GERÇEKİZMİR - Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İzmir Körfezi'ndeki kirliliğe yönelik açıklamada bulundu.
Çevre Bakanı Kurum, "Sonucun maalesef içler acısı olduğunu görüyoruz. Tam anlamıyla çevre felaketidir. İzmir Körfezimiz ölmektedir. Herkes sorumluklarını yerine getirecek. Seçim meydanlarında söz verip unutmakla olmuyor. Sorumluların ev ödevlerini yerine getirip getirmediğini anlık takip edeceğiz. Yönetim zafiyeti söz konusu ise uyaracağız. Atılması gereken adımlar atılmıyorsa, gerek hukuki gerek cezai işlemleri yapacağız. İzmir Körfezi bugün yapıldığı gibi kaderine terk edilemez" açıklamasında bulundu.
Tugay'a: Anlaşılan o ki İzmir’den daha önemli meseleleri var!
Kurum İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tugay'ın yurt dışında olması ve toplantıya katılamaması ile alakalı gelen soruya ise, "İsterdik ki İzmir için hayati öneme sahip bir toplantıda İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı toplantıya katılsın dahil olsun. Önerilerini paylaşsın. Yapılması gerekenlerle ilgili önerilerini bilim kuruluna paylaşsın kendisini biz davet ettik. Ama maalesef yurt dışında olmayı tercih etmiş. Anlaşılan o ki İzmir’den daha önemli meseleleri var. Kendisine niye bu toplantıya katılmadığını bizzat sorarsınız. Biz İzmir’in bu hale getirilmesini izlemeyeceğiz. Yapmaları gereken görevleri hatırlatacak ve yapılması adına süreci da takip edeceğiz" yanıtını verdi.
İşte Bakan Kurum'un açıklamaları;
Sizleri sevgi, saygı ve hürmetle selamlıyorum. Bugün, çok anlamlı bir zaman diliminde, İzmir’in Kurtuluş Haftası’nda, Güzel İzmir’imizdeyiz.
Bildiğiniz gibi; yakın zamanda İzmir Körfezi’miz, yeniden toplu balık ölümleriyle, kötü koku ve görüntülerle gündeme gelmişti.
Biz de bugün TÜBİTAK Gemimizdeyiz. Hepimizin içini sızlatan o görüntüleri ve sebeplerini yerinde görmek için; bilim insanlarımızla, valimizle, belediyelerimizle gerekli saha çalışmalarımızı yapıyoruz.
İzmir Körfezimiz, dünyanın göz bebeği olan bir tabiat harikasıdır. Kurtuluş savaşında düşmanın denize döküldüğü yer burasıdır. Mavi Vatan’ımızın en anlamlı noktası, en muhteşem bölgesidir. Bağımsızlığımızın simge mekânıdır. Burası; birbirinden güzel adalarıyla, tuzlaları, dalyanlarıyla; kuş cenneti ve lagünleriyle, tam bir cennet parçasıdır.
"Olması gerekenden tam 50 kat daha fazla"
Maalesef bugün; sıraladığım tüm bu güzellikler tehlike altındadır, adeta can çekişmektedir. İzmir Körfezimiz, karadan gelen kirlilik nedeniyle artık nefes alamamaktadır. Balıklarımız toplu ölümler yaşamaktadır.
Bakanlık olarak geçtiğimiz günlerde; bu acı durumun sebeplerini incelemek için harekete geçtik. Körfezin farklı noktalarında deniz suyu numuneleri aldık.
Üzülerek söylüyorum. Denizdeki, atıksu kaynaklı amonyak miktarı, olması gerekenden tam 50 kat daha fazladır.
Yani bu ne demek? Evsel ve endüstriyel atıklar suya arıtılmadan karıştırılıyor demek. Bu da beraberinde koku problemini getirmekte, insan sağlığını tehdit etmektedir.
"Körfezimizin bazı bölgelerinde yaşam yok"
Denizdeki oksijene baktığımızda da benzer bir manzarayla karşılaşıyoruz. İzmir Körfezindeki oksijen seviyesi 6 miligram/litre olması gerekirken, bu seviye 1,8’e, yer yer 0’a kadar düşmüştür.
İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılan İzleme Sonuçları’nda da; kirlilik parametrelerinin; özellikle 2020 yılından sonra ciddi artış gösterdiği görülmüştür.
Şu anda İç Körfez’de; toplam fosfor, Klorofil-a ve Amonyum azotu gibi zararlı maddeler; sınır değerlerinden tam 2 kat daha fazladır. Maalesef İç Körfezimizde; denizdeki su hareketliliği ve sirkülasyonu artık durma noktasına gelmiştir.
Altını çizerek ifade etmek gerekirse; şu anda Körfezimizin bazı bölgelerinde yaşam kalmamıştır. Balıklarımız, oksijensiz kaldıkları için ölmüştür.
Körfezimize dökülen 7 derenin durumuna baktığımızda da sonucun içler acısı olduğunu görüyoruz. Bugün derelerdeki su, “organik kirlilik” açısından tarihin en kötü durumundadır.
İki önemli hususun altını çizmek istiyorum. Bildiğiniz gibi; İzmir Körfezi’ni temizlemek için Büyük Kanal Projesi yapılmıştı. Bu projede; yağmur suyu ve kanalizasyon şebekesinin birleştirilmiş olması nedeniyle; tam 5,5 kat daha fazla kirli ve katı madde denize akmaktadır. Bu denizimiz için hakikaten hayati bir sorundur.
Yine; Çiğli atıksu arıtma tesisinin verimli işletilememesi de ayrı bir problemdir. Bakanlık olarak; Çiğli Atıksu Arıtma tesisi düzgün işletilmediği için İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni defalarca uyardık. Son 5 senede 6 milyon liradan fazla tutarda, 13 ayrı ceza uyguladık.
Bu cezaların sebebi, tesisin düzgün çalıştırılmaması; İzmir Körfezi’ni her gün önceki günden daha fazla kirletmesidir. Buraya dikkat etmenizi rica ediyorum. Çiğli Atıksu Arıtma Tesisinden daha 12 gün önce, yani 23 Ağustos’ta yine numune aldık. Analiz sonucu bizi yine üzmüştür. Çünkü tesisteki katı madde değeri olması gereken limitin tam 4 katına çıkmıştır.
Peki, bu sorun neden ortaya çıkıyor, vatandaşımıza basitçe izah edeyim! Çiğli atıksu arıtma tesisinin kurulu kapasitesi, günde yaklaşık 605.000 metreküptür. Ama tesise gelen atıksu miktarı günlük 700.000 metreküpü aşmaktadır.
"Körfez’de yaşanan tam anlamıyla büyük bir çevre felaketi"
Tesise gelen fazla atıksu tesiste arıtılmıyor; çok yüksek miktarda katı atık; orta körfeze arıtılmadan doğrudan dökülüyor. İzmir körfezi’mizin dibine birikiyor, dip çamurunu arttırıyor, canlı yaşamını derinden etkiliyor.
Eğri oturup doğru konuşacağız. Bugün Körfez’de yaşanan, tam anlamıyla büyük bir çevre felaketidir. İzmir Körfezi’nin ekosistemi artık tamamen çökme noktasına gelmiştir; İzmir Körfezi ölmektedir.
Bu güzelim denizin bu hale gelmesinin sorumluları; seçim meydanlarında “İzmir Körfezi’nde yüzeceğiz” diyen ama görevdeyken körfez için tek bir adım atmayanlardır.
Sorumlular; şimdi suçlarını gizlemek için, “bu balıklar bize ait değil, bunlar gemilerle getirildi” diyerek kendini gülünç duruma düşürenlerdir.
Bu kirliliğin sorumlusu; yağmursuyu ve kanalizasyon kanallarını bile birbirinden ayıramayan, kurulu atıksu tesislerini bile çalıştıramayan, derelerini dahi ıslah etmekten aciz olan belediyelerdir.
Biz, Bakanlık olarak, İzmir için, sorumluları izleme ve denetim görevimizi yapmaya kararlılıkla devam edeceğiz. Bilim kurulumuzu oluşturduk. Birazdan yapacağımız koordinasyon toplantısında da bilim insanlarımızla, STK temsilcilerimizle ve kamu kurumlarımızla neler yapacağımızı konuşacağız.
İnşallah kurulumuz, bundan böyle, yerel yönetimlere yol gösterecek. Bilim insanlarımız, İzmir’deki yerel yöneticiler için kirlilikle mücadeleye dair yol haritaları çıkaracak, ev ödevleri verecek.
Biz de Bakanlık olarak; belediyeler ev ödevlerini yapıyor mu yapmıyor mu, anlık olarak takip edeceğiz. Eksiklikleri varsa söyleyeceğiz.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |