KÖY-KOOP Genel Başkanı Neptün Soyer, İzmir’de düzenlenen Mavişehir Gastronomi Festivali’nde ünlü şeflerle, gazetecilerle ve tüketicilerle bir araya geldi.
Festivale gelen katılımcılar ve tüketiciler KÖY-KOOP Genel Başkanı Soyer ile yaptıkları sohbette, et ve süt ürünlerinin market raflarında fiyatlarının her geçen gün artmasından rahatsızlıklarını dile getirdi.
Soyer, “TÜİK, sofralarımıza lezzet katan ve insan beslenmesinde önemli yer tutan, en temel gıdaların başında gelen et ve süt ürünlerinin fiyatlarının, geçtiğimiz yıla göre %50’ye yakın arttığını açıkladı. Üreticiler, sattıkları et ve süt fiyatlarında böyle bir artış olmadığı gibi, yem fiyatlarının geçen yıla göre neredeyse %50 arttığını ve para kazanamadıklarını söylüyorlar. Üreticimiz zor durumda, üretimden vazgeçmek noktasına geldi. Onlar, bu ülkenin gıda ihtiyacını, emekleri ve alın terleriyle çalışarak karşılayan insanlar. Görüyorum ki, Tüketiciler de üreticiler de bu durumdan memnun değiller. Bu sorunu çözmek için, doğru politikalar uygulamak gerekiyor. Ülkemizin gıda ihtiyacını ithalatla çözmemiz mümkün gözükmüyor. Sadece tüketen ve ithal eden bir ülke değil, üreten, üreten, üreten bir toplum olmalıyız” diye konuştu.
Ülkede et açığını karşılamak ve üretimin karlı bir hale gelmesini sağlamak için üreticilerin fabrikasyona yeme muhtaç olmamaları ve mera alanlarının doğru değerlendirilmesi gerektiğinin altını çizen KÖY-KOOP Genel Başkanı, “Et ve süt fiyatlarının artışının en temel sebeplerinden bir tanesi üreticilerin yem ihtiyaçlarını karşılamıyor olmaları. Eğer üreticilerimizi sadece kesif yem yani fabrika yemine bağımlı kılmak yerine kaliteli kaba yem ihtiyaçlarını daha ucuza karşılayabilmelerini sağlarsak, et ve süt üretimimiz artar ve fiyatlar düşer. Kaliteli kaba yem ihtiyacını karşılayabilmenin en önemli yollarından biri, çayır mera alanlarımızın bir an önce ıslah edilerek üreticilerimize tahsisi ve yem bitkisi üretimini artırmaktan geçmektedir” diyerek çayır ve mera alanlarının önemini vurguladı.
Tarım ve Orman Bakanlığının verilerine göre ülkemizin son 50 yıllık çayır ve mera alanları varlığımızı değerlendiren Genel Başkan Soyer, “Geçtiğimiz 50 yılı incelediğimizde 22 milyon hektar olan çayır ve mera alanlarımız, bugün 10 milyon hektara inmiş durumda. Çayır ve mera alanlarımızı korumalı ve onları ıslah ederek dünya ülkelerinde olduğu gibi kaliteli kaba yem ihtiyacımız buralardan sağlamalıyız. Üreticilerimiz için çayır ve meralar vazgeçilmezdir” dedi.
Soyer İzmir’de düzenlenen Gastronomi Zirvesi’nde ülkemizde yaşanan et krizi, çayır ve meralarla ile ilgili şunları kaydetti: Ülkemizde yaşanan et sorununu çözmenin en önemli yollarından bir tanesi geleneksel tüketim alışkanlığımız olan ve neredeyse yüzyıllardır en fazla tükettiğimiz etlerin başında gelen küçükbaş hayvan etinin önemini tekrar hatırlamamızdır. Et tüketim alışkanlığımızda en az büyükbaş hayvan eti olduğu kadar, küçükbaş hayvan etine de yer vermemiz şart. Küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinde çayır ve meraların yeri çok önemli. Çayır ve meralarda yapılacak olan doğru ıslah çalışmaları ve otlatma planlamaları, küçükbaş hayvancılıkta et verimini artıracak en önemli faktör. Et ithal ederek değil, tüketim alışkanlıklarımız değiştirerek de et krizini çözmek mümkün. Hem büyükbaş hem de küçükbaş hayvan yetiştiriciliğimiz için çayır ve mera alanlarımızı korumak ve onlara sahip çıkmak, bu ülkenin et ve süt üretimini garantiye almak için en önemli adımlarından biridir.
Soyer, “Bakanımız ve üst düzey bürokratlarımızla yaptığımız toplantıda çayır ve mera alanlarının doğru kullanılarak tarım ekonomimize daha fazla katkı sağlaması gerektiğini dile getirdik. Çayır ve meralarla yapılacak olan her türlü olumlu çalışmanın üreticilerin girdi maliyetlerini düşürmekte önemli rol oynadığını belirttik. Çayır ve mera alanlarıyla ilgili çalışma yaptıklarını Sayın Bakan dile getirdi. Ancak bizim özel bir talebimiz oldu: Çayır ve mera alanlarının tahsisi yapılacaksa, öncellikle büyükbaş ve küçükbaş bakımında en aktif rolü oynayan kadınlarımıza emanet edilmesi gerektiğini söyledik. Sayın Bakanımız bu önerimizi takdir etti ve bürokratlarına bu konunun projelendirilmesi gerektiğini, çayır ve mera alanlarını tahsisi sırasında, üretici kadınlarımıza öncelik sağlanmasıyla ilgili çalışma yapılması talimatını verdi" dedi.
Bu gelişmelerden çok memnun olduğunu dile getiren Soyer, "Çayır ve meralarla ilgili yapılacak yasal düzenlemeler Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yanı sıra Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın da yetki alanında olduğu için, ilgili tüm kurum ve kuruluşlara bu önerimizi ileteceğiz. Tüm Türkiye’de çayır ve mera alanlarıyla ilgili yapılacak olan yasal düzenlemelerin takipçisi olacağız ve çayır ve mera alanlarının doğru değerlendirilmesi için üzerimize düşen görevleri yerine getirmeye ve işbirliği yapmaya hazırız. Bu alanların tahsisinde önceliğin kadınlarımıza veriliyor olması bizleri memnun eder. Bunun da takipçisi olacağız" diye konuştu.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |