniyle fiyatlardan tatmin olamayan üretici, yine eksik üretiyor ve tekrar ithalat yapılıyor ve süreklilik kazanıyor. Kısır bir döngü içine giriyoruz. Böylece kendi üreticimizi fakirleştirerek üretimden uzaklaştırıyoruz. Bu işten karlı çıkan yabancı çiftçiler ve ithalat şirketleri oluyor. Enfeksiyona yakalanmış, hastayı aspirinle tedavi edemezsiniz. İthalatla günü kurtarıp tüketiciyi koruyacağız derken üreticimiz üretemez hale gelir, yarınlarımızı yok ederiz. İthalat derhal yasaklanmalı" diye konuştu.
"ET YETMEZLİĞİNİN NEDENİ HOLSTEİN IRKIDIR"
Holstein ırkının dünyanın en az et, en fazla süt verimine sahip ırklarından olduğunu vurgulayan Eskiyörük, "Holstein ırkı 1 inek yıllık 30 kişinin süt, 15 kişinin ise et ihtiyacını karşılıyor. Avrupa'da domuz eti de tüketildiği için Holstein ırkından kaynaklanan et açığı domuz etiyle kapatılıyor. Ancak bizim koşullarımıza uymadığı için sütte fazlalığımız, ette ise eksiğimiz var. Yıllar önce çiftlikler sadece süt ırkı olan holstain yerine, hem et hem de süt verimi dengeli olan simmental-montofon gibi ırklar veya melezleri ile kurulsaydı bugün bu sorunları ve kayıpları yaşamazdı" dedi.
Türkiye'de maliyetlerin düşürülmesi, planlamanın yapılabilmesi, kayıt dışılığın önlenmesi, gıda güvenliğinin sağlanması, tüketici ve üreticinin korunması gibi tüm yapısal sorunların çözümünün kooperatifleşme olduğunu savunan Eskiyörük şöyle konuştu: "Biz kooperatif olarak öncelikle, toplu alımla ve ortak kullanımlı makine parkıyla ortaklarımıza düşük maliyetli üretim yaptırıyoruz. Sütün kalitesini iyileştirerek pazar değerini yükseltip üreticinin kazancını arttırıyoruz. Ortaklarımızın ürettiği et ve sütü, mamule dönüştürerek pazara sunuyoruz. Böylelikle üreticiye kazandırdığımız gibi, pazara güvenilir gıda sunarak tüketiciyi de koruyoruz. İşte bu bir reçete. Çünkü sonuç aldık. Üretim arttı, verimlilik arttı, sanayi gelişti, büyüme ve kalkınma sağlandı, göç azaldı. Üretici sömürüden kurtularak, çiftçiliğe güvenilir bir meslek olarak bakılmaya başlandı. Bu reçete, ülkemizde uygulanırsa hiçbir sorun kalmaz. İstenirse doğru destekleme politikalarıyla 1 yılda her ilçede bir Tire Süt Kooperatifi yaratabiliriz."
"TARIM BİR BÜTÜNDÜR"
Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın adının "Tarım Bakanlığı" olarak değişmesi gerektiğini savunan Mahmut Eskiyörük, "Tarım bir bütündür. Zira, tarım yapmayan hayvancılık yapamaz. Bunu saman fiyatlarındaki artış ve saman ithalatından da anlamak mümkündür. Bu yıl yine saman ithal ettik. Nedeni ise, kendi kaba yemini üretemeyen işletmelerin, piyasadan bu ürünleri çekmesiyle dengelerin bozulmasıdır. Benim çiftçim kendi hayvanını besleyecek kadar samanını, otunu ve sılajını tarlasında yetiştirir. Şirket tarımcılığı sevdası Türkiye'deki yapıyı ve dengeleri bozmuştur. Türkiye'de öncelikle kalıcı bir tarım politikası oluşturularak, kooperatifçilik devlet politikası haline getirilmelidir. İthalat yapmak bunca zenginliğe sahip ülkemize yakışmıyor. Hedefimiz ihracat yapan bir Türkiye yaratmak olmalıdır. Bunu da kooperatifleşmeyle sağlarız" diye konuştu.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |