Kılıçdaroğlu İzmir'de panelde konuştu: Dikkat çeken 'katılım' detayı!

GERÇEKİZMİR - Basın Özgürlüğü ve Medya Araştırmaları Derneği'nin (BAMAD), ülkemizde sansürün kaldırılışının 116. yıl dönümü nedeniyle düzenlediği etkinlik için Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu İzmir'e geldi. 

İzmir'e gelen Kılıçdaroğlu'nu CHP İzmir milletvekillerinden Sevda Erdan Kılıç, Mahir Polat Rıfat Nalbantoğlu karşıladı. Karşılamada Eski Parti Meclisi (PM) Üyesi Devrim Barış Çelik ve CHP İzmir İl Başkan Vekili Barış Özdemir de yer aldı. 

Mevcut belediye başkanlarından Kılıçdaroğlu'nu karşılayan olmazken, Eski Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal, Eski Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran, Eski Konak Belediye Başkanı Abdül Batur ve Eski Bornova Belediye Başkanı Mustafa İduğ Eski CHP Lideri'ni karşıladı. 

Kılıçdaroğlu'nu karşılayan tek ilçe başkanı ise Bayraklı İlçe Başkanı Didem Gültekin oldu. 

PANELE KATILDI

İzmir’de gerçekleştirilen Basın Özgürlüğü Buluşması programına önceki dönem Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu konuk oldu. Önceki dönem İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in de konuşmacı olarak katıldığı programda basın sektörünün sorunları ve çözüm yolları konuşuldu.

PROGRAMA KİMLER KATILDI?

Programa, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, CHP İzmir Milletvekilleri; Mahir Polat, Sevda Erdan Kılıç, Rıfat Nalbantoğlu, Memleket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Asuman Ali Güven, CHP Bayraklı İlçe Başkanı Didem Gültekin, CHP Çiğli İlçe Başkanı Erkan Akar, Menemen İlçe Başkanı Hüseyin Özbey, önceki dönem CHP İzmir Milletvekilleri Kamil Okyay Sındır, Tacettin Bayır, CHP 37. Dönem Genel Başkan Yardımcısı Devrim Barış Çelik, önceki dönem Karabağlar Belediyesi Başkanı Muhittin Selvitopu, önceki dönem Çiğli Belediyesi Başkanı Utku Gümrükçü, önceki dönem Çeşme Belediyesi Belediye Ekrem Oran, önceki dönem Konak Belediyesi Başkanı Abdül Batur, önceki dönem Bayraklı Belediyesi Başkanı Serdar Sandal, önceki dönem Narlıdere Belediyesi Başkanı Ali Engin, önceki dönem Beydağ Belediye Başkanı Ferudun Yılmazlar, CHP Karşıyaka İlçe eski Başkanı Serdar Koç, önceki dönem meclis üyeleri Gamzegül Çamur, İsfahan Naki,  önceki dönem şirket genel müdürleri ve vatandaşlar katıldı.

KILIÇDAROĞLU: MEDYA SUSARSA…

Medyanın önemine vurgu yapan Kılıçdaroğlu, “Medyaya nasıl baskı kurulduğunu, nasıl baskılar uygulandığını herkes üç aşağı beş yukarı biniyor. Medya susarsa ne olur? Medya zor dönemlerden geçilebiliyor. Büyük sıkıntılar yaşadığını biliyor. Kalemini satmayan gazetecilerin hangi risklerle yazıyı yazdığını biliyoruz.  Öbür taraf var bide… Kendisine gazeteci sözü verip müessese nizamı propagandasını yaparlar onlara gazeteci demiyoruz. Onların parasını verdiniz mi? İstediklerini yazarlar. Eğer medyanın sesi kısılırsa Anadolu'nun küçük ve yoksul köy okulunda parmak kaldıran kız öğrencisi susar, yavrularımız susar. Eğer medya kısalsa parmağını makineye kaldıran genç işçinin sesi kısılır. Kurutma makinesinin çocuklar çorbasına koyup üşümesin diye çalıştırıp kendini aşan anneler susar. Evde yiyecek kalmadı dediği için 12 lira koyup yan odaya geçip intihar eden babalar susar. Dilek Özçelik'i hatırlayın. Genç bir kız. Kanser hastası. Hani bakan beyin yanına yaklaşıp ya bir sorunum var kanser. Bakan cebinden üç beş kuruşu çıkarıp altında git deyince ben dilenci değilim deyip güzel kardeşim ve bu ayakkabısı doludur endişesi olmayan çocuklarımız, evlatlarımız, yoksullarımız susar. Geçinemeyen emekli susar. Umutsuz gençler, umutsuz anneler, babalar kızar… Medya susarsa ne olur biliyor musunuz? Emine Şen Yaşar susar. Saniye Ateş, Ayşe Ateş susar. Siz susarsanız yani medya susarsa anneleri susar. Diyarbakır anneleri sunar, susar. Cumartesi anneleri, her türlü baskıya, kendine, davalara, linç girişimlerine, hedef göstermelerine, hapishanelere, hatta ve hatta ölümlere bile kendilerine halkı için korkmadan yürüyen gazetecilerimiz. Sizler susarsanız cumhuriyet susar, sizden susarsanız hak susar, halk susar. Peki onlar Sustuğunda kim konuşur? Arsızlar konuşur. Millet ve vatan düşmanları konuşur. Cumhuriyet düşmanları konuşur” dedi.  

