Efe Can TAN / GERÇEKİZMİR – Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) yeni yasama yılı öncesi yol haritasını ve seçim stratejilerini belirleyeceği TBMM Grubu 27. Dönem 5. Çalışma ve Değerlendirme Toplantısı İzmir’in Seferihisar ilçesinde başladı.
- İZMİR'DE KILIÇDAROĞLU İLE BİR AÇILIŞ BİR DE TEMEL ATMA TÖRENİ...
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun başkanlık ettiği ve kurmaylarının yanı sıra partinin 121 milletvekilinin de katıldığı 3 günlük kritik kamp açılış konuşmalarıyla yola çıktı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu iktidarı sert sözlerle eleştirdiği açılış konuşmasında partililere "Kurtuluşu beraber getireceğiz. Bazılarınızın sesi çıkıyor... Siz gerçekten benimle birlikte misiniz? Bazılarınızın sesi çıkmıyor!" diye sordu.
ELAZIĞ’DAKİ BİLLBOARDLARA TEPKİ!
CHP Lideri Kılıdçaroğlu’nun konuşmasından öne çıkan satır başları şöyle:
Başkan Soyer konuşurken derin bir umutsuzluktan söz etti. Arkadaşlarım şundan emin olsun bizim kitabımızda umutsuzluğa yer yoktur. Derin bir yoksulluk var ama umutsuzluk yoktur. En zor koşullarda Türkiye’ye aydınlığa çıkaran bir gelenekten olduğumuzu bilmemiz gerekiyor. Hiç kimsenin karamsarlığa kapılmayacağı bir ortam yaratmak zorundayız. Elazığ’daydık, orada toplantımızı yaptık ama bir gün önce... Bütün billboardlarda halkı tahrik etmeye çalışan afişler asılmıştır. Kaldırılması ile ilgili belli çevrelere duyurmak istediler. Haberi aldığımda 'Sakın dokunmayın' dedim. Onlardan birinin önünde fotoğraf çektirdim. Çünkü ben bu ülkenin insanına güveniyorum. Elazığ bütün o tahriklere rağmen kucağını açtı. Sokaklarında vekil arkadaşlarım gezdiler. İzmir’den Elazığlı hemşehrilerime yürekten teşekkür ediyorum. Bunu yapanlar kim, afişleri asan kişi söylüyor. 'Cumhur İttifakı’nı oluşturan siyasi partilerin talebi ile şirketimiz tarafından yapılmıştır' diyor. Bir insan halkı tahrik etmeye kalkarsa artık ben ülkeyi yönetemiyorum noktasına gelmiş demektir. Sokaktaki yurttaş, çiftçisi, turizmcisi, taksi şoförüne kadar ülkeyi yönetemedikleri gerçeğini görüyorlar. Türk Lirası’nın nasıl erdiğini görüyoruz. Merkez Bankası’nı banka olmaktan çıktığını başka işlerle uğraştığını TBMM tarafından Merkez Bankası’na verilen görevi yerine getirmediğini biliyoruz. '128 milyar dolar nerede?' diye afişler asmıştık. 128 milyar dolar buharlaştı ama yıl başından bu yana 75 milyar dolar daha buharlaştı. Artık sormamız gereken soru: 203 milyar dolara nerede? Fiyatlar düştü mü? Düşmedi. Enflasyon indi mi? İnmedi. Şunu hereksin bilmesi lazım, Kurt geçirdiği kışı bilir ama yaşadığı ayazı unutmaz. Bizler de bunun farkındayız. Geniş kitlelerin onu bilmesini istiyoruz. O çerçevede tüm arkadaşlarımla çalışacağız.
İKTİDAR VE MERKEZ BANKASI’NA FAİZ ELEŞTİRİSİ!
'Biz faize karşıyız' diyorlar. Tam tersine imza attıklarının farkına varmamız lazım. Alt gelir gruplarından milyonlarca insandan üst gelir grubuna bir avuç kişiye kaynak aktarıyorlar. 'Faize karşıyız' diyorlar, bütçenin 250 milyar lirasını faiz olarak ödüyorlar. Gerçeğe herkese anlatmak zorundayız. 250 milyar lirayı ödüyorlar ama ilk 8 ayda 25 milyar lira. Bir garabet imza attılar... Merkez Bankası’nın bankalara verdiği faizin oranını 13’ten 12’ye indirdiler. AKP’li ve MHP’li yurttaşlara sesleniyorum, bakın bakalım size yüzde 12 ile faiz veriyorlar mı? Bankaların karı 1 yılda yüzde 500’ün üzerinde artış gösterdi. Esnafa soruyorum; gelirin yüzde 500 arttı mı? O zaman oturup düşüneceksiniz. Çiftçi kardeşim sen de düşüneceksin. Sanayici kardeşim sen de düşüneceksin, 'Bu iktidar kime hizmet ediyor?' düşüneceksin. Hiç kimsenin umutsuzluğa kapılmaya hakkı yoktur. Bize katılın, beraber değiştirelim. Siyasi halkına güven vermek istiyorsa halkın ödediği vergilerin hesabını millete vermektir, vermiyorsa onun amacı başkadır. Rakamlar bunu açıkça gösteriyor. Dini kullanarak bir avuç azınlığa milyarlarca lirayı aktarıyor. Dini kullanarak yapıyorlar. Herkesin kimliğine saygılıyız, eyvallah ama millete yalan söylemek kitabımızda yoktur. Bütün dünya görecek demokrasinin ne olduğunu, halka hesap vermenin ne olduğunu, devletin liyakatın ve adaletin ne olduğunu tüm dünyaya göstereceğiz. Üretene ne veriyorlar? Çiftçiye toprağa küstürmeyeceksiniz. Bakın pamuk ve şeker pancarı fiyatlar hala belirlenmiş değil. 34 yıl sonra bu ülkenin şeker ithal ettiğini AKP ve MHP’ye oy veren kardeşlerimin unutmaması lazım. Bu nasıl bir milliyetçilik anlayışı? Km getiriyor şekerleri senin yandaşların getiriyor. Bu milleti soyanlardan bunun ahını almak benim boynumum borcudur.
HALKIN ARASINA GİREMEYECEK NOKTAYA GELDİLER!
Üzerimize çok önemli görevler düşüyor. Tarihi sorumluluğu bilmek ve yerine getirmek zorundayız. Toplumun bütün dokularına hitap etmek zorundayız. Öyle bir noktaya geldiler ki AKP ve MHP’li vekiller halkın arasına giremeyecek halde. Onların bir yetkisi yok ve yeni bir şey söyleyemiyorlar. İradelerini Saray’a bağlayan bir iktidarın geleceği yoktur. Erdoğan bunu fark ediyor. İl başkanlarının, ilçe başkanların yapamadığı işi devlet memurlarına yaptırmaya çalışıyor. Senin milletvekillerin, il başkanların evlere giremiyor. Devlet memurlarını görevlendiriyorlar, 'Siz gidin anlatın' diyorlar. Devlet memurları Saray'ın kölesi değildir. Devlet memur arkadaşlarıma seslenmek isterim; Siz sarayın memur değilsiniz. Saray memurları ayrı, sarayın hakimleri ama onurlu Türkiye Cumhuriyet Devleti’nin savcıları, hakimleri ve memurları ayrı onları ayırıyoruz. Hangi görüşten olursa olsun devletin yanında duran memur arkadaşlarımızın yanında duracağız.
ÖĞRETMENLERE VE VATANDAŞLARA CHP’YE KATILMA ÇAĞRISI!
Her gittiğimiz yere eve gidiyorsa tarlaya gidiyorsak, kahvehaneyi ziyaret ediyorsak onlara diyeceğiz ki; 'Hiç merak etmeyin!'... Atama bekleyen öğretmenlere 'Bizin bekleyin' diyeceğiz... Ama bize katılacaksınız ve beraber düzelteceğiz. Atama bekleyen engellilere, 'Bizi bekleyin ama bize katılacaksınız, beraber çözeceğiz bu sorunu' diyeceğiz. Sözleşmeli öğretmenler tıpkı kadrolu öğretmenler gibi aynı haklara sahip olacaklar ama bize katılacaksınız ve biz bu sorunları çözeceğiz. Boğaziçi’ndeki öğrenciler ve hocalar sizler de katılacaksınız.
BAZILARINIZIN SESİ ÇIKMIYOR! BENİMLE MİSİNİZ?
Hepimiz biliyoruz bu herkesin ezen sistem direnmek zorundayız. Zorundayız ki bizden sonrakilere güzel bir Türkiye bırakabilelim. Karşımızda bu ülkenin geleceğini yok etmeye çalışan bir Saray iktidarı var. Bu Saray iktidarı memlekete bir şey veremeyeceğini iyi biliyor. O bütün bunları maddi güzel yapmaya çalışsın biz bu tabloyu düzeltmek zorundayız. Sürekli yürümeye ve ilerlemeye kararlıyım. Bu ülkeyi seven insanların umutları ve duaları her yerde bizimle birlikte, buna inanın. Halk düşmanlarını birlikte yeneceğiz. Kurtuluşu beraber getireceğiz. Siz gerçekten benimle birlikte misiniz? Bazılarınızın sesi çıkmıyor! Bazılarının istemeyerek zarar verdiğinizi görüyorum. Artık karar verin, bu halk düşmanlarını beraber yenecek miyiz? Benimleyseniz benimle olduğunuzu artık hissetmek istiyorum, sırtımı size yaslayacağımı bilmek istiyorum.
Kılıçdaroğlu'nun sorusunun ardından salondan büyük bir alkış desteği geldi. CHP Lideri bu kürsüden bu alkışların arasında indi.
KAMP PROGRAMINDA NELER VAR?
Kampın ilk gününde değişimin önündeki bariyerleri kaldırmak, ekonomi, dış politika ve sandık güvenliği sunumları yapılacak. Kampta cumartesi günü ise değerlendirmelere ayrılacak. Önce milletvekilleri ardından da Kılıçdaroğlu görüşlerini sıralayacak. CHP'nin kampı bu değerlendirmelerin ardından yenilecek akşam yemeğiyle fiili olarak sonlanırken, Kılıçdaroğlu önemli bir program için kent merkezine geçecek.
İZMİR'İN ONUR GECESİNE KATILACAK
CHP Lideri ve beraberindeki heyet Smyrna Antik Kenti'nde düzenlenecek olan İzmir'in gurur törenine katılacak. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi tarafından her yıl verilen Avrupa Ödülü'nü antik kentte düzenlenecek törenle alacak.
CHP Genel Başkanı ayrıca kampın noktalanacağı pazar günü önce Konak ardından da Gaziemir'de yapılacak açılış törenlerinin ardından kentten ayrılacak.