Kırkpınar'la A'dan Z'ye: İddiam İYİ Parti'yi İzmir'de ikinci parti yapmak!

Gizem TABAN/GERÇEKİZMİR - İYİ Parti İzmir İl Başkanı Hüsmen Kırkpınar Gerçekİzmir’e çarpıcı açıklamalarda bulundu.

17 Ekim 2018’den bu yana İYİ Parti İzmir İl Başkanlığı koltuğunda olan Kırkpınar, geçen sürede yaptıkları çalışmaları anlatırken, 22 Mart’ta il kongresinde neden aday olacağını açıkladı.

Yeni dönem hedeflerini paylaşan Kırkpınar, 15 Şubat’ta başlayacak olan ilçe kongreleri sürecine yönelik de önemli mesajlar verdi. Kırkpınar, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in 4 günlük İzmir mesaisini de değerlendirdi. Geçtiğimiz ay yapılan il başkanları toplantısını da yorumlayan Kırkpınar, toplantıya katılmayan MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin’e de göndermede bulundu. İYİ Partili Kırkpınar CHP ile olan ittifak ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile ilgili de değerlendirmelerde bulundu. Kırkpınar ayrıca, Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun kurucusu olduğu Gelecek Partisi hakkındaki görüşünü de açıkladı.

TEŞKİLATIN GÜCÜNE İNANAN BİRİYİM
17 Ekim 2018’den bu yana il başkanlığı görevini sürdürüyorsunuz. Biz ‘Z’ raporu çıkarırsanız, görevde olduğunuz sürede İYİ Parti İzmir Teşkilatına ne katmaya çalıştınız / kattınız?

Bu göreve atandığımda partimiz henüz birinci yılını doldurmamıştı. Henüz 1 yıllık bir parti bile değilken büyük bir seçim atlattık. Bize yetki verildiğinde ilk olarak eski yönetici arkadaşlarımızla temas kurduk. İl yönetiminde, disiplin kurulunda, ilçe başkanlığında görev yapan arkadaşlarımıza tek tek teklif götürdüm. Kimisi devam etti, kimi etmedi. Etmeyenlerin kendi tercihleri… Bu arkadaşlarımız dışında il olarak kurduğumuz yönetimin, atadığımız ilçe başkanlarının pek çoğunun siyaset geçmişi olmamış ya da çok az… Benimle dolaylı yoldan ya da doğrudan temas kurarak partide görev almak isteyen herkesi bir havuz yaptık.  Partide görev almak isteyen hiçbir kimseye bırakın bu partiye gelmeden önceki görüşünü, en son hangi partiye oy verdiğini bile sormadım. Çünkü bizim anlayışımız, bizim partimizin ideolojisi siyasi söylemi bu! Biz Türkiye’nin tamamına talibiz.  Ben teşkilatın gücüne inanan bir insanım. Teşkilatlar dinamizm kazanırsa, teşkilatlar bir planlama yaparak önüne bir hedef koyar da yürürse parti içindeki kurumsal çatı altında bir araya gelmenin verdiği enerjiyi sinerjiye dönüştürürüz. Bize tek bir telefonla ‘il başkanı gelse’ dediklerinde ben Bornova’nın mahallesine de Bergama’nın mahallesine de Ödemiş’in köyüne de gidiyorum. Çünkü bizim kaybedecek zamanımız yok. Bunun altında yatan sebep; Bu ülkenin kaybedecek zamanı yok!

İZMİR’DE HEDEFİMİZ İKİNCİ PARTİ OLMAK!
Bu süreçte istediğiniz teşkilat yapısı oluştu mu?

Türkiye’nin üçüncü büyük şehrinde, iktidara aday bir partinin il başkanlığını yapıyorsanız ‘daha, daha’ demeniz lazım. Daha güçlü, daha dinamik… Farklı bir iddiayı ortaya koymalısınız. Ama bizim ayağımız yere basıyor! İzmir’de hedefimiz ikinci parti olmak. Genel seçimlerde İzmir’de ikinci parti olmayı hedefliyoruz. Bu hedeften milim sapmadan, bu hedefe odaklanmış ilçe ve il teşkilatlarını oluşturmamız lazım. İlçe kongrelerimiz başlıyor. Tekrar aday olacak arkadaşlarımız da var, birden fazla adaylar da çıkacak. Ben her arkadaşıma şunu söylüyorum; ‘Seçilip, yönetim kurulunuzu oluşturduktan sonra artık sizi yeni bir seçim bekliyor. Bu 2020’de olur, ama 2021’de olur, 2022’de olur. İki yıl içerisinde bu ülkede seçim olacaksa bu arkadaşlarımızın oluşturdukları yönetim kurullarının ‘helal olsun, bravo’  seslerini duymaları gerekir. Aynı şekilde biz göreve geldiğimizde oluşturduğumuz yönetimden devam edecek olan arkadaşlarımız var, eklenecek yeni arkadaşlarımız da var.

İYİ PARTİ’NİN İZMİR’DEKİ ÜYE SAYISI KAÇ?
Siz göreve geldiğinizden bu yana partinin İzmir’deki üye sayısının artış durumu nedir? Üye artışı ile ilgili ne gibi çalışmalar yaptınız/ yapıyorsunuz?

Biz göreve geldiğimiz de üye sayımız 4 bin 800 idi. Şuan ise 12 bin 500 civarında… İzmir’de, bir dahaki seçime kadar üye sayısı hedefimiz 30 bin… Bunu çok önemsiyoruz. Üyeden kastımız; başkalarının yaptığı gibi kamu kurumlarına verilmiş TC kimlikler üzerinden şişirilmiş, üyenin bile haberi olmayan üyeliklerden bahsetmiyorum. 17 Kasım itibariyle genel başkanımızın da talimatıyla üye seferberliği ilan ettik. Benim cep numaram 24 saat açık, isteyen herkese kartvizitimi uzatırım ama yaşlı olabilir, hasta olabilir, zamanı olmayabilir  veya buraya gelmeden bizleri tanımak isteyebilir… O zaman da il başkanlığımızın, ilçe başkanlığımızın numaralarını veriyoruz. Birkaç arkadaşımız, talep eden kişiden randevu alıyor, izni varsa fotoğraf çekerek üyeliğini gerçekleştirip rozetini takıyoruz, ardından ile ya da ilçeye davet ediyoruz.

BİZ BÜYÜK BİR AİLEYİZ, AİLE İÇİNDE KIRGINLIK OLMAZ!
15 Şubat’ta ilçe kongreleri başlıyor. Nasıl bir kongre süreci beklentiniz var? Bu sürece yönelik teşkilata mesajınız nedir?

Çok demokratik bir süreç yaşayacağız, bunu iddia edebilirim.   İlçe başkanlıklarına, görevde olan arkadaşlarımızdan da aday olacaklar var, birden fazla aday çıkacak ilçelerimiz var. Demokratik hakların kullanıldığı, demokrasinin özümsenip içselleştirildiği, yeni dönemde daha güçlü bir kadroyla İzmir halkının huzuruna çıkmak için yarış halinde bir kongre süreci olacağını düşünüyorum. Hatta bu şekilde olmasını istiyorum. Yarışmalı bir kongre süreci olacak. Şölen havasında geçmesini arzu ediyorum. Biz gerçekten İYİ Parti olarak kendi içimizde hep şunu söylüyoruz; ‘Biz artık büyük bir aile olduk’ diyoruz. Büyük aile içinde de hiç düşünmüyorum; bir kırgınlık, küskünlük olacağını…

YENİ DÖNEMDE NEDEN ADAY?
22 Mart’ta il kongresi var. Adaysınız. Neden adaysınız?

Şuan da başarılıyım demiyorum, başarılı olma yolunda iyi adımlar attığıma inanıyorum. Bu verilen görevi yarım bırakmak olmaz. Benim iddiam bu partiyi yapılacak ilk genel seçimde İzmir ikincisi yapmak! Bu hedeften dolayı adayım.

AKŞENER’İN İZMİR MESAİSİ YORUMU:
‘KURTAR BİZİ ANA’ GERÇEKLEŞTİ
Meral Akşener İzmir’de 4 günlük bir mesai yaptı. Vatandaş ne talep etti Meral Hanım’dan? İzmirliler nasıl karşıladı Meral Hanım’ı?

Esnafla buluşmak, derdini dinlemek lazım. Milletle buluşmak lazım. Sayın genel başkanımız geldiğinde ilçe teşkilatlarına uğradık bir çay içtik, ardından esnaf esnaf gezdik.  Hepsinde ortak sıkıntı elektrik… Genel merkezimizden gelen yetkililer not aldı. O notlara göre geçen yıla oranla yüzde 48 ile 52 bandında bir zam seyrediyor. Hal böyle olunca genel başkanımız ‘kira mı burası’ diye bir soru daha soruyor. Yüzde 99’u ‘kiracıyım’ dedi.  Esnaf, elektrik ve doğalgaz konusunda bir indirim bekliyor. Buna bir çözüm bekliyor. Genel başkanımız da her esnafa, derdini dinleyip grup toplantısında dile getireceğini söyledi. Her sektörde ayrı bir dert var. Mesela tekstil ile ilgili bir işyerine gittiğimiz de genel başkanımız ‘cironuz ne’ diye sordu. Geçen yıla oranla bu yıl ciroda artma var ama satış düşmüş, kar azalmış. Bunların dışında esnaf, sokaktaki vatandaşlar genel başkanımızı bağrına bastı ancak insanların derdinin çoğu işsizlik… Ya çocuğu eşsiz, ya kendisi, ya eşi işsiz… İnsanlar, ‘bunlara bir çare bulun’ diyerek genel başkanımıza sarıldılar. Çok dramatik sahneler yaşadık. Ama İzmirliler Meral Akşener’i bağrına bastı. Yani ‘kurtar bizi ana’ gerçekten yaşandı.

MHP’Lİ ŞAHİN’E: HADDİNİ, HUDUDUNU AŞTI!
Geçtiğimiz ay içerisinde İzmir İl başkanları toplantısı oldu. CHP İl Başkanı Deniz Yücel, AK Parti İl Başkanı Kerem Ali Sürekli ve siz katıldınız. MHP İl Başkanı Veysel Şahin ise sağlık problemi gerekçesiyle toplantıya katılmadı. Ancak ardından toplantıya neden katılmadığına dair farklı açıklamalarda bulundu. Nasıl değerlendiriyorsunuz? Toplantıyı verimli buldunuz mu? Sizce tekrarlanmalı mı?

Toplantını verimli geçtiğine dair kanaatim daha önce de basına yansımıştı zaten. Bu kanaatim devam ediyor. Üç il başkanı olarak, hatta 4 olmasını tasvip ederdim, böyle de bir ortam yaratıldı ama olmadı. Biz sadece sağlık probleminden dolayı katılmadığını düşündük ama bahsettiğiniz partinin il başkanının o toplantıyla ilgili değerlendirmesi biraz haddini ve hududunu aştı. Kendi ittifak kurdukları partinin il başkanı bile bence rencide edildi. Toplantının tekrarlanması tabi ki faydalı olur. Şehir, hepimizin şehri… Hükümet de bir parti olabilir, belediyelerde bir parti olabilir ama şehir hepimizin şehri, yaşanan sorun hepimizin sorunu. Örneğin; Kerem Ali Bey de trafikten muzdariptir, ben de muzdaribim, muhtemelen Deniz Bey de… Güzel bir şey olduğunda hepimiz mutlu oluyoruz. Bir araya gelip istişare yapmanın kime ne zararı var? Yaptınız istişare, bir sonuç alamadınız, bir daha yapmazsınız! Eğer sonuç alırsanız bunun devamının getirilmesi lazım.  Bu şehir hepimizin…

BİZİ İTTİFAKA MİLLET ZORLADI!
CHP ile ittifak halindesiniz. İzmir’de ittifak nasıl gidiyor?  Birkaç ay önce büyükşehir ve ilçe belediyelere istihdam çıkışında bulunmuştunuz. İşçi alımlarında son durum nedir?

Şuana kadar sanıyorum büyükşehir belediyesine 10 kişi girdi. İnşallah devamı gelecek diye umut ediyorum. Bazı ilçelerimizde kendileri zorlanıyor ama 10-12 ilçede alımlar oldu. Tabi her ilçede eşit oranda alım olmadı. Bazıları 1 kişi aldı, bazıları 5 kişi aldı. Ancak bu iş al-ver işi gibi düşünülmemesi lazım. Bizim partimizi millet kurdu, ittifaka da bizi zorlayan Millet oldu! Ülkenin kötü gidişatı için bir araya gelerek oluşturduğumuz ittifakla; ‘İstanbul alınırsa Türkiye alınır’ diyen AK Parti Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a İstanbul’da bir cevap verdik. Ankara’da, Adana’da, Antalya’da bir cevap verdik. Biz, korku duvarlarını aştık, yıktık. O karamsarlık iklimini birlikte aştık. Biz işçi alımı, istihdam konusunda gerçekleşmesini beklediğimiz oran ya da sayı ile ilgili herhangi bir tasavvurumuz yok.

SOYER DEĞERLENDİRMESİ
Tunç Soyer Millet İttifakı’nın adayı olarak seçime girdi ve kendisi yaklaşık 11 aydır İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı… Tunç Bey’in bu süreçteki performansını nasıl değerlendiriyorsunuz? İYİ Parti olarak kent için Tunç Soyer’den, büyükşehir belediyesinden beklentiniz nedir?

Tunç Bey ile kişisel ilişkilerimiz de gayet iyi, kurumsal olarak Cumhuriyet Halk Partisi ile de aramızda herhangi bir problem yok. Birlikte bir dayanışma içerisindeyiz. Ama yaşadığımız kentin, 24 artı 1 Millet İttifakının 25 belediyesi ve Tunç Bey yani büyükşehir belediyesi ile ilgili değerlendirmeyi birinci yıl tamamlandıktan sonra yapacağım. Ancak şehir içi ulaşımın bir an evvel çözüme kavuşturulmasını bekliyorum.  Özellikle akşam ve sabah saatlerinde yoğun olan İzmir gün içinde yoğunluğu yaşamaya başladı. Çevre ile ilgili biraz daha dikkat edilmesi gereken noktalar var. Özellikle binaların dış görünümü o kent ile ilgili düşünceyi oluşturur. Örneğin; Basmane meydanına bakın! Tabelalarda bir keşmekeşlik var! Curcuna! Dış cephe kirliliği var! Ayrıca kentin çeperlerine de ulaşmak gerekiyor. Ulaşmaktan kastım; belki ilçe belediyelerinin de yerine getirilmesi gereken şeyler var,  sadece büyükşehir anlamında söylemiyorum. Ben Karşıyaka’da oturuyorum ancak bir ayağım Kemalpaşa’da, bir ayağım Torbalı’da… Sürekli ilçe ilçe geziyorum. Gittiğimde geziyorum, görüyorum. Bunları bir şikayet ya da eksiklik gibi değil de, dönüp odaklanması gereken işler var belediye hizmetlerinde… Buna dikkat etmek ve o hizmeti getirmek lazım.

GELECEK PARTİSİ İÇİN NE DEDİ?
Yeni bir parti kuruldu; Gelecek Partisi… Sayın Ali Babacan da yeni bir parti kurmanın hazırlığında… Siz de yaklaşık 2 buçuk yıllık bir partisiniz.  Nasıl değerlendiriyorsunuz yeni partiyi?  Türkiye ve İzmir siyasetine etkisi olur mu/ nasıl olur?

Demokrasimiz kan kaybında ama çok şükür ki artık partiler kurulabiliyor. Çünkü biz İYİ Parti’yi kurmadan önce başımıza gelenleri tüm halkımız gördü. O büyük mücadeleden sonra kurabildik. Gelecek Partisi’nin de kendini ifade ettiği kadarıyla anlaşılan; ülkede parlamenter demokratik sistemin yeniden tesis edilmesi noktasında bir kararlılıkları ve talepleri var. Ben, demokrasi adına Türkiye’nin siyasi tarihinde yer alması gereken bir parti olduğunu düşünüyorum. Ama henüz tam olarak kendilerini ifade etmeyi gerçekleştiremediler. Ambargo uygulanıyor. Bir diğer partinin de kurulacağı konuşuluyor. Sayın Babacan’ın kuracağı partinin ne adı ne logosu belli. Ekim dediler, Kasım’a kaldı, hala sürüyor. Kurulma bir türlü gerçekleşmedi. Bunlarla karşılaşacaklar ama bundan vazgeçmemeleri gerekir. Türkiye’de bir şeyler kayboluyor. Bu kaybolan şey önce güven… Ülkenin geleceği ile umutsuzluk var. Gelecekle ilgili güven hırpalanmaya başladı. Türkiye’de eğitim almış 18-25 yaş arasındaki insanların yüzde 27’si işsiz… İl başkanlığımıza günde 100 ziyaretçi geliyorsa bunun 40-50’si iş talebiyle geliyor. Umudumuzu yitirmemiz lazım ve ülkeyi geleceğe taşıyan ruh haline sımsıkı tutunmamız lazım...