Habertürk yazarı Muharrem Sarıkaya bugünkü yazısında, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile yaptığı telefon görüşmesine ilişkin dikkat çekici detayları paylaştı. CHP’de sandık sürecinden çok parti içi sorunların gündemde olduğunu belirten Sarıkaya, Kılıçdaroğlu'nun yaşanan gelişmeler karşısındaki düşünce ve yaklaşımını kaleme aldı. İşte o yazı...
CHP’de sandık sürecinden çok daha fazla konuşulan aday belirleme sürecine dönük parti içi eleştiriler ve aday gösterilmeyenlerin DSP’den aday olmaları...
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile telefon görüşmemizde ağırlıklı olarak bu konuları konuşmaya çalışırken, baktım oralı değil...
Daha önemlisi bunları normal karşılıyor ve demokratik sürecin doğal yansımaları olarak değerlendiriyor.
Üzerinde yoğunlaştığı ise çok daha ötesindeki konular...
Bunu anlatmak istercesine, yapılandan memnuniyeti “Biliyor musunuz, Cumhuriyet tarihinde ilk kez yapıldı” diye söze girdi, önceki gün Ankara’da gerçekleştirdikleri Sokak Ekonomisi ve Güvencesizler Çalıştayı’na dikkat çekti.
Sigorta güvencelerinden, aile sigortasından yararlanmalarına kadar sıraladığı çözüm modellerinden söz etti.
Sokak satıcılarının sorununa ilk kez dikkat çeken parti olmaktan ve onlarla buluşmaktan hoşnut ses tonuyla devam etti:
“Karnımız çok acıktığında bir yerden midye, çiğ köfte alıp geçebiliyoruz, ama bu insanlar neler yaşıyor görmüyoruz. Aslında gözlerimiz onları görüyor ama sorunlarını göremiyoruz…”
Ben ise konuyu kamuoyunun gündeminde olan güncel, CHP açısından da sıkıntılı konuya, aday göstermediklerinin DSP’ye geçip, aynı yerden aday olma çabalarına getirdim.
KARARI HALK VERECEK
Çok da önemser havada olmadığını hissedince biraz üsteledim.
CHP lideri ise aldırış etmeyen, önemsemez tutumunu değiştirmedi, DSP ile de ittifak yapmak için uğraş verdiğini, ancak sonuç alamadıklarını bildirdi.
“Genel Başkan Yardımcımız Seyit Torun DSP’ye gitti ve teklifimizi iletti ama olmadı, kabul etmediler” dedi.
Ardından da gayet rahat bir ses tonuyla ekledi:
“DSP siyasi bir parti kendi tercihidir. Ben özel eleştiriyi getirecek durumda değilim.”
“DSP’den aday olmaları, CHP’li adayın oylarından eksiltip, kazanmanızın önünü keser mi?” diye sordum yanıtı şöyle oldu:
“Onu vatandaş takdir edecek. Geçmişte de benzer olaylara tanıklık ettik. Bazı belediyeleri ne CHP ne de DSP aldı; ikisinin de hiç arzu etmeyeceği biri kazandı. Ama seçimi kaybettikten sonra o kişiler de dönüp CHP’ye geldi, üye olmak istedi. Ben bunu halka bırakıyorum. Halkın takdirine sunuyorum. Halk düşünecek, kendi kararını verecek, ben inanıyorum en doğruyu da yapacak...”
Sorunun burada kalmayıp, parti içinde de farklı bir örneğinin yaşandığını anımsattım.
DÜŞÜNCE AÇIKLAMASI
CHP lideri Kılıçdaroğlu ile aramızdaki soru yanıt şöyle devam etti:
- Aday belirleme sürecinizde Genel Sekreteriniz istifa etti, arkadaşlarınız CHP yönetimine ağır eleştiriler yöneltti. Son olarak da Gürsel Tekin’in eleştirisi geldi. Bu eleştiriler sizde nasıl bir duygu yaratıyor?
- Ben bunların hepsine, demokratik bir ortamdaki düşünce açıklamaları olarak bakıyorum. Kimse yadırgamamalı; insanlar düşüncelerini özgürce açıklayabilmeli. Asıl yadırganması gereken husus tek adamın konuşup, herkesin kendisini susmak zorunda hissettiği, tek adamın her konuda karar alıp, herkesin konuşmaktan, eleştirmekten korktuğu, sesini çıkarmayıp suskunluk içine gömüldüğü durumdur.
- Bu durum seçim sürecinde sizin oylarınızı olumsuz etkiler mi?
- Düşüncelerimizi paylaştık zaten… Neden etkilesin. Adaylar belli oldu…
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |