Sibel Alalmış, otizmli bir çocuk annesi. Zaman ilerleyip oğlu adım büyüdükçe otizmin getirdiği fırtınalara olabildiğince dayanmaya çabalıyor. Bu fırtınaların en başında da yaşadığı ülke ve insanları geliyor. Bir süredir eşi ve iki çocuğuyla birlikte başlarını sokacak bir yer bulma telaşında. Ancak çocuklarının otizmli olmasından dolayı ev sahipleri onları istemiyor, evlerini kiralamıyor.
İlkses Gazetesi'nden Çağla Geniş'e konuşan Alalmış, yıllardır yaşadıkları ayrımcılıkların artık son bulmasını istiyor: “Kapora bırakmak ve sözleşmeyi imzalamak için gün belirledik. Bir gün sonra ne değişti bilmiyorum, öğrendik ki oğlumuz otizmli olduğu için bize evi vermekten vazgeçmişler. Duyunca yıkıldım. Kendimi suçladım, oğlum adına üzüldüm. Eşitsizlik, haksızlık, adaletsizlik bu.”
SADECE OĞLU DEĞİL TÜM ÇOCUKLAR İÇİN
8 yaşındaki otizmli Kaan’ın annesi Sibel Alalmış, “8 yaşındaki oğlum Kaan’a 2013 yılında, henüz 1 yaşındayken otizm tanısı konuldu. Otizm üzerine çok şey okudum. En önemlisi yoğunlaştırılmış eğitimlerdi... Otizm, zorlu bir yol. Oldukça zaman ve maddiyat istiyor. Birçok kuruma götürdük ama hepsinden olumsuz yanıt aldık. Artık yorulduğumu hissettiğimde oğlum 6 yaşındaydı. Bu süre zarfında otizm konusunda ve oğluma nasıl yardımcı olabilirim diye birçok eğitimlere, kongrelere ve çalıştaylara katıldım. Eşimle birlikte bir karar verdik ve özel gereksinimli çocuklar için Mavi İlmek Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’ni kurduk. Üniversiteye girerek ‘Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik’ (PDR) bölümü okumaya başladım. PDR, nöropsikoloji ve özel eğitimi içinde barındıran bir alan. Bu sene son dönemim, mezun oluyorum sonra yüksek lisans hayallerim var. Tabi bunları bir tek Kaan için değil onun gibi olan tüm çocuklar adına yapıyorum. Ben ve benim gibi aileler zamanla otizm ile yaşamaya alışıyor fakat tek sıkıntımız insanların bilinçsiz, duyarsız ve empatiden yoksun olmaları” diyerek yaşadıklarını ve hayat mücadelesini anlattı.
BİRLİKTE OYUN OYNAMALARINI BİLE İSTEMİYORLAR
Otizmli oğlunun sosyal yaşam ve eğitim hayatında karşılaştığı zorluklarını dile getiren Alalmış, “Kaynaştırma raporumuzla okullara müracaat etmemize gitmemize rağmen eşit eğitim hakkından faydalanamıyoruz. Sosyalleşemiyoruz çünkü aynı okulda eğitim almamızı istemeyen birçok aile var. İletişim kuramıyoruz çünkü konuşamadıkları için davranış problemleri var. Bunu gören aileler, çocuklarımızın bulaşıcı bir hastalığa sahip olduklarını düşünerek çocuklarıyla oyun oynamalarını dahi istemiyor. Bir restorana gittiğimizde çocuk orda anlamsız ses çıkarıp oturduğu yerde ileri geri sallanınca etraftaki insanların bakışlarına maruz kalabiliyoruz ya da yan masa rahatsız olduğu için garsonu masamıza göndererek hesabı ödememizi kalkıp gitmemizi isteyebiliyorlar. Bunların tek sebebi farkındalığın olmaması ve bilinçsizliktir. Birçok okulda özel alt sınıfı dahi yok, dilekçeler verilip sınıflar açtırılıyor. Açılan sınıfların birçoğu da sanki bize verilen bir lütufmuş gibi merdiven altları ya da en köhne sınıflar… Küçük, havasız, ışık almayan yerlerde oluyor. En önemlisi de, bu çocuklara 2 ayda 3 ayda bir ücretli öğretmen değişikliği olduğu. Yani devlet kadrolu öğretmen bulamıyor, üstelik çok sayıda öğretmen atanmayı beklerken. Uzmanların savunduğu tek şey haftada 30 seans yoğunlaştırılmış eğitim almaları iken devletin çocuklarımıza verdiği ayda sadece 8 bireysel, 4 grup eğitimi. Toplamda ayda sadece 12 seans yapıyor, yetmiyor. 0-6 yaş grubu en kritik dönem olmasına rağmen bu ciddiyeti benimseyemiyorlar” ifadelerini kullandı.
KİMSE EV KİRALAMAK İSTEMİYOR
Çocuğu otizmli olduğu için kimsenin kendilerine ev kiralamak istemediğinden söyleyen Alalmış, “Şu an oturduğumuz evi, sahibi satmış ve bizim bir an evvel taşınmamız gerekiyor. Merkeze yakın olmak adına yakın civardan ev arıyorum, baya dolaştım. Emlakçılar, tanıdıklar derken Kaan’a uygun site içinde küçük, çocuk oyun parkı olan bir ev buldum. Üstelik sessiz bir yer. Çok sevindik ve ev sahibiyle anlaştık. Kapora bırakmak ve sözleşmeyi imzalamak için gün belirledik. Bir gün sonra ne değişti bilmiyorum, öğrendik ki oğlumuz otizmli olduğu için bize evi vermekten vazgeçmişler. Bunu duyunca yıkıldım. Kendimi suçladım, oğlum adına üzüldüm, eşitsizlik, haksızlık, adaletsizlik bu. 8 yaşındaki bir çocuğun hakkı değil mi? Devletin bizlere, ailelere ve çocuklarımıza sahip çıkması gerekiyor. Bakım evlerinin açılması, ders saatlerinin arttırılması şart. Bizler öldükten sonra çocuğumuza ne olacak sorusunun cevabının kaygılarımızı ve korkularımızı gidermesi şart. Bizler ötekileştirilmemeliyiz. Ekstra isteklerimiz yok, destek istiyoruz. Biz de varız bu hayatta. Sadece belirli günlerde hatırlanmak istemiyoruz.”
KENDİMİZİ GİT GİDE SOYUTLUYORUZ
Otizmli çocukları olan ailelerin yaşadıkları zorlukları kendi hayatından örneklerle anlatan Alalmış, “Aile için tanının geç konulması, eğitim hayatına geç başlanılması ciddi kayıp. Birçok aile bu geç kalınmışlıktan ve maddi imkansızlıktan dolayı evinin bir odasını cezaevi gibi demir parmaklıklarla kapatıp çocuğunu orda tutuyor. Ötekileştirildiğimiz için akrabaya eşe dosta gidemiyoruz, gidemediğimiz için de evimize misafir kabul edemiyoruz ve kendimizi git gide soyutluyoruz. Bu olmamalı bunun olmaması için de devletimizin bizi görmezden gelmemesi gerekiyor. Bizim gibi annelerin bazıları eşleri tarafından terk ediliyor. Çocuklarımızla bir başımıza kalıyoruz. Devlet desteği yok, aile desteği yok, maddi kazanç yok. Böyle annelerimizin bir kaçının sonu çok üzülerek söylüyorum ki intiharla son buluyor. Böyle bir durum yaşandıktan sonra sesimizi duyursak ne fayda! Doktor kontrolü, ilaç, muayene ücreti, ev kirası, çocuğun ekstra ihtiyaçları, bez parası, mama parası, elektrik, su, doğalgaz faturası, kışlık yazlık kılık kıyafeti kim karşılayacak bunları devlet mi? Otizm ve özel gereksinimi birey sayısı hızla artıyor. Devletin acilen bir şeyler yapması gerekiyor. Sesimize ses olmak zorundalar, destek istiyoruz. Ekstra bir şey istemiyoruz; hakkımız olanı ve eşit haklarımızı versinler yeter” şeklinde konuştu. (Çağla Geniş/İlkses)
|
|
Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır. Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım. |