Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın camide Sezen Aksu'ya yönelik, "Hz. Adem efendimize kimsenin dili uzanamaz. O uzanan dilleri yer geldiğinde koparmak bizim görevimizdir" ifadelerine sanatçı Müjde Ar'dan tepki geldi. Ar, "Cumhurbaşkanı'na hatırlatmak isterim Anayasa'nın 64. maddesi devletin sanat ve sanatçılarını korumasını ve desteklemesini emreder" dedi.
Sezen Aksu'nun "Şahane Bir Şey Yaşamak" şarkısında geçen, "Binmişiz bir alamete. Gidiyoruz kıyamete. Selam söyleyin o cahil Havva ile Adem'e” sözleri tartışmalara neden oldu.
Cuma namazı sırasında cami cemaatine seslenen Erdoğan, sanatçı Sezen Aksu'yu işaret ederek, "Hakaretlerin bini bir para. Bütün bunların karşısında dimdik duracak olanlar sizlersiniz. Hz. Adem efendimize kimsenin dili uzanamaz. O uzanan dilleri yer geldiğinde koparmak bizim görevimizdir. Havva validemize kimsenin dili uzanamaz. Onlara da had bildirmek bizim görevimizdir" ifadelerini kullandı.
Halk TV'de yayınlanan Perdenin Önü Arkası programına bağlanan sanatçı Müjde Ar konuya ilişkin açıklamalarda bulundu. Aksu ile 45 yıllık arkadaşlıkları olduğun söyleyen Ar, şu ifadeleri kullandı.
ANAYASA'YI HATIRLATTI
"Ben artık dedim burası sözün bittiği yer. Bundan daha kötü bir şey olamaz. Şöyle söyleyeyim genel olarak da söylenenleri takip ediyoruz. Durum vahim. Hatta vahimden de öte bir durumdayız. Genel olarak Türkiye'nin içinde bulunduğu durum olarak. Şimdi ben siyasetçi değilim. Kültür sanat insanıyım ama öncelikle Cumhurbaşkanı'na şunu hatırlatmak isterim ki Anayasa'nın 64. maddesi devletin sanat ve sanatçılarını korumasını ve desteklemesini emreder.
"SIRA SANATÇILARIN DİLİNİN KOPARTILMASINA MI GELİYOR?"
Anayasa bildiğim kadarıyla 'dil kopartma' diye bir görev vermiyor, hükümete, devlete ve siyaset insanlarına. Şimdi AKP Hükümeti ise ne yapıyor bu açık hükme rağmen, yıllardır sanatçılara baskı yapıyor, sanat eserlerine sansür uyguluyor. Hatırlarsınız, Kars'taki heykel yıkımı. Hepimiz bağırdık, çağırdık, itiraz ettik. Ama sonunda patır kütür bu heykeli 'ucube' dediler yıktılar. Merak ediyorum. Bundan sonra sıra sanatçıların dilinin kopartılmasına mı geliyor?
"TARİKATLARA VERİLİYOR O GÖREV"
Böyle bir ifade nasıl kullanılır? Nasıl bunu hayal edilebilir, bir kavram halinde insan benimser. Şimdi bana sorarsanız karma karışık şeyler devreye giriyor. 'Sanatçıların dilinin koparılması' Tarikatlara veriliyor o görev. Ben o akşam Sezen'le beraberdim. Evdeydik. Kapıya geleceğiz dediler. Geldiler. Gelecek ekip 10 kişi için izin almış. Polis Kanlıca meydanına sürükledi.
'Korktunuz mu?' derseniz, biz korkmadık. Zaten korkan insandan Sezen Aksu falan olmaz. Biz ne yaptığımızı çok iyi biliyoruz.
Dil koparma meselesi bir de bunun bizzat camide dile getirilmesi, bir de oradan tarikatlara görev olarak verilmesi korkunç bir tehdittir ve tehlikedir. Bu direkt olarak halkı sanata, sanatçıya karşı kışkırtmaktır. Biz vazgeçmeyiz. İşimizi yapmayı seviyoruz ama şu unutulmamalıdır ki özgür ve özerktir. Kimsenin tarihi ile sanat falan yapılmaz."
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |