Kocaoğlu'ndan 2 kritik soruya yanıt: Dönüş yolu açık mı/Aday önerecek mi?

Gizem TABAN / GERÇEKİZMİR - İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, Bostanlı Rotary Kulübü’nün toplantısına katıldı. 

Bostanlı Rotary Kulübü temsilcileri 2004’ten bu yana oturduğu koltukta rekor kırarak veda kararı alan Başkan Aziz Kocaoğlu’na kente hizmetlerinden dolayı teşekkür etti. 

Buluşmada önemli  açıklamalarda bulunan Başkan Aziz Kocaoğlu soruları da yanıtladı. 

İZMİR İÇİN ÜLKE İÇİN KENDİNİ YAK DESELER YAKARIM! 
Kocaoğlu ‘Veda kararından dönüş olur mu’ yönündeki soruya şu yanıtı verdi: 
Ben bu kararı aslında 2014 yılında vermiştim. ‘Ben bu işi öğrendim, ölene kadar ben yapacağım’ diye bir şey yok. Başka bir arkadaş bu bayrağı alıp daha yukarıya taşıyacak. O dönem Binali Bey’in çok pompalanmasından dolayı yeniden aday oldum. Siyasette iddia ve tahrik önemli bir unsurdur. Hiç seçim kaybetmedi falan dediler biz de girdik. O dönem bırakma kararımı erteledim ama şimdi kararımız kesindir. Geriye dönüşüm diye bir şey söz konusu değil. Ülke için, İzmir için kendini yak deseler yakarım! O noktaya inşallah gelmez, iyi bir arkadaş gelir biz de evimizde torun severiz.  Ben bunu yaptım, ben başarılıyım, millet bana oy veriyor anlayışı yanlış. Bırakmayanlara saygı duyuyorum ama taze kana ihtiyaç var!

HERKES KULİS YAPARKEN BEN ÇALIŞIYORUM, ADAY ÖNERMEYECEĞİM! 
Kocaoğlu’ndan buluşmaya damga vuran diğer mesajlar Genel Merkez’e aday önerip önermeyeceği hakkındaki soruya verdiği cevapla geldi. Büyükşehir Belediye Başkanı, “Aday önermeyeceğim. Düzgün bir arkadaşımın, bayrağı ileriye götürebilecek bir arkadaşımın, büyükşehir belediye başkanlığı görevini almasını umuyorum. Diliyorum genel merkez hata yapmaz. Herkes bir yerlerde kulisler yaparken ben köylerde partim için çalışıyorum. Bu seçimde sadece İzmir Büyükşehir Belediyesi önemli değildir. İlçe belediye başkanları da son derece önemlidir. Büyükşehir adayı kim olursa olsun ancak kendini götürebilecek güce sahiptir. Tanınan birçok arkadaşımız var. Ama ancak kendini taşır. Kırsaldakiler hem kendi hem de büyükşehir değirmenine su taşımalıdır.  İsim diye bir şey söylemeye haddim yok. Genel başkan olsam 10 dakikada 30 ilçeyi sayarım” ifadelerini kullandı. 

İNCİRALTI’NI PLANLAMAK İÇİN KONUŞMADIĞIM NE VALİ KALDI NE BAŞBAKAN
“Göreve veda ediyorsunuz, İzmir için aklınızda kalan proje var mı?” sorusuna yanıt veren Kocaoğlu, “Katı atık bertaraf tesisine için yer bulamadık. Seçim arifesinde iktidar, daha sonra çevre dostu arkadaşlarımız… Ben de çevre dostuyum. Çevreyi bozacak hiçbir karara imza atmam. Planlama Daire Başkanlığının hepsini tanırım. Orada doğru şey başlarsa o sonuna kadar doğru gidiyor. Planlamada doğru karar alırsanız hem kenti hem belediyeyi hem de kendi namusunuzu korursunuz. Bir de körfez konusu var ama bu konuyu bir belediye başkanı bitirecek diye bir şey yok. Bu kentin en önemli uğraş konusu körfezdir. Tarama hep devam etmelidir. Beydağ’da hala arıtma yeri bulamıyoruz. Orası tarım arazisi, burası başka bir şey. Oradan girip buradan çıkıyoruz. İnciraltını planlamak için geldiğim günden beri konuşmadığım ne vali kaldı, ne bakan kaldı, ne başbakan kaldı.Gelin, sağlık konseptinde İnciraltını planlayalım. Hem İzmir’i hem ege bölgesini hem de Türkiye’nin kalkınmasında ciddi kaynak sağlayacak”  ifadelerini kullandı.

BU KENT TÜRKİYE’NİN EN ÇOK ÜRETEN KENTİ
Öte yandan Rotary Kulübü temsilcilerine seslendiği konuşmasında da önemli mesajlar veren ve İzmir’in, Türkiye’nin en çok üreten kenti olduğunu vurgulayan Kocaoğlu, “15 sene belediye başkanlığı yaptıktan ve yeniden aday olmama kararı aldıktan sonra gezgin vaiz gibi olduk. Her yerde gezgin vaiz modunda bir şeyler konuşmaya çalışıyoruz. Yıllardır, ‘Siz kimliğinizi bulamamışsınız bu kadar sektörle uğraşılmaz’ diye özellikle İstanbul ve Ankara devlet bürokrasisinden eleştiriler oldu. Bu kent kasaba değil, Türkiye’nin en çok üreten kenti, her sektörde büyümek zorundadır. Çünkü her sektörde yatırımı vardır dedim. İzmir’e böyle bakmak gerekir. Yeni yeni 15 senelik mücadeleden sonra bu bakış açılarını törpüleyebildik. Bunu yaparken de yönetimi doğru belirlemeniz lazım. Katılımcı yönetim ve demokrasi uzun zamandır tartışılıyor. Herkesin de kulağına hoş geliyor. Gerçekten katılımcı yerel yönetimi ve demokrasiyi bizim yöneticilerimiz uygulayabiliyorlar mı? Bu olgunluk, birikim var mı bizim yöneticilerimizde? İdeal yöntem budur. Ben bunu yapacağım değil birlikte ne yapalım noktasından hareketle gerçekleştirmemiz gerektiği düşüncesiyle yerelde kalkınmaya başladık” diye konuştu.

YAPAMAYACAĞINIZ ŞEYE SÖZ VERİRSENİZ GÜVENİ ZEDELERSİNİZ
Üretmek için öncelikli koşulun güven tesis etmek olduğunu belirten Başkan Kocaoğlu, “Seçim arifesinde herkes at babam at anlayışında… Bunun parası nereden gelecek? ‘Onu, bunu yapacağım’ diye atarsın, bakarsın para yok, hepsi havada kalır. Yapamayacağınız şeye söz verdiğiniz için baştan güveni zedeler, ileri giderseniz güveni kaybedersiniz. Hiçbir şey de yapamazsınız. Üretebilmeniz için güven tesis etmeniz birincil koşuldur.  Parayı da yaratmanız gerekir. Bizim ilk 3 senemiz, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Türkiye Cumhuriyeti’nde yaptığı devrim niteliğinde finans gücümüzü arttırmakla geçmiştir. Başka türlü hiçbir şey yapamazdık” ifadelerini kullandı.

BU ÜLKEDE TARIMDA İFLAS EDERSENİZ EKONOMİYİ YÖNETEMİYORSUNUZ DEMEKTİR
Büyük Körfez projesinden de bahseden Kocaoğlu, tarım sektörünün önemine de vurgu yaptı. Kocaoğlu, “ Büyük Körfez Projesi iki ayaklıdır. Birincisi, dünyanın en önemli çevre yatırımıdır. İkincisi, liman yanaşma kanalını derinleştirerek liman faaliyetlerinin arttırılmasıdır. İzmir limanı çok yakın zamana kadar Ege Denizi’nin elleçleme imanıydı. En büyük liman olma özelliği elimizden Çandarlı’ya gitti, ama o da hala yapılmadı. Hazır liman var, tarama yapılacak sadece. Onu bile yapamadık. Türkiye gibi bir tarım ülkesinin yatırım için sermaye yaratacağı en büyük sektör tarım ve hayvancılıktır.  İzmir tarımı son dönemde dünyanın en kritik noktası oldu. Bu ülkede siz eğer tarımda iflas ederseniz, tarımda ihracattan artıya geçemezseniz, siz ekonomiyi yönetmiyorsunuz, yönetemiyorsunuz demektir. Hapla beslenme dönemine gelemediğimize göre üretmek zorundayız. Hollanda 120 milyar dolar tarım ihracatı yapıyor. Türkiye’nin toplam ihracatı 160 milyar dolar, bunun büyük bir bölümü otomotiv... Bu tarım üretimine kıyasla boşa kürek çekmek anlamına gelir. Çok büyük potansiyelimiz var ama eksik kullanıyoruz” dedi.

İZMİR’İN DAHA FAZLA KALKINMAMAK İÇİN MAZERETİ YOK
İzmir’in daha fazla kalkınmamak için mazereti olmadığını ifade eden Kocaoğlu, “Bu coğrafyada tarih var, ören yeri var, inanç turizmi, deniz, güneş var. Bunları biz hizmet sektöründe ve turizmde katma değer yaratmak için neden kullanmıyoruz? Niye İzmir turizmde 4. 5. Kent oluyor? Yatırım yapılmıyor falan o ayrı... İzmir’in kalkınmamak için, zenginleşmemesi için mazereti yoktur. Başka kentlerin mazereti olabilir ama İzmir’in yoktur. Sen bana oy ver, ben sana yatırım yapayım...  Hayır efendim, ben sana oy vermeyeceğim; yatırım yap oya sonra ben karar vereceğim. ‘Yatırım yapmazsan yapma!’ İzmir, 2001 yılından beri bunu söylüyor. Böyle bir kent yok. İzmir gibi bir kent yok. Ben Tokatlıyım, İzmir’de okudum, İstanbul’da master yaptım. Ankara’da memurluk yapıyordum. Bir gün karar verdim, bir arkadaştan 4 bin lira borç aldım geldim. Hayatımda verdiğim en doğru karar” diye konuştu.