Geçen eylül ayında kapılarını açan Kent Bayraklı Tıp Merkezi'nde hastaların hizmetine sunulan DMT'nin hekimler ve hastalar açısından önemine dikkat çeken Opr. Dr. Yeğinboy, cihazın 2 boyutlu mamografiden farkını da anlattı. Günümüzde meme kanseri tanısı koymanın doktorları en çok zorlayan konulardan birisi olmaya devam ettiğini belirten Opr. Dr. Yeğinboy, "Merkezimizdeki son teknoloji ile donanımlı dijital 3 Boyutlu (3D) mamografi (tomosentez) ünitesi şu anda dünyada kullanılmakta olan en yüksek çözünürlüğü olan mamografi cihazı özelliğine sahip, aynı zamanda tomosentez denen farklı bir tarama özelliği de içeriyor. Tomosentezin 2 boyutlu mamografiden farklı olarak memenin tamamının 0.5mm'lik ince kesitler şeklinde taranarak incelenmesini sağlayan bir yöntem olmasıdır. Böylece meme içerisinde normal dokunun altında, süt bezeleri ve destek dokudan gizlenebilecek küçük tümör odaklarının ortaya konulabilmesi ve erken evre bulguların görülerek tespit edilmesi çok daha kolay olmaktadır. Özellikle genç yaş grubu hastalarda meme dokusunun yoğun özellikte olması nedeni ile erken evrede tanı konulması hayat kurtarıcı olabilmektedir" dedi.
MASKELENEN KİTLELERİ ORTAYA ÇIKARIYOR
Opr. Dr. Yeğinboy mamografik çekimin bilgisayar ortamında 3 boyutlu görüntüye çevrilmesinin, meme kanserinin tanısı konusunda çok yardımcı olduğunu kaydederek şunları söyledi:
"Tomosentez yardımıyla bilgisayar ortamında ince kesit ve 3D olarak elde edilen görüntüler, üst üste binen dokuları ayrıştırarak, maskelenen kitleleri ortaya çıkarıyor. Tespit edilen kanser odağının boyut, yapısı ve meme içerisindeki yerleşimi daha ayrıntılı olarak görülüyor. Yapılan geniş kapsamlı karşılaştırılmalı çalışmalarda bilhassa 40-49 yaş arası kadınlarda DTM'nin etkinliği yüksek olduğu saptanmıştır. Meme dokusunun daha yoğun olduğu bu yaş grubunda standart 2 boyutlu dijital mamografiye oranla kanserli kitleyi tanımakta yüzde 2 oranında daha belirleyici olduğu gözlenmiştir. Tanı konusunda doktoru en fazla zorlayan unsurlardan biri olan yanlış pozitiflik ise bu yöntemle yüzde 15 gibi önemli bir oranda bir azalma göstermiştir. İri ve yüksek yoğunluktaki memelerde kanserli kitlenin normal dokunun içinde saklanma riski de doğru tanı konulmasını zorlaştırmakta ve hastaların sık sık geri çağrılmasına yol açmaktadır. Doğru tanı konulmasını kolaylaştıran bu yöntemle hasta hem zamandan kazanmakta hem de ağır psikolojik baskıdan kurtulmaktadır. 2014 yılında yayımlanmış 454 bin hasta üzerinde yapılmış bir araştırmada tümü 2 boyutlu ve DTM tekniğiyle değerlendirilmiştir. Sonuçta incelemeye DTM eklendiğinde kanser yakalama oranı tüm yaş gruplarında yüzde 29 oranında artış göstermiş, yine bu kanserlerden yüzde 41'inin patolojik incelemede invazif (cerrahi işlem gerektiren) tip olduğu saptanmıştır. Bugün için meme muayenesinde en değerli ve etkili incelemeler, altın standart olarak, doktor muayenesi, ultrason ve DTM'dir."
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |