Efe Can TAN / GERÇEKİZMİR - Zimmet ve irtikap suçları ile hakkında dava açıldıktan sonra İçişleri Bakanlığı tarafından görevden alınan Eski Menemen Belediye Başkanı Serdar Aksoy ile 23 sanığın yargılandığı davanın 8. celsesi Karşıyaka 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde gerçekleştirildi.
Geçtiğimiz duruşmada bilirkişi raporu açıklanırken savcı da mütalaasını sunarak Aksoy’un cezalandırılmasını talep etmişti. Aksoy’un avukatları ise savunma için süre talep etmiş talebi değerlendiren mahkeme heyeti davayı 12 Nisan’a ertelemişti.
Aksoy’un yargılandığı davada 8. celse Karşıyaka 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde gerçekleştirildi.
Mahkeme heyeti sanıkları dinledikten sonra kararını açıkladı. Aksoy hakkında suçu ve suç delillerini gizleme suçundan beraat kararı verildi. Menemen Eski Belediye Başkanının basit zimmet suçundan zimmet suçu ödenmiş olduğundan cezasında da indirim yapıldı ve Aksoy 2 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Aksoy kararın ardından tutukluluk süresi de göz önünde bulundurularak serbest bırakıldı.
"MENEMEN'DEKİ İŞGALCİLER RAHAT UYUMASIN"
Kararın ardından açıklama yapan Aksoy çarpıcı mesajlar verdi. Aksoy, "Diyecek bir şey yok. Basit zimmet suçundan 2 yıl 6 aya kanaat getirdi. Tabii üst mahkemeye gideceğiz ve hakkımızı aramaya devam edeceğiz. Ama bu kararın siyasi olduğunu kimse unutmasın. Herkes de bu kararın siyasi olduğunu biliyorlar. Hakimler saatler beklediler kararı vermek için. Aynen tutuklama kararında olduğu gibi şimdi de beklediler, 2 yıl 6 ay ceza verdiler. Menemen’de kimse rahat uyumasın. Orada o makamları işgal edenler sakın ha rahat uyumasınlar. Ben böyle bir şey görmedi. Burada direktifle bize ceza verildi. Siyasi bir karar verildi. Burada zimmetin olmadığını herkes biliyor. Sağır sultan bile biliyor. Menemen’dekiler rahat uyumasınlar. Göreve iade süreci ile ilgili herhangi bir şey yok. Kesinleşmiş bir cezamız yok bizim. Kesinleşmiş bir cezamız olsa göreve iade etmeyebilirsiniz ama kesinleşmiş bir ceza yok. Güneydoğu’daki iki tane AKP’li belediye hakkında kesinleşmiş ceza olmasına rağmen görevlerine devam ediyorlar. Bizim kesinleşmiş cezamız yok. 2 yıl 6 ayı üst mahkemeye götüreceğiz. Suçlamalarından bir tanesi suçu gizlemeydi. 'Suçu gizledi belediye başkanı' demişlerdi. Oradan beraat ettim. Nasıl oluyor bu iş? Nasıl zimmet oluyor? Ben zimmet yaptıysam o zaman ben suçu gizlemeye çalışırım değil mi? Nasıl bir mantıktır anlamak mümkün değil. Ben söylüyorum Menemen’deki işgalciler rahat uyumasın" dedi.
DURUŞMADA NELER YAŞANDI?
Oturum mahkeme başkanının izleyicilerin dışarı çıkarılmasına karar vermesiyle başladı. Duruşmanın tarafları ve gazeteciler dışında herkes dışarı çıkarıldı.
Duruşmaya Eski Menemen Belediye Başkanı Serdar Aksoy’un yanı sıra 7 sanık ve avukatları ile Aksoy’un tutuklandığı süreçte görevden uzaklaştırma kararı alan İçişleri Bakanlığı’nın vekilleri katıldı. İçişleri Bakanlığı vekilleri sanıkların cezalandırılmasını talep etti. Menemen Belediyesi vekili de tüm sanıkların cezalandırılmasını talep etti.
AKSOY: BEN ADALET İSTİYORUM
Serdar Aksoy duruşmada yaptığı savunmada şu ifadelere yer verdi: İddianamede de mütalaanın tamamında da, ‘O onu, bu bunu dedi’ var, bir tana somut delil söz konusu değil. İmzanın sahte olduğu ortada, 3 tane bilirkişinin rapor hazırlamasını isteyen benim. Kamu zararını kapattıran benim. 3-4 ay önce gelen yazıda belediyeden bizim suçlu olmadığımızı belirtiyor. Orada ‘zimmet yok’ diyor. Ali Kamalı ile ilgili husus... Şu an hapiste… Neden ayrıldı? İşine son verdim, çünkü vermiş olduğumuz faturaları kontrol etmesi gerekirken bu faturaların sosyal medyaya yayınlandığını gördüğümüz için görevden aldım. 2603 sayılı dosyadan dolayı içeride dosyanın gerekçesi rüşvet, tehdit ve şantaj. Mehmet Çakmak’ın söylemiş olduğu her şeyin yalan olduğu ortaya çıktı. Raporun silindiğini söylemişti silinmediği ortaya çıktı. Diren Akyıldız, Mehmet Çakmak’ın sekreteridir ve söyledikleri yalandır. Gazi Koşum’un söylediği bir şey vardı. Has Kale’de tehdit edildiğine dair söylemi var. Polis hiç yanımdan ayrılmadı. Böyle bir şey olması da mümkün değil. Ben kimseye mobbing uygulamadım. Kimlerin ilgili olabileceğini istediysem hepsinden savunma istedim. Aynı günlerde Cumhurbaşkanı Menemen’e geldi. Kamudaki çalışan arkadaşlar karşılamak için gelmeden önce şehrin temizlenmesi için telaş içindeydik. Menemen Belediye meclis üyesi Serdar Aksoy bize dosyası verdi dedi. Tüm belediye meclis üyelerine dosyayı verdim. Ben adalet istiyorum, millet iradesinin artık yerine geçmesini istiyorum.
“SAVCI MÜVEKKİLİMİ TEHDİT ETTİ!”
Duruşmada Aksoy’un avukatı Bilge Özer’den de çarpıcı mesajlar geldi. Özer, “Savcının delilleri sıralaması iddianame değildir. Sanık lehine olan delilleri veya aleyhine olan delillere itibar ediyorsa onu göstermek zorundadır. Bu mütalaa davayı bitirmiş oluyor. Maalesef bu değerlendirmeleri yapmadı. Anayasa’nın 38 ve TCK’nın 2. Maddesine göre savunma yapacağım. Esas makamının iddiası diyor ki kamu kurumlarının bu malzemeleri MKE’ye satması gerekirken satmadı diyor. Savcının siyası görüşte olduğu düşüncesindeyiz. Müvekkilimi benim gözümün önünde tehdit etti. AKP ilçe başkanı şikayetçi! Deliller dosyada yok. Bu siyasi bir davadır. Bizim görüşümüz bu davanın açılamayacağı… Valilikler, kamu kuruluşu ihaleye çıkmışlar hurda satıyorlar. Savcı bunlara bakmadı mı? Bu savcı siyasi görüşe sahip olmasaydı ben bu iddianamenin başında ‘Bunu yazmamayım, bu nedenle bu şekilde davayı kadük hale getirmemeliyim’ derdi. Savcı ‘Ben burada zimmet suçu görüyorum’ diye soruşturmayı başlatabilirdi. Davanın temelinde başka amaçlar yatıyor. Aksoy’un söylediği bir laf vardı, ‘Turan Bülbül’ü tuttum sonra 171 tane suç duyurunda bulunduk’ demişti. Serdar Aksoy’un ihale açma yetkisi yok. Onları kim satabilir? Hurda ile ilgili arkadaşlar satabilir. Pandemi döneminde hükümet ‘İhale yapmadan satabilirsiniz’ demiş. Müvekkilimin mal varlığında belediye başkanı olduktan sonra artış değil eksilme görülüyor. Masumiyet karinesi ile ilgili olarak suçluluğu ispat yükümlülüğü iddia makamına aittir. Savcılık Serdar Aksoy’un bu olayları bildiğine kabul ediyor. Savcılık bu paranın müvekkilimin cebine girdiğini kanıtlayamıyorsa o zaman savcılık mütalaasında yasa dışına çıkmıştır” diye konuştu.
SANIKLAR NE SAVUNMA YAPTI?
Mahkeme Başkanı sanıklara savunmalarını sorarken, Gamze Yıldız, “En baştan beri söylediklerim geçerli. Suç işleme kastı ile bir şey yapmadım. Fedai’nin aracılığı ile bu olaya karıştım. Suç işleme kastı ile bir şey yapmadım” açıklamasını yaptı, Mehmet Cin, Mustafa Çama ve Mustafa İnan da beraatlarını istedi.
Turan Bülbül’ün avukatı ise, “Müvekkilim Menemen Belediyesi çalışanı değildir. İsteyen kurumlara mütalaa verir. Burada diğerlerinden farklı olarak bizim durumumuz farklı. Bir suç var ama fiil yok ortada. Menemen Belediyesi ile ilişkisi 2019 yılında bir mali durum raporu hazırlıyor. 16 aracın ortada olmadığını vs. tespit ediyor. Onun dışında belediye talep ettikçe seminer veriyor. Hurdaların satılması Şubat 2020’de... Müvekkilim o tarihte belediye değil. Mehmet Çakmak’ın raporunu düzenlediği söyleniyor. Çakmak müvekkilim hakkında bir araya geldik bana dedi ki diyor, ‘Başkanı indirmek için fırsat kolluyorlar bunu yapmazsak savcılığa bildirmesi gerekecek o zaman sıkıntı yaşayacak. Bizim gerekeni yapmamız lazım’ demiş. Mehmet Çakmak’ın ifadesi ile suçlanıyor. Mütalaada bu raporu bildirmeme suçu var gibi anlaşılıyor. Burada da bir tutarsızlık var. Biz müvekkilimin beraatını talep ediyoruz” dedi.
Sanıklardan Fırat Ulusoy ve Halil İbrahim Bayram’ın vekili ise şunları kaydetti: Yazılı savunmalarımız verdik. 18 Eylül 2020 tarihinde belediyeye bir rapor verilmiş. 24 Eylül 2020 tarihinde suç duyurusunda bulunulmuş. Savcılık olaya el koymuş. Paranın yatırılış tarihi 16 Ekim 2020. Şimdi kesinlikle iddia edilen konularda dahli yoktur. Bir ay sonra yatırılan sonra yatırılsa neyi etkiler? Olaya kamu kurumları el koymuş. Her şey ortada olan bir şey nasıl gizlenecek. Müvekkillerimizin her ikisi de belediye çalışanı değil. İki müvekkilimiz olayda imzayı ve kaşeyi kullanan kişi de değildir. Bu gerçekleri heyet biliyor. Bütün bu nedenlerle her iki müvekkilimizin de beraatını talep ediyoruz.
Sanık Gamze Yıldız vekili ise, “Mütalaaya katılmıyoruz. Fedai Kurt suç tarihlerinde denetimli serbestlik bürosunca adli kontrol tedbiri uygulanmaktaydı. Gamze Yıldız’ı arayarak ‘Sen de gelir misin, bu işi yapmaya’ demiş. ‘Müvekkilim de resmi olarak bu işin içinde olacaksam kabul ediyorum’ diyor. Şantiyeye gelip bu belgeyi ibraz ederek, bu işin yasla yollarla yapıldığı inanarak bu işi yapmıştır. Kamera kayıtları var. Belediyenin resmi işi olduğunu düşünmüşten şimdi sanık olarak bulunmakta... Bu belgeye güvenerek bu işe girmiştir. Memurdan aldığı belgenin sahte olabileceği hiç kimse tarafından düşünülecek bir şey değildir. Daha sonra bu işin hukuka aykırı olduğu belirlenmiş. Müvekkilim satışın hangi şartlarda yapılacağı konusunda öngörüsü olmamakta. Müvekkilimin beraatını talep ediyorum” diye konuştu.
Sanık Gazi Koşum vekili ise, “Müvekkilim suç işleme kastı ile hareket ettiğini düşünmüyoruz. Bunun zimmet oluğunu bilerek yapmamıştır. Anlaşma esnasında Gazi hiç bir yerde yok. Gazi kamera kayıtlarında karşımıza çıkıyor. Gazi’ye cambaza bak oyunu oynanıyor. Gamze ben her şeyi Gazi ile yaptım diyor. Bu hikayedeki cambaz Gazi oluyor. Belge Gazi’den çıkmıyor. Gazi belediyeye kimseyi götürmemiş. Gazi’nin tam ceza alması adil değil. Gazi’nin sıfatın oradan bir şey çıkmasına müsaade etmiyor. Gazi ile yürüyen hiç bir şey yok. Parayı Gazi’ye verdik diyorlar. Fedai’nin Gazi’ye verdiği para değil. Sanki bütün iş Fedai’nin üzerine yıkılmaya çalışılıyor. Bunlar Gamze’nin beyanlarının doğru olmadığını gördük. Herkesin yüklendiği adam Gazi. Gazi’nin bilerek değil olma durumu, ortada bulunan bir ayakçıdır” dedi.
Gökhan Uzun’un vekili de şu açıklamayı yaptı: Mütalaaya katılmıyoruz. Kamera görüntüleri bir araya getirilmiş ve bunlara uygun bir senaryo ortaya çıkarılmış. Gamze Yıldız’ın ifadesi Gazi Koşum’dan neden daha üstün örneğin? Gökhan Uzun’un rolü nerede tam olarak anlaşılmıyor. Büyük resmin büyük kısmında adı geçmiyor. Şantiyedeki üç kişi durdukları bir görüntüsü var sadece. Biz bu dosyada beraat talep ediyoruz.
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |