Türkiye’de 1 milyonu aşkın otizmli birey olduğu tahmin ediliyor. Bu durumdan etkilenen aile ferdi sayısı ise 4 milyona ulaşıyor. Ailelerinin en büyük kaygısı, kendilerinden sonra çocuklarına kimin bakacağını bilememek!
Bundan tam 2 yıl 4 ay önce… 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, otizmli bireyler ve ailelerinin yaşam kalitelerini arttırmak amacıyla Otizm Eylem Planı’nı açıklamıştı. Türkiye’de ilk kez hazırlanan bu eylem planı aileler tarafından büyük bir heyecanla karşılanmıştı. Fakat aradan geçen zamanda planda hala ilerleme sağlanamaması nedeniyle umutlar yerini hayal kırıklığına bıraktı.
İlkses Gazetesi'nden Emine Çağla Geniş'in haberine göre pek çok alanda yaşanan sorunların çözümü için, hala hayata geçmeyen Otizm Eylem Planı’nın bir an önce uygulanmasını isteyen otizmli bireyler ve aileleri, 2 Nisan Otizm Farkındalık Günü’nde “Artık beklemeye gücümüz kalmadı” diyor.
UMUTLAR RAFTA BEKLİYOR
Aycan ve Şermin Çınar çiftinin tek çocukları olan 24 yaşındaki Çınar’a, 3 yaşındayken otizm teşhisi konuldu. O yıllarda otizm ile ilgili bilinenler çok daha az, eğitim imkanları çok daha kısıtlı, şartlar çok daha zordu. Aynı kaderi paylaşan aileler bir dernek kurup dayanışma başlatarak yüklerini hafifletmek istediler. ODER Otizm Derneği’nin kurucu üyesi, ODFED Otizm Dernekleri Federasyonu’nun delegesi ve Türkiye Otizm Meclisi üyesi olan Aycan Gönenç, arkalarından gelen ailelere yol göstermek için uğraş veriyor. İhtiyaç duyulan düzenleme ve iyileştirmelerin geciktiği her günün yalnızca otizmli bireyler ve aileleri için değil ülke için de büyük bir kayıp olduğunu dile getirdi.
BEKLEMEYE SABRIMIZ KALMADI
Anayasal hakları tam olarak sağlanamayan her otizmli birey ile birlikte ailesinin de toplum dışına itilmekte, sosyal yaşam ve üretimin dışında kalmakta olduğunu dile getiren Gönenç, “Ülkemizin yoğun gündemi karşısında sürekli olarak ikinci planda kalan, çözümü uzayan sorunlarımız gittikçe büyümekte ve içinden çıkılamaz bir hale gelmektedir. Artık ailelerin beklemeye sabrı ve gücü kalmamıştır. Bugün kendisi 70’li yaşlarda, otizmli çocuğu ise 50’li yaşlarda olan yüzlerce aile vardır. Aileler hayata gözlerini yumduklarında evlatlarının akıbetinin ne olacağını bilememenin verdiği azabı çekmektedir. Yeni teşhis almış aileler de kaliteli ve yeterli bir özel eğitim için destek beklemektedir” dedi.
VERİLEN SÖZLER HAVADA KALDI
Çocuklarının 3 aylıkken görme engelli ve 4 yaşında ise otizmli olduğunu öğrenen Öznur ve Aydın Kil çifti, Batuhan için mücadeleden kaçmadı. “Verilen sözler hep havada kaldı” diyerek eleştiriyorlar Otizm Eylem Planı’na dair henüz somut bir adım atılmamasını. Verilen sözlerin artık gerçekleşmesini istediklerini dile getiren baba Aydın Kil, şunları söyledi: “Otizm Eylem Planı açıklandığında tarifi imkansız duygular içinde olduğumuzu anlatmak için kelimeler yetersiz kalır. Fakat verilen sözler hep havada kaldı. Verilen sözlerin artık gerçekleşmesini istiyoruz. Avrupa’daki gibi özel eğitim saatlerinin artırılması ve kamu istihdamlarının koşulsuz sağlanması talep ediyoruz. Ailelerin en büyük korkusu bizden sonra çocuklarımıza ne olacağı? Otizm köyleri projesi için hala somut adımlar atılmadı. Özel eğitimi tamamlayan bireylerin yükseköğrenime geçiş süreci hala sancılı ve umutsuz. Otizmlilere uygulanan baraj puanı hala kaldırılmadı. Bize yapılan en büyük kötülük verilen sözlerin tutulmaması. Lütfen artık yapamayacağınız sözler vermeyin. Biran önce Otizm Eylem Planı’nın hayata geçirilmesi en büyük dileğimizdir.”
İÇİMİZİ KEMİRİYOR
Otizm Dernekleri Federasyonu (ODFED) tarafından yapılan açıklamada ise, günümüzde otizmin görülme sıklığının her 59 doğumda 1’e yükseldiğine dikkat çekilerek, “Bizler sadece belli tarihlerde hatırlanmak istemiyoruz. İçi boş farkındalık çalışmalarından yorulduk. Zaman hızla geçerken bizden sonra çocuklarımıza ne olacağı sorusu sürekli içimizi kemiriyor. Bu ülkenin vatandaşları olarak çocuklarımızın ve bizim hayatımızda sözde değil özde fark yaracak uygulamaların hayata geçmesini talep ediyoruz. Otizm Eylem Planı, 3 Aralık 2016 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlandığında hepimiz çok sevinmiştik. 2019 yılına kadar tamamlanması öngörülen plan kapsamında bugüne kadar çok fazla bir ilerleme kaydedildiği söylemek pek mümkün değil. Otizmli evlatlarımızın, eğitimden günlük yaşama, spordan sosyal faaliyetlere, sağlık hizmetlerinden sosyal güvenceye kadar bir çok konuda yasal düzenlemelere, desteğe ve imkana ihtiyacı var. Bizler çocuklarımızın insan hak ve onuruna uygun, ayrımcılığa maruz kalmadığı bir hayat sürmesini istiyoruz” ifadelerine yer verildi.
TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ
Otizmli bireyler için bugün sarf edilecek her bir çaba, yapılacak her bir düzenleme, sadece otizmli bireyler ve aileleri için değil, ülkemizin gelecekte daha çok genci topluma kazandırması, üretime katması için de büyük önem taşıyor. Bu sebeple, Türkiye Otizm Meclisi çatısı altında toplanmış olan sivil toplum kuruluşları, 31 Mart seçimlerinden önce yerel yönetimlerden beklentilerini içeren ortak bir bildiri yayınlamışlardı. Yerel yönetimlerden beklentilerini hem bu gazete ilanlarıyla hem de adaylarla yüz yüze görüşerek başkan adaylarına iletmişlerdi. Birçok adaylar bu davete gönülden destek verirken, bazıları da görmezden geldi. Bildiride; geçici bakım evleri, kamu çalışanlarının otizm konusunda eğitilmesi, toplumda otizmin bilinirliğinin artırılmasına yönelik etkinliklerde destek, otizmli bireylerin çalışabileceği is? yerleri ve is? imkanları gibi talepler yer aldı. Otizmli bireyler ve aileleri, seçilen başkanlardan da aynı şeyleri talep edeceklerini ve yapılması gerekenlerin takipçisi olacaklarını vurguladı. (İlkses Gazetesi)