"SARAYDA OTURANLARIN ELİNİ SIKMAYACAĞIM" 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın elini neden sıkmadığını açıklayan Kemal Kılıçdaroğlu, "Bayramlarda, törenlerde halkımıza sürtük, çapulcu dediği için elini sıkmam. Partime ve kendinden olmayan seçmene terörist dediği için elini sıkmıyorum. Vatandaşlığıımızı üç kuruşa sattığı için elini sıkmıyorum. gezi'de hayatını kayneden Ali İsmail Korkmaz, Berkin Elvan için elini sıkmıyorum. Beni tehdit ettiği, hakaret ettiği için değil. Saldırılara uğradığım için değil gazetecilerin hakkını savunmak için elini sıkmıyorum. Süleyman Şah türbesini kaçırdığı için elini sıkmayacağım. Ülkeyi bir sığınmacı deposuna dönüştürdüğü için elini sıkmayacağım ve yüzüne bakmayacağım.Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sahte videolar hazırladığı için yüzüne bakmayacağım ve elini sıkmayacağım. Sarayda oturanların elini sıkmayacağız, mücadele edeceğiz.Demkrasi lütuf ile verilmez. Demokrasi  kararlı mücadele ile olur" dedi.

SOYER: YEREL BASINI GÜÇLENDİRDİK

Başkan olduğu dönemde yerel medya kuruşlarına ilan sayısını artırarak destek verdiklerini kaydeden Büyükşehir Belediye Eski Başkanı Soyer ise , “Biliyorsunuz İzmir'de yaşanan depremde belediye hizmet binamız zarar gördü. Ve çalışmalarımız sokakta kaldı. Hemen belediyeciliğini devreye soktuk. İşte bu sıralarda İzmir Gazeteciler Cemiyeti mağduriyetlerini aktardığında bir iş birliği protokolü hazırladık. Alsancak Havagazı Fabrikası’nda uluslararası basın merkezini hayata geçirdik. Böylece hem cemiyet yönetimi kendisine yer buldu hem de genç kardeşlerin eğitimi ve uluslararası etkinlikleri konusunda önemli bir adım atmış olduk. Bunlar yerel yönetimin önünü açacak ve bunun mümkün olabilmesi için yerel basını güçlendirecek hamlelerdir. Ve hiç kimse bunların önünü kesemez. Yeter ki kararlı ve o demokrat irade olsun” dedi.

O GÜN YAPTIKLARIMIZI ANLAMAYANLAR İLERİDE…

Soyer, kendisine eleştirilerde bulunan basın organlarına ilan kesilmesi yönünde tehditte bulunmadığını savunarak, “Hiçbir zaman hiç kimseye ben size destek veriyorum, beni eleştirmeyin demedim. Kamu adına yönetilmiş mali gücü hiçbir zaman hiç kimseye silah olarak kullanmadım. Desteğimizle yayınlanan gazetelerde çok ağır eleştiriler de oldu. Asla müdahale etmedim. Devam ederseniz ilanınızı keseriz demedim. Değerli dostlarım o gün yaptıklarımızın anlamayanlar zamanı geldiğinde ne yaptığımızı ne yapmaya gayret ettiğinizi mutlaka anlayacaklardır. Meşakkatli zaman zaman kırıcı olsa da basın özgürlüğünden de olan yolu yine basın özgürlüğünden geçer. Elbette basın özgürlüğünün teminatı ve sürdürülebilirliğinin güvencesi demokratik bir misyonla yapılacak olan yerel yönetim reformudur. Ancak hiç kuşkusuz o reform olana kadar yapılacaklar vardır. Ve bunun için biraz uzun birazcık cesaret biraz da vicdan gereklidir” diye konuştu.